Hoş geldin Rifkin
03 Aralık 2022 - Yeni şafak
Herhâlde gelmeden önce Türkiye’yi iyice tanımışsındır. Bizim ‘ortak ruhi şekillenmemizi’ güzelce öğrenmişsindir. Çünkü başka ülkelerde geçerli modeller bizde bir türlü sökmez…
Gazi Mustafa Kemal Atatürk bunu yıllar önce görmüş, Birinci Millet Meclisi çalışmalarında şu tespitle ifade etmiş:
“Efendiler, bizim hükûmetimiz demokratik bir hükûmet değildir, sosyalist bir hükûmet değildir. Ve gerçekten kitaplarda mevcut olan hükûmetlerin, ilmi mahiyeti itibarile hiçbirine benzemeyen bir hükûmettir. Fakat millî hakimiyeti, millî iradeyi yegâne tecelli ettiren bir hükûmettir. Sosyoloji ilmi yönünden bizim hükûmetimizi bu mahiyette ifade etmek gerekirse ‘Halk Hükümeti’ deriz... Ne yapalım ki demokrasiye benzemiyormuş, sosyalizme benzemiyormuş. Efendiler biz benzememekle ve benzetmemekle iftihar etmeliyiz. Çünki biz bize benziyoruz efendiler...”
Sen de buradan mutlaka bir CHP yaklaşımı çıkaracaksındır; CHP bunu kendisi ya da Türk bilim insanlarımızla birlikte yapamıyor herhâlde…
"Jeremy Rifkin, Genel Başkan danışmanı ve bundan son derece memnunuz" demiş CHP’li Özgür Özel… Baş danışman olacağı söylenen Rifkin, bugün, IMF’ye de danışmanlık yapmış Prof. Dr. Ufuk Akçiğit’in de katılacağı CHP’nin vizyon toplantısına video-konferansla bağlanacakmış.
Rifkin kimdir, nedir diye şöyle bir araştırdığımızda karşımıza en çok Avrupa Birliği’ne, “Üçüncü Sanayi Devrimi”nde Almanya Eski Başbakanı Angela Merkel’e ve Çin Devlet Başkanı Xi Jinping’e danışmanlık yaptığı çıkıyor.
İspanya’ya, Portekiz Başbakanı Jose Socrates’e ve Slovenya Başbakanı Janez Jansa’ya da ekonomi danışmanlığı yaptığı, ardından Portekiz ve İspanya’nın ekonomik krizlerle yüz yüze geldiğini, bu krizlerden Rifkin’in sorumlu tutulduğunu yazan da var ama tek tük…
Doç. Dr. Hulki Cevizoğlu ise Rifkin hakkında epeyce araştırma yapmış, önceki gün katıldığı TV yayınında anlattı… Özgeçmişinde “toplum kuramcısı, aktivist, danışman” yazıyormuş. Rifkin’in bir kitabı ABD’de şöyle eleştirilmiş: “Bu kitap, bilginlik kisvesine bürünerek zekice inşa edilmiş bir anti entelektüel propaganda yoludur. Önemli düşünürler tarafından ciddi entelektüel beyanlar olarak tanıtılan kitaplar arasında bundan daha kalitesiz bir çalışma olduğunu sanmıyorum. Yazıklar olsun.”
Hatırlanacağı gibi 2018 yılında açıklanan Yeni Ekonomik Program kapsamında maliyetleri düşürmek ve gelirleri artırmak için kurulması öngörülen Kamu Maliyesi Dönüşüm ve Değişim Ofisi’nin çalışmaları için danışmanlık firması McKinsey ile anlaşma yapıldığı konuşuluyordu.
O dönem CHP’li Faik Öztrak’ın bir eleştirisi vardı; bugün okunduğunda “Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu” dedirten Twitter açıklaması şöyleydi: “Devlet OVP hedeflerini tespit ve izlemek için ekonomik ve siyasi skandallarla batan ENRON şirketinin danışmanlığını yapmış McKinsey’i tutmuş. Bizim bürokratlarımızın neyi eksik de yabancı danışman tuttunuz? Kaç dolara tuttunuz? Bu şirkette bürokrasimizden yetişmiş kaç uzman var?”
Rifkin’in danışmanlığına ilk tepki ise CHP’nin eski genel başkanlarından Deniz Baykal’ın kızı, eski CHP’li Aslı Baykal’dan geldi. Baykal, Twitter’dan yaptığı açıklamada “Kılıçdaroğlu seçime ABD’li danışman Jeremy Rifkin ile gidiyor. Kazayla kazanırsa, seçimden sonra kapitülasyonları da ilan eder” demiş.
Anlayamadığımız bir husus da şu… Danışmanlar heyetinde olduğu açıklanan Prof. Dr. Daron Acemoğlu ve İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener de bildiğimiz kadar liberal ve serbest piyasa ekonomisinden yanalar… Oysa Kemal Kılıçdaroğlu’nun Mayıs ayında düzenlediği Maltepe mitinginde ekonomi politikası ile ilgili ifadeleri çok netti:
“Ben neo liberalizme karşıyım. Piyasa kendi dengesini bulur söylemine karşıyım. Türkiye’de toplumun belleğine yerleştirilen bu anlayış iktidar destekli sömürme ve köleleştirmeye dönüştü. Bu yüzden insanların geçim kaynaklarını korumak ve yeni fırsatlar yaratmak için devletin müdahil olması gerektiğine inanıyorum.”
ABD’ye girmeden önce de “Vahşi kapitalizm ve neoliberalizm dünyaya çok zarar verdi […] Ben bu vahşi düzene meydan okuyorum. […] Dünyada daha hakkaniyetli paylaşıma inanan aktivistler, bu uğurda mücadele veren siyasi isimlerle görüşeceğim” demiş, neoliberalizm konusunda çizgiyi kalın çizmişti.
Allah encamını hayra tebdil eylesin…
Gözümüze takılanlar…
Gazi Mustafa Kemal Atatürk bunu yıllar önce görmüş, Birinci Millet Meclisi çalışmalarında şu tespitle ifade etmiş:
“Efendiler, bizim hükûmetimiz demokratik bir hükûmet değildir, sosyalist bir hükûmet değildir. Ve gerçekten kitaplarda mevcut olan hükûmetlerin, ilmi mahiyeti itibarile hiçbirine benzemeyen bir hükûmettir. Fakat millî hakimiyeti, millî iradeyi yegâne tecelli ettiren bir hükûmettir. Sosyoloji ilmi yönünden bizim hükûmetimizi bu mahiyette ifade etmek gerekirse ‘Halk Hükümeti’ deriz... Ne yapalım ki demokrasiye benzemiyormuş, sosyalizme benzemiyormuş. Efendiler biz benzememekle ve benzetmemekle iftihar etmeliyiz. Çünki biz bize benziyoruz efendiler...”
Sen de buradan mutlaka bir CHP yaklaşımı çıkaracaksındır; CHP bunu kendisi ya da Türk bilim insanlarımızla birlikte yapamıyor herhâlde…
"Jeremy Rifkin, Genel Başkan danışmanı ve bundan son derece memnunuz" demiş CHP’li Özgür Özel… Baş danışman olacağı söylenen Rifkin, bugün, IMF’ye de danışmanlık yapmış Prof. Dr. Ufuk Akçiğit’in de katılacağı CHP’nin vizyon toplantısına video-konferansla bağlanacakmış.
Rifkin kimdir, nedir diye şöyle bir araştırdığımızda karşımıza en çok Avrupa Birliği’ne, “Üçüncü Sanayi Devrimi”nde Almanya Eski Başbakanı Angela Merkel’e ve Çin Devlet Başkanı Xi Jinping’e danışmanlık yaptığı çıkıyor.
İspanya’ya, Portekiz Başbakanı Jose Socrates’e ve Slovenya Başbakanı Janez Jansa’ya da ekonomi danışmanlığı yaptığı, ardından Portekiz ve İspanya’nın ekonomik krizlerle yüz yüze geldiğini, bu krizlerden Rifkin’in sorumlu tutulduğunu yazan da var ama tek tük…
Doç. Dr. Hulki Cevizoğlu ise Rifkin hakkında epeyce araştırma yapmış, önceki gün katıldığı TV yayınında anlattı… Özgeçmişinde “toplum kuramcısı, aktivist, danışman” yazıyormuş. Rifkin’in bir kitabı ABD’de şöyle eleştirilmiş: “Bu kitap, bilginlik kisvesine bürünerek zekice inşa edilmiş bir anti entelektüel propaganda yoludur. Önemli düşünürler tarafından ciddi entelektüel beyanlar olarak tanıtılan kitaplar arasında bundan daha kalitesiz bir çalışma olduğunu sanmıyorum. Yazıklar olsun.”
Hatırlanacağı gibi 2018 yılında açıklanan Yeni Ekonomik Program kapsamında maliyetleri düşürmek ve gelirleri artırmak için kurulması öngörülen Kamu Maliyesi Dönüşüm ve Değişim Ofisi’nin çalışmaları için danışmanlık firması McKinsey ile anlaşma yapıldığı konuşuluyordu.
O dönem CHP’li Faik Öztrak’ın bir eleştirisi vardı; bugün okunduğunda “Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu” dedirten Twitter açıklaması şöyleydi: “Devlet OVP hedeflerini tespit ve izlemek için ekonomik ve siyasi skandallarla batan ENRON şirketinin danışmanlığını yapmış McKinsey’i tutmuş. Bizim bürokratlarımızın neyi eksik de yabancı danışman tuttunuz? Kaç dolara tuttunuz? Bu şirkette bürokrasimizden yetişmiş kaç uzman var?”
Rifkin’in danışmanlığına ilk tepki ise CHP’nin eski genel başkanlarından Deniz Baykal’ın kızı, eski CHP’li Aslı Baykal’dan geldi. Baykal, Twitter’dan yaptığı açıklamada “Kılıçdaroğlu seçime ABD’li danışman Jeremy Rifkin ile gidiyor. Kazayla kazanırsa, seçimden sonra kapitülasyonları da ilan eder” demiş.
Anlayamadığımız bir husus da şu… Danışmanlar heyetinde olduğu açıklanan Prof. Dr. Daron Acemoğlu ve İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener de bildiğimiz kadar liberal ve serbest piyasa ekonomisinden yanalar… Oysa Kemal Kılıçdaroğlu’nun Mayıs ayında düzenlediği Maltepe mitinginde ekonomi politikası ile ilgili ifadeleri çok netti:
“Ben neo liberalizme karşıyım. Piyasa kendi dengesini bulur söylemine karşıyım. Türkiye’de toplumun belleğine yerleştirilen bu anlayış iktidar destekli sömürme ve köleleştirmeye dönüştü. Bu yüzden insanların geçim kaynaklarını korumak ve yeni fırsatlar yaratmak için devletin müdahil olması gerektiğine inanıyorum.”
ABD’ye girmeden önce de “Vahşi kapitalizm ve neoliberalizm dünyaya çok zarar verdi […] Ben bu vahşi düzene meydan okuyorum. […] Dünyada daha hakkaniyetli paylaşıma inanan aktivistler, bu uğurda mücadele veren siyasi isimlerle görüşeceğim” demiş, neoliberalizm konusunda çizgiyi kalın çizmişti.
Allah encamını hayra tebdil eylesin…
Gözümüze takılanlar…
- Birleşmiş Milletler, “16 Günlük Aktivizm - Kadınlara Yönelik Şiddete Son Kampanyası” düzenliyormuş. Aydem Perakende ve Gediz Perakende de bu kapsamda bir aksiyon almışlar; elektrik faturaları üzerine, Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu Acil Yardım Hattı’nın iletişim bilgilerini yazmışlar. Böylece Aydın, Denizli, Muğla, İzmir, Manisa’daki 5,5 milyon abonenin evine bu bilgiyi ulaştırmışlar. Ancak yetmez… Neden? Çünkü bu yaklaşım için ‘tek yönlü asimetrik iletişim’ tanımı kullanılır. Hayati olabilecek hizmetlerinin başarıya ulaşması, ‘çift yönlü simetrik iletişim’ (Bkz. Algılama Yönetimi, s. 137 Remzi Kitabevi) hâline gelmesi ve uzun süre devam ettirilmesiyle mümkün olabilir. (Baran Ölekli)
- Basın bültenlerine, gazete köşelerine, haberlere başlık çıkarmanın türlü türlü kuralları, yöntemleri var… Amaç okurun dikkatini çekerek metnin devamını okumasını sağlamaktır… Kısa olacak, çarpıcı olacak, basın bülteniyse markanın adı yer alacak, hem bilgi verecek hem merak ettirecek… Çok ama çok ender durumlarda bunların hiçbirine gerek olmaz. Örneğin şu başlıkta: “Bilim insanları kanser tedavisinde bulantı, saç dökülmesi gibi olumsuz etkileri ortadan kaldıracak bir sistem geliştiriliyor”… Söz konusu olan İstinye Üniversitesi’nin yürütücülüğünü üstlendiği bir TÜBİTAK projesiymiş. Hani zaman zaman hatırlatırız ya “İçerik Kraldır” diye… İşte öyle bir durum… (Melike Köşker, Contactplus)
- Türkiye İhracatçılar Meclisi verilerine göre, Türkiye’nin 2021’de en fazla ihracat yaptığı ülke Almanya. Akbank Dönüşüm Akademisi, Türk Alman Ticaret ve Sanayi Odası ile Adana Sanayi Odası’nın katkılarıyla Adana’da KOBİ’lere yönelik bir konferans düzenlemiş. Almanya’ya ihracat, pazar analizi ve Almanya pazarında iş yapma başlıklarındaki etkinlikle amaçlanan, KOBİ’lere bu ülkeye ihracat yapmanın yollarının öğretilmesiymiş. (Ersin Kaynak, PRCO İletişim)