Kara harekâtı İsrail’e pahalıya
26 ekim 2023 yeni şafak
Güvenlik Politikaları Uzmanı Mete Yarar her Pazartesi akşamı Serhat İbarahimoğlu yönetiminde yayınlanan, Nedim Şener ve hasbelkader benim de katıldığım TVNet’deki Net Bakış programında İsrail’in kara harekâtına niçin hop diye karar verip zırhlı birlikler eşliğinde saldırıyı başlatmakta tereddüt ettiğini 6 yaşındaki çocuğun da anlayabileceği açıklıkta anlattı.
Birleşmiş Milletler ‘tükenmişlik sendromu’ içinde… Bölge ülkelerinden tık yok… Türkiye dışında somut çaba harcayan, pozisyon alan ülke yok.
İnsanlık kötülük karşısında hiç bu kadar çaresi kalmamıştı…
İsrail’in gayrı insani yayılma politikalarına karşı çıkan halk kesimini hariç tutarsak, siyonizmin bataklığında debelenenleri kara harekâtında ciddi bir direncin beklediğini ve bu korkunç savaşın en dramatik noktası olarak göğüs göğüse savaşın Orta Doğu’nun kaderini belirleyeceğini söylemek kâhinlik olmayacaktır…
Günün sözü
“Kaybettiğin tek savaş, uğrunda savaşmaktan vazgeçtiğindir...''
Ernesto Che Guevara
Gözümüze takılanlar…
- Yüz yüze, göğüs göğüse, tek tek her sokak için verilen meskûn mahal muharebesinde zaiyat ciddi boyutlara ulaşabilir.
- Zırhlı birliklerin daracık ve bombalama sonucu yıkıntılarla kapanmış sokaklarda ilerlemesi neredeyse imkânsızdır. Sokak savaşlarında iş; tüfek, el bombası hatta süngüye kalır…
- İsrail’in istihbarat birimlerinin Gazze’nin altındaki tünellerin tamamı konusunda somut bilgi sahibi olmadıkları anlaşılıyor… İsrail Savunma Bakanlığı yetkilileri, “Bu zaman içinde gerekli istihbaratı sağlamaya çalışıyoruz” şeklindeki açıklamalarıyla buradaki zaafın altını çizdiler…
- Bir ülkeye dışarıdan saldıranlarla, o ülkede yaşayan ve kendi topraklarını korumak için her an canını vermeye hazır milis kuvvetleri arasında dengenin, genellikle ikincilerden yana bozulduğu biliniyor… ABD’nin girip kısa süre kaldığı, sonrasında ise arkasına bakmadan kaçtığı işgal projeleri buna örnek olarak gösterilebilir (Vietnam, Afganistan, Irak vs…)
- İsrail ordusu mensuplarının ve onlara sahada fiilen destek olacak ABD’li askerlerin tabutlarının birer ikişer ülkelerine gelmeleri sonucu oluşacak kamuoyu baskısının hesaplanmakta olduğu da sızan haberler arasında…
Birleşmiş Milletler ‘tükenmişlik sendromu’ içinde… Bölge ülkelerinden tık yok… Türkiye dışında somut çaba harcayan, pozisyon alan ülke yok.
İnsanlık kötülük karşısında hiç bu kadar çaresi kalmamıştı…
İsrail’in gayrı insani yayılma politikalarına karşı çıkan halk kesimini hariç tutarsak, siyonizmin bataklığında debelenenleri kara harekâtında ciddi bir direncin beklediğini ve bu korkunç savaşın en dramatik noktası olarak göğüs göğüse savaşın Orta Doğu’nun kaderini belirleyeceğini söylemek kâhinlik olmayacaktır…
Günün sözü
“Kaybettiğin tek savaş, uğrunda savaşmaktan vazgeçtiğindir...''
Ernesto Che Guevara
Gözümüze takılanlar…
- Dış Ticarete Yön Verenler Derneği (DIŞYÖNDER) ve İstanbul Kültür Üniversitesi, “Uluslararası Ticarette 100 Yılın Mirası ve Sürdürülebilir Gelecek Vizyonu” başlıklı bir zirve düzenlemiş. Etkinlikte konuşan DIŞYÖNDER Başkanı Dr. Hakan Çınar, Türkiye’nin ekonomik kalkınması için ihracatı artırmak ve yeni pazarlar bulmak kadar katma değeri yükseltmeye ve markalaşmaya da ihtiyaç olduğunu söylemiş (Time İletişim). Bu alanda akla ilk gelen sorular genellikle şunlardır: Marka nasıl olunur, markalaşmanın yöntemler nelerdir, peki ya tutundurma çalışmaları için ne yapılmalı? Tabii ‘marka mimarisi’, ‘marka çeşitleme ve genişlemesi’ gibi çalışmalar da hemen peşinden gelir. Hepsi doğrudur ancak bunların tamamının üzerinde, marka olmak için iki olmazsa olmaz öge vardır: Vaat ve Güven... Hakan Bey’in haklı tespitine kulak asıp markalaşma için çalışmalara başlayacak olanlar önce bu ikisini nasıl tesis edeceklerini inceleseler çok yerinde olur…
- “Türkiye’nin Hazineleri” dijital koleksiyonu, Cumhuriyetin 100. yılı vesilesiyle T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı iş birliğinde, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü ile Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı’nın sağladığı içeriklerle Google Arts & Culture Platformu’nda yayınlanmaya başlamış. Koleksiyonda 70’ten fazla hikâye, 10 videodan oluşan belgesel ve 17 “Street View” çekimi yer alıyormuş. Yayınlanan içerikler arasında tarihi bin yıllara dayanan mutfak ve kültür mirasımızdan seçkiler de yer alıyormuş. Türkiye’nin ülke markasına ve soft power’ına (yumuşak güç) katkı sağlayacak bu değerli çalışma için Bakanlığı kutlarız. (Sinem Semerci, Excel)
- Müzik, duygulara doğrudan ulaşan bir yoldur ve iletişimde mesajınızı iletmek istiyorsanız ‘düşüncelerden çok duygulara’ hitap etmelisiniz… Bu nedenle Cumhuriyet’in 100. yılı etkinliklerinin müzikle desteklenmesini çok önemsiyoruz. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı'nın düzenlediği yarışmayla belirlenen “100. Yıl Marşı”, iş insanı Mehmet Kalyoncu’nun 100. yıla ithafen hazırladığı “Emanet” adlı bestesi, Tekfen Filarmoni’nin “İstiklal Marşı”ımıza eşlik etmek için 1921’de yarışan 11 eseri seslendireceği konserler, İDSO Denizbank “Cumhuriyetimizin 100. Yılı Konserleri”, JCI bünyesindeki Genç Liderler ve Girişimciler Derneği Bahçeşehir Şubesi’nin “Çok Yaşa Cumhuriyet 100.Yıl Marşı Beste Yarışması” ve bir de Tarkan’ın klibiyle lanse ettiği marş bunlardan bazıları…
- Psikolog Dr. Gizem Sürenkök, kadınlar için iş hayatında psikolojik dayanıklılığı artırmanın yollarını sıralamış. Yalnızca kadınlar değil, herkesin işine yarayabilir… Söz konusu ipuçları şöyleymiş: Öz Güveninizi ve İnancınızı Koruyun, Stres Yönetimi Yapın, Risk Algısı ve Başa Çıkma, Destek Ağı Oluşturun, Hedef Belirleyin ve Plan Yapın, Kendinize Zaman Ayırın ve Dengeli Yaşayın… (Yıldırım Gülsever, Markaevi)