HDP nerenin partisi?
Türkiye’nin olmadığı kesin…
29 Ekim 2020 - Yeni Şafak
Cumhuriyet Bayramımız kutlu olsun! Atalarımız, işgal altındaki bir vatanda özgür ve mutlu olamayacağımızı bilerek savaştılar… Kaybedeceğimizin yalnızca toprak parçası olmayacağını anlayarak direndiler… Bizlere, kendimiz olabileceğimiz, kültürümüz ve değerlerimizle yaşayabileceğimiz bir vatan bırakmak için can verdiler… Ruhları şad olsun!
Değerlerini korumak uğruna can veren dedelerin, ninelerin torunları, bu ata mirasını korumak için, onuruna leke sürülmemesi için bugün de mücadele etmeye devam ediyor…
Batı her zamanki Batı… Biz de her zamanki biziz… O zaman tankla tüfekle üstümüze gelenler, bugün ülkelerinin meclis kürsülerinden, yayın organlarından saldırıyorlar…
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Libya dış politikasının çökmesinin ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın şahsını hedef alan ifadeler kullanıyor. Türkiye karşıtı söylemleriyle çok iyi tanıdığımız Hollanda’nın Özgürlük Partisi Başkanı Geert Wilders de aynı yolun yolcusu… Twitter hesabından Erdoğan’a hakaret etmekte bir beis görmüyor…
Danimarka’nın aşırı sağcı partisi Stram Kurs, çoğunlukla Müslüman nüfusun yaşadığı Berlin Neukölln’de eylem yapacağını duyurmuş…
Macron’un son birkaç haftadır yaptığı İslam karşıtı açıklamalar sonrası dönemde Fransa’da birçok camiye ve Müslüman derneklerine karşı baskın, arama ve kapatma tehditlerinin artışa geçtiği haberlerini okuyoruz.
Anlaşılan o ki bunlar birlik olmuş, “Kızım sana söylüyorum, gelinim sen anla” siyasetiyle Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın şahsını hedef alarak Müslüman âlemine mesaj göndermeye çalışıyorlar…
İslamofobi yeniden hortladı diyemeyeceğiz. Ne zaman ölmüştü ki?!
Tüm bunlara karşılık ülkemizde de gerekli adımlar atılıyor… Suç duyurusu ya da açıklamalar yapılıyor. Bu adımlardan belki de en önemlisi, ülkemiz seçmeninin tamamını temsil eden TBMM’nin yayınladığı tezkeredir.
Fakat o da ne?! Ortak temel değerlerimize, kültürümüze yapılan bu saldırıları ‘kınama’ya bile tenezzül etmeyen bir parti var: HDP
Kendini hangi ülkenin değerlerini korumaya adamış ki bizimkilere sırtını dönüyor? Kimlerle iş birliği içinde ki kendi ülkesinin seçmenin iradesiyle Meclis’e gönderilmiş partilerle birlikte davranmıyor? İnsan hakları, demokrasi, özgürlük denince kime hizmet ediyor ki kendi ülkesinin insanının karşısında tavır alabiliyor?
Mesela, ortak açıklamada yer alan ve bildirinin özünü açıklayan şu ifadenin nesine katılmadılar da imzalamadılar: “Dünya üzerinde milyarlarca mensubu bulunan bir dinin ve o dine inananların nefret söylemlerine ve ayrımcılığa maruz bırakılmasının doğuracağı sonuçlar, maalesef aşağılık terör eylemlerini planlayan ve icra eden kirli zihinlerin ulaşmak istediği sonuçlardan farklı olmayacaktır.”
Bazı okurlarımız belki şöyle bir itirazı dile getiriyorlardır: “Şimdiye kadar ülkemizi derinden sarsan hangi sorunla ilgili yapılan ortak açıklamaya katıldılar ki buna katılsınlar?!”
Doğrudur. Şöyle geriye doğru baktığımızda HDP, Meclis tarafından yapılan şu ortak açıklamaların hiçbirine katılmamış: Azerbaycan bildirisi, Doğu Akdeniz bildirisi, ABD Senatosu’nun sözde Ermeni soykırımı kararına ilişkin kınama, 33 askerimizin şehit edildiği İdlib’le ilgili bildiri, 48 kişinin öldüğü, 166 kişinin yaralandığı 10 Aralık 2016’da Beşiktaş’taki terör saldırısına karşı bildiri, 36 kişinin hayatını kaybettiği 2016 yılındaki Kızılay katliamı bildirisi….
Durum bu… Bize de sormak düşüyor: Bu partinin Türkiye partisi olma ihtimali var mıdır? Bunlarla iş birliği içindekiler kime ve neye hizmet etmektedirler?
Değerlerini korumak uğruna can veren dedelerin, ninelerin torunları, bu ata mirasını korumak için, onuruna leke sürülmemesi için bugün de mücadele etmeye devam ediyor…
Batı her zamanki Batı… Biz de her zamanki biziz… O zaman tankla tüfekle üstümüze gelenler, bugün ülkelerinin meclis kürsülerinden, yayın organlarından saldırıyorlar…
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Libya dış politikasının çökmesinin ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın şahsını hedef alan ifadeler kullanıyor. Türkiye karşıtı söylemleriyle çok iyi tanıdığımız Hollanda’nın Özgürlük Partisi Başkanı Geert Wilders de aynı yolun yolcusu… Twitter hesabından Erdoğan’a hakaret etmekte bir beis görmüyor…
Danimarka’nın aşırı sağcı partisi Stram Kurs, çoğunlukla Müslüman nüfusun yaşadığı Berlin Neukölln’de eylem yapacağını duyurmuş…
Macron’un son birkaç haftadır yaptığı İslam karşıtı açıklamalar sonrası dönemde Fransa’da birçok camiye ve Müslüman derneklerine karşı baskın, arama ve kapatma tehditlerinin artışa geçtiği haberlerini okuyoruz.
Anlaşılan o ki bunlar birlik olmuş, “Kızım sana söylüyorum, gelinim sen anla” siyasetiyle Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın şahsını hedef alarak Müslüman âlemine mesaj göndermeye çalışıyorlar…
İslamofobi yeniden hortladı diyemeyeceğiz. Ne zaman ölmüştü ki?!
Tüm bunlara karşılık ülkemizde de gerekli adımlar atılıyor… Suç duyurusu ya da açıklamalar yapılıyor. Bu adımlardan belki de en önemlisi, ülkemiz seçmeninin tamamını temsil eden TBMM’nin yayınladığı tezkeredir.
Fakat o da ne?! Ortak temel değerlerimize, kültürümüze yapılan bu saldırıları ‘kınama’ya bile tenezzül etmeyen bir parti var: HDP
Kendini hangi ülkenin değerlerini korumaya adamış ki bizimkilere sırtını dönüyor? Kimlerle iş birliği içinde ki kendi ülkesinin seçmenin iradesiyle Meclis’e gönderilmiş partilerle birlikte davranmıyor? İnsan hakları, demokrasi, özgürlük denince kime hizmet ediyor ki kendi ülkesinin insanının karşısında tavır alabiliyor?
Mesela, ortak açıklamada yer alan ve bildirinin özünü açıklayan şu ifadenin nesine katılmadılar da imzalamadılar: “Dünya üzerinde milyarlarca mensubu bulunan bir dinin ve o dine inananların nefret söylemlerine ve ayrımcılığa maruz bırakılmasının doğuracağı sonuçlar, maalesef aşağılık terör eylemlerini planlayan ve icra eden kirli zihinlerin ulaşmak istediği sonuçlardan farklı olmayacaktır.”
Bazı okurlarımız belki şöyle bir itirazı dile getiriyorlardır: “Şimdiye kadar ülkemizi derinden sarsan hangi sorunla ilgili yapılan ortak açıklamaya katıldılar ki buna katılsınlar?!”
Doğrudur. Şöyle geriye doğru baktığımızda HDP, Meclis tarafından yapılan şu ortak açıklamaların hiçbirine katılmamış: Azerbaycan bildirisi, Doğu Akdeniz bildirisi, ABD Senatosu’nun sözde Ermeni soykırımı kararına ilişkin kınama, 33 askerimizin şehit edildiği İdlib’le ilgili bildiri, 48 kişinin öldüğü, 166 kişinin yaralandığı 10 Aralık 2016’da Beşiktaş’taki terör saldırısına karşı bildiri, 36 kişinin hayatını kaybettiği 2016 yılındaki Kızılay katliamı bildirisi….
Durum bu… Bize de sormak düşüyor: Bu partinin Türkiye partisi olma ihtimali var mıdır? Bunlarla iş birliği içindekiler kime ve neye hizmet etmektedirler?