Her devin bir kusuru olur…
20 Nisan 2019 - Yeni Şafak
Bildiğiniz ve bazılarının özlemle beklediği üzere, Amerika merkezli e-ticaret ve bulut bilişim şirketi (amma kavram ama…) Amazon, geçen yılın sonlarına doğru Türkiye pazarına girdi. 1995 yılında kurulan şirket, bir e-ticaret devi… Sadece Amerika’da 30 milyon, toplamda ise 600 milyon kalem ürün satıyormuş…
E-ticaret, Amerika’da perakende ticaretinin yüzde 10-15’ini oluşturuyormuş. Amazon’un bu sektördeki payı ise yüzde 50… Yani e-ticarette harcanan her 1 doların 50 cent’i Amazon’un cebine gidiyormuş…
Türkiye’deki e-ticaret rakamları da günden güne yükseliyor… Türkiye Bilişim Sanayicileri Derneği’nin (TÜBİSAD) yayınladığı “Türkiye’de E-Ticaret 2017 Pazar Büyüklüğü “ raporuna göre, e-ticaret pazarı 2013 yılından beri, her yıl yüzde 12 büyümüş…
Belli ki bu oranlar katlanarak artacak. Perakende satışta e-ticaret aslan payını almaya doğru gidecek…
Burada satışı biraz da olsa geride tutan faktör, kullanıcı deneyiminin yapılamaması oluyormuş… Yani, almak istediğiniz ceketin üzerinizde nasıl durduğunu göremiyorsunuz… Criteo reklam ajansının yaptırdığı bir araştırmaya göre, e-ticarette Artırılmış Gerçeklik uygulamalarıyla bu engel saf dışı bırakılabilecekmiş…
Berk Kocaman ve Ussal Şahbaz’ın birlikte sundukları ve YouTube kanalında Başlangıç Noktası hesabı ve Big Tech Big Talk adıyla yayınladıkları çok hoş bir program var. Orada bu konuya değinmişler… Gençler, Amazon’u Batılıların deyişiyle “the everything store” her şeyi satan sanal bir Pazar olarak niteliyorlar… Amazon Ocak ayında, ABD borsasında, Apple ve Microsoft’u sollayarak dünyanın en büyük halka açık şirketi olmuş… Öyle bir dev yani…
Şirketin Türkiye’ye girişini duyurması sadece tüketicileri değil, yaratacağı istihdam nedeniyle pek çok kesimi de sevindirmiş.
Ancak, Amazon’un şirket yapısı ve çalışma prensiplerine biraz daha yakından bakınca bazı önlemleri de almanın gerekli olduğu ortaya çıkıyor…
Hindistan böyle yapmış…
Amazon, Hindistan pazarına girmek için girişimlerde bulununca oranın hükümeti birtakım şartlar öne sürmüş… Demiş ki “Madem bizim pazarda var olmak istiyorsun, bundan önce üç sene Hindistan’daki KOBİ’lerin ürünlerini sitende satacaksın.” Ve bu şart yerine getirilmiş…
Bu üç yıl tamamlandıktan sonra hükümet bir şart daha koşmuş. Demiş ki: “Sen KOBİ’lerin ürünlerini satıyorsun ama bunların bazılarının hissedarısın. Dolayısıyla satış fiyatını düzenleme, kendi ürünlerininkini düşük tutma avantajına sahipsin. Bu iş böyle yürümez. Bundan sonra ya Pazar yerine sahip olacaksın ya da KOBİ’lere…”
Bir diğer mesele de Amazon’un bir lojistik merkezi olarak çalışması, yani fiziksel bir işyeri olması ve burada istihdam (!) sağlaması…
Şirket bugüne kadar ki uygulamalarına göre, satışların yüksek olduğu dönemlerde insanları işe alıp, yaklaşık üç ay gibi bir süre çalıştırdıktan sonra bunların işine son veriyormuş. Ayrıca vasıfsız eleman çalıştırdığı için bireysel gelişime de herhangi bir katkısı olmuyormuş… Yani, öyle pek de iyi huylu, şirin bir dev değil…
Amazon Türkiye’ye hangi koşullarda girdi, bilinmiyor. En azından ben bilmiyorum… Hindistan’dan aşağı kalacak halimiz yok… Tahmin ve umudumuz o ki kendisine mutlaka birtakım şartlar konmuştur… Bir de Ali Baba meselesi var tabii. Çinli e-ticaret devi Türkiye’de temsilcilik düzeyinde yer alıyor. Bakalım bu rekabet nasıl ilerleyecek. Hep birlikte göreceğiz…
E-ticaret, Amerika’da perakende ticaretinin yüzde 10-15’ini oluşturuyormuş. Amazon’un bu sektördeki payı ise yüzde 50… Yani e-ticarette harcanan her 1 doların 50 cent’i Amazon’un cebine gidiyormuş…
Türkiye’deki e-ticaret rakamları da günden güne yükseliyor… Türkiye Bilişim Sanayicileri Derneği’nin (TÜBİSAD) yayınladığı “Türkiye’de E-Ticaret 2017 Pazar Büyüklüğü “ raporuna göre, e-ticaret pazarı 2013 yılından beri, her yıl yüzde 12 büyümüş…
Belli ki bu oranlar katlanarak artacak. Perakende satışta e-ticaret aslan payını almaya doğru gidecek…
Burada satışı biraz da olsa geride tutan faktör, kullanıcı deneyiminin yapılamaması oluyormuş… Yani, almak istediğiniz ceketin üzerinizde nasıl durduğunu göremiyorsunuz… Criteo reklam ajansının yaptırdığı bir araştırmaya göre, e-ticarette Artırılmış Gerçeklik uygulamalarıyla bu engel saf dışı bırakılabilecekmiş…
Berk Kocaman ve Ussal Şahbaz’ın birlikte sundukları ve YouTube kanalında Başlangıç Noktası hesabı ve Big Tech Big Talk adıyla yayınladıkları çok hoş bir program var. Orada bu konuya değinmişler… Gençler, Amazon’u Batılıların deyişiyle “the everything store” her şeyi satan sanal bir Pazar olarak niteliyorlar… Amazon Ocak ayında, ABD borsasında, Apple ve Microsoft’u sollayarak dünyanın en büyük halka açık şirketi olmuş… Öyle bir dev yani…
Şirketin Türkiye’ye girişini duyurması sadece tüketicileri değil, yaratacağı istihdam nedeniyle pek çok kesimi de sevindirmiş.
Ancak, Amazon’un şirket yapısı ve çalışma prensiplerine biraz daha yakından bakınca bazı önlemleri de almanın gerekli olduğu ortaya çıkıyor…
Hindistan böyle yapmış…
Amazon, Hindistan pazarına girmek için girişimlerde bulununca oranın hükümeti birtakım şartlar öne sürmüş… Demiş ki “Madem bizim pazarda var olmak istiyorsun, bundan önce üç sene Hindistan’daki KOBİ’lerin ürünlerini sitende satacaksın.” Ve bu şart yerine getirilmiş…
Bu üç yıl tamamlandıktan sonra hükümet bir şart daha koşmuş. Demiş ki: “Sen KOBİ’lerin ürünlerini satıyorsun ama bunların bazılarının hissedarısın. Dolayısıyla satış fiyatını düzenleme, kendi ürünlerininkini düşük tutma avantajına sahipsin. Bu iş böyle yürümez. Bundan sonra ya Pazar yerine sahip olacaksın ya da KOBİ’lere…”
Bir diğer mesele de Amazon’un bir lojistik merkezi olarak çalışması, yani fiziksel bir işyeri olması ve burada istihdam (!) sağlaması…
Şirket bugüne kadar ki uygulamalarına göre, satışların yüksek olduğu dönemlerde insanları işe alıp, yaklaşık üç ay gibi bir süre çalıştırdıktan sonra bunların işine son veriyormuş. Ayrıca vasıfsız eleman çalıştırdığı için bireysel gelişime de herhangi bir katkısı olmuyormuş… Yani, öyle pek de iyi huylu, şirin bir dev değil…
Amazon Türkiye’ye hangi koşullarda girdi, bilinmiyor. En azından ben bilmiyorum… Hindistan’dan aşağı kalacak halimiz yok… Tahmin ve umudumuz o ki kendisine mutlaka birtakım şartlar konmuştur… Bir de Ali Baba meselesi var tabii. Çinli e-ticaret devi Türkiye’de temsilcilik düzeyinde yer alıyor. Bakalım bu rekabet nasıl ilerleyecek. Hep birlikte göreceğiz…