Kadın, seçmen ve hamam böceğine dair...
03 AĞUSTOS 2007
Seçmen davranışlarını okuyamayınca, seçmen davranışlarının okunamayacağını savunmak ‘zülfiyârı kurtarmak’ adına popüler bir yol oldu. Öyle ya, “Kamu oyu araştırmalarını yok saydım, hepsini sahtekâr gibi gördüm; ayrıca köküne kadar sübjektivizm içindeyim, ‘wishfull thinking’ (ah keşke böyle olsa) duygusu her yanımı sarmış... O nedenle görmek istediğimi görmüşüm hep, görmem gerekeni değil. Okuyamamışım. Bu nedenle de kendimi toparlayıp iletişim bilimine sığınacağıma ‘bu işler okunamaz’ diye ahkâm kesmek daha çok işime geliyor” diyecek halleri yok ya...
İşte en güzel örneklerden birini üstadımız Melih Aşık yazmış:
“Seçmen davranışları üzerine araştırma yapan bir arkadaşımız bir öğretim üyesinin bilgisine başvurmuş. Öğretim üyesi arkadaşımıza Pakize Suda’nın kadınları anlama formülünü göstermiş. Orada diyor ki:
‘Hamam böceği hızla bir istikamete doğru yol alırken, hiçbir engelle karşılaşmamasına rağmen aniden durur ve bambaşka bir yöne doğru koşmaya başlar. Bunun nedenini çözdün mü kadınları da anladın demektir.’
Öğretim üyesi: ‘İşte seçmen davranışını da aynı yöntemle çözebilirsin’ demiş...”
Seçmene her türlü hakaret yağdırıldı bugüne kadar. ‘Bürokratik oligarşi refleksi’, demokrasi kazasını bir türlü atlatamıyor. İçinde oturdu kaldı. Latif Demirci’nin dünkü ‘e-vli ve cepli’ karikatürünü kesip saklamalı... Hani bizimkiler açmış bez afişleri yürüyorlar. Birinde şöyle yazıyor: “Halkı protesto mitingi – Nişantaşı ve Şişli Beyaz Türkleri”...
Melih Aşık üstadın sayfasını okurken bir mesaj geldi. Kadınlarla ilgili... Hamam böceği kadar aşağılamadığı için çok ilginç olmayabilir. Ama iletişim adına bir hoşluk olarak yine de size aktarayım:
Dünyada en hızlı üç iletişim kanalı neymiş? Sondan başlarsak şöyle:
3’üncü sırada Tele-faks
2’nci sırada Tele-fon
1’inci sırada ise Tell-a-woman (Bir kadına söyle!)
Mesajınızın daha da hızlı mı yayılmasını istiyorsunuz?
O zaman o hanıma, “Bu anlattığımı sakın kimseye söyleme!” demeliymişsiniz...
‘Yatmadan’ para yok!
Norveç’deki İkea’nın örnek bir “Müşteri Deneyimi Yönetimi” çalışması uyguladığını yazmıştım. İkea, müşterilerine yatak alma kararı vermeden önce gelip merkezlerinde bir gece denemelerine izin veriyormuş...
Keşke bizde de olsa, demiştim.
İki ayrı kuruluştan mesaj aldım... Sizinle paylaşıyorum:
Müge Cinisli Hanım yazmış ilk mesajı. Diyor ki:
“Pirelli yataklarının Türkiye temsilcisi olarak hem kendi mağazalar zincirimiz Cinisli'de, hem de seçkin bayilerimizde müşteri memnuniyeti odaklı hizmet vermeye çalışıyoruz. Yatak seçmenin ne kadar zor ve kişisel bir tercih olduğunun bilinciyle müşterilerimize mümkün olduğu kadar yardımcı olmaya gayret ediyoruz.
Kendi mağazalarımızda ve bayilerimizde yataklarımızı sergi alanımız elverdiği sürece ayrı, gözden uzak bir katta sergiliyoruz ve müşterimizi burada dilediği kadar vakit geçirebilmesine imkân sağlıyoruz. Zaman zaman müşterimizin kararsız kaldığı durumlarda dört farklı modelimizden kendine en uygun gördüğü modelimizi evinde denemesine de izin veriyoruz.”
İkinci mesaj İzmir’den gelmiş. Yenkur Mobilya Evi’nden A. Güner Yengül yazmış:
“Köşenizde Denemesi Bedava başlığı ile söz ettiğiniz İkea'nın uygulamasına benzer bir uygulamayı biz İzmir'de mağazamızda yapıyoruz. Belki gece yatısına güvenlik nedeniyle imkan sağlayamıyoruz. Ama sabah 09.00’dan akşam 19.00’a kadar hiçbir sınırlama olmadan Pirelli Bedding, Dunlopillo , Altın Yatak markalarını aynı mekanda sergiliyoruz ve müşterilerimize yatağı deneyerek (üzerinde istediği sürede yatarak deneme), seçme olanağını sunuyoruz. Bu arada web sitemizin Yatak Deneme Merkezi kısmını da ziyaret edebilirsiniz.”
Cinisli ve Yengül’ü kutluyorum. İki nedenden. Bir: Medyayı kendi işleri ile ilgili bu kadar yakın takip ettikleri için; İki: Türkiye’de pek çok şirket uyurken tam olmasa da ‘Müşteri Deneyimi Yönetimi’ meselesine kafalarını taktıkları için...
Bu arada Yenkur’un web sitesine ve Yatak Deneme Merkezi’ne mutlaka bir göz atın... Çok hoş: www.yenkur.com.tr... Güner Bey, o merkezi İstanbul’da ne zaman açacaksınız? Bizi denemeden yatak almaktan kurtarın!..
İşte en güzel örneklerden birini üstadımız Melih Aşık yazmış:
“Seçmen davranışları üzerine araştırma yapan bir arkadaşımız bir öğretim üyesinin bilgisine başvurmuş. Öğretim üyesi arkadaşımıza Pakize Suda’nın kadınları anlama formülünü göstermiş. Orada diyor ki:
‘Hamam böceği hızla bir istikamete doğru yol alırken, hiçbir engelle karşılaşmamasına rağmen aniden durur ve bambaşka bir yöne doğru koşmaya başlar. Bunun nedenini çözdün mü kadınları da anladın demektir.’
Öğretim üyesi: ‘İşte seçmen davranışını da aynı yöntemle çözebilirsin’ demiş...”
Seçmene her türlü hakaret yağdırıldı bugüne kadar. ‘Bürokratik oligarşi refleksi’, demokrasi kazasını bir türlü atlatamıyor. İçinde oturdu kaldı. Latif Demirci’nin dünkü ‘e-vli ve cepli’ karikatürünü kesip saklamalı... Hani bizimkiler açmış bez afişleri yürüyorlar. Birinde şöyle yazıyor: “Halkı protesto mitingi – Nişantaşı ve Şişli Beyaz Türkleri”...
Melih Aşık üstadın sayfasını okurken bir mesaj geldi. Kadınlarla ilgili... Hamam böceği kadar aşağılamadığı için çok ilginç olmayabilir. Ama iletişim adına bir hoşluk olarak yine de size aktarayım:
Dünyada en hızlı üç iletişim kanalı neymiş? Sondan başlarsak şöyle:
3’üncü sırada Tele-faks
2’nci sırada Tele-fon
1’inci sırada ise Tell-a-woman (Bir kadına söyle!)
Mesajınızın daha da hızlı mı yayılmasını istiyorsunuz?
O zaman o hanıma, “Bu anlattığımı sakın kimseye söyleme!” demeliymişsiniz...
‘Yatmadan’ para yok!
Norveç’deki İkea’nın örnek bir “Müşteri Deneyimi Yönetimi” çalışması uyguladığını yazmıştım. İkea, müşterilerine yatak alma kararı vermeden önce gelip merkezlerinde bir gece denemelerine izin veriyormuş...
Keşke bizde de olsa, demiştim.
İki ayrı kuruluştan mesaj aldım... Sizinle paylaşıyorum:
Müge Cinisli Hanım yazmış ilk mesajı. Diyor ki:
“Pirelli yataklarının Türkiye temsilcisi olarak hem kendi mağazalar zincirimiz Cinisli'de, hem de seçkin bayilerimizde müşteri memnuniyeti odaklı hizmet vermeye çalışıyoruz. Yatak seçmenin ne kadar zor ve kişisel bir tercih olduğunun bilinciyle müşterilerimize mümkün olduğu kadar yardımcı olmaya gayret ediyoruz.
Kendi mağazalarımızda ve bayilerimizde yataklarımızı sergi alanımız elverdiği sürece ayrı, gözden uzak bir katta sergiliyoruz ve müşterimizi burada dilediği kadar vakit geçirebilmesine imkân sağlıyoruz. Zaman zaman müşterimizin kararsız kaldığı durumlarda dört farklı modelimizden kendine en uygun gördüğü modelimizi evinde denemesine de izin veriyoruz.”
İkinci mesaj İzmir’den gelmiş. Yenkur Mobilya Evi’nden A. Güner Yengül yazmış:
“Köşenizde Denemesi Bedava başlığı ile söz ettiğiniz İkea'nın uygulamasına benzer bir uygulamayı biz İzmir'de mağazamızda yapıyoruz. Belki gece yatısına güvenlik nedeniyle imkan sağlayamıyoruz. Ama sabah 09.00’dan akşam 19.00’a kadar hiçbir sınırlama olmadan Pirelli Bedding, Dunlopillo , Altın Yatak markalarını aynı mekanda sergiliyoruz ve müşterilerimize yatağı deneyerek (üzerinde istediği sürede yatarak deneme), seçme olanağını sunuyoruz. Bu arada web sitemizin Yatak Deneme Merkezi kısmını da ziyaret edebilirsiniz.”
Cinisli ve Yengül’ü kutluyorum. İki nedenden. Bir: Medyayı kendi işleri ile ilgili bu kadar yakın takip ettikleri için; İki: Türkiye’de pek çok şirket uyurken tam olmasa da ‘Müşteri Deneyimi Yönetimi’ meselesine kafalarını taktıkları için...
Bu arada Yenkur’un web sitesine ve Yatak Deneme Merkezi’ne mutlaka bir göz atın... Çok hoş: www.yenkur.com.tr... Güner Bey, o merkezi İstanbul’da ne zaman açacaksınız? Bizi denemeden yatak almaktan kurtarın!..