Joachim Löw kadar olamadılar…
29 eylül 2018 - yeni şafak
Almanya gerek olimpiyatlar gerek futbol şampiyonaları konusunda son derece becerikli bir ülke… Sadece organizasyonu düzenleme konusunda değil, organizasyonu alma konusunda da öyle…
Der Spiegel dergisinde bir dönem Franz Beckenbauer’in bu konudaki ‘becerileri’ üzerinde ayrıntılı bir haber yayınlanmıştı…
1974 Dünya Kupası; 1988 Avrupa Futbol Şampiyonası; 2006 Dünya Kupası’nı başarmıştı… 2024’ü de başardı…
Futbol Federasyonu’nun bu kez dersine olağanüstü iyi çalıştığını ve Türkiye’nin alt yapı olarak tamamen hazır olduğunu, son ikiye kalıp kaybettiğimizin açıklandığı saniyeye kadar herkes kabul ediyordu… Gösterilen kartta Türkiye yerine Almanya yazdığı görüldüğü andan itibaren ne kadar münafık varsa hepsi birden saldırıya geçti…
Türkiye’ye oy vermeyenler ile onların içimizdeki işbirlikçileri bir kez daha aynı cephede buluştular… Bir Alman Millî Takımı Teknik Direktörü Joachim Löw kadar olamadılar, bizim Erdoğan ve mevcut yönetim düşmanı münafık ecnebî Türkler…
Ne demiş Löw?
“Tanıtım filminize hayran kaldım. Türkiye'nin artık turnuva yapmasının zamanı geldi. Türkiye hak etmişti. Bugün biz çok seviniyoruz. Bu bizim için müthiş bir görev olacak. Türkiye'yi de tebrik ederim, inanılmaz bir efor gösterdi. Bence 2030 Dünya Kupası'na da aday olmalılar."
Bizimkiler ise herkesin beğendiği filmdeki bazı metaforları (et lokantası vs) yerden yere çalıp, bizim demokrasi ve hukuk sistemi yoksunluğumuzdan dem vurup her şeyi taşlayıp durdular… (Batı’yla buluştukları nokta Türkiye’nin izlediği haysiyetli millî bağımsızlık politikası karşıtlığı olmasın?)
Gündemde yine iletişim var… Türkiye, melanet rüzgârlarına karşı kendini koruyacak ısı kalkanlarını oluşturmak ve itibarını sağlam temeller üzerine oturtmak için gerekli şekilde kendini ifade edemedi…
Cumhurbaşkanlığı yönetim sisteminin en önemli halkalarından biri olan İletişim Başkanlığı’nın neden kurulduğu, inşallah şimdi daha iyi anlaşılmıştır. İletişim Başkanlığı faaliyete geçeli daha şunun şurasında 2 ay olmadı… Karşımızdaki, onlarca yıldır uğraşıyor bu işlerle… İnşallah 2030 ya da 2028 için ısı kalkanları devreye girecektir…
Fıkra mı gerçek mi bilmem… Gerçekmiş gibi anlatırlar… Türkiye’de uzun yıllardır çim saha ve alanların çimlenmesi meselesi ciddiyetle el alınmakta ya… İşin başında durmadan sararıyormuş bizim çimler… Hoş bazı futbol sahalarında hâlâ aynı problem var ya… Nispeten daha az herhalde…
İşte o problem için bizimkiler İngiltere’ye gitmişler… Oradaki uzmanlarla teknik toplantıda sormuşlar… “3 aydır itinayla bakıyoruz bu çimlere. Neden bozuluyorlar?” İngiliz hiç düşünmeden cevabını vermiş: “Biz 300 yıldır bakıyoruz… Ondan olabilir mi?..”
Bir kadın yöneticimiz daha çıtayı yukarıya çekti
Vodafone Grubu’nun Dünya İcra Kurulu Üyesi Serpil Timuray Hanım, Financial Times Dergisi’nin uluslararası düzeyde hazırladığı, kadın liderlerin sıralandığı “HERoes: İş Hayatında Kadınları Destekleyen Şampiyonlar 2018” Dünya Kadın Liderler Listesi’nde 20. sırada yer almış. Kutluyoruz kendisini.
Listeye, cinsiyet eşitsizliğiyle savaşan ve kadın çalışanların kariyerlerinde yükselmesine destek olan kadın liderler girebiliyormuş.
Kadın çalışanlara en az 16 hafta tam ücretli doğum izni ve işe döndükleri tarihten sonraki ilk 6 ayda haftada 30 saat tam ücretle çalışma hakkı veren “Özel Doğum İzni” politikası ve kariyerine ara vermiş orta ve üst düzey yönetici pozisyonundaki kadınları iş hayatına geri kazandırmak üzere tasarlanan “ReConnect” gibi programlar, Serpil Hanımı listeye taşımış…
Serpil Hanım gibi uluslararası kariyer basamaklarını hızla yukarı doğru tırmanan yönetici, bilim adamı ve sanatçılarımız… İşin üzücü yanı, bu insanların yurt dışında Türkiye’de karşılaştıklarından çok daha fazla ilgi görmeleri… İtibarımız ve kendimizi gerçekliğimize uygun şekilde ifade edebilmemiz için bu kıymetler çok önemli birer iletişim zenginliğidir.