Helal olsun Bakanlığa!
03 ekim 2023 yeni şafak
Bazıları, başımıza ilk kez geldiğini zannediyorlar… Aslında sahnelenen; Yeşilçam’ın Antalya Altın Portakal Film Festivali’ndeki kültürel, ticari ve değerler boyutundaki etkisini dövüşe dövüşe ortadan kaldırdıktan sonra Antalya Büyükşehir Belediyesi’ni ve Festival yönetimini ele geçirmiş olan zihniyetin yıllardır yaptıklarından farklı bir şey değildi…
Her sene Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın desteğini alıp hükûmete ve devlete sövmeyi, Festivali de aşağılamayı kendisine görev bilen müzahrefatın, piyasada hiçbir karşılığı olmayan işlerinin ödüllendirildiği, sahneye kadınlar hariç her türden hırtı pırtıyla çıkmayı marifet sayan çözük ve kopukların hem beden dilleri hem de sözleriyle kendilerini açık ettikleri bir garip organizasyon süregeliyordu.
Kültür Bakanlığı sadece çözük ve kopukların Festival’ini değil, bu toplumdan ve millî kültürden çözük ve kopukların filmlerine de destek veriyordu.
Biz de bu durumu her sene Yeni Şafak’ta dile getiriyorduk. Bizce problem, hem parayı alıp hem de Bakanlık himayesinde oraya buraya sallamalarıydı… Madem özgürlük, bağımsızlık, evrensel değerler onlar için çok önemliydi; devleti de bunlara bir tehdit olarak görüyorlardı, o hâlde asaletlerine(!), dik başlı duruşlarına(!) yakışan biçimde kendi festivallerini de kendileri finanse etmeliydiler.
Şimdi fırsat ayaklarına geldi!
Olayı bir kez daha hatırlayalım; “Kanun Hükmü” adlı KHK’ları eleştiren belgesel festival yönetimi tarafından yarışma dışı bırakıldı. Bunun üzerine jüri çekilme kararı aldı. Yapımcı ve yönetmenler de onları izleyerek filmlerini çekme kararı aldılar. Bunun üzerine festival yönetimi adı geçen belgeseli seçki arasına yeniden aldı.
Bu kez Kültür ve Turizm Bakanlığı sessiz kalmadı ve Festival’i desteklemekten vazgeçtiğini açıkladı. Ardından da başta THY ve Corendon Airlines olmak üzere sponsorlar çekilmeye başlayınca Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı, Festival’i iptal kararı aldı. Çünkü, CHP saflarında bulunan ve bizce çoğunluğu temsil eden yurt severler, ciddi reaksiyon göstermişlerdi.
Kültür ve Turizm Bakanlığı bu kez canıgönülden kutluyoruz. Ve umuyoruz ki; gelecek yıllarda da hangi filmi ve festivali destekleyeceklerini millî kültür politikaları çerçevesinde bakacaklar ve senaryoyu düzgün verip arkasından kafalarına göre değiştiren sözde yapımcılara izin vermeyeceklerdir.
Her zaman dile getirdiğimiz gibi; bizce ağzına geleni söyleyen, hükûmeti, devleti eleştiren TV ve yazılı basın nasıl mevcutsa, onları destekleyenler nasıl varsa; sinemada da benzer bir tutum izlenebilir. Bunun için küçük bir şart söz konusudur: Kendi kendini finanse edeceksin… Hepsi bu…
Günün sözü
“Allah'ım bize değiştirebileceklerimiz için güç, değiştiremeyeceklerimiz için sabır, ikisini ayırt etmek için de akıl ver.”
Hz. Ali’ye ait ya da Stoa duası
olduğu söylenen söz
Gözümüze takılanlar…
Her sene Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın desteğini alıp hükûmete ve devlete sövmeyi, Festivali de aşağılamayı kendisine görev bilen müzahrefatın, piyasada hiçbir karşılığı olmayan işlerinin ödüllendirildiği, sahneye kadınlar hariç her türden hırtı pırtıyla çıkmayı marifet sayan çözük ve kopukların hem beden dilleri hem de sözleriyle kendilerini açık ettikleri bir garip organizasyon süregeliyordu.
Kültür Bakanlığı sadece çözük ve kopukların Festival’ini değil, bu toplumdan ve millî kültürden çözük ve kopukların filmlerine de destek veriyordu.
Biz de bu durumu her sene Yeni Şafak’ta dile getiriyorduk. Bizce problem, hem parayı alıp hem de Bakanlık himayesinde oraya buraya sallamalarıydı… Madem özgürlük, bağımsızlık, evrensel değerler onlar için çok önemliydi; devleti de bunlara bir tehdit olarak görüyorlardı, o hâlde asaletlerine(!), dik başlı duruşlarına(!) yakışan biçimde kendi festivallerini de kendileri finanse etmeliydiler.
Şimdi fırsat ayaklarına geldi!
Olayı bir kez daha hatırlayalım; “Kanun Hükmü” adlı KHK’ları eleştiren belgesel festival yönetimi tarafından yarışma dışı bırakıldı. Bunun üzerine jüri çekilme kararı aldı. Yapımcı ve yönetmenler de onları izleyerek filmlerini çekme kararı aldılar. Bunun üzerine festival yönetimi adı geçen belgeseli seçki arasına yeniden aldı.
Bu kez Kültür ve Turizm Bakanlığı sessiz kalmadı ve Festival’i desteklemekten vazgeçtiğini açıkladı. Ardından da başta THY ve Corendon Airlines olmak üzere sponsorlar çekilmeye başlayınca Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı, Festival’i iptal kararı aldı. Çünkü, CHP saflarında bulunan ve bizce çoğunluğu temsil eden yurt severler, ciddi reaksiyon göstermişlerdi.
Kültür ve Turizm Bakanlığı bu kez canıgönülden kutluyoruz. Ve umuyoruz ki; gelecek yıllarda da hangi filmi ve festivali destekleyeceklerini millî kültür politikaları çerçevesinde bakacaklar ve senaryoyu düzgün verip arkasından kafalarına göre değiştiren sözde yapımcılara izin vermeyeceklerdir.
Her zaman dile getirdiğimiz gibi; bizce ağzına geleni söyleyen, hükûmeti, devleti eleştiren TV ve yazılı basın nasıl mevcutsa, onları destekleyenler nasıl varsa; sinemada da benzer bir tutum izlenebilir. Bunun için küçük bir şart söz konusudur: Kendi kendini finanse edeceksin… Hepsi bu…
Günün sözü
“Allah'ım bize değiştirebileceklerimiz için güç, değiştiremeyeceklerimiz için sabır, ikisini ayırt etmek için de akıl ver.”
Hz. Ali’ye ait ya da Stoa duası
olduğu söylenen söz
Gözümüze takılanlar…
- Doktor değilim, tıpla alakam hasta olduğum ölçüde… Tabii bir de uzmanların önleyiciyi uyarılarını dikkate alıyorum. Fakat Türk bilim insanlarının 3 yıllık çalışma sonunda geliştirdikleri inEpilepsy uygulamasına kayıtsız kalamadım. Epilepsi nöbetlerini başlamadan tam 180 saniye önce tespit ederek hastaları uyaran, böylece güvenli bir pozisyona geçmelerine yardımcı olurken, konumlarını otomatik olarak yakınlarına iletebiliyormuş. Uygulama, Bezmialem Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi, "Sağlık & Yaşam Bilimleri ve Teknolojiler Zirvesi – Proje Pazarı"nda yarışan 40’a yakın girişim projesi arasında birinci olmuş. (Yağmur Aşurecioğlu, Brand Focus)
- Yarın 4 Ekim Hayvanları Koruma Günü… Gratis, bu ‘özel gün’ için mağazalarında ücretsiz mama dağıtacakmış. Marka ayrıca sokak hayvanları için 5 yıldır düzenli mama desteği sağlıyormuş. Pek çok mağazanın sokak hayvanlarına karşı duyarlı davranışlarına şahit oluyoruz. Dükkânın içinde bir rafta uyuklayan bir kedi ya da girişe konulmuş mama kabından yiyen bir köpek görmek mümkün. Gratis’in farklı mağazalarında da bu duyarlılığa şahit olduk. Şehir hayatının, yoğun gündemlerin arasında böylesine şefkatli davranışları görmek, yalnızca sokak hayvanlarına değil, insanın gönlüne de çok iyi geliyor. (Münevver Tıfıl, Soylu ve Cengiz Danışmanlık)
- Çalışanlarının %80’inden fazlasının kadın olduğu açıklayan Watsons Türkiye, “#WatsonsİyilikHareketi Kadın Emeğini Desteklemeye Çağırıyor” projesiyle, Kadın Emeğini Değerlendirme Vakfı (KEDV) tarafından desteklenen 3 kadın kooperatifinde üretilen sabun, telefon askısı ve cüzdan ürünlerini hiçbir kâr elde etmeden 159 mağazasında ve çevrim içi satışa sunmuş. (İpek Eren, Aristo)