Iverson’un ‘etinden sütünden’ yararlanılmalı…
01 kASIM 2010
Bu büyük olaydır… Sadece spor dünyamızda mı? Hayır, iş, ilişki ve iletişim yönetimi dünyamız için de büyük bir olaydır…
Yüzlerce milyon dolar harcasanız ABD’de Türkiye ile ilgili daha etkili bir ‘kamu diplomasisi’ atağı gerçekleştiremezsiniz… Beni sadece Türkiye’de bir dünya starını izleyebilecek olmamız ilgilendirmiyor; aynı zamanda bu büyük starın ‘etinden sütünden’ algılama yönetimi adına hangi platformlarda nasıl yararlanabileceğimiz de ilgilendiriyor…
Beşiktaş’ın, NBA’in süper yıldızı Allen Iverson ile sözleşme imzalaması, Türk spor tarihine geçecek bir olaydır… Sadece Türk spor tarihine mi? Hayır ABD’nin de spor arşivinde yerini alacaktır… Futbolla karşılaştırırsak, takımlarımızdan birinin Beckham’i veya Ronaldo’yu transfer etmesi gibi bir şeydir. Bu durum ABD’den bakıldığında belki daha da sansasyonel olabilir…
Beşiktaş, anlaşıldığı kadarıyla olayı iletişim boyutuyla hak ettiği düzeyde ‘köpürtmeye’ hazırlanıyor… Peki, Kamu Diplomasisi konusunda etkili ve yetkili makamların Iverson’un Türkiye’ye transferi konusunda sizce ne tür stratejik planları var dersiniz? ABD, AB düzeyinde ve de bölgede ne tür bir aksiyon planlaı hazırlayacaklar sizce?.. Ya da hangi Türk markası (mesela THY) ayağına kadar gelmiş bu fırsatı yakalayabilmek için ilk adımı atabilecek?..
Bekleyip göreceğiz... Bana gelince uzun yıllar sonra tekrar basketbol maçlarına gitmeye başlayacağım herhalde… Çünkü Iverson’un ölüsü bile –ki hakkında birçok olumsuz şey konuşuluyor- başka bir âlemdir…
Bu Hanlar perakende sektörünün kültür mirasıdır
Bu ayki National Gegraphic dergisini elimden düşüremiyorum. Dünkü yazımızda söz ettiğimiz Tarkan’ın çektiği fotoğraflar ve onunla yapılmış röportajın dışında olağanüstü bir başka bölümün adı da “Hanlar”…
Yazıları Nevin Sungur’un, fotoğrafları Baran Özdemir’in imzasını taşıyan çalışmanın giriş bölümündeki alt başlık şöyle:
“Eski İstanbul’un ticari ve sosyal hayatının parçası olan Hanlar, geçmiş şehir tasvirinin son temsilcisi ustaları ve esnafıyla kendilerine biçilmek istenen yeni rolleri bekliyor.”
Konuya 22 sayfa ayrılmış… Hepsi birer tablo gibi özenle seçilmiş fotoğrafları, oya gibi işlenmiş metinleri, Türkiye’ye “perakendeyi öğretmeye geldiklerini” iddia eden ‘ecnebi ecnebilerle’ onların yardımcıları ‘ecnebi Türklerin’ uzun uzun incelemelerinde yarar vardır… Perakende kültürü nereden kime gitmiş; kimden nereye gelmiş!..
Belki o zaman belli bir alçakgönüllülükle perakende sektörümüzün kendi genlerindeki ‘enformasyonla’ uluslar arası deneyim biraraya getirilebilir ve zaten şaha kalkmış olan sektörün havalanarak 70 milyarlık kayıt içi / 80 milyar kayıt dışı durumdan, 150 milyarlık kayıt içi bir ticarete yükselmesi sağlanabilir… O zaman başta devlet olmak üzere herkes kazanacaktır…
Hanlar adlı çalışmanın fotoğraflarından birini (İkonos Uydu Görüntüsü imiş) derginin ortasına 3 sayfa olarak açmışlar. Başlığı şu: Tarihi Yarımada Han Haritası…
Haritanın üstünde küçük sarı dairelerle tarihi hanlar işaretlenmiş… Evliya Çelebi’ye göre, 17. Yüzyılda (Yani Avrupa ve Amerika’da insanlar birbirlerini kelimenin tam anlamıyla ‘yerken’) Osmanlı İmparatorluğu sınırları içinde 8.500, İstanbul’da ise 566 han bulunuyormuş… Haritada işaretli olanlar 46 tane… Hâlâ ayaktalar ancak bakıma, canlandırılmaya ihtiyaçları var…
Perakende tarihimizin bu müthiş mirasına, başta 70 milyar doları temsil eden Alışveriş Merkezleri ve Perakendeciler Derneği (AMPD), Birleşik Markalar Derneği (BMD), Alışveriş Merkezleri Yatırımcıları Derneği (AYD) olmak üzere, tüm perakende dünyası bir proje olarak sahip çıkmalı… Tam da Sektör İstanbul Shopping Fest hazırlıkları için biraraya gelmişken, 24 milyar dolarlık bir ciroyu yönettiği iddia edilen BMD’nin “Türkiye'nin Markaları Türkiye'nin Çocuklarını Giydiriyor” adı verilen sosyal sorumluluk kampanyası ile ‘ısınmışkken’, bu işe el atmanın zamanıdır…
Yüzlerce milyon dolar harcasanız ABD’de Türkiye ile ilgili daha etkili bir ‘kamu diplomasisi’ atağı gerçekleştiremezsiniz… Beni sadece Türkiye’de bir dünya starını izleyebilecek olmamız ilgilendirmiyor; aynı zamanda bu büyük starın ‘etinden sütünden’ algılama yönetimi adına hangi platformlarda nasıl yararlanabileceğimiz de ilgilendiriyor…
Beşiktaş’ın, NBA’in süper yıldızı Allen Iverson ile sözleşme imzalaması, Türk spor tarihine geçecek bir olaydır… Sadece Türk spor tarihine mi? Hayır ABD’nin de spor arşivinde yerini alacaktır… Futbolla karşılaştırırsak, takımlarımızdan birinin Beckham’i veya Ronaldo’yu transfer etmesi gibi bir şeydir. Bu durum ABD’den bakıldığında belki daha da sansasyonel olabilir…
Beşiktaş, anlaşıldığı kadarıyla olayı iletişim boyutuyla hak ettiği düzeyde ‘köpürtmeye’ hazırlanıyor… Peki, Kamu Diplomasisi konusunda etkili ve yetkili makamların Iverson’un Türkiye’ye transferi konusunda sizce ne tür stratejik planları var dersiniz? ABD, AB düzeyinde ve de bölgede ne tür bir aksiyon planlaı hazırlayacaklar sizce?.. Ya da hangi Türk markası (mesela THY) ayağına kadar gelmiş bu fırsatı yakalayabilmek için ilk adımı atabilecek?..
Bekleyip göreceğiz... Bana gelince uzun yıllar sonra tekrar basketbol maçlarına gitmeye başlayacağım herhalde… Çünkü Iverson’un ölüsü bile –ki hakkında birçok olumsuz şey konuşuluyor- başka bir âlemdir…
Bu Hanlar perakende sektörünün kültür mirasıdır
Bu ayki National Gegraphic dergisini elimden düşüremiyorum. Dünkü yazımızda söz ettiğimiz Tarkan’ın çektiği fotoğraflar ve onunla yapılmış röportajın dışında olağanüstü bir başka bölümün adı da “Hanlar”…
Yazıları Nevin Sungur’un, fotoğrafları Baran Özdemir’in imzasını taşıyan çalışmanın giriş bölümündeki alt başlık şöyle:
“Eski İstanbul’un ticari ve sosyal hayatının parçası olan Hanlar, geçmiş şehir tasvirinin son temsilcisi ustaları ve esnafıyla kendilerine biçilmek istenen yeni rolleri bekliyor.”
Konuya 22 sayfa ayrılmış… Hepsi birer tablo gibi özenle seçilmiş fotoğrafları, oya gibi işlenmiş metinleri, Türkiye’ye “perakendeyi öğretmeye geldiklerini” iddia eden ‘ecnebi ecnebilerle’ onların yardımcıları ‘ecnebi Türklerin’ uzun uzun incelemelerinde yarar vardır… Perakende kültürü nereden kime gitmiş; kimden nereye gelmiş!..
Belki o zaman belli bir alçakgönüllülükle perakende sektörümüzün kendi genlerindeki ‘enformasyonla’ uluslar arası deneyim biraraya getirilebilir ve zaten şaha kalkmış olan sektörün havalanarak 70 milyarlık kayıt içi / 80 milyar kayıt dışı durumdan, 150 milyarlık kayıt içi bir ticarete yükselmesi sağlanabilir… O zaman başta devlet olmak üzere herkes kazanacaktır…
Hanlar adlı çalışmanın fotoğraflarından birini (İkonos Uydu Görüntüsü imiş) derginin ortasına 3 sayfa olarak açmışlar. Başlığı şu: Tarihi Yarımada Han Haritası…
Haritanın üstünde küçük sarı dairelerle tarihi hanlar işaretlenmiş… Evliya Çelebi’ye göre, 17. Yüzyılda (Yani Avrupa ve Amerika’da insanlar birbirlerini kelimenin tam anlamıyla ‘yerken’) Osmanlı İmparatorluğu sınırları içinde 8.500, İstanbul’da ise 566 han bulunuyormuş… Haritada işaretli olanlar 46 tane… Hâlâ ayaktalar ancak bakıma, canlandırılmaya ihtiyaçları var…
Perakende tarihimizin bu müthiş mirasına, başta 70 milyar doları temsil eden Alışveriş Merkezleri ve Perakendeciler Derneği (AMPD), Birleşik Markalar Derneği (BMD), Alışveriş Merkezleri Yatırımcıları Derneği (AYD) olmak üzere, tüm perakende dünyası bir proje olarak sahip çıkmalı… Tam da Sektör İstanbul Shopping Fest hazırlıkları için biraraya gelmişken, 24 milyar dolarlık bir ciroyu yönettiği iddia edilen BMD’nin “Türkiye'nin Markaları Türkiye'nin Çocuklarını Giydiriyor” adı verilen sosyal sorumluluk kampanyası ile ‘ısınmışkken’, bu işe el atmanın zamanıdır…