Gizemli bir DRUM durumu var ortada...
12 MAYIS 2007
Hafta beş gün... En az 40-50 etkinlik için davetiye gelir. Ortalama iki akşamı kendimize ayırıp geri kalanlarda tercih hakkını kullanırız. Neye göre tercih ederiz peki? İşte orası ilginç. Genellikle ‘haber değeri’ olacak etkinliklere öncelik veriyoruz galiba... Bir de kıramayacağımız eş dostun hatırı olduğu zaman ya da Sertab Erener, Demir Demirkan gibi güçlü referanslar söz konusu olduğunda... Bazen de sadece davetiyenin tasarımı bile gereken iletişim başarısını gösterir...
Perşembe akşamı hangi tercih kriterleri öncelikliydi tam çıkaramadım ama bir anda kendimizi Rahmi M. Koç Müzesi’nde DRUM’ın etkinliğinde buluverdik...
Nedir bu DRUM?.. Vallahi tam olarak bilmiyorum. Açılımı Müzik aracılığıyla Diyalog, Saygı, Anlayış... imiş. Yani, bu kelimelerin İngilizcelerinin baş harfleri DRUM yapıyormuş... Orada karşılaştığım gazeteci arkadaşımız Funda Özkan benden daha tedarikliymiş... Yanında basın bülteni vardı. Etrafına toplandık. Pera Müzesi'nin yöneticisi ve Suna ve İnan Kıraç Vakfı Kültür Sanat İşletmesi Genel Müdürü Özalp Birol, Assist İletişim Danışmanlığı’nın ortağı Banu Zeytinoğlu, besteci Sabri Tuluğ Tırpan, Referans Gazetesi yayın danışmanlarından ve yazarlarından David Judson ve eşim... Funda Hanım okudu, biz dinledik. Yine de pek bir şey anladığımız söylenemez... Bir tek David hepimizden daha bilgiliydi... O güzel Türkçesiyle “Galiba” dedi “Washington’daki fonlardan biri varmış arkasında...” Sonra devam etti: “Bir tür private equity yani”... Vallahi David bilir bu işleri...
Ortalıkta uçuşan kavramlar...
İşin kurucu ortağı (bir ortak daha var: Chicago’da verilen bir adreste mukim ecnebi bir beyin adından söz ediliyor) Zeynep Dereli Pekin Hanım’ın son derece becerikli olduğu konusunda hiç kimsenin tereddüttü yok. O kadar üst düzey insanı biraraya getirdiği için bile Oscar’ı hak edebilir...
Ortalıkta uçuşan kavramlar da hiç yabancı değil... Medeniyetler arası uyum, elleri ritm için birleştirmek, barış, dostluk, insanlık, sevgi, bireysel devrim, kalbimizi dinlemek, paylaşmak, ırklar, dinler, diller üstü anlayış, sevelim, sevilelim...
Sanki, Reiki ile Scientology’yi çarp, üzerine bir tutam ‘humanity’ koy, çeşni olarak ‘Hocaefendinin, Medeniyetler arası diyalogunu’ ekle, bir tutam da Erich Fromm ve Dale Carnegie serp... 68 kuşağıyım ya... Bir anda kendimi zaman tünelinde İsviçre’deki öğrencilik yıllarımda, Hippy kültürünün içinde dolaşır buldum...
İşin içinde kimler yok ki!..
Dedim ya Zeynep Hanım bir proje harikası yaratmış. UNICEF’in desteğini aldığını zannediyorsunuz. Yaratılan izlenim o... Oysa, ne medyaya verdikleri dosyada ne de websitesinde UNICEF’i görebildim. Satır arasını okursanız aslında UNICEF’e destek verme ve herhalde bu şekilde logosunu kullanma izni alınmış olduğunu anlayabiliyorsunuz. (Çıkarken 150 YTL verip bir tişört aldım. Para UNICEF’e gidecekmiş)...
Davetiyenin üzerinde Cutty Sark var. Davette Cutty Sark’ın esamesi okunmuyor... Bir gizem durumu var yani...
Hem Beyoğlu Belediyesi (Ak Parti) sponsor (destek veriyor denmiş, ancak desteğin muhtevası belli değil...) hem de Kadıköy Belediyesi (CHP). Hem Hürriyet listeye göre işin içinde hem de bizim grup... Zeynep Hanım’ın destekçi listesi almış başını gitmiş. İnsanlar neyi desteklediklerini ne kadar iyi biliyorlar merak ettim doğrusu. Ama liste süper (www.drumforworld.com)...
DRUM’un Tema Şarkısı (Tema Şarkısı’nın ne demek olduğunu anlamayanlarınız varsa; onların problemi...) Sertab Erener, Demir Demirkan imzasını taşıyor... İkinci ‘Tema Şarkısı’nı (Allah bilir siz, İkinci Tema Şarkısı ne demek, onu da bilmiyorsunuzdur...) ise Burhan Öçal hazırlayacakmış...
Bu arada geceden önce hazırlanmış olan basın bülteninde “Geceye şu ünlüler katıldı” diye bir liste verilmiş. Ancak o listedekilerin yarısını göremedim oralarda. Herhalde biz gittikten sonra gelmişlerdir... Ama gördüklerim bile Eastern Headquarters (Tam tercümesi ile, Doğu Karargâhı) Başkanı Zeynep Hanım’ın bir organizasyon dehası olduğunu düşündürdü bana...
Akıl alır gibi değil...
Kâr amacı gütmeyen DRUM ne yapacakmış? Bir kere konserler düzenleyecekmiş. Yüzbinlerce kişinin katılacağı... Büyük olasılıkla ücretsiz...
Sonra futbol maçlarında boy gösterecekmiş. Galatasaray – Antalya (1-1) maçında sahaya inmişlermiş... Futbolda şiddete karşı çıkacaklarmış...
Bir DRUM store olacakmış. Konserlerin DVD’leri, tişörtler, şapkalar, bilezikler, kolyeler oralarda ve internette satılacakmış. DRUM Tema Şarkısı da 15 Mayıs’ta piyasada olacakmış...
Vallahi RMK’daki gösteri Dolapdere Big Gang falan çok gösterişli ve herhalde bir o kadar da masraflıydı... 150 YTL’den tişörtleri satın alacak benim gibi kaç tane iyi niyetli (!) vatandaş bulacaklar bilemem; ama nasıl olup da incik boncuk satışı ile vaat ettikleri onca dev etkinliği düzenleyecekler, dünya barışını ve sevgi birliğini tesis edecekler, bir de UNICEF’e bu işlerden para bırakabilecekler, akıl alır gibi değil... Ancak David’in sözünü ettiği fonların (!) herhalde bir bildiği vardır.
Necip Türk milletinin bu kadar sofistike işlere nasıl bakacağı da başka bir gizem konusu...
Perşembe akşamı hangi tercih kriterleri öncelikliydi tam çıkaramadım ama bir anda kendimizi Rahmi M. Koç Müzesi’nde DRUM’ın etkinliğinde buluverdik...
Nedir bu DRUM?.. Vallahi tam olarak bilmiyorum. Açılımı Müzik aracılığıyla Diyalog, Saygı, Anlayış... imiş. Yani, bu kelimelerin İngilizcelerinin baş harfleri DRUM yapıyormuş... Orada karşılaştığım gazeteci arkadaşımız Funda Özkan benden daha tedarikliymiş... Yanında basın bülteni vardı. Etrafına toplandık. Pera Müzesi'nin yöneticisi ve Suna ve İnan Kıraç Vakfı Kültür Sanat İşletmesi Genel Müdürü Özalp Birol, Assist İletişim Danışmanlığı’nın ortağı Banu Zeytinoğlu, besteci Sabri Tuluğ Tırpan, Referans Gazetesi yayın danışmanlarından ve yazarlarından David Judson ve eşim... Funda Hanım okudu, biz dinledik. Yine de pek bir şey anladığımız söylenemez... Bir tek David hepimizden daha bilgiliydi... O güzel Türkçesiyle “Galiba” dedi “Washington’daki fonlardan biri varmış arkasında...” Sonra devam etti: “Bir tür private equity yani”... Vallahi David bilir bu işleri...
Ortalıkta uçuşan kavramlar...
İşin kurucu ortağı (bir ortak daha var: Chicago’da verilen bir adreste mukim ecnebi bir beyin adından söz ediliyor) Zeynep Dereli Pekin Hanım’ın son derece becerikli olduğu konusunda hiç kimsenin tereddüttü yok. O kadar üst düzey insanı biraraya getirdiği için bile Oscar’ı hak edebilir...
Ortalıkta uçuşan kavramlar da hiç yabancı değil... Medeniyetler arası uyum, elleri ritm için birleştirmek, barış, dostluk, insanlık, sevgi, bireysel devrim, kalbimizi dinlemek, paylaşmak, ırklar, dinler, diller üstü anlayış, sevelim, sevilelim...
Sanki, Reiki ile Scientology’yi çarp, üzerine bir tutam ‘humanity’ koy, çeşni olarak ‘Hocaefendinin, Medeniyetler arası diyalogunu’ ekle, bir tutam da Erich Fromm ve Dale Carnegie serp... 68 kuşağıyım ya... Bir anda kendimi zaman tünelinde İsviçre’deki öğrencilik yıllarımda, Hippy kültürünün içinde dolaşır buldum...
İşin içinde kimler yok ki!..
Dedim ya Zeynep Hanım bir proje harikası yaratmış. UNICEF’in desteğini aldığını zannediyorsunuz. Yaratılan izlenim o... Oysa, ne medyaya verdikleri dosyada ne de websitesinde UNICEF’i görebildim. Satır arasını okursanız aslında UNICEF’e destek verme ve herhalde bu şekilde logosunu kullanma izni alınmış olduğunu anlayabiliyorsunuz. (Çıkarken 150 YTL verip bir tişört aldım. Para UNICEF’e gidecekmiş)...
Davetiyenin üzerinde Cutty Sark var. Davette Cutty Sark’ın esamesi okunmuyor... Bir gizem durumu var yani...
Hem Beyoğlu Belediyesi (Ak Parti) sponsor (destek veriyor denmiş, ancak desteğin muhtevası belli değil...) hem de Kadıköy Belediyesi (CHP). Hem Hürriyet listeye göre işin içinde hem de bizim grup... Zeynep Hanım’ın destekçi listesi almış başını gitmiş. İnsanlar neyi desteklediklerini ne kadar iyi biliyorlar merak ettim doğrusu. Ama liste süper (www.drumforworld.com)...
DRUM’un Tema Şarkısı (Tema Şarkısı’nın ne demek olduğunu anlamayanlarınız varsa; onların problemi...) Sertab Erener, Demir Demirkan imzasını taşıyor... İkinci ‘Tema Şarkısı’nı (Allah bilir siz, İkinci Tema Şarkısı ne demek, onu da bilmiyorsunuzdur...) ise Burhan Öçal hazırlayacakmış...
Bu arada geceden önce hazırlanmış olan basın bülteninde “Geceye şu ünlüler katıldı” diye bir liste verilmiş. Ancak o listedekilerin yarısını göremedim oralarda. Herhalde biz gittikten sonra gelmişlerdir... Ama gördüklerim bile Eastern Headquarters (Tam tercümesi ile, Doğu Karargâhı) Başkanı Zeynep Hanım’ın bir organizasyon dehası olduğunu düşündürdü bana...
Akıl alır gibi değil...
Kâr amacı gütmeyen DRUM ne yapacakmış? Bir kere konserler düzenleyecekmiş. Yüzbinlerce kişinin katılacağı... Büyük olasılıkla ücretsiz...
Sonra futbol maçlarında boy gösterecekmiş. Galatasaray – Antalya (1-1) maçında sahaya inmişlermiş... Futbolda şiddete karşı çıkacaklarmış...
Bir DRUM store olacakmış. Konserlerin DVD’leri, tişörtler, şapkalar, bilezikler, kolyeler oralarda ve internette satılacakmış. DRUM Tema Şarkısı da 15 Mayıs’ta piyasada olacakmış...
Vallahi RMK’daki gösteri Dolapdere Big Gang falan çok gösterişli ve herhalde bir o kadar da masraflıydı... 150 YTL’den tişörtleri satın alacak benim gibi kaç tane iyi niyetli (!) vatandaş bulacaklar bilemem; ama nasıl olup da incik boncuk satışı ile vaat ettikleri onca dev etkinliği düzenleyecekler, dünya barışını ve sevgi birliğini tesis edecekler, bir de UNICEF’e bu işlerden para bırakabilecekler, akıl alır gibi değil... Ancak David’in sözünü ettiği fonların (!) herhalde bir bildiği vardır.
Necip Türk milletinin bu kadar sofistike işlere nasıl bakacağı da başka bir gizem konusu...