Göbektepe heykeline benden 200 bin!
04 NİSAN 2012
19 Şubat’ta bu köşede ‘Göbeklitepe kazısına dikkat’ başlığıyla yazdığımız yazıda arkeoloji dünyasının merakla izlediği bu kazı alanının Kültür Bakanlığımızca sıkı bir şekilde koruma altına alınması gerektiğini belirtmiştik. Uyarımızın kale alınma oranıyla ilgili fazla iyimser değildik. Ancak bu kadarını da düşünmemiştik…
Kazı alanının güvenliğinden kim sorumluymuş, biliyor musunuz? Alman kazı ekibi!.. Bunu nereden anladık? Biliyorsunuz, tam 11.600 yaşındaki bir heykel başı çalınmıştı. Kim suçluymuş peki?.. Kim olacak, tabii ki Almanlar… Heykeli korumadıkları gerekçesiyle, Alman ekibin kazı başkanı Doç. Dr. Klaus Schmidt’e 150 bin liralık ceza kesilmiş...
***
Mantık şahane ama değil mi?
Muhteşem Anadolu’nun o akılalmaz mekânında ‘av toplayıcı insan’ diye bilinen 12 bin yıl önceki atalarımızın dünyanın şaşkın bakışları arasında, kalıcı ibadet yerleri inşa ettiğini ortaya çıkararak arkeoloji dünyasını beşik gibi sallayan Alman arkeologlar, kendilerini en azından duygu anlamında ‘mülk sahibi’ hissetmeye başlarsa, başta sayın Kültür Bakanımız olmak üzere kimse şaşırmasın.
CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal’ın Göbeklitepe’den çalınan heykele dair verdiği soru önergesine Sayın Ertuğrul Günay’ın verdiği yanıtı sabırla ve dikkatle okumanızı rica edebilir miyim?
“Göbeklitepe kazı çalışmalarında, kazı yeri ve kazı yerindeki sabit tesislerle, bunlar içindeki her türlü malzemelerin korunması kazı başkanlığına verilmiştir. Mevcut güvenlik görevlileri yanında, alanın kapalı devre kamera sistemi ile de güvenliğinin sağlanmasına başlanmıştır. Buna ilaveten, bahse konu esere yönelik olarak takdir edilen bedelin sorumlular tarafından ödenmesi de sağlanmıştır. En erken tapınak örneklerinden olan Göbeklitepe’nin insanlık tarihi ve arkeoloji literatürü açısından çok önemli bir yere sahip olduğu bilinmektedir. Bu kapsamda UNESCO Dünya Kültür Mirası listesine aday olan ve 1’inci Derece Arkeolojik Sit alanı içerisinde kalan Göbeklitepe’ye yönelik projelerin gerçekleştirilmesine çalışılmaktadır.”
Evet, lamı cimi yok; çalınan heykelin bedeli ‘takdir’ edilmiş...
150 bin lira...
***
Dinlerin başlangıcı...
Dünyanın en eski ibadet mekânı...
Taşdevri başyapıtı...
Doğru... Bunlar bilinmesi gerekenler.
Yapılan nedir? 11.600 yaşında olan ve çalınan heykel başına 150 bin Türk Lirası bedel biçilip, çalışma sahalarını koruyamayanlara ceza olarak ödettirilmiştir. Bakanlık yetkilileri, verilen cezanın tarihi değerinin karşılamanın mümkün olmadığını, sigorta bedeli üzerinden belirledikleri bu bedeli idari bir ceza olarak ödettirdiklerini söylemişler.
Bilim ve kültürün hazinesine sahipsiniz; 150 bin TL ceza kestim, diyerek Meclis’te soru önergesi yanıtlamak, hangi iletişim ‘becerisi’ ve ‘kuralı’ içine girer...
Ayrıca, oralara yolu düşenler arasında “Bir iki parça da ben götürsem nasıl olur acaba” diye düşünenlerin sayısında artış var mıdır acaba? Mesele ben talibim bu işe. Eşi dostu harekete geçirip üçü beşi bir araya getirip mesela 200 biin falan verebiliriz iyi parça için. Ne dersiniz Herr Doktor Schmidt?
Kazı alanının güvenliğinden kim sorumluymuş, biliyor musunuz? Alman kazı ekibi!.. Bunu nereden anladık? Biliyorsunuz, tam 11.600 yaşındaki bir heykel başı çalınmıştı. Kim suçluymuş peki?.. Kim olacak, tabii ki Almanlar… Heykeli korumadıkları gerekçesiyle, Alman ekibin kazı başkanı Doç. Dr. Klaus Schmidt’e 150 bin liralık ceza kesilmiş...
***
Mantık şahane ama değil mi?
Muhteşem Anadolu’nun o akılalmaz mekânında ‘av toplayıcı insan’ diye bilinen 12 bin yıl önceki atalarımızın dünyanın şaşkın bakışları arasında, kalıcı ibadet yerleri inşa ettiğini ortaya çıkararak arkeoloji dünyasını beşik gibi sallayan Alman arkeologlar, kendilerini en azından duygu anlamında ‘mülk sahibi’ hissetmeye başlarsa, başta sayın Kültür Bakanımız olmak üzere kimse şaşırmasın.
CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal’ın Göbeklitepe’den çalınan heykele dair verdiği soru önergesine Sayın Ertuğrul Günay’ın verdiği yanıtı sabırla ve dikkatle okumanızı rica edebilir miyim?
“Göbeklitepe kazı çalışmalarında, kazı yeri ve kazı yerindeki sabit tesislerle, bunlar içindeki her türlü malzemelerin korunması kazı başkanlığına verilmiştir. Mevcut güvenlik görevlileri yanında, alanın kapalı devre kamera sistemi ile de güvenliğinin sağlanmasına başlanmıştır. Buna ilaveten, bahse konu esere yönelik olarak takdir edilen bedelin sorumlular tarafından ödenmesi de sağlanmıştır. En erken tapınak örneklerinden olan Göbeklitepe’nin insanlık tarihi ve arkeoloji literatürü açısından çok önemli bir yere sahip olduğu bilinmektedir. Bu kapsamda UNESCO Dünya Kültür Mirası listesine aday olan ve 1’inci Derece Arkeolojik Sit alanı içerisinde kalan Göbeklitepe’ye yönelik projelerin gerçekleştirilmesine çalışılmaktadır.”
Evet, lamı cimi yok; çalınan heykelin bedeli ‘takdir’ edilmiş...
150 bin lira...
***
Dinlerin başlangıcı...
Dünyanın en eski ibadet mekânı...
Taşdevri başyapıtı...
Doğru... Bunlar bilinmesi gerekenler.
Yapılan nedir? 11.600 yaşında olan ve çalınan heykel başına 150 bin Türk Lirası bedel biçilip, çalışma sahalarını koruyamayanlara ceza olarak ödettirilmiştir. Bakanlık yetkilileri, verilen cezanın tarihi değerinin karşılamanın mümkün olmadığını, sigorta bedeli üzerinden belirledikleri bu bedeli idari bir ceza olarak ödettirdiklerini söylemişler.
Bilim ve kültürün hazinesine sahipsiniz; 150 bin TL ceza kestim, diyerek Meclis’te soru önergesi yanıtlamak, hangi iletişim ‘becerisi’ ve ‘kuralı’ içine girer...
Ayrıca, oralara yolu düşenler arasında “Bir iki parça da ben götürsem nasıl olur acaba” diye düşünenlerin sayısında artış var mıdır acaba? Mesele ben talibim bu işe. Eşi dostu harekete geçirip üçü beşi bir araya getirip mesela 200 biin falan verebiliriz iyi parça için. Ne dersiniz Herr Doktor Schmidt?