Kimse bir şey anlamadı...
11 kasım 2023 yeni şafak
Ülkemizin hiç şüphesiz en önemli projelerinden biridir. Çünkü, eninde sonunda milyonlarca insanın hayatı söz konusudur. Özellikle, afet bölgesi ilan edilen 13 ilimizi vuran 6 Şubat depremlerinden sonra fay hatları üzerinde bulunan İstanbul ve diğer kentlerimiz için ‘olmazsa olmaz’ hâline gelen ‘kentsel dönüşüm’, bir ‘güvenlik’ sorunu olarak karşımızda durmaktadır…
Kentsel dönüşüme yönelik düzenlemeler içeren ve TBMM Genel Kurulu’nda kabul edilen “Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda ve 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” Resmî Gazete’de yayınlandı.Bu isimden bir şey anlayan beri gelsin…Bir de AK Parti Grup Başkanı Abdullah Güler’in Yasa, Meclis’e sunulduğunda yaptığı, ‘açık olmaktan çok uzak’ açıklama (!) var:
“Bu düzenlemede, ilk inceleme ve savunma verme süreleri, genel usulden daha kısa belirlenmeye gayret edilmektedir. 2577 Sayılı Yargılama Usulü Kanunu’ndaki düzenlemelerde bir yenilik getiriyoruz. Dosyanın daha çabuk tekemmül etmesi için, savunmaya cevap ve cevaba cevap aşamaları kaldırılmaktadır. Yürütmenin durdurulması talebine ilişkin olarak verilen kararlara itiraz edilemeyeceği düzenlenmektedir. […] Riskli yapıların tespitinin, maliklerce veya kiracılarca engellenmesi durumunda, mülki idare amirinden alınacak yazılı izinle, riskli yapıların çilingir vasıtasıyla açılarak söz konusu tespit işlemlerinin de daha hızlı yapılmasına imkân sağlamaktadır.
Riskli yapı olarak tespit edilen yapıların yıktırılması için yapı maliklerine tek seferlik 90 güne kadar ek süre verilmesi de Kanun Teklifi’nde yer alıyor.”Gazete ve haber portallarındaki açıklamalar (!) ise yaklaşık şöyle:
“Kanun kapsamındaki yapıların yıktırılmasından sonra arsa hâline gelen taşınmazda ortaklığın giderilmesi için dava açılabilecek. Ancak bu davalar, paydaşların salt çoğunluk ile karar almasına ve bu karara göre işlem yapılmasına engel oluşturamayacak.”
“Hak sahipliği çalışmaları hak sahibinin mevcut taşınmazının değeri ile yeni yapıda hak sahibine verilecek konut veya işyerinin değeri gözetilerek yapılabileceği gibi kat karşılığı, hasılat paylaşımı usulleri ile de yapılabilecek. Borçlanma bedelinin tamamı ödenmeden bağımsız birim, tapuda hak sahibine devredilmeyecek.”
“Bazı yasal süreçlerde tanımın hâlihazırda yerleşim alanı olan yerleri içermediği tespit edildi, bunun üzerine yerleşim yerlerinde yer alan parsellerin de rezerv yapı alanı olarak belirlenebilmesinin yolu açıldı.”
Kentsel dönüşüm meselesi ancak bu kadar karmaşıklaştırılabilirdi… Milyonlarca insanın canı söz konusuyken, Kanun çıkmadan aylar öncesinden ciddi bir ‘iletişim kampanyası’ ile tane tane, maddeler tek tek ele alınarak, önemi 6 yaşındaki bir çocuk tarafından dahi kavranacak şekilde, belki filmler ve illüstrasyonlarla anlatılsaydı bir şansımız olabilirdi.
Çevre, Şehircilik ve İlkim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki’yi önümüzdeki dönemde daha önemli hangi görev bekliyor, bilemedik… Eğer bir an önce iletişimi ve algılamayı yönetemezse, meydan, kendilerine meslek örgütü diyen ‘siyasi melanet grupları’na kalacak… Onların doldurduğu bilgilerle iletişim kanalı, kanalizasyon hâline gelecek. Allah korusun!..
Günün sözü
“Allah’ım, yanlış anlaşılmama izin verme lütfen.” (Oh Lord, please don’t let me be misunderstood)
B. Benjamin & H. Ott & S. Marcus Animals, 1965)
Gözümüze takılanlar…* Batı Trakya’da doğup büyüyen Mustafa Cambaz Yunanistan’ın askere çağırmasıyla “Yunan’a askerlik yapmam!” diyerek Gümülcine’deki köyünü terk edip İstanbul’a göç etmiş. 15 Temmuz hain darbe girişiminde vurularak hayatını kaybeden Cambaz’ın oğlu, haberi sosyal medyadan şöyle vermiş: “Şehide en yakışan yerinden vurulmuş. Göğsünden. İki kurşunla. İnşallah ben de bir şehit evladıyım.” Foto muhabiri Şehit Mustafa Cambaz’ın adını yaşatmak için gazetemiz iki yıldır fotoğraf yarışması düzenliyor... Cambaz’ın ve tüm şehitlerimizin ruhu şad olsun…
* Haberlerden okuyoruz, pek çok okul öğrencilerini toplamış, ATATÜRK filmine gidiyor. Bu arada filmin ekibi de Modafen Okulları öğrencileri ile buluşmuş. Etkinliğe katılan Yönetmen Mehmet Ada Öztekin, “ATATÜRK ile kendisinden sonraki dönemlere, nesillere, hatta dünyaya da ilham olabilmiş bir kahramanı anlattık” ifadelerini kullanmış. “Tarihimiz kitaplara sığmayacak kadar güçlü” diyen Okul Müdürü Mehmet Durak ise hem öğrencilerin hem de öğretmenlerin ara tatil, sömestr gibi fırsatları bu şanlı tarihi daha iyi anlamak için doğru değerlendirmelerini tavsiye etmiş. Müdür Bey’e katılmamak elde değil. Etrafımız çocuklarımızı nasıl yetiştirmeliyiz, hangi etkinlikler faydalı olur diye soran pek çok dost ve ahbapla dolu. ATATÜRK filmi çocuklar, gençler ve aileleri için önemli bir fırsat…
* Eyüp Sabri Tuncer; 100. yaşını Atatürk Kültür Merkezi’nde düzenlenen “Yüzyıllık Buluşma Gala Gecesi”yle kutlamış. Gecede konuşan Eyüp Sabri Tuncer Yönetim Kurulu Başkanı ve Yüzyıllık Markalar Derneği’nin önceki dönem başkanı Engin Tuncer, Kasım ayında Sultanahmet’teki “Hafızaevi Müzesi”nde bir de sergi açacaklarını söylemiş (Funda Afşar, Golin). 100 yaşını doldurmak, başka bir deyişle ‘Asırlık Marka’ olmak çok zor ve emek isteyen bir iştir. Ancak bunu başaranlar yalnızca kendi markalarına değil, ticari yaşama da büyük değer katarlar. Eyüp Sabri Tuncer’i kutlarız.
Kentsel dönüşüme yönelik düzenlemeler içeren ve TBMM Genel Kurulu’nda kabul edilen “Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda ve 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” Resmî Gazete’de yayınlandı.Bu isimden bir şey anlayan beri gelsin…Bir de AK Parti Grup Başkanı Abdullah Güler’in Yasa, Meclis’e sunulduğunda yaptığı, ‘açık olmaktan çok uzak’ açıklama (!) var:
“Bu düzenlemede, ilk inceleme ve savunma verme süreleri, genel usulden daha kısa belirlenmeye gayret edilmektedir. 2577 Sayılı Yargılama Usulü Kanunu’ndaki düzenlemelerde bir yenilik getiriyoruz. Dosyanın daha çabuk tekemmül etmesi için, savunmaya cevap ve cevaba cevap aşamaları kaldırılmaktadır. Yürütmenin durdurulması talebine ilişkin olarak verilen kararlara itiraz edilemeyeceği düzenlenmektedir. […] Riskli yapıların tespitinin, maliklerce veya kiracılarca engellenmesi durumunda, mülki idare amirinden alınacak yazılı izinle, riskli yapıların çilingir vasıtasıyla açılarak söz konusu tespit işlemlerinin de daha hızlı yapılmasına imkân sağlamaktadır.
Riskli yapı olarak tespit edilen yapıların yıktırılması için yapı maliklerine tek seferlik 90 güne kadar ek süre verilmesi de Kanun Teklifi’nde yer alıyor.”Gazete ve haber portallarındaki açıklamalar (!) ise yaklaşık şöyle:
“Kanun kapsamındaki yapıların yıktırılmasından sonra arsa hâline gelen taşınmazda ortaklığın giderilmesi için dava açılabilecek. Ancak bu davalar, paydaşların salt çoğunluk ile karar almasına ve bu karara göre işlem yapılmasına engel oluşturamayacak.”
“Hak sahipliği çalışmaları hak sahibinin mevcut taşınmazının değeri ile yeni yapıda hak sahibine verilecek konut veya işyerinin değeri gözetilerek yapılabileceği gibi kat karşılığı, hasılat paylaşımı usulleri ile de yapılabilecek. Borçlanma bedelinin tamamı ödenmeden bağımsız birim, tapuda hak sahibine devredilmeyecek.”
“Bazı yasal süreçlerde tanımın hâlihazırda yerleşim alanı olan yerleri içermediği tespit edildi, bunun üzerine yerleşim yerlerinde yer alan parsellerin de rezerv yapı alanı olarak belirlenebilmesinin yolu açıldı.”
Kentsel dönüşüm meselesi ancak bu kadar karmaşıklaştırılabilirdi… Milyonlarca insanın canı söz konusuyken, Kanun çıkmadan aylar öncesinden ciddi bir ‘iletişim kampanyası’ ile tane tane, maddeler tek tek ele alınarak, önemi 6 yaşındaki bir çocuk tarafından dahi kavranacak şekilde, belki filmler ve illüstrasyonlarla anlatılsaydı bir şansımız olabilirdi.
Çevre, Şehircilik ve İlkim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki’yi önümüzdeki dönemde daha önemli hangi görev bekliyor, bilemedik… Eğer bir an önce iletişimi ve algılamayı yönetemezse, meydan, kendilerine meslek örgütü diyen ‘siyasi melanet grupları’na kalacak… Onların doldurduğu bilgilerle iletişim kanalı, kanalizasyon hâline gelecek. Allah korusun!..
Günün sözü
“Allah’ım, yanlış anlaşılmama izin verme lütfen.” (Oh Lord, please don’t let me be misunderstood)
B. Benjamin & H. Ott & S. Marcus Animals, 1965)
Gözümüze takılanlar…* Batı Trakya’da doğup büyüyen Mustafa Cambaz Yunanistan’ın askere çağırmasıyla “Yunan’a askerlik yapmam!” diyerek Gümülcine’deki köyünü terk edip İstanbul’a göç etmiş. 15 Temmuz hain darbe girişiminde vurularak hayatını kaybeden Cambaz’ın oğlu, haberi sosyal medyadan şöyle vermiş: “Şehide en yakışan yerinden vurulmuş. Göğsünden. İki kurşunla. İnşallah ben de bir şehit evladıyım.” Foto muhabiri Şehit Mustafa Cambaz’ın adını yaşatmak için gazetemiz iki yıldır fotoğraf yarışması düzenliyor... Cambaz’ın ve tüm şehitlerimizin ruhu şad olsun…
* Haberlerden okuyoruz, pek çok okul öğrencilerini toplamış, ATATÜRK filmine gidiyor. Bu arada filmin ekibi de Modafen Okulları öğrencileri ile buluşmuş. Etkinliğe katılan Yönetmen Mehmet Ada Öztekin, “ATATÜRK ile kendisinden sonraki dönemlere, nesillere, hatta dünyaya da ilham olabilmiş bir kahramanı anlattık” ifadelerini kullanmış. “Tarihimiz kitaplara sığmayacak kadar güçlü” diyen Okul Müdürü Mehmet Durak ise hem öğrencilerin hem de öğretmenlerin ara tatil, sömestr gibi fırsatları bu şanlı tarihi daha iyi anlamak için doğru değerlendirmelerini tavsiye etmiş. Müdür Bey’e katılmamak elde değil. Etrafımız çocuklarımızı nasıl yetiştirmeliyiz, hangi etkinlikler faydalı olur diye soran pek çok dost ve ahbapla dolu. ATATÜRK filmi çocuklar, gençler ve aileleri için önemli bir fırsat…
* Eyüp Sabri Tuncer; 100. yaşını Atatürk Kültür Merkezi’nde düzenlenen “Yüzyıllık Buluşma Gala Gecesi”yle kutlamış. Gecede konuşan Eyüp Sabri Tuncer Yönetim Kurulu Başkanı ve Yüzyıllık Markalar Derneği’nin önceki dönem başkanı Engin Tuncer, Kasım ayında Sultanahmet’teki “Hafızaevi Müzesi”nde bir de sergi açacaklarını söylemiş (Funda Afşar, Golin). 100 yaşını doldurmak, başka bir deyişle ‘Asırlık Marka’ olmak çok zor ve emek isteyen bir iştir. Ancak bunu başaranlar yalnızca kendi markalarına değil, ticari yaşama da büyük değer katarlar. Eyüp Sabri Tuncer’i kutlarız.