İtibarın sırrı: Özgüven ve özveri...
06 Haziran 2009 Akşam Gazetesi
Dün Kuzey Deniz Saha Komutanlığı'nın Asker” Müze ve Kültür Sitesi tesislerinde düzenlemiş olduğu Kalite Kongresi'nin konusu 'Değişim Yönetimi' idi...
Üç önemli konuşmacı dinledik: Koç Holding Yön. K. Bşk. Mustafa V. Koç, Prof. Dr. Doğan Cüceloğlu ve Toyota Türkiye CEO'su Tamer Ünlü... Her üç konuşmacıdan da çok şey öğrendim... Ortak konu 'Değişim ve Liderlik' idi... Olacak iş değil ya keşke bu kongrenin kayıtları çözümlenip kitap halinde basılabilse... Bu arada Doğan Cüceloğlu'nun Korku Kültürü adlı kitabını şiddetle tavsiye ediyorum... Sonra haberim yoktu demeyin...
Öğleden sonraki bölümde hasbelkader ben de konuştum... Benim seçtiğim konu şu idi: 'Değişimin en değişmeyen öğesi herkesin bildiği gibi, 'değişimin kendisi' değil, 'değişime karşı' dirençtir. Değişimi gerçekleştirebilmek için önce değişime karşı direnci kırmak gerekir. Değişime karşı direnç, iletişim boyutunda nasıl kırılır?'
Bir süre önce Genelkurmay Başkanlığı İletişim Daire Başkanı Tuğgeneral Metin Gürak'ın ofisini; bir başka olanakla da yine Genelkurmay'a bağlı Tuğgeneral Ethem Büyükışık'ın Başkanlığı'nı yaptığı SAREM'i (Stratejik Araştırmalar ve Etüt Merkezi) ziyaret etme ve çalışmaları izleme fırsatı bulmuştum...
İstanbul'da bütün medyanın davetli olduğu Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'un konferansını izledim; Deniz, Hava, Kara Harp Akademileri Komutanları'nı, Akademi'nin Komutan Yardımcısı'nı ve Kurmay Başkanı'nı tanıma fırsatı buldum...
Yılda bir kere lütfedip Gölcük'e Donanma Komutanlığı'na konferans için davet ederler...
Dünkü tecrübemi de ekleyerek açık yüreklilikle söylemeliyim ki, Silahlı Kuvvetler'in halk nezdinde bu kadar yüksek bir itibar noktasına erişmiş olmasının ve en güvenilen kurumlar araştırmasında kendisinden sonra gelen kurumlara açık fark atarak birinci sırayı yıllardır kimselere kaptırmamasının sırrı, sade ülke savunmasında ve dirlik düzenlik bekçiliğinde kendisine duyulan güvenin çok ötesinde özellikler içermektedir...
Silahlı Kuvvetler'i tanımayanlar için çok garip gelecek bu öğeler şöyle sıralanabilir:
1. Değişime açıklık ve değişimi tetiklemeden korkmamak (özgüven)...
2. İletişim ve ilişki yönetiminin önemini kavramış olmak ve gereken uygulamalara yeşil ışık yakmak (özgüven)...
3. Yenileşimciliğe (inovasyon) açık olmak ve ast üst ilişkisinde, konu bilgi ve deneyime dayanınca şaşırtıcı şekilde demokrasi kurallarını çalıştırmayı bilmek (özgüven)...
4. Topluluk disiplinini elden bırakmadan bireyselliğin izin verilen sınırlarını genişletmek (özgüven)...
5. İşleri zamanında ve en verimli şekilde yapmaya odaklanmak (özveri)
6. Ve bütün bu işleri alınan son derece mütevazı maaşlar karşılığında yapmak (özveri)...
İşte Silahlı Kuvvetler'i halkın en güvendiği kurum yapan iki temel öğe: Özgüven ve Özveri... Silahlı Kuvvetler eğitim kurumlarında sivil uzmanlardan da destek alırlar. Bence biraz da tersi düşünülmeli... Üniversiteler ve iş dünyası Silahlı Kuvvetler'den uzmanlara eğitim verdirmeli... İnanın çok işe yarar...
Emrehan Halıcı'yı çok severim
Hay Allah! Çok üzüldüm... Rahşan Hanım'ın istifasına değil. Onu ve diğer istifa edenleri anlıyorum. Emrehan Halıcı'nın istifasına ise üzüldüm...
Eski bir dostumdur... Aklına, entelektüel birikimine, ahlakına, vicdanına kefil olabileceğim ender siyasetçilerdendir... Yazık oldu... 'Benim istediklerim seçilmedi o zaman ben de ayrılırım' gibi 'oyunbozan, fairplay'e aykırı, sosyal şımarık' bir çocuk tavrı sergileyeceği kırk yıl düşünsem aklıma gelmezdi.
Muhalifsen kal partide fikri mücadelene devam et! Değil mi?...
İstifasını bir tek konuya bağlayabilirim. Bildiğim kadarıyla hiçbir zaman siyasetçi olmak gibi bir niyeti yoktu. Ecevit'lere özel yakınlığı nedeniyle biraz da onları 'kıramadığı' için girdi bu işe ve bir vefa duygusu ve duyarlılığı ile siyaset sahnesinden çekildi... Eğer böyleyse, o zaman onu anlayabilirim... Emrehan kardeşimin yerine basın açıklaması yapmış gibi oldum, ama ne yapayım, çok severim kendisini...
Dün Kuzey Deniz Saha Komutanlığı'nın Asker” Müze ve Kültür Sitesi tesislerinde düzenlemiş olduğu Kalite Kongresi'nin konusu 'Değişim Yönetimi' idi...
Üç önemli konuşmacı dinledik: Koç Holding Yön. K. Bşk. Mustafa V. Koç, Prof. Dr. Doğan Cüceloğlu ve Toyota Türkiye CEO'su Tamer Ünlü... Her üç konuşmacıdan da çok şey öğrendim... Ortak konu 'Değişim ve Liderlik' idi... Olacak iş değil ya keşke bu kongrenin kayıtları çözümlenip kitap halinde basılabilse... Bu arada Doğan Cüceloğlu'nun Korku Kültürü adlı kitabını şiddetle tavsiye ediyorum... Sonra haberim yoktu demeyin...
Öğleden sonraki bölümde hasbelkader ben de konuştum... Benim seçtiğim konu şu idi: 'Değişimin en değişmeyen öğesi herkesin bildiği gibi, 'değişimin kendisi' değil, 'değişime karşı' dirençtir. Değişimi gerçekleştirebilmek için önce değişime karşı direnci kırmak gerekir. Değişime karşı direnç, iletişim boyutunda nasıl kırılır?'
Bir süre önce Genelkurmay Başkanlığı İletişim Daire Başkanı Tuğgeneral Metin Gürak'ın ofisini; bir başka olanakla da yine Genelkurmay'a bağlı Tuğgeneral Ethem Büyükışık'ın Başkanlığı'nı yaptığı SAREM'i (Stratejik Araştırmalar ve Etüt Merkezi) ziyaret etme ve çalışmaları izleme fırsatı bulmuştum...
İstanbul'da bütün medyanın davetli olduğu Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'un konferansını izledim; Deniz, Hava, Kara Harp Akademileri Komutanları'nı, Akademi'nin Komutan Yardımcısı'nı ve Kurmay Başkanı'nı tanıma fırsatı buldum...
Yılda bir kere lütfedip Gölcük'e Donanma Komutanlığı'na konferans için davet ederler...
Dünkü tecrübemi de ekleyerek açık yüreklilikle söylemeliyim ki, Silahlı Kuvvetler'in halk nezdinde bu kadar yüksek bir itibar noktasına erişmiş olmasının ve en güvenilen kurumlar araştırmasında kendisinden sonra gelen kurumlara açık fark atarak birinci sırayı yıllardır kimselere kaptırmamasının sırrı, sade ülke savunmasında ve dirlik düzenlik bekçiliğinde kendisine duyulan güvenin çok ötesinde özellikler içermektedir...
Silahlı Kuvvetler'i tanımayanlar için çok garip gelecek bu öğeler şöyle sıralanabilir:
1. Değişime açıklık ve değişimi tetiklemeden korkmamak (özgüven)...
2. İletişim ve ilişki yönetiminin önemini kavramış olmak ve gereken uygulamalara yeşil ışık yakmak (özgüven)...
3. Yenileşimciliğe (inovasyon) açık olmak ve ast üst ilişkisinde, konu bilgi ve deneyime dayanınca şaşırtıcı şekilde demokrasi kurallarını çalıştırmayı bilmek (özgüven)...
4. Topluluk disiplinini elden bırakmadan bireyselliğin izin verilen sınırlarını genişletmek (özgüven)...
5. İşleri zamanında ve en verimli şekilde yapmaya odaklanmak (özveri)
6. Ve bütün bu işleri alınan son derece mütevazı maaşlar karşılığında yapmak (özveri)...
İşte Silahlı Kuvvetler'i halkın en güvendiği kurum yapan iki temel öğe: Özgüven ve Özveri... Silahlı Kuvvetler eğitim kurumlarında sivil uzmanlardan da destek alırlar. Bence biraz da tersi düşünülmeli... Üniversiteler ve iş dünyası Silahlı Kuvvetler'den uzmanlara eğitim verdirmeli... İnanın çok işe yarar...
Emrehan Halıcı'yı çok severim
Hay Allah! Çok üzüldüm... Rahşan Hanım'ın istifasına değil. Onu ve diğer istifa edenleri anlıyorum. Emrehan Halıcı'nın istifasına ise üzüldüm...
Eski bir dostumdur... Aklına, entelektüel birikimine, ahlakına, vicdanına kefil olabileceğim ender siyasetçilerdendir... Yazık oldu... 'Benim istediklerim seçilmedi o zaman ben de ayrılırım' gibi 'oyunbozan, fairplay'e aykırı, sosyal şımarık' bir çocuk tavrı sergileyeceği kırk yıl düşünsem aklıma gelmezdi.
Muhalifsen kal partide fikri mücadelene devam et! Değil mi?...
İstifasını bir tek konuya bağlayabilirim. Bildiğim kadarıyla hiçbir zaman siyasetçi olmak gibi bir niyeti yoktu. Ecevit'lere özel yakınlığı nedeniyle biraz da onları 'kıramadığı' için girdi bu işe ve bir vefa duygusu ve duyarlılığı ile siyaset sahnesinden çekildi... Eğer böyleyse, o zaman onu anlayabilirim... Emrehan kardeşimin yerine basın açıklaması yapmış gibi oldum, ama ne yapayım, çok severim kendisini...