Hatırlamak ve sevmek gereklidir ama yeterli değil
04 Ocak 2009 Akşam Gazetesi
Mesleki bağlamda en haz etmediğiniz soru nedir, diye sorsalar cevabım hazır: “Bilmem ne markasının reklamını beğendiniz mi?..” Hay Allah... Nasıl söylesem?.. Nasıl anlatsam?.. Beğenmek, sevmek o kadar da önemli değildir reklam işinde. Satmaktır asıl olan... ‘Algının’ satın alma davranışına dönüşmesi için daha pek çok parametreye ihtiyaç olduğunu nasıl anlatsam?.. Beğendiğim bir hayli reklam filmi hiçbir işe yaramayabilirken, yüzüne bakmadığım, seyrederken içimin kalktığı çalışma ticari açıdan çok yararlı olabilmiştir... Tıpkı evlilikler gibi... Deliler gibi âşık olup evlenirsin; sonra da boşanmak için uğraşır durursun. Sevmek yetmez... Bitiverir, eğer destek payandalarından yoksun olursa... Zor iş yani... Araştırma şirketi Ipsos KMG, 2008’in en çok hatırlanan ve en beğenilen reklamlarını araştırmış... AdWatch 2008 adı verilen araştırmaya göre Yılın En Çok Hatırlanan Reklamı Türk Telekom’un Cem Yılmaz’lı Videofone çalışması olmuş. İkinci sıraya ise Turkcell’in Recep’in Tavuğu yerleşmiş. En beğenilenlerde ise, ilk iki sırayı Molfix - Kukla Show Başlıyor ve Akbank - Türkiye’nin Yenilikçi Gücü reklamları paylaşmışlar. Araştırma kent nüfusu genelinde, 15 yaş üzeri 1200 kişi ile yapılmış. Türk Telekom - Cem Yılmaz Videofone reklamı, bütün yaş gruplarında en çok hatırlanan reklam olarak tespit edilmiş. 20-25 yaş genç kitlesinde öne çıkan reklamlar ‘Vodafone - Konuşturan Seçenek’ ve Garanti Bankası’nın Türko Milli Takım Sponsorluk reklamlarıymış. ‘Garanti Bankası Türko’ ve ‘Vodafone Konuşturan Seçenek’ reklamları 15-19 ve 20-25 yaş gruplarının listesinde yer alırken, daha büyük yaş gruplarında ilk 10 hatırlanan reklam arasına girememişler. Turkcell’in İvedik’leri ayrı ayrı düşünülürlerse listelere çeşitli sıralardan birden fazla kez girmeyi başarmışlar... Rapor böyle sürüp gidiyor... En çok hatırlanan 20 ve en beğenilen 20... Sonra cinsiyete göre... Sonra yaş gruplarına göre... Bir dolu parametre... Günlerce sürebilecek analizler. “Satış üzerine en çok ne etkili?” sorusunun araştırılması; fiyat mı, ürün kalitesi mi, satış noktaları mı, onu satan insanlar mı, yoksa reklam mı?.. Zor iş... Şimdi dönelim baştaki soruya:”Reklamı beğendiniz mi?”.. Gel de bu insafsız soru karşısında yüzüne far tutulmuş tavşan gibi donup kalma... Yılbaşı hediyelerinde ‘dönüşüm’... Yılbaşı vesilesi ile gönderilmiş armağanların içinde ilginç bulduklarımdan burada söz etmeye çalışacağım. Belki işimize yarar, bir miktar ufkumuzu açar. Bir kere büyük bir sevinçle tespit etmeliyim ki, ‘sepet’ işi bitti... Bu yılbaşı görmemiş işi viski sepetlerinden bir tane bile gelmedi. İkinci sevindirici tespit ise inovatif çalışmaların artmış olmasıyla ilgili; kurumlar, armağan işini bir tür ‘maddi ya da sosyal rüşvet’ havasından çıkarmak için ciddi çaba harcamaya başlamışlar... Bir örnek: Tesco Kipa Kurumsal İlişkiler ve Hukuk Direktörü Yılmaz Attila imzalı bir mektup eşliğinde nefis bir kitap aldım. Yılmaz Bey, mektubunda dünyadaki canlılığı tehdit eden küresel ısınma ve iklim değişikliği olayından söz ediyor; bu konudaki çalışmaları nasıl desteklediklerini anlatıyordu... 2020 yılına kadar, metrekare satış alanlarından salınan karbondioksit ve eşdeğer gazların miktarını yarıya indirecekleri sözünü vermeleri bile çok önemli bir adım. Kitap ise penguenler üzerine. Luc Jacquet’ye 2006’da En İyi Belgesel Oscarı’nı getiren İmparatorun Yolculuğu (La Marche de l’empereur) adlı filmin kitabı... Çok güzel fotoğraflar. Mükemmel bir baskı... Eşimin yeğeni 9 yaşında. Babasının mesleği nedeniyle yurtdışında ülke ülke dolaşıp farklı okullarda okumak durumunda... Sorunu pek çok büyükten daha iyi biliyor. Türkçesi ise çok iyi değil. Bir koşulla armağan ettim kitabı ona. Okuyup bize telefonda anlatacak... “İmparatorun Yolculuğu”, özetle cesaret, aşk ve yaşama savaşının inanılmaz hikâyesini anlatıyor. Gizemli bir hayat süren İmparator Penguenler’in yaşamları ve kendi türlerini hayatta tutma mücadeleleri olağanüstü bir görsellikte kitaba aktarılmış. Şiddetle tavsiye ediyor; Tesco Kipa’yı kutluyorum... Tefal’in yaratıcı PR’ı... Tefal kendi ürününü yollasaydı, anmaya bile değer görmeyecektim. Ama belki de Actifry’ı göndermekten çok daha el oyalayıcı ve maliyetli bir işe kalkışmış ve tahta bir kutunun içinde küçük şişelerde 8 adet değişik yağ göndermiş: Zeytinyağı, soya, kanola, mısırözü, fındık, ayçiçeği, fıstık ve susam yağı... Ayrıca bir belge ile bu yağlar hakkında bilgi vermiş. Kutunun içinde minicik ölçü kaşığını da koymayı ihmal etmemiş. Bir kaşık yağ ile mükemmel kızartmalar yapılabileceği iddiası ile ortaya çıkarılmış olan Actifry kızartma tenceresinin PR’ı ancak bu kadar yapılabilirdi. Tefal’in Genel Müdürü Cüneyt Yağcı’nın (beyefendi istese daha uygun bir soyadı bulamazdı) ıslak imzasıyla gönderilmiş olan mektup ise son derece içten... “Sağlıklı, mutlu, lezzet dolu bir yıl geçirmeniz dileğiyle” demişler... Sizce eşimin o tencereden hemen bir tane satın alma olasılığı yüzde kaç?..
Mesleki bağlamda en haz etmediğiniz soru nedir, diye sorsalar cevabım hazır: “Bilmem ne markasının reklamını beğendiniz mi?..” Hay Allah... Nasıl söylesem?.. Nasıl anlatsam?.. Beğenmek, sevmek o kadar da önemli değildir reklam işinde. Satmaktır asıl olan... ‘Algının’ satın alma davranışına dönüşmesi için daha pek çok parametreye ihtiyaç olduğunu nasıl anlatsam?.. Beğendiğim bir hayli reklam filmi hiçbir işe yaramayabilirken, yüzüne bakmadığım, seyrederken içimin kalktığı çalışma ticari açıdan çok yararlı olabilmiştir... Tıpkı evlilikler gibi... Deliler gibi âşık olup evlenirsin; sonra da boşanmak için uğraşır durursun. Sevmek yetmez... Bitiverir, eğer destek payandalarından yoksun olursa... Zor iş yani... Araştırma şirketi Ipsos KMG, 2008’in en çok hatırlanan ve en beğenilen reklamlarını araştırmış... AdWatch 2008 adı verilen araştırmaya göre Yılın En Çok Hatırlanan Reklamı Türk Telekom’un Cem Yılmaz’lı Videofone çalışması olmuş. İkinci sıraya ise Turkcell’in Recep’in Tavuğu yerleşmiş. En beğenilenlerde ise, ilk iki sırayı Molfix - Kukla Show Başlıyor ve Akbank - Türkiye’nin Yenilikçi Gücü reklamları paylaşmışlar. Araştırma kent nüfusu genelinde, 15 yaş üzeri 1200 kişi ile yapılmış. Türk Telekom - Cem Yılmaz Videofone reklamı, bütün yaş gruplarında en çok hatırlanan reklam olarak tespit edilmiş. 20-25 yaş genç kitlesinde öne çıkan reklamlar ‘Vodafone - Konuşturan Seçenek’ ve Garanti Bankası’nın Türko Milli Takım Sponsorluk reklamlarıymış. ‘Garanti Bankası Türko’ ve ‘Vodafone Konuşturan Seçenek’ reklamları 15-19 ve 20-25 yaş gruplarının listesinde yer alırken, daha büyük yaş gruplarında ilk 10 hatırlanan reklam arasına girememişler. Turkcell’in İvedik’leri ayrı ayrı düşünülürlerse listelere çeşitli sıralardan birden fazla kez girmeyi başarmışlar... Rapor böyle sürüp gidiyor... En çok hatırlanan 20 ve en beğenilen 20... Sonra cinsiyete göre... Sonra yaş gruplarına göre... Bir dolu parametre... Günlerce sürebilecek analizler. “Satış üzerine en çok ne etkili?” sorusunun araştırılması; fiyat mı, ürün kalitesi mi, satış noktaları mı, onu satan insanlar mı, yoksa reklam mı?.. Zor iş... Şimdi dönelim baştaki soruya:”Reklamı beğendiniz mi?”.. Gel de bu insafsız soru karşısında yüzüne far tutulmuş tavşan gibi donup kalma... Yılbaşı hediyelerinde ‘dönüşüm’... Yılbaşı vesilesi ile gönderilmiş armağanların içinde ilginç bulduklarımdan burada söz etmeye çalışacağım. Belki işimize yarar, bir miktar ufkumuzu açar. Bir kere büyük bir sevinçle tespit etmeliyim ki, ‘sepet’ işi bitti... Bu yılbaşı görmemiş işi viski sepetlerinden bir tane bile gelmedi. İkinci sevindirici tespit ise inovatif çalışmaların artmış olmasıyla ilgili; kurumlar, armağan işini bir tür ‘maddi ya da sosyal rüşvet’ havasından çıkarmak için ciddi çaba harcamaya başlamışlar... Bir örnek: Tesco Kipa Kurumsal İlişkiler ve Hukuk Direktörü Yılmaz Attila imzalı bir mektup eşliğinde nefis bir kitap aldım. Yılmaz Bey, mektubunda dünyadaki canlılığı tehdit eden küresel ısınma ve iklim değişikliği olayından söz ediyor; bu konudaki çalışmaları nasıl desteklediklerini anlatıyordu... 2020 yılına kadar, metrekare satış alanlarından salınan karbondioksit ve eşdeğer gazların miktarını yarıya indirecekleri sözünü vermeleri bile çok önemli bir adım. Kitap ise penguenler üzerine. Luc Jacquet’ye 2006’da En İyi Belgesel Oscarı’nı getiren İmparatorun Yolculuğu (La Marche de l’empereur) adlı filmin kitabı... Çok güzel fotoğraflar. Mükemmel bir baskı... Eşimin yeğeni 9 yaşında. Babasının mesleği nedeniyle yurtdışında ülke ülke dolaşıp farklı okullarda okumak durumunda... Sorunu pek çok büyükten daha iyi biliyor. Türkçesi ise çok iyi değil. Bir koşulla armağan ettim kitabı ona. Okuyup bize telefonda anlatacak... “İmparatorun Yolculuğu”, özetle cesaret, aşk ve yaşama savaşının inanılmaz hikâyesini anlatıyor. Gizemli bir hayat süren İmparator Penguenler’in yaşamları ve kendi türlerini hayatta tutma mücadeleleri olağanüstü bir görsellikte kitaba aktarılmış. Şiddetle tavsiye ediyor; Tesco Kipa’yı kutluyorum... Tefal’in yaratıcı PR’ı... Tefal kendi ürününü yollasaydı, anmaya bile değer görmeyecektim. Ama belki de Actifry’ı göndermekten çok daha el oyalayıcı ve maliyetli bir işe kalkışmış ve tahta bir kutunun içinde küçük şişelerde 8 adet değişik yağ göndermiş: Zeytinyağı, soya, kanola, mısırözü, fındık, ayçiçeği, fıstık ve susam yağı... Ayrıca bir belge ile bu yağlar hakkında bilgi vermiş. Kutunun içinde minicik ölçü kaşığını da koymayı ihmal etmemiş. Bir kaşık yağ ile mükemmel kızartmalar yapılabileceği iddiası ile ortaya çıkarılmış olan Actifry kızartma tenceresinin PR’ı ancak bu kadar yapılabilirdi. Tefal’in Genel Müdürü Cüneyt Yağcı’nın (beyefendi istese daha uygun bir soyadı bulamazdı) ıslak imzasıyla gönderilmiş olan mektup ise son derece içten... “Sağlıklı, mutlu, lezzet dolu bir yıl geçirmeniz dileğiyle” demişler... Sizce eşimin o tencereden hemen bir tane satın alma olasılığı yüzde kaç?..