Kafayı kumdan çıkarmak gerek…
07 OCAK 2011
“Yaşadığınız tüm şartları dikkate aldığınızda, hayatınızdan ne kadar memnunsunuz?”
Zor soru değil mi? Ya şu soruya ne demeli? “Genel olarak düşündüğünüzde Türkiye iyiye doğru mu gidiyor, kötüye doğru mu?”
Ülke gündemi; medyadan kaynaklanıp, yine aynı mecralarda ve farklı bakış açılarının içinden geçerek şekillense de halk tarafından nasıl algılandığı çoğu zaman muğlâk kalır. Ancak zaman zaman araştırmalar yetişir imdada… Kitlelere yağan mesajların nerelerde nasıl karşılık bulduğunu en azından hissetme imkânı buluruz.
Başında Prof. Dr. Özer Sencar’ın bulunduğu MetroPOLL Stratejik Araştırmalar Merkezi’nin 25-29 Aralık 2010 tarihleri arasında toplam 1504 kişi ile yaptığı araştırma sonuçlarına bir göz atalım:
Katılımcıların % 55,7’si hayatlarından memnun olduğunu belirtirken, %33,2’si ise hayatlarından memnun olmadığını ifade etmiş. Son bir yıla bakıldığında hayattan memnuniyet oranında 4 puan’lık bir artış görülmekte.
Hayatından en çok memnun olduğunu söyleyenlere kendilerini yakın buldukları partiye göre şöyle sıralanmış: AK Partililer (%73); DP’liler (%64) ve BDP’liler (%47.4).
CHP’li (%39.3) ve MHP’li (%46.8) seçmenlerin memnuniyet düzeylerinin nispeten düşük olması anlaşılabilir. Hatta çok daha düşük olması gerekir aslında. BDP’nin mağduriyet söylemine karşın seçmenlerinin yarıya yakını hayatlarındaki memnuniyeti ifade ediyorlarsa onların siyaset alanında tatmininin daha kolay olacağı da iddia edilebilir.
Tahmin edilebileceği gibi, memnuniyet gelirle artıyor: Aylık geliri 0-500 TL arasında olanların memnuniyet oranı %50 iken 2.501 ve üstü TL aylık gelire sahip olanlarda bu oran %70.9…
Peki “Ülkemiz iyiye mi yoksa kötüye doğru mu gidiyor?” sorusuna nasıl yanıtlar gelmiş? 2010 yılı boyunca yapılan 5 araştırmada sonuçlar şöyle:
Zor soru değil mi? Ya şu soruya ne demeli? “Genel olarak düşündüğünüzde Türkiye iyiye doğru mu gidiyor, kötüye doğru mu?”
Ülke gündemi; medyadan kaynaklanıp, yine aynı mecralarda ve farklı bakış açılarının içinden geçerek şekillense de halk tarafından nasıl algılandığı çoğu zaman muğlâk kalır. Ancak zaman zaman araştırmalar yetişir imdada… Kitlelere yağan mesajların nerelerde nasıl karşılık bulduğunu en azından hissetme imkânı buluruz.
Başında Prof. Dr. Özer Sencar’ın bulunduğu MetroPOLL Stratejik Araştırmalar Merkezi’nin 25-29 Aralık 2010 tarihleri arasında toplam 1504 kişi ile yaptığı araştırma sonuçlarına bir göz atalım:
Katılımcıların % 55,7’si hayatlarından memnun olduğunu belirtirken, %33,2’si ise hayatlarından memnun olmadığını ifade etmiş. Son bir yıla bakıldığında hayattan memnuniyet oranında 4 puan’lık bir artış görülmekte.
Hayatından en çok memnun olduğunu söyleyenlere kendilerini yakın buldukları partiye göre şöyle sıralanmış: AK Partililer (%73); DP’liler (%64) ve BDP’liler (%47.4).
CHP’li (%39.3) ve MHP’li (%46.8) seçmenlerin memnuniyet düzeylerinin nispeten düşük olması anlaşılabilir. Hatta çok daha düşük olması gerekir aslında. BDP’nin mağduriyet söylemine karşın seçmenlerinin yarıya yakını hayatlarındaki memnuniyeti ifade ediyorlarsa onların siyaset alanında tatmininin daha kolay olacağı da iddia edilebilir.
Tahmin edilebileceği gibi, memnuniyet gelirle artıyor: Aylık geliri 0-500 TL arasında olanların memnuniyet oranı %50 iken 2.501 ve üstü TL aylık gelire sahip olanlarda bu oran %70.9…
Peki “Ülkemiz iyiye mi yoksa kötüye doğru mu gidiyor?” sorusuna nasıl yanıtlar gelmiş? 2010 yılı boyunca yapılan 5 araştırmada sonuçlar şöyle:
Gelelim “yumurtalı protestolara”... Halkın dünya görüşünü kavramak için müthiş bir örnek… %73 gibi büyük bir çoğunluk bu eylemleri ‘demokratik bir protesto’ şekli olarak görmezken aynı halkın %70,3’ü polisin davranışını da onaylamıyor… Kamu vicdanı böyle bir şey…
CHP’nin statükocu mu, yoksa değişimci bir parti mi olduğu sorusunun araştırmadaki karşılığı şu: Katılımcıların %53’ü CHP’nin değişimci bir parti olduğunu düşünürken statükocu bir parti olduğunu düşünenlerin oranı yaklaşık %33 civarında. Diğer yandan AKP’lilerin %46.7’si, MHP’lilerin %52.7’si bile CHP’yi değişimci bir parti olarak görmüşler. Müthiş bir fırsat… Eğer bu fırsat kullanılmaz yeni, değişimci bir dünya görüşü ve hedefler ortaya konamazsa, yeni kadrolarla belki sadece Lefter’in kaleci değil forvet oyuncusu olduğu gerçeği kavranır; Türkiye gerçeği değil…
“CHP iktidar olur mu?” diye sorulmuş. Halkın %55.6’sı Kılıçdaroğlu ve ekibinin CHP’yi iktidara taşıyamayacağını, %38’i ise bunu başarabileceğini düşünüyormuş. Ayrıca, CHP’li seçmenlerin %70’i yeni lider ve ekibine güvenmekte ve iktidara gelebileceklerine inanmakta… Bu 70 rakamı ne kadar tatmin edicidir, siz karar verin…
‘Bugün seçim olsa?’ sorusu tabii ki sorulmuş. Mayıs’a göre AK Parti’nin oylarında 1,5 puanlık yükseliş gözlenirken (37,3), CHP’de 4,6’lık düşüş (25,5), MHP’de 1,2’lik (11,5); BDT’de 1,5’lik (5,4) yükselme kaydedilmiş. Ağustos’un özel rakamlarını buraya almadım….
Şimdi bu tabloyu CHP’nin doğru okuması lazım. Neden CHP’nin? Çünkü orada beklenen, tahmin edilen ‘patlama’ yaşanmamış. Tersine hele 2010 yılının tamamına bakılırsa, ciddi bir istikrarsızlık söz konusu… Meraklısına tablonun tamamını (2009 Kasım – 2010 Aralık, tüm partiler) gönderebilirim.
Yapılacak en büyük hata, yanlış falan deyip araştırma sonuçlarını görmezden gelmektir…