Kılıçdaroğlu 10’da 10 yapacak…
10 Ağustos 2018 - Yeni Şafak
Kılıçdaroğlu 10’da 10 yapacak…
CHP yönetiminin aldığı karar, siyasi iletişim intiharıdır… Hiçbir bahane, hiçbir yönetimsel atraksiyon, MYK numaraları falan CHP’yi artık kurtaramaz. Bırakın yasal gereklilik olan salt çoğunluğa tekabül eden 622’yi, yönetimi eleştiren 400 – 500 delege bile olsaydı, partinin geleceğini sağlam temeller üzerinde tutmayı amaçlayan bir yönetim, siyasî ahlak gereği, daha konu ilk açıldığı gün kurultay kararı alırdı.
Anlaşılan Kılıçdaroğlu 10’da 10 yapmayı, yani 10’uncu seçimi de kaybetmeyi kendisine siyasî hedef olarak bellemiş…
Ziya Bey’in işi zor…
Herkeste ortak bir kanaat… “Bu Millî Eğitim Bakanı çok farklı… İşi biliyor. Pek çok şeyi düzeltecek!..” Şimdiye kadar hangi bakana, işin başında bu kadar kredi açılmıştır bilemedim.
Öte yandan, bir insana bu kadar kredi açıldı mı, ortada ciddî risk var demektir. Beklenti ne kadar yüksekse, düş kırıklığı ve onun doğurduğu agresyon da o kadar yüksek oluyor…
Bu nedenle, bizim de hasbelkader yakından tanıma şansı bulduğumuz, çalışmalarını ve dünya duruşunu takdirle izlediğimiz Millî Eğitim Bakanımız Prof. Dr. Ziya Selçuk’un işinin ne kadar zor olduğunu anlamak için, son üniversite giriş sınavında alınan sonuçlarla ilgili rakamlara bakmak yeterlidir…
CHP yönetiminin aldığı karar, siyasi iletişim intiharıdır… Hiçbir bahane, hiçbir yönetimsel atraksiyon, MYK numaraları falan CHP’yi artık kurtaramaz. Bırakın yasal gereklilik olan salt çoğunluğa tekabül eden 622’yi, yönetimi eleştiren 400 – 500 delege bile olsaydı, partinin geleceğini sağlam temeller üzerinde tutmayı amaçlayan bir yönetim, siyasî ahlak gereği, daha konu ilk açıldığı gün kurultay kararı alırdı.
Anlaşılan Kılıçdaroğlu 10’da 10 yapmayı, yani 10’uncu seçimi de kaybetmeyi kendisine siyasî hedef olarak bellemiş…
Ziya Bey’in işi zor…
Herkeste ortak bir kanaat… “Bu Millî Eğitim Bakanı çok farklı… İşi biliyor. Pek çok şeyi düzeltecek!..” Şimdiye kadar hangi bakana, işin başında bu kadar kredi açılmıştır bilemedim.
Öte yandan, bir insana bu kadar kredi açıldı mı, ortada ciddî risk var demektir. Beklenti ne kadar yüksekse, düş kırıklığı ve onun doğurduğu agresyon da o kadar yüksek oluyor…
Bu nedenle, bizim de hasbelkader yakından tanıma şansı bulduğumuz, çalışmalarını ve dünya duruşunu takdirle izlediğimiz Millî Eğitim Bakanımız Prof. Dr. Ziya Selçuk’un işinin ne kadar zor olduğunu anlamak için, son üniversite giriş sınavında alınan sonuçlarla ilgili rakamlara bakmak yeterlidir…
Abartılı durumlar ortaya çıktığında tipik halk deyişi haline gelen bir nida var: “Yok artık!..” Bu sonuçlara bakınca, insanın içinden buna benzer nidalar geliyor… Tıpkı yarışma programında Çin Seddi’nin hangi ülkede olduğunu, şıkların içinde Çin olmasına rağmen bilemeyip sağa sola soran hanımefendiyi izlerken insanların içinden geçtiği gibi: Yok artık!..
Sınav sonuçları da işte bu kadar çarpıcı… Bizim bilgi sınırımızı zorlayan bir durum aslında… Acaba sorular mı çok zordu, bizim öğrencilerin bilgi düzeyini fersah fersah aşıyor muydu; yoksa eğitim sistemimiz mi iflas etmişti… Bunu Sayın Bakan mutlaka araştırıyordur. LGS’de 91 bin öğrenci açıkta kalınca sorumlulara, mevkilerine bakmaksızın birer birer kapıyı gösteren Sayın Bakan’ın bu kez işi biraz daha zor. Çünkü mesele ânında çözülecek gibi durmuyor… Kökleri çok eskilerde ve derinlerde sanki…
Bizim karta bizden reklam
Bankalar arası Kart Merkezi (BKM) tarafından, Türkiye bankacılık ve finans sektörünün ortak çabalarıyla 2016’da hayata geçirilen ödeme yöntemi Troy’un yeni kampanyası çok etkileyici.
Banka kartı, kredi kartı ve ön ödemeli kartların sağ alt köşesinde görmeye başladığımız bir Türk markası Troy. Hani hem yerli hem de millî. Visa ya da MasterCard’ın bu alanda paylaştığı pazara üçüncü bir rakip olarak gelen ve Türkiye’nin Ödeme Yöntemi olarak anılan Troy’a sahip çıkmayan banka yok gibi.
Marka, yeni reklam çalışmasıyla da yerli ve bize özgü olma konusuna, üç video ile vurgu yapıyor.
Videolar Manajans/JWT imzalı. Birinci filmde, hepimizin aşina olduğu “Burada senin paran geçmez” iddiasının zeybek yorumu işlenmiş. İkinci videoda Paris’te bir dükkânda Türklere has pazarlık yöntemleri, üçüncü videoda ise yine özgün bir POS cihazı klişesi aktarılmış.
Yolun açık olsun Truva (!)…
Sınav sonuçları da işte bu kadar çarpıcı… Bizim bilgi sınırımızı zorlayan bir durum aslında… Acaba sorular mı çok zordu, bizim öğrencilerin bilgi düzeyini fersah fersah aşıyor muydu; yoksa eğitim sistemimiz mi iflas etmişti… Bunu Sayın Bakan mutlaka araştırıyordur. LGS’de 91 bin öğrenci açıkta kalınca sorumlulara, mevkilerine bakmaksızın birer birer kapıyı gösteren Sayın Bakan’ın bu kez işi biraz daha zor. Çünkü mesele ânında çözülecek gibi durmuyor… Kökleri çok eskilerde ve derinlerde sanki…
Bizim karta bizden reklam
Bankalar arası Kart Merkezi (BKM) tarafından, Türkiye bankacılık ve finans sektörünün ortak çabalarıyla 2016’da hayata geçirilen ödeme yöntemi Troy’un yeni kampanyası çok etkileyici.
Banka kartı, kredi kartı ve ön ödemeli kartların sağ alt köşesinde görmeye başladığımız bir Türk markası Troy. Hani hem yerli hem de millî. Visa ya da MasterCard’ın bu alanda paylaştığı pazara üçüncü bir rakip olarak gelen ve Türkiye’nin Ödeme Yöntemi olarak anılan Troy’a sahip çıkmayan banka yok gibi.
Marka, yeni reklam çalışmasıyla da yerli ve bize özgü olma konusuna, üç video ile vurgu yapıyor.
Videolar Manajans/JWT imzalı. Birinci filmde, hepimizin aşina olduğu “Burada senin paran geçmez” iddiasının zeybek yorumu işlenmiş. İkinci videoda Paris’te bir dükkânda Türklere has pazarlık yöntemleri, üçüncü videoda ise yine özgün bir POS cihazı klişesi aktarılmış.
Yolun açık olsun Truva (!)…