‘Growth hacking’ dedikleri…
01 eylül 2023
Deselerdi ki; ülkenin en ciddi ekonomi dergilerinden birindeki köşende dünyanın en ‘trendy’ (moda) konularında biri hakkında yazı yazacaksın ve örnek olarak da Cem Uzan gibi birinin yaptığı annemin deyişiyle “Toplum tortusu”, Y. Mim. Mehmet Koçak’ın ifadesiyle “Neşeli Cahiliye Devri” ürünü bir popüler kültür zırvasını vereceksin…
Kesinlikle inanmaz, benimle dalga geçildiğini düşünürdüm…
Peki, nedir o ‘trendy’ konu? “Growth hacking” (büyüme hackleme) dedikleri, Türkçesi tam olarak bulunamamış, yaklaşık ‘büyüme odaklı dijital pazarlama hamlesi’ diye karşılanabilecek bir konumlandırma stratejisi…
Growth hacking denilen teknik, çoğunlukla, güçlü bir sermayesi olmayan ama hızlı sonuç almak isteyen ‘start-up’lar ve küçük KOBİ’lerle ilişkilendiriliyormuş. Ölçek ekonomisine uygun, büyüme ve aktif kullanıcı sayısını artırmak, elde tutmak isteyen çevrim içi işler hedefteymiş.
Tipik olarak growth hacking, otomatik bildirim e-postaları, basit kayıt formları, kayıt odaklı ana sayfalar gibi küçük bütçelerle yapılan pazarlama, optimizasyon ve gelişimsel bilgi birikiminin birleşimiymiş.
Peki, ‘growth hacker’, yani bu işi yapan kişi nasıl tanımlanıyormuş?
Bir growth hacker’ın yönünü tayin eden Kuzey Yıldızı, esas itibarıyla, büyümeymiş. Yaptığı her şey, ölçeklenebilir büyüme üzerineymiş. Bu konuda deneme yanıma yöntemini kullanırmış. Süreç ne kadar hızlı tekrarlanırsa, işi büyütmenin ölçeklenebilir, tekrarlanabilir yollarını bulma olasılıkları da o kadar artarmış.
Growth hacking’in faydaları neymiş? Kanıtlanmış yatırımın geri dönüş hızı… Düşük maliyet ve kısıtlı kaynaklarla yürütülebilmesi…
Bu kavramı ya da tekniği siyasi alana uyarlayanlar da var… Berlusconi, Trump, Elon Musk, Zelenski, bizden Ekrem Bey ve bilumum ‘influencer’ ile YouTuber hiç de fena sayılmazlar…
İnanılmaz bir hızla para kazanma sürecinin küçük parmakla halledilecek kolay bir iş olduğu sanılmasın… İnsanları doğru ‘okumak’, taleplerini anlamak, boşlukları doldurabilmek, farklılaşmayı sağlamak, beklentinin üzerinde davranış sergilemek hiç de kolay değil…
İletişimde tam da growth hacking’e uygun yöntem, ‘publicity’, yani medyada görünürlüktür… Kısa zamanda ‘bilinirliği’ hızla artıran, orta ve uzun vadede düşse de ‘tanınma’yı tavan yaptıran numaralar, tanıtım ve halkla ilişkilerin en önemli stratejik hamlesi hâline gelir… Hedef; itibarı yukarı çekmek değil, geliri hızla artırmak ve yatırımın geri dönüşünü garanti altına almaktır…
Gelelim olayın Cem Uzan’la ilgisine…
Uzan geçenlerde bir video yayınlamış (bkz. Yeni Şafak’taki 24 Ağustos tarihli yazımız: https://rb.gy/g6rim). Videonun içeriği, tam bir çılgın ‘after party’ tadında… O da zaten başka bir şey vadetmemiş… Amacı, ViDiStar adını verdiği dijital platformunda, 20 kadın, 5 erkek yarışmacıyı kapatacağı şatoda olan biteni, “Big Brother”, bizdeki adıyla “Biri Bizi Gözetliyor” tadındaki programla yayınlamakmış. Nasıl belirleyecekse, kazanana 100 bin euro, ayrıca her katılımcıya bin euro verecekmiş…
Bu 20 kadınla 5 erkeği herhâlde kendisi seçecek… Başvuran herkese Schengen vizesi vadediyor. Sanki Fransız Konsolosu… Başvuru masrafları için de kişi başı 50 euro istiyormuş… İşin bu tarafı standart pazarlama… Growth hacking kısmı ise ViDiStar’da gizli… Orada ne dümenler dönecek, ayrıca göreceğiz…
“Suimisal, emsal olmaz” derler… Siz, siz olun; Cem Bey’e değil, growth hacking sistemiyle başarılı iş programlarını ve yatırımlarını hayata geçirmiş start-up’lara ve KOBİ’lere bakın… Gelecek oralarda bir yerlerde…
Kesinlikle inanmaz, benimle dalga geçildiğini düşünürdüm…
Peki, nedir o ‘trendy’ konu? “Growth hacking” (büyüme hackleme) dedikleri, Türkçesi tam olarak bulunamamış, yaklaşık ‘büyüme odaklı dijital pazarlama hamlesi’ diye karşılanabilecek bir konumlandırma stratejisi…
Growth hacking denilen teknik, çoğunlukla, güçlü bir sermayesi olmayan ama hızlı sonuç almak isteyen ‘start-up’lar ve küçük KOBİ’lerle ilişkilendiriliyormuş. Ölçek ekonomisine uygun, büyüme ve aktif kullanıcı sayısını artırmak, elde tutmak isteyen çevrim içi işler hedefteymiş.
Tipik olarak growth hacking, otomatik bildirim e-postaları, basit kayıt formları, kayıt odaklı ana sayfalar gibi küçük bütçelerle yapılan pazarlama, optimizasyon ve gelişimsel bilgi birikiminin birleşimiymiş.
Peki, ‘growth hacker’, yani bu işi yapan kişi nasıl tanımlanıyormuş?
Bir growth hacker’ın yönünü tayin eden Kuzey Yıldızı, esas itibarıyla, büyümeymiş. Yaptığı her şey, ölçeklenebilir büyüme üzerineymiş. Bu konuda deneme yanıma yöntemini kullanırmış. Süreç ne kadar hızlı tekrarlanırsa, işi büyütmenin ölçeklenebilir, tekrarlanabilir yollarını bulma olasılıkları da o kadar artarmış.
Growth hacking’in faydaları neymiş? Kanıtlanmış yatırımın geri dönüş hızı… Düşük maliyet ve kısıtlı kaynaklarla yürütülebilmesi…
Bu kavramı ya da tekniği siyasi alana uyarlayanlar da var… Berlusconi, Trump, Elon Musk, Zelenski, bizden Ekrem Bey ve bilumum ‘influencer’ ile YouTuber hiç de fena sayılmazlar…
İnanılmaz bir hızla para kazanma sürecinin küçük parmakla halledilecek kolay bir iş olduğu sanılmasın… İnsanları doğru ‘okumak’, taleplerini anlamak, boşlukları doldurabilmek, farklılaşmayı sağlamak, beklentinin üzerinde davranış sergilemek hiç de kolay değil…
İletişimde tam da growth hacking’e uygun yöntem, ‘publicity’, yani medyada görünürlüktür… Kısa zamanda ‘bilinirliği’ hızla artıran, orta ve uzun vadede düşse de ‘tanınma’yı tavan yaptıran numaralar, tanıtım ve halkla ilişkilerin en önemli stratejik hamlesi hâline gelir… Hedef; itibarı yukarı çekmek değil, geliri hızla artırmak ve yatırımın geri dönüşünü garanti altına almaktır…
Gelelim olayın Cem Uzan’la ilgisine…
Uzan geçenlerde bir video yayınlamış (bkz. Yeni Şafak’taki 24 Ağustos tarihli yazımız: https://rb.gy/g6rim). Videonun içeriği, tam bir çılgın ‘after party’ tadında… O da zaten başka bir şey vadetmemiş… Amacı, ViDiStar adını verdiği dijital platformunda, 20 kadın, 5 erkek yarışmacıyı kapatacağı şatoda olan biteni, “Big Brother”, bizdeki adıyla “Biri Bizi Gözetliyor” tadındaki programla yayınlamakmış. Nasıl belirleyecekse, kazanana 100 bin euro, ayrıca her katılımcıya bin euro verecekmiş…
Bu 20 kadınla 5 erkeği herhâlde kendisi seçecek… Başvuran herkese Schengen vizesi vadediyor. Sanki Fransız Konsolosu… Başvuru masrafları için de kişi başı 50 euro istiyormuş… İşin bu tarafı standart pazarlama… Growth hacking kısmı ise ViDiStar’da gizli… Orada ne dümenler dönecek, ayrıca göreceğiz…
“Suimisal, emsal olmaz” derler… Siz, siz olun; Cem Bey’e değil, growth hacking sistemiyle başarılı iş programlarını ve yatırımlarını hayata geçirmiş start-up’lara ve KOBİ’lere bakın… Gelecek oralarda bir yerlerde…