HaberBiletix bir girdim, pir girdim...
08 Şubat 2010 Akşam Gazetesi
Pazar günü bilgisayarın karşısındayım. Oturup bu yazıyı yazacağım... Şeytan dürttü, tabii bir de bizim kayınbirader... Biletix’e girdim... Ve her şey öyle başladı... Kısa bir gezintiden sonra kredi kartımın üzerinde bir dolu borç birikmiş olarak zor attım kendimi Biletix’ten...
Hepsi bir daha tekrarı zor bulunacak bir performanslardı...
Biri, 13 ve 14 Şubat’ta İstanbul Jazz Center’da... Flora Purim & Airto Moreira Band...
***
Bakın tanıtım bölümünde ne yazıyor:
“Son 25 yılda Latin ve Amerikan cazına ilgi duyan her insanın zihninde Flora ipliği ile dokunmuş müzik anıları vardır. Yüzyılda bir rastlanan altı oktavlık sesiyle ‘Best Female Jazz Performance’ dalında 2 Grammy ödülü bulunan ve Downbeat magazin Best Female Singer kategorisinde 4 birinciliği olan Flora; Gil Evans, Stan Getz, Chick Corea, Dizzy Gillespie ve Airto Moreira ile Rio’dan New York’a uzanan macerasında 30’dan fazla albüme imzasını atmıştır...
...Efsanevi kompozitör, aranjör ve şef Gil Evans ile birlikte olağanüstü sesiyle çok başarılı çalışmalar, turneler yaptı. Cannonball Adderley ve Stan Getz ile birlikte ‘New Jazz movement’ akımını yarattı. Kısa süre sonra Chick Corea, Airto Moreira, Stanley Clarke ve Joe Farrell ile ‘Return To Forever’ grubunu kurdular ve caz tarihine iki klasik albüm hediye ettiler.”
***
Flora’nın hikâyesi uzayıp gidiyor... Eşi Airto Moreira için ise şöyle denmiş:
“Airto, 6 yaşına geldiğinde şarkı söyleme ve perküsyon dalında çoktan yarışmalar kazanmaya başlamış bir tür harika çocuktu. 13 yaşında çoktan profesyonel olmuştu. 16 yaşında Sao Paolo televizyonunda ve caz kulüplerinde çalıyordu.
67’de, iki yıllık eşi Flora ile New York’a gittiler ve Airto burada Reggie Workman, JJ Johnson, Cedar Walton ve Walter Booker gibi isimlerle çalıştı. Bu isimler Airto’nun dönemin en önemli sanatçıları ile kayıtlar yapmasına yol açtı - Cannonball Adderley, Lee Morgan, Paul Desmond ve Joe Zawinul, bunlardan bazılarıdır. Zawinul onu Miles Davis’e cazın kilometre taşlarından ‘Bitches Brew’ albümü kayıtları için tavsiye etti. Davis grubunda Airto iki yıl kadar Wayne Shorter, Dave Holland, Jack De Johnette, Chick Corea, John McLaughlin ve Keith Jarrett ile birlikte çalıştı ve her biri efsane olan ‘Live/Evil’, ‘Live at the Fillmore’, ‘On the Corner’ ve nihayet, halen tarihin en büyük dinletisi olan, 550.000 kişinin izlediği ‘The Isle of Wight’ konser kayıtlarını yaptılar.
Airto, Miroslav Vitous ve Alphonse Mouzon ile birlikte Weather Report grubunu oluşturmak için Wayne Shorter ve Joe Zawinul tarafından davet edildi. Bu grup kayıtlarından hemen sonra Chick Corea’nın efsanevi ‘Return to Forever’ grubunu eşi Flora Purim, Joe Farrell ve Stanley Clarke ile kurdular. Kaydettikleri ‘Return to Forever’ ve ‘Light as a Feather’ albümleri 30 yılı aşkın bir süredir CD dükkânlarında satılmaktadır.”
***
Tekrarı pek kolay olmayan bu olay için 14 Şubat akşamını seçtik ve aldık ‘biletler’i... Çünkü, aile geniş. Tek başına gidecek halimiz yok. Yıkım da oradan
geliyor zaten...
Tam web sitesinden çıkmak üzereyim aklıma Burhan Öçal’ın bizim TV programında söylediği geldi: “13 Şubat akşamı Borusan Yaylı Çalgılar Dörtlüsü ile Borusan Müzik Evi’nde çalacağım...” Kaçırılır mı?.. Hayır!.. Gittik onun da biletlerini aldık... Borusan’ın başarılı Kurumsal İletişim Direktörü sevgili Şule Yücebıyık’a söylesek, davetiyelerimiz anında gelirdi; ancak ne hikmetse, bu tür olayları bilet alıp desteklemek, bana daha yakın geliyor...
HHH
Tamam anladık... Çıksana kardeşim artık siteden... Hayır, bu kez dürten şeytan değildi... Gençlik anılarım girdi devreye... 13 Haziran Santral İstanbul’da Eric Clapton - Steve Winwood konseri... Gitmezsem gençlik yıllarıma ihanet edecekmişim gibi geldi bana... Fiyatını ne siz sorun ne ben söyleyeyim...
Bu arada kredi kartı borcumuzu bir miktar daha şişirecek olan bir destek de Deniz Seki ve İzzet Çapa’ya... Çok akıllı bir iş yapmışlar... İnşallah her perşembe sürdürürler... Longtable’da son perşembe süpermiş; hem performans hem de izleyici nicelik ve niteliği... Ben Deniz Seki’yi oldum olası ilgiyle izlerim... Sözleri ve bestesi bu kadar duyarlı ve güçlü, hayatına yön verme yeteneği bu kadar zayıf az insan çıkar... Onlar da ‘star’ oluyor zaten... Hangi büyük star’ın ‘yaşamında’ zaman zaman arıza olmuyor ki...
İzzet Çapa ise başka bir âlem... İnsanın her açtığı restoran mı tutar?... Çarşamba akşamı çok beğenilen Seki - Çapa formülünü biz de görme fırsatını bulacağız. İş, Türk gibi başlamakta değil; İsviçreli gibi bitirebilmekte...
***
9 Şubat’ta da Cem Yılmaz’ı Borusan Filarmoni’nin şefi olarak izleyeceğiz... Müthiş proje devam ediyor... 4 yıl yırtındım; girişi paralı yapın, genç yeteneklere burs desteğini ve katılımı artırın, diye... Nihayet yapmışlar... Aklın yolu bir... Hem Cem’i hem Borusan’ı yürekten kutluyorum...
Pazar günü bilgisayarın karşısındayım. Oturup bu yazıyı yazacağım... Şeytan dürttü, tabii bir de bizim kayınbirader... Biletix’e girdim... Ve her şey öyle başladı... Kısa bir gezintiden sonra kredi kartımın üzerinde bir dolu borç birikmiş olarak zor attım kendimi Biletix’ten...
Hepsi bir daha tekrarı zor bulunacak bir performanslardı...
Biri, 13 ve 14 Şubat’ta İstanbul Jazz Center’da... Flora Purim & Airto Moreira Band...
***
Bakın tanıtım bölümünde ne yazıyor:
“Son 25 yılda Latin ve Amerikan cazına ilgi duyan her insanın zihninde Flora ipliği ile dokunmuş müzik anıları vardır. Yüzyılda bir rastlanan altı oktavlık sesiyle ‘Best Female Jazz Performance’ dalında 2 Grammy ödülü bulunan ve Downbeat magazin Best Female Singer kategorisinde 4 birinciliği olan Flora; Gil Evans, Stan Getz, Chick Corea, Dizzy Gillespie ve Airto Moreira ile Rio’dan New York’a uzanan macerasında 30’dan fazla albüme imzasını atmıştır...
...Efsanevi kompozitör, aranjör ve şef Gil Evans ile birlikte olağanüstü sesiyle çok başarılı çalışmalar, turneler yaptı. Cannonball Adderley ve Stan Getz ile birlikte ‘New Jazz movement’ akımını yarattı. Kısa süre sonra Chick Corea, Airto Moreira, Stanley Clarke ve Joe Farrell ile ‘Return To Forever’ grubunu kurdular ve caz tarihine iki klasik albüm hediye ettiler.”
***
Flora’nın hikâyesi uzayıp gidiyor... Eşi Airto Moreira için ise şöyle denmiş:
“Airto, 6 yaşına geldiğinde şarkı söyleme ve perküsyon dalında çoktan yarışmalar kazanmaya başlamış bir tür harika çocuktu. 13 yaşında çoktan profesyonel olmuştu. 16 yaşında Sao Paolo televizyonunda ve caz kulüplerinde çalıyordu.
67’de, iki yıllık eşi Flora ile New York’a gittiler ve Airto burada Reggie Workman, JJ Johnson, Cedar Walton ve Walter Booker gibi isimlerle çalıştı. Bu isimler Airto’nun dönemin en önemli sanatçıları ile kayıtlar yapmasına yol açtı - Cannonball Adderley, Lee Morgan, Paul Desmond ve Joe Zawinul, bunlardan bazılarıdır. Zawinul onu Miles Davis’e cazın kilometre taşlarından ‘Bitches Brew’ albümü kayıtları için tavsiye etti. Davis grubunda Airto iki yıl kadar Wayne Shorter, Dave Holland, Jack De Johnette, Chick Corea, John McLaughlin ve Keith Jarrett ile birlikte çalıştı ve her biri efsane olan ‘Live/Evil’, ‘Live at the Fillmore’, ‘On the Corner’ ve nihayet, halen tarihin en büyük dinletisi olan, 550.000 kişinin izlediği ‘The Isle of Wight’ konser kayıtlarını yaptılar.
Airto, Miroslav Vitous ve Alphonse Mouzon ile birlikte Weather Report grubunu oluşturmak için Wayne Shorter ve Joe Zawinul tarafından davet edildi. Bu grup kayıtlarından hemen sonra Chick Corea’nın efsanevi ‘Return to Forever’ grubunu eşi Flora Purim, Joe Farrell ve Stanley Clarke ile kurdular. Kaydettikleri ‘Return to Forever’ ve ‘Light as a Feather’ albümleri 30 yılı aşkın bir süredir CD dükkânlarında satılmaktadır.”
***
Tekrarı pek kolay olmayan bu olay için 14 Şubat akşamını seçtik ve aldık ‘biletler’i... Çünkü, aile geniş. Tek başına gidecek halimiz yok. Yıkım da oradan
geliyor zaten...
Tam web sitesinden çıkmak üzereyim aklıma Burhan Öçal’ın bizim TV programında söylediği geldi: “13 Şubat akşamı Borusan Yaylı Çalgılar Dörtlüsü ile Borusan Müzik Evi’nde çalacağım...” Kaçırılır mı?.. Hayır!.. Gittik onun da biletlerini aldık... Borusan’ın başarılı Kurumsal İletişim Direktörü sevgili Şule Yücebıyık’a söylesek, davetiyelerimiz anında gelirdi; ancak ne hikmetse, bu tür olayları bilet alıp desteklemek, bana daha yakın geliyor...
HHH
Tamam anladık... Çıksana kardeşim artık siteden... Hayır, bu kez dürten şeytan değildi... Gençlik anılarım girdi devreye... 13 Haziran Santral İstanbul’da Eric Clapton - Steve Winwood konseri... Gitmezsem gençlik yıllarıma ihanet edecekmişim gibi geldi bana... Fiyatını ne siz sorun ne ben söyleyeyim...
Bu arada kredi kartı borcumuzu bir miktar daha şişirecek olan bir destek de Deniz Seki ve İzzet Çapa’ya... Çok akıllı bir iş yapmışlar... İnşallah her perşembe sürdürürler... Longtable’da son perşembe süpermiş; hem performans hem de izleyici nicelik ve niteliği... Ben Deniz Seki’yi oldum olası ilgiyle izlerim... Sözleri ve bestesi bu kadar duyarlı ve güçlü, hayatına yön verme yeteneği bu kadar zayıf az insan çıkar... Onlar da ‘star’ oluyor zaten... Hangi büyük star’ın ‘yaşamında’ zaman zaman arıza olmuyor ki...
İzzet Çapa ise başka bir âlem... İnsanın her açtığı restoran mı tutar?... Çarşamba akşamı çok beğenilen Seki - Çapa formülünü biz de görme fırsatını bulacağız. İş, Türk gibi başlamakta değil; İsviçreli gibi bitirebilmekte...
***
9 Şubat’ta da Cem Yılmaz’ı Borusan Filarmoni’nin şefi olarak izleyeceğiz... Müthiş proje devam ediyor... 4 yıl yırtındım; girişi paralı yapın, genç yeteneklere burs desteğini ve katılımı artırın, diye... Nihayet yapmışlar... Aklın yolu bir... Hem Cem’i hem Borusan’ı yürekten kutluyorum...