Hesap ve Çarşı meselesi…
01 Şubat 2017 - Marketing Türkiye
Yakında yeni bir seçim var. Siyasi iletişim yine ön plana çıkacak. Evlere şenlik bir sürü gaf işiteceğiz demektir bu.
Kılıçdaroğlu gerekli belgeleri tamamlamayı unuttuğu için bir keresinde oyunu kullanamamıştı. Bir seçim döneminde de halkın ‘devlet memurları’ dendiği zaman neyi, hangi kavramları anımsadıklarını düşünmeden “Ben 22 yıl devlet memurluğu yaptım. Bilirim bu durumları” deyip durmuştu.
“Evdeki hesap neden çarşıya uymaz?...” Bu soruyu konferanslar sırasında sıklıkla sorarım. Genelde doğru yanıt bulur katılımcılar: “Ya hesabı doğru yapmamışızdır; ya da çarşıyı bilmiyoruzdur”…
Ocak ayının ikinci haftasında muhteşem bir sunuma tanık oldum. Big data, data mining gibi kavramlar, bana biraz da bilim – kurgu terminolojisinin parçaları gibi gelirdi. Örneğin ABD’deki son Başkanlık seçimlerinde bu yöntemin bir kısmı kullanılmıştı. Kullanılan siyasi argümanların seçmene, çeşitli segmentlere ‘geçip geçmediği’ ya da iletişimcilerin deyişiyle ‘çalışıp çalışmadıkları’, sosyal medya ortamında yapılan analitik analizlerle kısa zamanda ortaya konuyor, ‘çalışmayanlar’ hemen değiştiriliyordu.
Siyasi iletişimde bulanık suda el yordamıyla balık avlama durumu artık tarihte kaldı. Bir arkadaşımız internet ortamında dolaşan aşağıdaki tespitleri görmüş bize göndermiş. Unutmuşuz. Hatırlamakta yarar var:
- Süleyman Demirel, ''Genelevleri kapatalım da, millet bizi mi sevsin?" diyeli 44 yıl oldu.
- Güzeldere köyü muhtarlığı siyasetçilerin köye girmesini yasaklayalı 13 yıl oldu.
- Tansu Çiller, "Cenabı Allah'ı size emanet ediyorum!" diyerek miting alanındakilere büyük bir sorumluluk yükleyeli 21 yıl oldu.
- Kaya Çilingiroğlu, Ferrari'ye binerken "Ferrari'yi yeni mi aldınız?" sorusuna "Siz Feraye'yi nerden tanıyorsunuz?" diyeli 10 yıl oldu.
- Meclis spor, kimsesiz çocuklarla yaptığı moral maçını 3-2 kazanarak çocukları ağlatalı 7 yıl oldu.
- Meclis spor, Engelliler haftası kapsamında görme engellilerden oluşan takımı dostluk maçında 7-3 yeneli 6 yıl oldu.
- Çorum'da Hayvanları Koruma Derneği açılışında kurban kesileli 4 yıl oldu.
- Kırşehir'de komşusunun tavuğuna tecavüz eden adam, yakalanınca "sadece arkadaşız" diyeli 4 yıl oldu.
- Japonya'daki 8,9 büyüklüğündeki depremde camdan atlayan tek kişi bizim milletten biri çıkalı 4 yıl oldu.
Şubat ve Mart aylarında kimin hesabı iyi yaptığını, kimin çarşıyı sürekli test edip daha da iyi tanımaya taşıdığını göreceğiz.
Yakın geleceğe ne kadar hazırız?..
Bizim Bersay İletişim Enstitüsü’nün Genel Koordinatörü Prof. Dr. Ali Murat Vural hoca, hiç boş duramaz. Özellikle de konu uluslararası konferanslarsa… Davos Dünya İletişim Forumu’na iki kere, bir kere İsviçre’ye, bir kere Şili’ye, ikinci kez de Kuala Lumpur’a tebliğ sunmak üzere davet edildikten sonra, bu sefer mücadelesini verip İstanbul Üniversitesi’nin ev sahipliğinde Davos Dünya İletişim Forumu’nu İstanbul’a aldırmayı başardı.
15 Temmuz yeni olmuştu. Buna rağmen dünyanın dört bir yanında konuşmacılar koşup geldiler. Davos Dünya İletişim Forumu’nun Türkiye’de de iletişimini İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi gayet düzgün yaptı. Ata Holding, Etkinlik Yönetimi Şirketi Arbeta, Invenura, İstanbul Büyük Şehir Belediyesi, Sabah Gazetesi, THY, TRT’nin ciddî şekilde destekledikleri Forum’a bizim iletişim profesyonellerinden kaç kişi katıldı dersiniz? Hadi biraz abartarak söyleyelim: 15-20 kişi.
İstanbul Üniversitesi olayın büyüklüğünü göz önüne alarak Fen Fakültesi’nin devasa salonunu tahsis etmişti. İstanbul’da kendisine “Ben iletişim profesyoneliyim” diyen herhalde şöyle bir 10.000 kişi vardır. Bunların %10’u “Dünyada ne olup bitiyor, kendimi gelecek için nasıl hazırlarım?” kaygısına düşse, 1000 kişi eder. O da salonu bir hayli doldurur diye düşünmüş olmalılar.
Bizim profesyonellerin bir şey bilmediklerini, işin kötüsü bilmediklerini de bilmediklerine bir kere daha tanık olmak, hasbel kadar onca yıldır iletişim profesyonellerin kendilerini yetiştirmelerine destek olmaya çalışan biri olarak, acı vericiydi.
İşte Ali Murat Hoca’nın Davos Dünya İletişim Forumu’ndan arkadaşı Sean Gardner’ın kendisine gönderdiği bir grafiği bana yollamış. Bir araştırma bu. O toplantıya katılanlardan daha çok kişinin bu grafiğe bakıp kendisine bir ders çıkaracağını ümit ediyorum.
Araştırma tüm dünyada CIO’ları (Chief Information Officer’ların) buluşturan en önemli etkinlikte, Gardner Symposium ITexpo’da yapılmış bir sunumdan alınmış bir grafik.
Kılıçdaroğlu gerekli belgeleri tamamlamayı unuttuğu için bir keresinde oyunu kullanamamıştı. Bir seçim döneminde de halkın ‘devlet memurları’ dendiği zaman neyi, hangi kavramları anımsadıklarını düşünmeden “Ben 22 yıl devlet memurluğu yaptım. Bilirim bu durumları” deyip durmuştu.
“Evdeki hesap neden çarşıya uymaz?...” Bu soruyu konferanslar sırasında sıklıkla sorarım. Genelde doğru yanıt bulur katılımcılar: “Ya hesabı doğru yapmamışızdır; ya da çarşıyı bilmiyoruzdur”…
Ocak ayının ikinci haftasında muhteşem bir sunuma tanık oldum. Big data, data mining gibi kavramlar, bana biraz da bilim – kurgu terminolojisinin parçaları gibi gelirdi. Örneğin ABD’deki son Başkanlık seçimlerinde bu yöntemin bir kısmı kullanılmıştı. Kullanılan siyasi argümanların seçmene, çeşitli segmentlere ‘geçip geçmediği’ ya da iletişimcilerin deyişiyle ‘çalışıp çalışmadıkları’, sosyal medya ortamında yapılan analitik analizlerle kısa zamanda ortaya konuyor, ‘çalışmayanlar’ hemen değiştiriliyordu.
Siyasi iletişimde bulanık suda el yordamıyla balık avlama durumu artık tarihte kaldı. Bir arkadaşımız internet ortamında dolaşan aşağıdaki tespitleri görmüş bize göndermiş. Unutmuşuz. Hatırlamakta yarar var:
- Süleyman Demirel, ''Genelevleri kapatalım da, millet bizi mi sevsin?" diyeli 44 yıl oldu.
- Güzeldere köyü muhtarlığı siyasetçilerin köye girmesini yasaklayalı 13 yıl oldu.
- Tansu Çiller, "Cenabı Allah'ı size emanet ediyorum!" diyerek miting alanındakilere büyük bir sorumluluk yükleyeli 21 yıl oldu.
- Kaya Çilingiroğlu, Ferrari'ye binerken "Ferrari'yi yeni mi aldınız?" sorusuna "Siz Feraye'yi nerden tanıyorsunuz?" diyeli 10 yıl oldu.
- Meclis spor, kimsesiz çocuklarla yaptığı moral maçını 3-2 kazanarak çocukları ağlatalı 7 yıl oldu.
- Meclis spor, Engelliler haftası kapsamında görme engellilerden oluşan takımı dostluk maçında 7-3 yeneli 6 yıl oldu.
- Çorum'da Hayvanları Koruma Derneği açılışında kurban kesileli 4 yıl oldu.
- Kırşehir'de komşusunun tavuğuna tecavüz eden adam, yakalanınca "sadece arkadaşız" diyeli 4 yıl oldu.
- Japonya'daki 8,9 büyüklüğündeki depremde camdan atlayan tek kişi bizim milletten biri çıkalı 4 yıl oldu.
Şubat ve Mart aylarında kimin hesabı iyi yaptığını, kimin çarşıyı sürekli test edip daha da iyi tanımaya taşıdığını göreceğiz.
Yakın geleceğe ne kadar hazırız?..
Bizim Bersay İletişim Enstitüsü’nün Genel Koordinatörü Prof. Dr. Ali Murat Vural hoca, hiç boş duramaz. Özellikle de konu uluslararası konferanslarsa… Davos Dünya İletişim Forumu’na iki kere, bir kere İsviçre’ye, bir kere Şili’ye, ikinci kez de Kuala Lumpur’a tebliğ sunmak üzere davet edildikten sonra, bu sefer mücadelesini verip İstanbul Üniversitesi’nin ev sahipliğinde Davos Dünya İletişim Forumu’nu İstanbul’a aldırmayı başardı.
15 Temmuz yeni olmuştu. Buna rağmen dünyanın dört bir yanında konuşmacılar koşup geldiler. Davos Dünya İletişim Forumu’nun Türkiye’de de iletişimini İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi gayet düzgün yaptı. Ata Holding, Etkinlik Yönetimi Şirketi Arbeta, Invenura, İstanbul Büyük Şehir Belediyesi, Sabah Gazetesi, THY, TRT’nin ciddî şekilde destekledikleri Forum’a bizim iletişim profesyonellerinden kaç kişi katıldı dersiniz? Hadi biraz abartarak söyleyelim: 15-20 kişi.
İstanbul Üniversitesi olayın büyüklüğünü göz önüne alarak Fen Fakültesi’nin devasa salonunu tahsis etmişti. İstanbul’da kendisine “Ben iletişim profesyoneliyim” diyen herhalde şöyle bir 10.000 kişi vardır. Bunların %10’u “Dünyada ne olup bitiyor, kendimi gelecek için nasıl hazırlarım?” kaygısına düşse, 1000 kişi eder. O da salonu bir hayli doldurur diye düşünmüş olmalılar.
Bizim profesyonellerin bir şey bilmediklerini, işin kötüsü bilmediklerini de bilmediklerine bir kere daha tanık olmak, hasbel kadar onca yıldır iletişim profesyonellerin kendilerini yetiştirmelerine destek olmaya çalışan biri olarak, acı vericiydi.
İşte Ali Murat Hoca’nın Davos Dünya İletişim Forumu’ndan arkadaşı Sean Gardner’ın kendisine gönderdiği bir grafiği bana yollamış. Bir araştırma bu. O toplantıya katılanlardan daha çok kişinin bu grafiğe bakıp kendisine bir ders çıkaracağını ümit ediyorum.
Araştırma tüm dünyada CIO’ları (Chief Information Officer’ların) buluşturan en önemli etkinlikte, Gardner Symposium ITexpo’da yapılmış bir sunumdan alınmış bir grafik.
410 CEO ve üst düzey yöneticiye sormuşlar: “İşinizi geliştirmek için gelecek 5 yıl içinde en çok yatırım yapmayı düşündüğünüz 5 alan hangisidir?”
Birinci sırayı e-ticaret alacaktır, diye düşünürdüm. Oysa net cevap: Dijital Pazarlama. E-ticaret 2’de. Müşteri Deneyim Yönetimi 3’te. Sonra sıralama 4. İş analitiği, 5. Bulutta geliştirilen işler, 6. Büyük veri ve bilimi, 7. Büyük kuruluşların mobil ortamda işletmesi, 8. Tedarik zinciri, 9. Mobil ticaret (Doğrudan müşteriye teslim), 10. Üretim maliyetleri analitiği, 11. Geliştirilmiş raporlama. Yan kolonda ise %20’nin altında kullanılmış olan alanlardan söz etmişler. Onlar da ilginç konular…
Şimdi iki soru şu: 1. İletişim profesyonelleri, ki bu dergi birinci derecede onlar için çıkar, müşteriler tarafından önceliklendirilecek bu alanlarda iletişim konusunda “oyunda kalmak” adına kendileri için hangi iş modellerini geliştireceklerini düşünüyorlar mı? 2. Yine “oyunda kalmak” adına kendi alanlarında yukarıdaki yatırım başlıklarından hangilerine bu sefer kendi verimlilik ve rekabet avantajları adına yatırım yapmayı planlıyorlar?
Bu iki soruya verilecek yanıtlar da bizim profesyonellerimizin gelecek tasarımlarını belirleyecek, dersek abartmış olur muyuz?..
Birinci sırayı e-ticaret alacaktır, diye düşünürdüm. Oysa net cevap: Dijital Pazarlama. E-ticaret 2’de. Müşteri Deneyim Yönetimi 3’te. Sonra sıralama 4. İş analitiği, 5. Bulutta geliştirilen işler, 6. Büyük veri ve bilimi, 7. Büyük kuruluşların mobil ortamda işletmesi, 8. Tedarik zinciri, 9. Mobil ticaret (Doğrudan müşteriye teslim), 10. Üretim maliyetleri analitiği, 11. Geliştirilmiş raporlama. Yan kolonda ise %20’nin altında kullanılmış olan alanlardan söz etmişler. Onlar da ilginç konular…
Şimdi iki soru şu: 1. İletişim profesyonelleri, ki bu dergi birinci derecede onlar için çıkar, müşteriler tarafından önceliklendirilecek bu alanlarda iletişim konusunda “oyunda kalmak” adına kendileri için hangi iş modellerini geliştireceklerini düşünüyorlar mı? 2. Yine “oyunda kalmak” adına kendi alanlarında yukarıdaki yatırım başlıklarından hangilerine bu sefer kendi verimlilik ve rekabet avantajları adına yatırım yapmayı planlıyorlar?
Bu iki soruya verilecek yanıtlar da bizim profesyonellerimizin gelecek tasarımlarını belirleyecek, dersek abartmış olur muyuz?..