Işık saçanlar…
20 şubat 2024 yeni şafak
Kayseri’de bir öğretmen Şule Yüksel… Birkaç gün önce Barış Manço’nun “Kara Sevda” şarkısı eşliğinde öğrencileriyle birlikte dans ettiği görüntüleri haber oldu. Ardından sosyal medyada ‘kucaklandı’…
Açıkçası, sanal ortam söz konusu olduğunda kucaklandı kelimesini kullanacağımız aklımıza gelmezdi… Ancak durumu en iyi bu tarif ediyor… O nefret kusan, depresyon çukuru sosyal medya bile Şule Öğretmenin öğrencilerini derslerine eğlendirerek başlatması karşısında çok mutlu görünüyordu. Tabii istisnaları, bazı münafıkları da eksik olmadı…
Şule Yüksel, aynı zamanda Halk Oyunları 2. Kademe Antrenörüymüş. Erciyes Üniversitesi Kimya Bölümü mezunu. Yüksel, YouTube kanalında 81 ilin halkoyunlarını da tanıtıyormuş.
İHA, Şule Öğretmen’le bir röportaj yapmış:
“Bu çalışma Millî Eğitim Bakanlığımızca temel eğitim kurumlarına çocuklarımıza ders öncesinde daha sağlıklı yaşam becerileri kazandırmaları amacıyla planlanan ‘kültür fizik’ etkinliği. Biz de okulumuzun ‘Öğretmenler Kurulu’yla bu etkinliği düzenli olarak hayata geçirme kararı aldık. ...Ben, çocukların dikkatini çekmek ve motivasyonunu artırmak amacıyla etkinliği müzikle uyguluyorum; yöresel müziklerimizi, değerlerimizi katmaya özen gösteriyorum.
…Çocuklarımız coşkuyla bana eşlik ediyorlar. ‘Acaba bugün ne olacak’ diye heyecanla bekliyorlar. Çünkü hem hareketleri hem de müziği değiştiriyorum. Her güne yeni bir etkinlikle, müzikle başlamak onları heyecanlandırıyor; mutlu oluyorlar.”
İHA, öğrencilere de mikrofon uzatmış; “Öğretmenim çok eğlendiriyor bizi, derslerimiz çok iyi, öğretmenlerimizi çok seviyoruz. Güzel bir duygu; bu şekilde dersleri çok iyi anlıyoruz. Hem spor yapmış oluyor hem de derse daha mutlu giriyoruz” demiş minikler (https://www.youtube.com/watch?v=8fWH-49Alyk)…
Bir de Rumeysa öğretmenimiz varmış; Rumeysa Çevlik… Sabancı Vakfı “Fark Yaratanlar Programı”nın 14. sezonuna ‘Doğadaki Sınıf’ çalışmasıyla seçilmiş…
Çevlik, Osmaniye Kayasuyu İlkokulu’ndaki görevine başladıktan sonra çocukların uygun şartlarda eğitim alabilmesi için ‘Doğadaki Sınıf’ konseptini oluşturmuş. Geri dönüştürülemeyen malzemelerin sınıfta kullanımına son vermiş, kâğıt kullanımını en aza indirmiş, çocuklara doğayı koruma bilinci aşılamış. Ardından pandeminin de etkisiyle, sıfır maliyetle bir ‘Açık Hava Sınıfı’ oluşturan Rümeysa Öğretmen tüm malzemeleri köyden, doğadan ve evlerde kullanılmayan ürünlerden elde etmiş. Soğuk havanın eğitime engel olmaması için uygun kıyafetleri sağlayacak sponsorlar bulmuş. Çevlik, ‘Açık Hava Sınıfı’ modelinin yaygınlaştırılabilmesi için bir de rehber hazırlamış…
Cumhurbaşkanı Erdoğan Odunpazarı Modern Müzesi açılış töreninde (2019) çok önemli bir tespit yapmış ve hedefi göstermişti: “Türkiye, geçtiğimiz 17 yılda her alanda tarihinin en büyük dönüşümlerine, en büyük reformlarına, en büyük yatırımlarına, en büyük eserlerine, en büyük hizmetlerine kavuşmuştur. Bununla birlikte iki konuda nispeten hedeflerimizin gerisinde kaldık. Biri insan yetiştirme olan eğitim, diğeri ise insanı zenginleştirme olan kültür ve sanattı.”
Şule ve Rumeysa öğretmenler gibi ışık olan eğitimcilerimiz, millî - manevi değerlere bağlı, zamanın ruhunu yakalamış NUN Okulları gibi kurumlarımız ve Cumhurbaşkanı’nın işaret ettiği yolu sahiplenen yönetici kadroların kıymetini bilir ve örnek olmalarını sağlarsak nice ışıklar çocuklarımızın ve ülkemizin geleceğini aydınlatacaktır.
Günün sözü
"Cennette büyük bir köşk vardır. İsmi ‘Dârü’l-ferahtır [Sevinç Köşkü]’. Buraya ancak çocukları sevindirenler girer.”
Hadis-i Şerif 2321
Gözümüze takılanlar…
Açıkçası, sanal ortam söz konusu olduğunda kucaklandı kelimesini kullanacağımız aklımıza gelmezdi… Ancak durumu en iyi bu tarif ediyor… O nefret kusan, depresyon çukuru sosyal medya bile Şule Öğretmenin öğrencilerini derslerine eğlendirerek başlatması karşısında çok mutlu görünüyordu. Tabii istisnaları, bazı münafıkları da eksik olmadı…
Şule Yüksel, aynı zamanda Halk Oyunları 2. Kademe Antrenörüymüş. Erciyes Üniversitesi Kimya Bölümü mezunu. Yüksel, YouTube kanalında 81 ilin halkoyunlarını da tanıtıyormuş.
İHA, Şule Öğretmen’le bir röportaj yapmış:
“Bu çalışma Millî Eğitim Bakanlığımızca temel eğitim kurumlarına çocuklarımıza ders öncesinde daha sağlıklı yaşam becerileri kazandırmaları amacıyla planlanan ‘kültür fizik’ etkinliği. Biz de okulumuzun ‘Öğretmenler Kurulu’yla bu etkinliği düzenli olarak hayata geçirme kararı aldık. ...Ben, çocukların dikkatini çekmek ve motivasyonunu artırmak amacıyla etkinliği müzikle uyguluyorum; yöresel müziklerimizi, değerlerimizi katmaya özen gösteriyorum.
…Çocuklarımız coşkuyla bana eşlik ediyorlar. ‘Acaba bugün ne olacak’ diye heyecanla bekliyorlar. Çünkü hem hareketleri hem de müziği değiştiriyorum. Her güne yeni bir etkinlikle, müzikle başlamak onları heyecanlandırıyor; mutlu oluyorlar.”
İHA, öğrencilere de mikrofon uzatmış; “Öğretmenim çok eğlendiriyor bizi, derslerimiz çok iyi, öğretmenlerimizi çok seviyoruz. Güzel bir duygu; bu şekilde dersleri çok iyi anlıyoruz. Hem spor yapmış oluyor hem de derse daha mutlu giriyoruz” demiş minikler (https://www.youtube.com/watch?v=8fWH-49Alyk)…
Bir de Rumeysa öğretmenimiz varmış; Rumeysa Çevlik… Sabancı Vakfı “Fark Yaratanlar Programı”nın 14. sezonuna ‘Doğadaki Sınıf’ çalışmasıyla seçilmiş…
Çevlik, Osmaniye Kayasuyu İlkokulu’ndaki görevine başladıktan sonra çocukların uygun şartlarda eğitim alabilmesi için ‘Doğadaki Sınıf’ konseptini oluşturmuş. Geri dönüştürülemeyen malzemelerin sınıfta kullanımına son vermiş, kâğıt kullanımını en aza indirmiş, çocuklara doğayı koruma bilinci aşılamış. Ardından pandeminin de etkisiyle, sıfır maliyetle bir ‘Açık Hava Sınıfı’ oluşturan Rümeysa Öğretmen tüm malzemeleri köyden, doğadan ve evlerde kullanılmayan ürünlerden elde etmiş. Soğuk havanın eğitime engel olmaması için uygun kıyafetleri sağlayacak sponsorlar bulmuş. Çevlik, ‘Açık Hava Sınıfı’ modelinin yaygınlaştırılabilmesi için bir de rehber hazırlamış…
Cumhurbaşkanı Erdoğan Odunpazarı Modern Müzesi açılış töreninde (2019) çok önemli bir tespit yapmış ve hedefi göstermişti: “Türkiye, geçtiğimiz 17 yılda her alanda tarihinin en büyük dönüşümlerine, en büyük reformlarına, en büyük yatırımlarına, en büyük eserlerine, en büyük hizmetlerine kavuşmuştur. Bununla birlikte iki konuda nispeten hedeflerimizin gerisinde kaldık. Biri insan yetiştirme olan eğitim, diğeri ise insanı zenginleştirme olan kültür ve sanattı.”
Şule ve Rumeysa öğretmenler gibi ışık olan eğitimcilerimiz, millî - manevi değerlere bağlı, zamanın ruhunu yakalamış NUN Okulları gibi kurumlarımız ve Cumhurbaşkanı’nın işaret ettiği yolu sahiplenen yönetici kadroların kıymetini bilir ve örnek olmalarını sağlarsak nice ışıklar çocuklarımızın ve ülkemizin geleceğini aydınlatacaktır.
Günün sözü
"Cennette büyük bir köşk vardır. İsmi ‘Dârü’l-ferahtır [Sevinç Köşkü]’. Buraya ancak çocukları sevindirenler girer.”
Hadis-i Şerif 2321
Gözümüze takılanlar…
- Mutfak eşyası ve ev tekstili firması Schafer, evdeki herkesin ihtiyaçlarına yönelik bir ürünü olduğu mesajına odaklanan neşeli bir filme imza atmış. Ancak telaffuz sorunu bir çuval inciri berbat etmiş. Reklamda, sırayla hane halkı ve ihtiyaçları görünüyor; ardından tekrar tekrar “Bu da onun şoförü” cümlesi duyuluyor. Reklamı yalnızca ben seyretmiş olsaydım, kendimden şüphe ederdim ama ne yalnızdım ne de bu sorunu ilk fark eden… Tabii cümlenin aslı “Bu da onun Schafer’i”; ancak gelin görün ki bu kulaklarınızla değil, mantığınızla vardığınız biz sonuç; yoksa duyulan “Bu da onun şoförü…” Yazık olmuş…
- Köşemizden Albayrak Grubu’nun dijital içerik platformu GZT’nin Gazze’ye ambulans, tıbbi ekipman ve ilaç desteği vermek üzere Yeryüzü Doktorları ile başlattığı projeyi duyurmuştuk. Kampanya sona ermiş ve hayırseverlerin desteğiyle 4 milyon 890 bin TL bağış toplanmış; ikinci ambulans için kalan miktarı da Albayrak Grubu tamamlayacakmış. Ne mutlu hayırda yarışanlara…
- İstanbul Bilgi Üniversitesi, TÜBİTAK COST Çalışma Grubu’nun desteğiyle Türkiye’de ne eğitimde ne istihdamda olan gençlerin durumunu inceleyecekmiş. Üniversiteden yapılan açıklamaya göre, 12. Kalkınma Planı’nda, Türkiye’de 2023’te yüzde 23 civarında olan “Ne Eğitimde Ne İstihdamda Ne Yetiştirmede” (NEET - Not in Education, Employment or Training) genç oranının, 2028’de yüzde 20 seviyesine indirilmesi hedefleniyormuş. Proje kapsamında ülkemizde 15-24 yaş arası gençlerin NEET olma süreçleri ve sonuçları araştırılarak Türkiye’ye özgü bir profil çizilecekmiş. Batı’nın araştırmalarının ‘kopyala-yapıştır’ yöntemiyle uyarlanmaya çalışılmaması ve bize özgü durumun tespit edilme amacı çok kıymetli. (OECD 2022 NEET verisi için bkz.: https://data.oecd.org/youthinac/youth-not-in-employment-education-or-training-neet.htm)