Kabine’yi ne bekliyor?..
03 haziran 2023 yeni şafak
Bu sorunun yanıtı için somut kaynak belli; Sayın Cumhurbaşkanı’nın ifadeleri…
Örneğin, bir televizyon programında şöyle demişti: “Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılına yakışan bir kabinemiz olacak. Büyük ve güçlü Türkiye idealimize gönül vermiş kadrolarla yola devam edeceğiz. Kadrolarımızı yenilemekten hiçbir zaman geri durmadık, yine durmayacağız. Dinamik ekiplerle yolumuza devam ettik. Pek çok değerli ismimiz mevcut. Kabinemizde Türkiye Yüzyılı vizyonuna ayak uyduracak isimler olacak.”
Bu konuşmada gözümüze, yukarıda kalın harflerle belirtmeye çalıştığımız dört temel unsur ilişti: Büyük ve güçlü Türkiye ideali, kadroların yenilenmesi, dinamizm ve Türkiye Yüzyılı vizyonu.
Bahsi geçen dört unsura yapılan vurguyu biz, kendi bilgi ve tecrübemizden geçirerek şu sonuca varırsak büyük olasılıkla yanılmayız:
Türkiye, sert güç (hard power) alanında gerek altyapı ve ulaştırma yatırımları gerekse de enerji, millî savunma sanayi, yerli otomobil, millî elektrikli lokomotif, haberleşme uyduları gibi devasa projeler konusunda büyük adımlar attı.
Şimdi ise sıra; zaferi, yumuşak güç (soft power) alanında da taçlandırmada… Bu kez dev projelerin, ülkenin ‘güven’ endeksinin artırılması, marka değerinin yükseltilmesi, itibarının hak ettiği düzeye getirilmesi için devreye alınması gündeme gelecektir.
Adalet sisteminin daha da geliştirilmesi, Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Ofisi’nin ortaya koyduğu projeler doğrultusunda liyakat (performans değerlendirmesi) sisteminin gözden geçirilip uygulamaya konulması, Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi’nin mükemmelleştirilmesi için ‘denge ve denetim’ sistematiğinin uyum yasaları aracılığıyla entegre edilmesi, kamu diplomasisi uygulamaları ve yurt dışı temsilciliklerinde görevli kadroların entegre bir çalışma yöntemiyle projelendirilmiş ‘algılama yönetimi’ faaliyetlerinin koordine edilmesi ve tabii ki hükûmetin olmazsa olmaz görevi enflasyon ve hayat pahalılığıyla mücadele…
Kabine’yi beklediğini düşündüğümüz acil görevler bu minval üzere şekillenecektir.
Peki bir önceki Kabine başarısız mıydı?
Tabii ki hayır… Başına gelmedik kriz kalmayan ve hepsinden başarıyla çıkmayı bilen Sağlık Bakanı’nı; sel, yangın, deprem felaketlerine anında koşan İçişleri Bakanı ile Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı’nı; Türkiye’nin sınır güvenliğinin ve bölünmez bütünlüğünün yorulmaz bekçisi Millî Savunma Bakanı’nı, ülkemizin dış politikasını millî bağımsızlık çizgisinde yürüten Dışişleri Bakanı’nı; dünyayı Türkiye’ye bağlayarak ülkemizi küresel turizmin, ticaretin kavşak noktası hâline getiren Ulaştırma ve Altyapı Bakanı’nı; Türkiye’ye rekorlar kırdıran, kupalar getiren ve spor altyapısının gelişmesini sağlayan Gençlik ve Spor Bakanı’nı; bizi enerjide dışa bağımlılıktan kurtaracak keşif ve yatırımları başarıyla yöneten Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı’nı ve Türkiye’nin selameti ve refahı için, şairin deyişiyle “Hazım zamanlarını” değil, tüm zamanlarını veren hükûmet üyesi diğer bakanları unutmak mümkün mü?..
Cumhurbaşkanı’mızın liderliğinde 2023-2028 arasında Türkiye Yüzyılı’na doğru koşmayı kolaylaştıracak ön koşulları hazırlayan ekibe selam olsun…
Günün sözü
“Dünden ders çıkar, bugünü yaşa, yarın için umut et! En önemlisi, soru sormaktan hiç vazgeçme.”
Albert Einstein
Gözümüze takılanlar…
Örneğin, bir televizyon programında şöyle demişti: “Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılına yakışan bir kabinemiz olacak. Büyük ve güçlü Türkiye idealimize gönül vermiş kadrolarla yola devam edeceğiz. Kadrolarımızı yenilemekten hiçbir zaman geri durmadık, yine durmayacağız. Dinamik ekiplerle yolumuza devam ettik. Pek çok değerli ismimiz mevcut. Kabinemizde Türkiye Yüzyılı vizyonuna ayak uyduracak isimler olacak.”
Bu konuşmada gözümüze, yukarıda kalın harflerle belirtmeye çalıştığımız dört temel unsur ilişti: Büyük ve güçlü Türkiye ideali, kadroların yenilenmesi, dinamizm ve Türkiye Yüzyılı vizyonu.
Bahsi geçen dört unsura yapılan vurguyu biz, kendi bilgi ve tecrübemizden geçirerek şu sonuca varırsak büyük olasılıkla yanılmayız:
Türkiye, sert güç (hard power) alanında gerek altyapı ve ulaştırma yatırımları gerekse de enerji, millî savunma sanayi, yerli otomobil, millî elektrikli lokomotif, haberleşme uyduları gibi devasa projeler konusunda büyük adımlar attı.
Şimdi ise sıra; zaferi, yumuşak güç (soft power) alanında da taçlandırmada… Bu kez dev projelerin, ülkenin ‘güven’ endeksinin artırılması, marka değerinin yükseltilmesi, itibarının hak ettiği düzeye getirilmesi için devreye alınması gündeme gelecektir.
Adalet sisteminin daha da geliştirilmesi, Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Ofisi’nin ortaya koyduğu projeler doğrultusunda liyakat (performans değerlendirmesi) sisteminin gözden geçirilip uygulamaya konulması, Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi’nin mükemmelleştirilmesi için ‘denge ve denetim’ sistematiğinin uyum yasaları aracılığıyla entegre edilmesi, kamu diplomasisi uygulamaları ve yurt dışı temsilciliklerinde görevli kadroların entegre bir çalışma yöntemiyle projelendirilmiş ‘algılama yönetimi’ faaliyetlerinin koordine edilmesi ve tabii ki hükûmetin olmazsa olmaz görevi enflasyon ve hayat pahalılığıyla mücadele…
Kabine’yi beklediğini düşündüğümüz acil görevler bu minval üzere şekillenecektir.
Peki bir önceki Kabine başarısız mıydı?
Tabii ki hayır… Başına gelmedik kriz kalmayan ve hepsinden başarıyla çıkmayı bilen Sağlık Bakanı’nı; sel, yangın, deprem felaketlerine anında koşan İçişleri Bakanı ile Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı’nı; Türkiye’nin sınır güvenliğinin ve bölünmez bütünlüğünün yorulmaz bekçisi Millî Savunma Bakanı’nı, ülkemizin dış politikasını millî bağımsızlık çizgisinde yürüten Dışişleri Bakanı’nı; dünyayı Türkiye’ye bağlayarak ülkemizi küresel turizmin, ticaretin kavşak noktası hâline getiren Ulaştırma ve Altyapı Bakanı’nı; Türkiye’ye rekorlar kırdıran, kupalar getiren ve spor altyapısının gelişmesini sağlayan Gençlik ve Spor Bakanı’nı; bizi enerjide dışa bağımlılıktan kurtaracak keşif ve yatırımları başarıyla yöneten Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı’nı ve Türkiye’nin selameti ve refahı için, şairin deyişiyle “Hazım zamanlarını” değil, tüm zamanlarını veren hükûmet üyesi diğer bakanları unutmak mümkün mü?..
Cumhurbaşkanı’mızın liderliğinde 2023-2028 arasında Türkiye Yüzyılı’na doğru koşmayı kolaylaştıracak ön koşulları hazırlayan ekibe selam olsun…
Günün sözü
“Dünden ders çıkar, bugünü yaşa, yarın için umut et! En önemlisi, soru sormaktan hiç vazgeçme.”
Albert Einstein
Gözümüze takılanlar…
- Atatürk Kültür Merkezi’nin açılışı için özel olarak Sayın Cumhurbaşkanı’nın isteğiyle hazırlanan “Sinan” operasının bestecisi, A. Adnan Saygun’un kıymetli öğrencisi Prof. Hasan Uçarsu hak ettiği bir ödülle buluşmuş. İstanbul Kültür Sanat Vakfı’nın düzenlediği “51. İstanbul Müzik Festivali”nin ‘Onur Ödülü’ne Uçarsu layık görülmüş. “Truva’dan Çanakkale’ye” adlı oratoryosu ve pek çok eseriyle çağdaş Türk klasik müziğinin büyük ustalarından biri olarak kabul edilen Uçarsu’yu tebrik ederiz.
- “Değerli Öğretmenim” bir kurumsal sosyal sorumluluk projesi… Proje, çocuklarımızın, gençlerimizin iyi yetişmesi için yeni stratejiler ortaya koyarken, değişik yöntemler deneyerek pek çok fikir ve uygulama arasından ‘farklılaşmayı’ başarmış… Anadolu Vakfı’nın değişen koşullar karşısında öğretmenlerin bilgi, beceri ve yetkinliklerini artırmayı hedeflediği programda bu dönem; Bilinçli Farkındalık ve Stres Yönetimi, İnovasyon Kültürü Yaratmak, Anadolu’dan Yarınlara Sürdürülebilirliğe Giriş ve Problem Çözme başlıklı eğitimler verilecekmiş. Bu yıl ana teması “Sosyal Girişimcilik” olarak belirlenen eğitim programı, Millî Eğitim Bakanlığı’nın ‘eğitim vizyonu’ doğrultusunda hazırlanmış. Bugüne kadar Türkiye’nin dört bir yanından 190 binden fazla öğretmenin katıldığı programdan, eğitim alanında görev yapan yöneticiler ve okul idare ekipleri de faydalanmış. İl Millî Eğitim Müdürlükleri iş birliğinde verilen eğitimler Zoom aracılığıyla çevrim içi yapılıyormuş. (Cemre Çınar, Mese)
- “Perakende Günleri”nde konuşan Birleşmiş Markalar Derneği (BMD) Başkanı Sinan Öncel, mevzuatta yapılan düzenlemelere rağmen AVM’lerde ödenen genel giderlerin bir türlü şeffaflaşamadığını söylemiş. Öncel, “AVM’lerde toplam 14 milyon metrekare kiralanabilir alan bulunuyor. Metrekare başına her ay ortalama 60 TL’lik kayıp ve israf var. Yıllık hesapladığımızda 8-10 milyar TL arasında bir rakam ortaya çıkıyor” demiş. BMD Başkanı ayrıca yüzde 400’e varan kira artışlarının da enflasyonla mücadeleye zarar verdiğinin altını çizmiş. Mevcut durum tespiti tamam da, Öncel’in BMD ile birlikte çözüm yolları konusunda önerilerini de iletmesinde yarar var. (Yıldırım Özcan, Time)