Her şey ‘vaat-güven’ dengesine bağlı
01 Aralık 2020 - Z Raporu
AK Parti’nin 2002’deki başarısını, biraz da eleştirmek yahut küçümsemek için, rahmetli Bülent Ecevit’in başbakan olduğu DSP-MHP-ANAP koalisyon hükümeti sırasında alınan ekonomik tedbirlerin tutarlılık ve disiplinle uygulamasına bağlayanlar var… Yani, “Bu AK Parti’nin değil, ondan çok önce uygulamaya konulan stratejinin bir başarısı” demeye getiriyorlar…
Şimdilerde de Berat Albayrak’ın, Hazine ve Maliye Bakanlığı görevinden affını istemesine dayanarak ortada ekonomik bir ‘enkaz’ var algısını yerleştirmeye çalışıyorlar. Çok beklerler… Rakamlar ortada…
Üstelik Berat Bey’in Enerji Bakanlığı’nı devrederek göreve geldiği 2018 yılı, ekonomi açısından pek de dikensiz gül bahçesi değildi… 13 Ağustos 2018 ‘dolar müdahalesi’ ile başlayan ve biri 31 Mart yerel seçimlerden hemen önce olmak üzere üç kez peş peşe düzenlenen finansal darbe girişimleri, 15 Temmuz hain darbe girişimi kadar ciddî bir olaydı… Ülkenin finans sistemini çökertmek ve böylece siyasî iktidara diz çöktürmek amaçlanmıştı…
Buna rağmen tehlike savuşturulabildi… Esasen ‘yapısal dönüşüm’ün amaçlandığı üçer yıllık yeni ekonomi programları (YEP) ile sırasıyla Dengelenme-Disiplin-Değişim hedeflerine ilerlendi. Sayın Albayrak, 2019 yılının Ekim ayında yaptığı tarihi konuşmayla, ilk iki adımın tamamlanarak sıranın Değişim’e geldiğini müjdeledi…
Ancak, Almanya Başbakanı Angela Merkel’in deyişiyle “tarihin en büyük krizi” patlak verdi. Koronavirüs pandemisi nedeniyle dünyanın süper güçleri, devasa ekonomileri derinden sarsılmaya başladı… Birçok Avrupa ülkesinin küçüldüğü bu dönemde ekonomimizin mümkün olan en az hasarı alması için çalışmalar hızlandı…
Bu çalışmaların meyveleri de toplanmaya başlandı…
Ağustos ayında, sanayi üretimimiz yıllık %10,4; perakende satış hacmimiz %5,8 artarken sektörel ciro endeksimiz ise yıllık %23,5’e yükseldi. Böylece Sanayi Üretim Endeksi’nde OECD ülkeleri arasında birinci, tüm dünya ülkeleri arasında ise ikinci sıraya yükseldik.
Şimdilerde de Berat Albayrak’ın, Hazine ve Maliye Bakanlığı görevinden affını istemesine dayanarak ortada ekonomik bir ‘enkaz’ var algısını yerleştirmeye çalışıyorlar. Çok beklerler… Rakamlar ortada…
Üstelik Berat Bey’in Enerji Bakanlığı’nı devrederek göreve geldiği 2018 yılı, ekonomi açısından pek de dikensiz gül bahçesi değildi… 13 Ağustos 2018 ‘dolar müdahalesi’ ile başlayan ve biri 31 Mart yerel seçimlerden hemen önce olmak üzere üç kez peş peşe düzenlenen finansal darbe girişimleri, 15 Temmuz hain darbe girişimi kadar ciddî bir olaydı… Ülkenin finans sistemini çökertmek ve böylece siyasî iktidara diz çöktürmek amaçlanmıştı…
Buna rağmen tehlike savuşturulabildi… Esasen ‘yapısal dönüşüm’ün amaçlandığı üçer yıllık yeni ekonomi programları (YEP) ile sırasıyla Dengelenme-Disiplin-Değişim hedeflerine ilerlendi. Sayın Albayrak, 2019 yılının Ekim ayında yaptığı tarihi konuşmayla, ilk iki adımın tamamlanarak sıranın Değişim’e geldiğini müjdeledi…
Ancak, Almanya Başbakanı Angela Merkel’in deyişiyle “tarihin en büyük krizi” patlak verdi. Koronavirüs pandemisi nedeniyle dünyanın süper güçleri, devasa ekonomileri derinden sarsılmaya başladı… Birçok Avrupa ülkesinin küçüldüğü bu dönemde ekonomimizin mümkün olan en az hasarı alması için çalışmalar hızlandı…
Bu çalışmaların meyveleri de toplanmaya başlandı…
Ağustos ayında, sanayi üretimimiz yıllık %10,4; perakende satış hacmimiz %5,8 artarken sektörel ciro endeksimiz ise yıllık %23,5’e yükseldi. Böylece Sanayi Üretim Endeksi’nde OECD ülkeleri arasında birinci, tüm dünya ülkeleri arasında ise ikinci sıraya yükseldik.
Ekonomik Güven Endeksi Eylül ayında, bir önceki aya göre %3,1 artarak 88,5 değerine yükseldi.
Yine aynı ay, Mevsim Etkilerinden Arındırılmış Kapasite Kullanım Oranı, 1,3 puan artarak %74,6 seviyesine çıktı.
Mevsim Etkilerinden Arındırılmış Tüketici Güven Endeksi’nde de bu olumlu etki görüldü ve %3,2 artarak %82’ye erişti.
Tarımda sağladığımız büyüme oranıyla Avrupa ölçeğinde birçok ülkeyi geride bırakarak 2. sırayı elde ettik. 2002’den bu yana ihracat rakamımız 3,7 milyar dolardan 19,4 milyar dolara ve kırmızı et üretimimiz 366.658 tondan 1.201.469 tona yükseldi. Tarımda yıllık ortalama büyüme hızımız da %2,7 ile OECD ve AB ülkelerinin çok ilerisinde konumlandı.
Yani, ekonomi alanında pandemi öncesindeki olumlu ivme, pandemiyle birlikte sekteye uğrasa da sürüyordu. Ez cümle, bir enkaz devralınmadı…
Öte yandan döviz kurlarındaki düşüşle görüyoruz ki, Sayın Cumhurbaşkanı’nın ekonomi ve hukuk alanında yapılacak reformlara ilişkin açıklaması, bundan sonra olacaklar konusunda iç ve dış kamuoyunda güven tazeledi.
Piyasalar istikrar-sürdürülebilirlik, şeffaflık-hesap verilebilirlik ve bunlar sonunda ortaya çıkacak güven ortamına çok pozitif tepki verdiler…
Bundan sonra yapılması gereken, oluşan beklentinin ‘doğru’ yönetilmesidir.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, yeni Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan’ın ve Merkez Bankası Başkanı Naci Ağbal’ın ortaya koydukları gelecek tasarımı yönetimi ve bunun iletişiminin nasıl yapıldığı ekonomimizin selâmetinde belirleyici olacaktır.
Beklentinin çok yukarı çekildiği durumdalar hoşnutsuzluk ya da düş kırıklığı ile sonuçlanabilir. O nedenle hukuk, demokrasi ve ekonomi sac ayağına oturtulacak reformların alt kadrolarca başarıyla uygulanması, vaat ve güven arasındaki dengenin kurulmasına, böylece ülkemiz adına açılan kredi ve ‘beyaz sayfa’nın başarılı sonuçlarla dolmasına yarayacak…
Tüm bunlar gerçekleştirilirse bize karada ölüm yok…
Öte yandan döviz kurlarındaki düşüşle görüyoruz ki, Sayın Cumhurbaşkanı’nın ekonomi ve hukuk alanında yapılacak reformlara ilişkin açıklaması, bundan sonra olacaklar konusunda iç ve dış kamuoyunda güven tazeledi.
Piyasalar istikrar-sürdürülebilirlik, şeffaflık-hesap verilebilirlik ve bunlar sonunda ortaya çıkacak güven ortamına çok pozitif tepki verdiler…
Bundan sonra yapılması gereken, oluşan beklentinin ‘doğru’ yönetilmesidir.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, yeni Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan’ın ve Merkez Bankası Başkanı Naci Ağbal’ın ortaya koydukları gelecek tasarımı yönetimi ve bunun iletişiminin nasıl yapıldığı ekonomimizin selâmetinde belirleyici olacaktır.
Beklentinin çok yukarı çekildiği durumdalar hoşnutsuzluk ya da düş kırıklığı ile sonuçlanabilir. O nedenle hukuk, demokrasi ve ekonomi sac ayağına oturtulacak reformların alt kadrolarca başarıyla uygulanması, vaat ve güven arasındaki dengenin kurulmasına, böylece ülkemiz adına açılan kredi ve ‘beyaz sayfa’nın başarılı sonuçlarla dolmasına yarayacak…
Tüm bunlar gerçekleştirilirse bize karada ölüm yok…