HZ. Mevlana Selçuk Üniversitesi’nin güvencesinde
05 EYLÜL 2010
Arada sırada referandumdan kafayı kaldırıp ülke güzelliklerine bakmakta yarar var...
Selçuk Üniversitesi ilk kez hasbelkader jürisi olduğum, Metro Group’un desteği ile TÜRSAK tarafından düzenlenen Kısa Metraj Film Yarışması’nda dikkatimi çekmişti… Üniversitenin İletişim Fakültesi öğrencileri ödüllerin büyük bir kısmını alıp götürmüşlerdi…
Bu kez de Üniversitenin Kurumsal İletişim Koordinatörü Kerem Pulgat’ın gönderdiği bir bilgi notu, bir anda çok önemsenmesi gereken bir olayı gündeme getiriyordu:
Mevlana Araştırmaları Enstitüsü nihayet kurulmuştu. Rektörlük tarafından Şubat 2010’da başvurusu yapılmıştı. Bakanlar Kurulu nihayet onaylamış ve karar, 22 Ağustos 2010 tarihli resmi gazetede yayınlanmıştı.
Konu, 1953 yılından bu yana Konya’da üniversite, belediyeler ve sivil toplum örgütleri öncülüğünde birçok platformda gündeme getirilip üzerinde tartışılmıştı.
Basın bülteninde şöyle denmiş: “Ülkemiz için önemli bir değer olan büyük Mutasavvuf Mevlana’nın insan sevgisini merkez alan mistik felsefesi bundan böyle uluslararası platformlarda akademik anlamda çok daha etkin şekilde anlatılabilecektir. Enstitü bünyesine yüksek lisans ve doktora öğrencileri alınacak, Mevlana hakkında tüm Dünya’da akademik çalışma yapmak isteyen bilim adamları ve üniversitelerle işbirliği sağlanabilecektir.”
Az bile söylenmiş. Hz. Mevlana Türkiye’nin ülke markası için büyük kıymet ve değerdir (iki kavramı bilhassa bir arada kullandım)… Selçuk Üniversitesi’nin bu girişiminin ne kadar önemli olduğu yakın gelecekte daha iyi anlaşılacaktır.
Spindoctor’luk bile olsa çok ilginç
Ülkemizin yetiştirdiği (böyle denir) pazarlama iletişimi ustalarından Hakan Arı kardeşim çok ilginç bir haber yakalamış. Haberden söz etmeden önce onun bir gazete ilanı ve 3 adet dramatik, uçurumdan yuvarlanmış ve bir hayli hırpalanmış otomobil fotoğraflarını da eklediği notundan söz edelim. Çok eğlenceli…
“Aşağıdaki haberi ve fotoğrafları görünce aklıma ilk siz geldiniz. Haberde, otomotiv var, marka var, iletişim var, teknik konular var, müşteri memnuniyeti var, müşteri sadakati var, minnet ve şükran var, duygu var, bir yaşam bir de ölüm (pert) var. Var oğlu var. Bunlar benim bulabildiklerim.
Okuyunca, eminim bir bu kadar da siz bulursunuz. Paylaşmak istedim.”
Haber aşağı yukarı şöyle:
Bursa'da kullandığı Audi A6 ile 120 metrelik uçuruma yuvarlanan ve kazayı hafif yaralanarak atlatan Aysun İnce, gazete ilanıyla kendisini kurtardığını söylediği otomobiline teşekkür etmiş.
Bir firmanın genel müdürü olan Aysun İnce, kullandığı 16 BKB 06 plakalı otomobilinin direksiyon hâkimiyetini kaybedince 120 metrelik uçuruma yuvarlanan ve denize 5 metre kala duran Audi A6'dan hafif yaralı kurtulmuş.
Aysun İnce, gazeteye verdiği ‘Teşekkürler Audi Ailesi ve Doğuş Oto Yöneticileri’ şeklinde bir hitapla başlayan ilanda, seçtiği otomobil markasında ne kadar isabetli davrandığını gördüğünü söylerken şunların da altını çizmiş: ‘Kendi canı pahasına olsa bile hayatımı kurtaran arabama çok teşekkür ediyorum. Özellikle 2 gün sonra aracımı görmeye gittiğimde canım arabamın ne hale geldiğini, beni nasıl koruduğunu ve hayatımı nasıl kurtardığını gördüm. Bundan sonra da her zaman kullanıcısı olacağım"…
İlan ‘fake’ mi değil mi, bilmiyorum… Hani ABD’de ‘Spindoctor’luk dedikleri türden bir ‘PR numarası’ olsa bile, ilginç… İletişimde en etkili kanalın “Üçüncü tarafların, fikirleri sorulmadan tavsiyesi” olduğunu ve özellikle de beyaz eşya ve otomobil satın alma kararlarında bu tür tavsiyelerin çok önemli rol oynadığı kesin olarak kanıtlanmıştır.
Doğuş Otomotiv’deki arkadaşları ‘özel müşteri ilişkilerinde’ gösterdikleri başarıdan dolayı kutluyorum.
Selçuk Üniversitesi ilk kez hasbelkader jürisi olduğum, Metro Group’un desteği ile TÜRSAK tarafından düzenlenen Kısa Metraj Film Yarışması’nda dikkatimi çekmişti… Üniversitenin İletişim Fakültesi öğrencileri ödüllerin büyük bir kısmını alıp götürmüşlerdi…
Bu kez de Üniversitenin Kurumsal İletişim Koordinatörü Kerem Pulgat’ın gönderdiği bir bilgi notu, bir anda çok önemsenmesi gereken bir olayı gündeme getiriyordu:
Mevlana Araştırmaları Enstitüsü nihayet kurulmuştu. Rektörlük tarafından Şubat 2010’da başvurusu yapılmıştı. Bakanlar Kurulu nihayet onaylamış ve karar, 22 Ağustos 2010 tarihli resmi gazetede yayınlanmıştı.
Konu, 1953 yılından bu yana Konya’da üniversite, belediyeler ve sivil toplum örgütleri öncülüğünde birçok platformda gündeme getirilip üzerinde tartışılmıştı.
Basın bülteninde şöyle denmiş: “Ülkemiz için önemli bir değer olan büyük Mutasavvuf Mevlana’nın insan sevgisini merkez alan mistik felsefesi bundan böyle uluslararası platformlarda akademik anlamda çok daha etkin şekilde anlatılabilecektir. Enstitü bünyesine yüksek lisans ve doktora öğrencileri alınacak, Mevlana hakkında tüm Dünya’da akademik çalışma yapmak isteyen bilim adamları ve üniversitelerle işbirliği sağlanabilecektir.”
Az bile söylenmiş. Hz. Mevlana Türkiye’nin ülke markası için büyük kıymet ve değerdir (iki kavramı bilhassa bir arada kullandım)… Selçuk Üniversitesi’nin bu girişiminin ne kadar önemli olduğu yakın gelecekte daha iyi anlaşılacaktır.
Spindoctor’luk bile olsa çok ilginç
Ülkemizin yetiştirdiği (böyle denir) pazarlama iletişimi ustalarından Hakan Arı kardeşim çok ilginç bir haber yakalamış. Haberden söz etmeden önce onun bir gazete ilanı ve 3 adet dramatik, uçurumdan yuvarlanmış ve bir hayli hırpalanmış otomobil fotoğraflarını da eklediği notundan söz edelim. Çok eğlenceli…
“Aşağıdaki haberi ve fotoğrafları görünce aklıma ilk siz geldiniz. Haberde, otomotiv var, marka var, iletişim var, teknik konular var, müşteri memnuniyeti var, müşteri sadakati var, minnet ve şükran var, duygu var, bir yaşam bir de ölüm (pert) var. Var oğlu var. Bunlar benim bulabildiklerim.
Okuyunca, eminim bir bu kadar da siz bulursunuz. Paylaşmak istedim.”
Haber aşağı yukarı şöyle:
Bursa'da kullandığı Audi A6 ile 120 metrelik uçuruma yuvarlanan ve kazayı hafif yaralanarak atlatan Aysun İnce, gazete ilanıyla kendisini kurtardığını söylediği otomobiline teşekkür etmiş.
Bir firmanın genel müdürü olan Aysun İnce, kullandığı 16 BKB 06 plakalı otomobilinin direksiyon hâkimiyetini kaybedince 120 metrelik uçuruma yuvarlanan ve denize 5 metre kala duran Audi A6'dan hafif yaralı kurtulmuş.
Aysun İnce, gazeteye verdiği ‘Teşekkürler Audi Ailesi ve Doğuş Oto Yöneticileri’ şeklinde bir hitapla başlayan ilanda, seçtiği otomobil markasında ne kadar isabetli davrandığını gördüğünü söylerken şunların da altını çizmiş: ‘Kendi canı pahasına olsa bile hayatımı kurtaran arabama çok teşekkür ediyorum. Özellikle 2 gün sonra aracımı görmeye gittiğimde canım arabamın ne hale geldiğini, beni nasıl koruduğunu ve hayatımı nasıl kurtardığını gördüm. Bundan sonra da her zaman kullanıcısı olacağım"…
İlan ‘fake’ mi değil mi, bilmiyorum… Hani ABD’de ‘Spindoctor’luk dedikleri türden bir ‘PR numarası’ olsa bile, ilginç… İletişimde en etkili kanalın “Üçüncü tarafların, fikirleri sorulmadan tavsiyesi” olduğunu ve özellikle de beyaz eşya ve otomobil satın alma kararlarında bu tür tavsiyelerin çok önemli rol oynadığı kesin olarak kanıtlanmıştır.
Doğuş Otomotiv’deki arkadaşları ‘özel müşteri ilişkilerinde’ gösterdikleri başarıdan dolayı kutluyorum.