Hiçbir başarı cezasız kalmaz
18 Nisan 2019 - Yeni Şafak
Marka olmak ve marka kalabilmek, kurum ve ürün markaları için birbirini takip etmeleri arzu edilen iki süreç. Ancak ne ilkini sağlamak kolay ne de ikincisini…
Markalaşan firmalar ürün, servis ve insan kıymetlerine daha fazla değer katar. Bu nedenle cazibelidirler. Genişlemeye uygun olduklarından kendi sınırlarını aşma konusunda kabiliyetlidirler. Ezber bozarlar. Aynı sektörde benzer işler yapanlardan ‘özgün’ iş, ürün ve hizmetleriyle ayrılırlar.
Tüm bunların ve arka plandaki iş geliştirme çalışmalarının tamamının iletişiminin ‘doğru’ yapılıyor olması şarttır.
İyi yapılmış bir işin, iyi anlatılamazsa yok değerinde olduğu bir çağda yaşıyoruz. Düzeltiyorum, aslında bu her zaman böyleydi.
Bugünün farkı, doğru yapılan iletişimle Mısır’daki sağır sultanın bile yürütülen iletişim çalışmalarından haber alma kabiliyetinin bulunması, yani herkesin açık iletişim ortamında kolaylıkla fikir sahibi olabilmesidir…
Marka kalmayı sürdürmek bazen markalaşmaktan bile zordur. Hiç bitmeyen, devinim halinde bir yoldur bu…
Cesaret ister… Elini taşın altına koymayı gerektirir… Yenilikçi ve ileri görüşlü olunmalıdır… Rakipleri tarafından örnek alınmalı, alanında lider olarak kabul görmelidir…
Müşteri deneyimi ve memnuniyeti, çalışan bağlılığı konusunda başarısı su götürmemeli… Ve keyifli işleri ciddiyetle ele alabilen, ciddi işleri de keyifli kılabilen esnekliğe sahip olmalıdır…
Türkiye’nin, İstanbul’un ardından, en büyük uluslararası markası olan ve ülke markasına sağladığı katkıyla paha biçilemez bir değer yaratan Türk Hava Yolları (THY), marka olma ve kalma konusunda yukarıda saydığımız özellikleri taşıyan az sayıda firmadan biri…
THY üst yönetimi uçak alımı, bakımı ve işletmesi gibi ‘sert konularda’ yıllardır gösterdiği başarıyı, ikram, hizmet ve iletişim gibi ‘yumuşak’ konularda da sergileyerek ‘kendisinden beklenenin üstünde’ bir yaklaşımla ezber bozma politikasını, dünyanın büyük starlarını devreye soktuğu reklam filmlerinin yanısıra, uçuş emniyeti için gerekli olan adımların anlatılması sürecinde de hayata geçirmişti.
“Biraz da sihir kattık” diye sunulan ve bir delikanlının emniyet önlemlerini esprili dille anlattığı film, bu konudaki ‘inovasyon’ uygulamasının mükemmel bir örneğiydi.
Onun hemen ardından gelen ve ilk öğretim çağında çocukları bulunan ailelerin yakından bildiği LEGO Süper Kahramanlar uçuş emniyeti filmi devreye girdi… 2018 yılında çekilen ilk video, THY’ye iki ödül getirdi…
THY, 1959’dan bu yana dağıtılan Clio Ödülleri’nde ’Hayal gücü, yenilik ve ilham’ konusunda altın madalya aldı. THY’ye ikinci ödül de video paylaşım sitesi YouTube’dan geldi. Sitenin düzenlediği Leaderboard Listesi’nde 25 milyondan fazla izlemeye ulaşan THY LEGO filmi 2018’de dünyada en çok izlenilen 5. film oldu.
LEGO’lu uçuş emniyeti videolarının ikincisi de ilki gibi Warner Bros. tarafından çekilmiş…
Türkiye, ABD, İngiltere, Kanada ve Avustralya’da yaklaşık dört ayda çekilen ikinci LEGO uçuş emniyeti filminde, 400’den fazla kişi üretim süreçlerinde çalışırken, filmin sonundaki gerçek görüntülerde 6 oyuncu görev almış. Çekimde görev alan 80 kişilik ekibe ek olarak, animasyonun oluşturulma aşamasında da 70 kişi yer almış.
Buraya kadar her şey iyi. Mükemmel. Ya bundan sonrası…
Değil mi ki Türkiye’nin en büyük markası…
Değil mi ki tüm dünyada tanınıyor ve güveniliyor…
Değil mi ki sürekli kâr ediyor…
Değil mi ki sürekli büyüyor…
O halde her türlü eleştiri ve melanet oklarını üzerine çekmeyi çoktan hak etmiştir. THY’den ‘sızdırıldığı’ anlaşılan, yalan yanlış bilgiler içerdiği öğrenilen, THY’yi dışarıdan vuramayan rekabete nazire, içeriden vurmayı amaçlayan bir haber Cumhuriyet Gazetesi’nde şöyle yer almış:
“Bir önceki [LEGO’lu] seri için çıkarılan 3 milyon dolarlık faturayı tek seferlik ödemeyi kabul eden THY İcra Kurulu, ikinci film için ödenmesi gereken 5 milyon dolarlık tutarı ödememek için direniyor.”
Halk arasında bu tür haberleri devreye sokan kimselere ‘mikser’ (karıştırıcı) deniyor. Amaç belli. THY üst yönetimini birbirine düşürüp yıpratmak. Bu iş uzun yıllardır deneniyor… Benim bildiğim en azından son üç-dört yönetimi başarısından dolayı cezalandırmak isteyenler çıkmıştı… Ancak bunların hiçbiri başarıya ulaşamadı… THY markası uçuşuna devam etti. Bundan sonra da edecektir mutlaka…
Markalaşan firmalar ürün, servis ve insan kıymetlerine daha fazla değer katar. Bu nedenle cazibelidirler. Genişlemeye uygun olduklarından kendi sınırlarını aşma konusunda kabiliyetlidirler. Ezber bozarlar. Aynı sektörde benzer işler yapanlardan ‘özgün’ iş, ürün ve hizmetleriyle ayrılırlar.
Tüm bunların ve arka plandaki iş geliştirme çalışmalarının tamamının iletişiminin ‘doğru’ yapılıyor olması şarttır.
İyi yapılmış bir işin, iyi anlatılamazsa yok değerinde olduğu bir çağda yaşıyoruz. Düzeltiyorum, aslında bu her zaman böyleydi.
Bugünün farkı, doğru yapılan iletişimle Mısır’daki sağır sultanın bile yürütülen iletişim çalışmalarından haber alma kabiliyetinin bulunması, yani herkesin açık iletişim ortamında kolaylıkla fikir sahibi olabilmesidir…
Marka kalmayı sürdürmek bazen markalaşmaktan bile zordur. Hiç bitmeyen, devinim halinde bir yoldur bu…
Cesaret ister… Elini taşın altına koymayı gerektirir… Yenilikçi ve ileri görüşlü olunmalıdır… Rakipleri tarafından örnek alınmalı, alanında lider olarak kabul görmelidir…
Müşteri deneyimi ve memnuniyeti, çalışan bağlılığı konusunda başarısı su götürmemeli… Ve keyifli işleri ciddiyetle ele alabilen, ciddi işleri de keyifli kılabilen esnekliğe sahip olmalıdır…
Türkiye’nin, İstanbul’un ardından, en büyük uluslararası markası olan ve ülke markasına sağladığı katkıyla paha biçilemez bir değer yaratan Türk Hava Yolları (THY), marka olma ve kalma konusunda yukarıda saydığımız özellikleri taşıyan az sayıda firmadan biri…
THY üst yönetimi uçak alımı, bakımı ve işletmesi gibi ‘sert konularda’ yıllardır gösterdiği başarıyı, ikram, hizmet ve iletişim gibi ‘yumuşak’ konularda da sergileyerek ‘kendisinden beklenenin üstünde’ bir yaklaşımla ezber bozma politikasını, dünyanın büyük starlarını devreye soktuğu reklam filmlerinin yanısıra, uçuş emniyeti için gerekli olan adımların anlatılması sürecinde de hayata geçirmişti.
“Biraz da sihir kattık” diye sunulan ve bir delikanlının emniyet önlemlerini esprili dille anlattığı film, bu konudaki ‘inovasyon’ uygulamasının mükemmel bir örneğiydi.
Onun hemen ardından gelen ve ilk öğretim çağında çocukları bulunan ailelerin yakından bildiği LEGO Süper Kahramanlar uçuş emniyeti filmi devreye girdi… 2018 yılında çekilen ilk video, THY’ye iki ödül getirdi…
THY, 1959’dan bu yana dağıtılan Clio Ödülleri’nde ’Hayal gücü, yenilik ve ilham’ konusunda altın madalya aldı. THY’ye ikinci ödül de video paylaşım sitesi YouTube’dan geldi. Sitenin düzenlediği Leaderboard Listesi’nde 25 milyondan fazla izlemeye ulaşan THY LEGO filmi 2018’de dünyada en çok izlenilen 5. film oldu.
LEGO’lu uçuş emniyeti videolarının ikincisi de ilki gibi Warner Bros. tarafından çekilmiş…
Türkiye, ABD, İngiltere, Kanada ve Avustralya’da yaklaşık dört ayda çekilen ikinci LEGO uçuş emniyeti filminde, 400’den fazla kişi üretim süreçlerinde çalışırken, filmin sonundaki gerçek görüntülerde 6 oyuncu görev almış. Çekimde görev alan 80 kişilik ekibe ek olarak, animasyonun oluşturulma aşamasında da 70 kişi yer almış.
Buraya kadar her şey iyi. Mükemmel. Ya bundan sonrası…
Değil mi ki Türkiye’nin en büyük markası…
Değil mi ki tüm dünyada tanınıyor ve güveniliyor…
Değil mi ki sürekli kâr ediyor…
Değil mi ki sürekli büyüyor…
O halde her türlü eleştiri ve melanet oklarını üzerine çekmeyi çoktan hak etmiştir. THY’den ‘sızdırıldığı’ anlaşılan, yalan yanlış bilgiler içerdiği öğrenilen, THY’yi dışarıdan vuramayan rekabete nazire, içeriden vurmayı amaçlayan bir haber Cumhuriyet Gazetesi’nde şöyle yer almış:
“Bir önceki [LEGO’lu] seri için çıkarılan 3 milyon dolarlık faturayı tek seferlik ödemeyi kabul eden THY İcra Kurulu, ikinci film için ödenmesi gereken 5 milyon dolarlık tutarı ödememek için direniyor.”
Halk arasında bu tür haberleri devreye sokan kimselere ‘mikser’ (karıştırıcı) deniyor. Amaç belli. THY üst yönetimini birbirine düşürüp yıpratmak. Bu iş uzun yıllardır deneniyor… Benim bildiğim en azından son üç-dört yönetimi başarısından dolayı cezalandırmak isteyenler çıkmıştı… Ancak bunların hiçbiri başarıya ulaşamadı… THY markası uçuşuna devam etti. Bundan sonra da edecektir mutlaka…