Haberler kötü (!)..
23 Aralık 2021 - Yeni Şafak
Whatsapp grupları coşmuş gidiyor… Hepsi okumuş-yazmış, görmüş-geçirmiş olmalarının ötesinde iyi niyetli insanlar…
Ancak niyet, sonucu değiştirmiyor… Teşbihte hata olmaz: “Ben o tetiğe, çalışıyor mu diye bastım” denebilir mi mesela? Ya da dense de bir anlamı olur mu?..
Resmi devlet ideolojisinin uzunca süre temelini oluşturmuş ilk ve orta öğretimdeki Tarih (Emin Oktay), Coğrafya (Sırrı Erinç), Edebiyat (Nihad Sâmi Banarlı), Yurttaşlık Bilgisi (Niyazi Akşit) gibi kitapların dışında Türkiye’yi ve dünyayı okuyacak pek az enstrüman geliştirebilmiş ‘yarı aydınlar’ın bilgi ve bilgelik kaynakları olarak gördükleri sosyal medya bu sefer imdatlarına pek yetişemedi.
Neyse ki Kemal Kılıçdaroğlu ve Meral Akşener susmadılar… Onların eveleyip gevelemelerine ‘yankı odaları’ (echo chambers), bu kez sosyal medya yerine Whatsapp’tan katıldı: “Gizli faiz uygulaması… Hesap verebilir olunmaması… Onca ödemeyi karşılayacakları kaynak yok… Türkiye’yi felaketin eşiğine getirdiler…” gibi ifadelerle, açıklanan finansal tedbirleri itibarsızlaştırmaya çalıştılar… İşi o kadar abarttılar ki; yankı odalarından uzakta durmak için elimden geleni yaptığım hâlde, belki biraz anlarlar diye, aşağıdaki mesajları yazdım:
“Kötü haber 1: Galiba dolar yükselmeyecek.
Kötü haber 2: Yerli aşı Turkovac acil kullanım onayı almış, seri üretime geçiyormuş.
Kötü haber 3: Faiz, verilecek yüzdenin önceden ifade edilmesiymiş. Oysa doların ne kadar olacağını bilmeden, ancak yükselmeyeceğine inanarak, arada oluşabilecek farkın garanti edilmesi, ‘gizli faiz’ falan değilmiş, iktisatçıların ifadesi böyle...
Kötü haber 4: Hükûmete güvenenler bankalardaki dövizlerini bozdurup kur garantili TL mevduatına geçiyorlarmış... Maalesef Merkez Bankası’nın ‘döviz rezervi’ artıyormuş...
Kötü haber 5: Başta İş Bankası Genel Müdürü olmak üzere tüm bankaların genel müdürleri, sistemin çalıştığını ve durumdan memnun olduklarını söylüyorlarmış…
Şu anda ödenen bir şey yok… Dolar bu düzeyde kalırsa da ilaveten hiçbir şey ödenmeyecek.... O zaman ‘gizli faiz’ yerine ne ad takacaklar; ‘olmayan faiz’ mi?
Şunun şurasında 1,5 yıl kaldı... Cumhurbaşkanı olursa hiçbir yetkisini kullanmayacak Kılıçdaroğlu liderliğinde; bütün yetkiyi kullanarak Cumhurbaşkanı Yardımcısı sıfatıyla fiilen Başbakanlık yapacak Meral Hanım’ın yönetimindeki DP'nin, Saadet Partisi'nin, DEVA'nın, Gelecek Partisi'nin, HDP'nin başkanlarının da Cumhurbaşkanı Yardımcısı olarak görev alacakları hükûmetle 3-4 ay içinde her şey daha iyi olacak(!) Bu sefer TAMAM arkadaşlar...
Atilla Yeşilada Hazine Bakanı, Murat Muratoğlu Maliye Bakanı olacakmış. Bunları ben söylemiyorum; kendileri söylüyorlar... Hiç merak etmeyin; geliyor gelmekte olan.
Kılıçdaroğlu ‘Bu ucube kuruluşu lağvedeceğim’ demeseydi İsmail Saymaz ya da Uğur Dündar da İletişim Başkanı olabilirdi…
Kadın ve Aileden Sorumlu Bakan Şirin Payzın, Kültür ve Turizm Bakanı Canan Kaftancıoğlu, Sağlık Bakanı Özgür Özel (Eczacıdır kendisi)”
Yukarıdaki muhabbet, Whatsapp gruplarında sürdü gitti… Başta cevap vermiyordum ama damarıma bastılar, dayanamadım…
Karşı görüşlere hiç itirazım yok. İtirazım, karalamaya, tezvirata, yalana, çarpıtmaya… Bir de FETÖ ve PKK’nın ABD ve AB güdümlü provokasyonlarına kaptırıp ihanetin sınırlarını zorlayanlara…
Whatsapp grupları coşmuş gidiyor… Hepsi okumuş-yazmış, görmüş-geçirmiş olmalarının ötesinde iyi niyetli insanlar…
Ancak niyet, sonucu değiştirmiyor… Teşbihte hata olmaz: “Ben o tetiğe, çalışıyor mu diye bastım” denebilir mi mesela? Ya da dense de bir anlamı olur mu?..
Resmi devlet ideolojisinin uzunca süre temelini oluşturmuş ilk ve orta öğretimdeki Tarih (Emin Oktay), Coğrafya (Sırrı Erinç), Edebiyat (Nihad Sâmi Banarlı), Yurttaşlık Bilgisi (Niyazi Akşit) gibi kitapların dışında Türkiye’yi ve dünyayı okuyacak pek az enstrüman geliştirebilmiş ‘yarı aydınlar’ın bilgi ve bilgelik kaynakları olarak gördükleri sosyal medya bu sefer imdatlarına pek yetişemedi.
Neyse ki Kemal Kılıçdaroğlu ve Meral Akşener susmadılar… Onların eveleyip gevelemelerine ‘yankı odaları’ (echo chambers), bu kez sosyal medya yerine Whatsapp’tan katıldı: “Gizli faiz uygulaması… Hesap verebilir olunmaması… Onca ödemeyi karşılayacakları kaynak yok… Türkiye’yi felaketin eşiğine getirdiler…” gibi ifadelerle, açıklanan finansal tedbirleri itibarsızlaştırmaya çalıştılar… İşi o kadar abarttılar ki; yankı odalarından uzakta durmak için elimden geleni yaptığım hâlde, belki biraz anlarlar diye, aşağıdaki mesajları yazdım:
“Kötü haber 1: Galiba dolar yükselmeyecek.
Kötü haber 2: Yerli aşı Turkovac acil kullanım onayı almış, seri üretime geçiyormuş.
Kötü haber 3: Faiz, verilecek yüzdenin önceden ifade edilmesiymiş. Oysa doların ne kadar olacağını bilmeden, ancak yükselmeyeceğine inanarak, arada oluşabilecek farkın garanti edilmesi, ‘gizli faiz’ falan değilmiş, iktisatçıların ifadesi böyle...
Kötü haber 4: Hükûmete güvenenler bankalardaki dövizlerini bozdurup kur garantili TL mevduatına geçiyorlarmış... Maalesef Merkez Bankası’nın ‘döviz rezervi’ artıyormuş...
Kötü haber 5: Başta İş Bankası Genel Müdürü olmak üzere tüm bankaların genel müdürleri, sistemin çalıştığını ve durumdan memnun olduklarını söylüyorlarmış…
Şu anda ödenen bir şey yok… Dolar bu düzeyde kalırsa da ilaveten hiçbir şey ödenmeyecek.... O zaman ‘gizli faiz’ yerine ne ad takacaklar; ‘olmayan faiz’ mi?
Şunun şurasında 1,5 yıl kaldı... Cumhurbaşkanı olursa hiçbir yetkisini kullanmayacak Kılıçdaroğlu liderliğinde; bütün yetkiyi kullanarak Cumhurbaşkanı Yardımcısı sıfatıyla fiilen Başbakanlık yapacak Meral Hanım’ın yönetimindeki DP'nin, Saadet Partisi'nin, DEVA'nın, Gelecek Partisi'nin, HDP'nin başkanlarının da Cumhurbaşkanı Yardımcısı olarak görev alacakları hükûmetle 3-4 ay içinde her şey daha iyi olacak(!) Bu sefer TAMAM arkadaşlar...
Atilla Yeşilada Hazine Bakanı, Murat Muratoğlu Maliye Bakanı olacakmış. Bunları ben söylemiyorum; kendileri söylüyorlar... Hiç merak etmeyin; geliyor gelmekte olan.
Kılıçdaroğlu ‘Bu ucube kuruluşu lağvedeceğim’ demeseydi İsmail Saymaz ya da Uğur Dündar da İletişim Başkanı olabilirdi…
Kadın ve Aileden Sorumlu Bakan Şirin Payzın, Kültür ve Turizm Bakanı Canan Kaftancıoğlu, Sağlık Bakanı Özgür Özel (Eczacıdır kendisi)”
Yukarıdaki muhabbet, Whatsapp gruplarında sürdü gitti… Başta cevap vermiyordum ama damarıma bastılar, dayanamadım…
Karşı görüşlere hiç itirazım yok. İtirazım, karalamaya, tezvirata, yalana, çarpıtmaya… Bir de FETÖ ve PKK’nın ABD ve AB güdümlü provokasyonlarına kaptırıp ihanetin sınırlarını zorlayanlara…