Koç Topluluğu itibar iletişiminde başarılı
28 MART 2012
Pazartesi akşamı Ritz Carlton’da İK şirketi Adecco’nun sponsorluğunda düzenlenen Türkiye’nin en beğenilen şirketleri araştırmasının sonuçları açıklandı. Yemekli toplantıya geçilmeden önce gecenin ev sahibi Capital dergisinin başarılı yönetmeni, SkyTürk 360’daki Murat Sabuncu ile birlikte yaptıkları programı ilgiyle izlediğim Rauf Ateş’le sohbet ettik. Uludağ etkinliği için kutladım kendisini. Bilmeden yarasına basmışım. “Diğer basın hiç sahiplenmiyor. ‘Bir derginin düzenlediği’ deyip geçiştiriyorlar…” diye serzenişte bulundu…
Ben de “Çarşamba günü Akşam’a bak” dedim, “Bizde öyle kompleksler yoktur…” Ancak ukalalık etmeden de duramadım: “Sizin grubun diye Hürriyet senin işleri bu kadar abartırsa, diğerleri biraz soğuk takılabilir tabii…”
Marka genişlemesi konusu ancak bu kadar iyi yönetilebilir. Uludağ Zirvesi, CEO Club ve Girişimcilik Kulüpleri bir yana, derginin ‘Capital 500’ gibi tam 13 araştırma markası var.
İletişim sonuçlarını ölçmek isteyen ve hem kendi bünyesindeki sorumlu kişiler hem de hizmet aldıkları iletişim şirketleri için ‘kritik başarı faktörü’ setleri koymaya çalışan büyük firmalar, bu araştırma sonuçlarını nirengi noktası olarak alıyorlar.
Sonuçları medya organlarında ve web sitelerinde ayrıntısı ile izlemek mümkün. Benim dikkatimi çeken husus, son yıllarda Koç Holding’in sergilediği olumlu grafik. 1990’ların sonunda, “İyi şeyler yapıyoruz, ancak algılanmıyor” diye yakınan Koç Topluluğu, tüm ölçümlemelerdeki ‘beğeni sıralamasında’ sosyal sorumluluk alanına her zaman rakiplerinden çok daha fazla yatırım yapmasına rağmen Sabancı’nın da Eczacıbaşı’nın da arkasından gelirdi…
Oysa hem halk geneli araştırmalarında hem de Capital’in yöneticiler nezdinde yaptığı araştırmada tablo Koç Holding lehine değişmiş bulunuyor. Koç’un iletişimini yöneten arkadaşları kutlamak lazım. Durum şöyle. Capital’e göre: 1. Turkcell 2. Garanti Bankası 3. Arçelik 4. Koç Holding 5. Eczacıbaşı 6. Coca Cola / Unilever 7. THY 8. İş Bankası 9. P&G 10. Sabancı Holding…
Ticaret Üniversitesi’nin desteği ile halk nezdinde yapılmış olan İtibar Endeksi araştırmasına göre ise sıralama şöyle: 1. Koç Holding 2. Turkcell 3. Sabancı Holding 4. Ülker 5. Arçelik 6. Ağaoğlu 7. Coca Cola 8. İş Bankası 9. BİM 10. Lc Waikiki.
Bu iki tabloyu iletişimcilerin iyi değerlendirmesi gerekir…
Cahil amigolara iktidar yolu tıkanmıştır
Pazartesi akşamı Prof. Dr. Haydar Baş’ın sahibi olduğu Meltem TV’de, İstanbul Bağlarbaşı Kültür Merkezi’nde düzenlenen Ehl-i Beyt Gecesi ve bu geceye dair değerlendirmeleri izleyenler, ‘Müslüman, milliyetçi ve antiemperyalist’ vurgusuyla yönetilen sertçe bir muhalefet biçimine tanık oldular.
‘Bugün seçim olsa?’ anketlerine bakıldığında halk desteği konusunda hiçbir sıkıntısı, sorunu görülmeyen AK Parti ve lideri Başbakan Tayyip Erdoğan’ın yıllardır ‘Muhafazakâr kesim muhalefeti’ yürüten Baş’ı bir tehdit olarak algılayacağına ihtimal vermek mümkün değil.
İlle de tabana yerleştirilmeye çalışılan irili ufaklı muhtemel rahatsızlıkların, bir süre sonra ardı ardına gelecek olan seçimler nedeniyle güç odaklarına umut ışığı yakacağı aşikâr...
Uluslararası ilişkilerde ya Nato ya Birleşmiş Milletler çatısı altında yürütülen pek çok dünya işlerinde ‘var olmak ve etkili olmak’ aynı zamanda ‘rol sahibi olmak’ anlamına geldiği herkesin malumu. Bu gerçeği bile bile, CHP, MHP ve iktidara oy veren ‘taban’ içindeki günümüz muhaliflerinin Türkiye’yi yönetme şansını elde ettiklerinde NATO’dan çıkacaklarını açıklama dürüstlüğünü göstermeden, dolayısıyla ‘ne yapacakları’nı gizleyerek, mevcut uygulamaları eleştirme lüksünden sonuna kadar yararlanacakları da çok açık.
Büyük meseleler, doğası gereği tribünlerden ufka bakması gereken ‘strateji ustaları’nın gözetiminden çıkıp, sadece sahadaki aktif ‘taktik ustaları’nın eline bırakıldığında sapla saman birbirine karışabilir. İletişim, işte biraz da bu yüzden disiplin olarak en çok ‘cahil amigolar’dan darbe almıştır. Kısa zaman diliminde bunların sesleri çıksa da uzun vadede iktidar yolları günümüzde tıkanmıştır. Çünkü feodalite iletişemez…
Ben de “Çarşamba günü Akşam’a bak” dedim, “Bizde öyle kompleksler yoktur…” Ancak ukalalık etmeden de duramadım: “Sizin grubun diye Hürriyet senin işleri bu kadar abartırsa, diğerleri biraz soğuk takılabilir tabii…”
Marka genişlemesi konusu ancak bu kadar iyi yönetilebilir. Uludağ Zirvesi, CEO Club ve Girişimcilik Kulüpleri bir yana, derginin ‘Capital 500’ gibi tam 13 araştırma markası var.
İletişim sonuçlarını ölçmek isteyen ve hem kendi bünyesindeki sorumlu kişiler hem de hizmet aldıkları iletişim şirketleri için ‘kritik başarı faktörü’ setleri koymaya çalışan büyük firmalar, bu araştırma sonuçlarını nirengi noktası olarak alıyorlar.
Sonuçları medya organlarında ve web sitelerinde ayrıntısı ile izlemek mümkün. Benim dikkatimi çeken husus, son yıllarda Koç Holding’in sergilediği olumlu grafik. 1990’ların sonunda, “İyi şeyler yapıyoruz, ancak algılanmıyor” diye yakınan Koç Topluluğu, tüm ölçümlemelerdeki ‘beğeni sıralamasında’ sosyal sorumluluk alanına her zaman rakiplerinden çok daha fazla yatırım yapmasına rağmen Sabancı’nın da Eczacıbaşı’nın da arkasından gelirdi…
Oysa hem halk geneli araştırmalarında hem de Capital’in yöneticiler nezdinde yaptığı araştırmada tablo Koç Holding lehine değişmiş bulunuyor. Koç’un iletişimini yöneten arkadaşları kutlamak lazım. Durum şöyle. Capital’e göre: 1. Turkcell 2. Garanti Bankası 3. Arçelik 4. Koç Holding 5. Eczacıbaşı 6. Coca Cola / Unilever 7. THY 8. İş Bankası 9. P&G 10. Sabancı Holding…
Ticaret Üniversitesi’nin desteği ile halk nezdinde yapılmış olan İtibar Endeksi araştırmasına göre ise sıralama şöyle: 1. Koç Holding 2. Turkcell 3. Sabancı Holding 4. Ülker 5. Arçelik 6. Ağaoğlu 7. Coca Cola 8. İş Bankası 9. BİM 10. Lc Waikiki.
Bu iki tabloyu iletişimcilerin iyi değerlendirmesi gerekir…
Cahil amigolara iktidar yolu tıkanmıştır
Pazartesi akşamı Prof. Dr. Haydar Baş’ın sahibi olduğu Meltem TV’de, İstanbul Bağlarbaşı Kültür Merkezi’nde düzenlenen Ehl-i Beyt Gecesi ve bu geceye dair değerlendirmeleri izleyenler, ‘Müslüman, milliyetçi ve antiemperyalist’ vurgusuyla yönetilen sertçe bir muhalefet biçimine tanık oldular.
‘Bugün seçim olsa?’ anketlerine bakıldığında halk desteği konusunda hiçbir sıkıntısı, sorunu görülmeyen AK Parti ve lideri Başbakan Tayyip Erdoğan’ın yıllardır ‘Muhafazakâr kesim muhalefeti’ yürüten Baş’ı bir tehdit olarak algılayacağına ihtimal vermek mümkün değil.
İlle de tabana yerleştirilmeye çalışılan irili ufaklı muhtemel rahatsızlıkların, bir süre sonra ardı ardına gelecek olan seçimler nedeniyle güç odaklarına umut ışığı yakacağı aşikâr...
Uluslararası ilişkilerde ya Nato ya Birleşmiş Milletler çatısı altında yürütülen pek çok dünya işlerinde ‘var olmak ve etkili olmak’ aynı zamanda ‘rol sahibi olmak’ anlamına geldiği herkesin malumu. Bu gerçeği bile bile, CHP, MHP ve iktidara oy veren ‘taban’ içindeki günümüz muhaliflerinin Türkiye’yi yönetme şansını elde ettiklerinde NATO’dan çıkacaklarını açıklama dürüstlüğünü göstermeden, dolayısıyla ‘ne yapacakları’nı gizleyerek, mevcut uygulamaları eleştirme lüksünden sonuna kadar yararlanacakları da çok açık.
Büyük meseleler, doğası gereği tribünlerden ufka bakması gereken ‘strateji ustaları’nın gözetiminden çıkıp, sadece sahadaki aktif ‘taktik ustaları’nın eline bırakıldığında sapla saman birbirine karışabilir. İletişim, işte biraz da bu yüzden disiplin olarak en çok ‘cahil amigolar’dan darbe almıştır. Kısa zaman diliminde bunların sesleri çıksa da uzun vadede iktidar yolları günümüzde tıkanmıştır. Çünkü feodalite iletişemez…