‘Kontrollü Darbe’ kime hizmet etti?..
08 Nisan 2017 - Yeni Şafak
Türkiye’nin çevresi yangın yeri. Ve de yangın giderek büyüyor. Hal böyleyken Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Kontrollü Darbe”, “Darbeyi önceden biliyorlardı” şeklindeki açıklamaları, siyasi iletişim açısından ne kadar hatalı, ne kadar büyük bir çaresizlik ifadesi, ne kadar zamansız ve yersizdi…
Bazı CHP’lilerin, “Bizim Genel Başkan sussa, hiç konuşmasa, biz referandumda daha çok Hayır oyu çıkartırız” diye düşünmelerini anlamamak mümkün değil. Çarşamba akşamı NTV’de konuşurken Çanakkale Savaşı’nda bizim Fransa, İngiltere, İtalya ve Almanya’ya karşı savaştığımızı iddia etme şeklindeki gaflarını ise, CHP’liler artık vaka-i âdiyeden sayıyorlar…
Siz durun durun, seçimlere 10 gün kala FETÖ’nün Pennsylvania’lı lideri ve onun Türkiye’deki uzantılarıyla ağız birliği edin. Daha ilk gün Batı basınına ne demişti Pennsylvania? “Bu bir tiyatro oyunudur” … Kontrollü lafı kelimesi kelimesine Kemal beyden önce güneşi balçıkla sıvamaya çalışan bir başka FETÖ’cü tarafından kullanılmıştı. Aynı cephede olunduğu izleniminin altını bu kadar kalın çizgilerle belirtme ihtiyacı duyuyorsanız, siyasi iletişim boyutunda bir bildiğiniz olmalı.
Siyasi iletişimin en kaba hatlarıyla amacı nedir?
Eğer bu 5’li yapı devreye sokulmazsa ne olur? Siyasi iletişim argümanları tamamen tersine yönde çalışmaya, rakibe -bu şıkta Evet’i savunanlara- hizmet etmeye başlar. İşte bazı CHP’lilerin “Kemal bey keşke konuşmasa” derken hareket ettikleri nokta bu olmalı…
Evet oylarının %60’ı aşması için Kemal beyin bu gerilimi artırmak üzere birkaç tane kontrolsüz salvosu yeterli olacaktır…
Rekabet edemiyorsan, yasaklat gitsin…
Ünlü bir iş adamımızın internetten ilk söz edildiği günlerde, o müthiş yatırımcı ruhuyla bir anda atılıp “Nerede hemşerim şu internetin merkezi; gidip satın alıverelim şunu!” diye etrafındakilere sorduğu rivayet edilir.
Booking.com’un Türkiye’deki faaliyetlerini mahkeme kararı ile durduran TÜRSAB’ın bu tarihi girişiminden sonra naçizane görüşümüzü ifade etmiş; internetin vahşi, sınırsız sorumsuz özgürlük ortamında rekabetçi avantaj sağlamanın yolu rekabeti bir punduna getirip yasaklamaktan değil; bir yandan oyunu kurallarına göre oynayıp karşı tarafı kayıtlı kurallı ekonomi ortamına çekmekte, öte yandan ise haksız rekabet yaptığınıza inandığınız dijital hizmet kuruluşlarının karşısına sizin kendi kuracağınız dijital yapıları çıkarmaktır, demiştik.
Mesela çözüm, Uber’i yasaklatmaya çalışmamak, karşısına Bitaksi gibi aslanlar gibi çalışan bir alternatifle çıkmaktır.
TÜRSAB anlaşılan bizimle aynı görüşte değil. Gördüğümüz kadarıyla çaresiz çırpınış gibi gözüken aksiyonlarını sürdürüyor. Emsal teşkil edeceğini düşündükleri mahkeme kararını bu sefer de trivago.com ve tripadvisor.com gibi sitelere de göndererek, uyarılarını dikkate almayanlar hakkında yasal yola başvuracaklarını açıklamışlar. Allah yollarını açık etsin…
Öte yandan Bodrum Otelciler Derneği (BODER) de tam tersi yönde bir hareket başlatmış. Üyelerinden booking.com'u engelleyen tedbir kararına itiraz için yetki belgesi toplamış. Haydi hayırlısı. Bir tanesi de çıkıp trooring.com diye bir portal kurmayı ve bunların topuyla rekabet etmeyi ne zaman akıl edecek…
Bazı CHP’lilerin, “Bizim Genel Başkan sussa, hiç konuşmasa, biz referandumda daha çok Hayır oyu çıkartırız” diye düşünmelerini anlamamak mümkün değil. Çarşamba akşamı NTV’de konuşurken Çanakkale Savaşı’nda bizim Fransa, İngiltere, İtalya ve Almanya’ya karşı savaştığımızı iddia etme şeklindeki gaflarını ise, CHP’liler artık vaka-i âdiyeden sayıyorlar…
Siz durun durun, seçimlere 10 gün kala FETÖ’nün Pennsylvania’lı lideri ve onun Türkiye’deki uzantılarıyla ağız birliği edin. Daha ilk gün Batı basınına ne demişti Pennsylvania? “Bu bir tiyatro oyunudur” … Kontrollü lafı kelimesi kelimesine Kemal beyden önce güneşi balçıkla sıvamaya çalışan bir başka FETÖ’cü tarafından kullanılmıştı. Aynı cephede olunduğu izleniminin altını bu kadar kalın çizgilerle belirtme ihtiyacı duyuyorsanız, siyasi iletişim boyutunda bir bildiğiniz olmalı.
Siyasi iletişimin en kaba hatlarıyla amacı nedir?
- Partinizin ruhuna, varoluş nedenine uygun kilit mesajlar oluşturmak.
- Bu mesajların vaat/güven sistematiği içinde ve hedef kitlenin ortak ruhi şekillenmesi, kültürü, değerleri ve dünya görüşü doğrultusunda kodlanmasını ve kodlar çözüldüğünde kolayca anlaşılmasını sağlamak.
- Bu kilit mesajların liderin ağzından tüm kanalları kullanarak hedef kitleye ulaşmasını sağlamak.
- Hedef kitlenin bu mesajların etkisinde kalarak ikna olmalarını hedeflemek.
- İkna olmuş hedef kitlelerde davranış değişikliği oluşması sonucu bunların tercihlerini değiştirmelerini sağlamak; böylece kararsızları ve de oylarını A yönünde kullanacakları B yönünde kullanmaya yönlendirmek. Ve tabii bu sistemin çalışıp çalışmadığını sürekli ölçerek kontrol etmek.
Eğer bu 5’li yapı devreye sokulmazsa ne olur? Siyasi iletişim argümanları tamamen tersine yönde çalışmaya, rakibe -bu şıkta Evet’i savunanlara- hizmet etmeye başlar. İşte bazı CHP’lilerin “Kemal bey keşke konuşmasa” derken hareket ettikleri nokta bu olmalı…
Evet oylarının %60’ı aşması için Kemal beyin bu gerilimi artırmak üzere birkaç tane kontrolsüz salvosu yeterli olacaktır…
Rekabet edemiyorsan, yasaklat gitsin…
Ünlü bir iş adamımızın internetten ilk söz edildiği günlerde, o müthiş yatırımcı ruhuyla bir anda atılıp “Nerede hemşerim şu internetin merkezi; gidip satın alıverelim şunu!” diye etrafındakilere sorduğu rivayet edilir.
Booking.com’un Türkiye’deki faaliyetlerini mahkeme kararı ile durduran TÜRSAB’ın bu tarihi girişiminden sonra naçizane görüşümüzü ifade etmiş; internetin vahşi, sınırsız sorumsuz özgürlük ortamında rekabetçi avantaj sağlamanın yolu rekabeti bir punduna getirip yasaklamaktan değil; bir yandan oyunu kurallarına göre oynayıp karşı tarafı kayıtlı kurallı ekonomi ortamına çekmekte, öte yandan ise haksız rekabet yaptığınıza inandığınız dijital hizmet kuruluşlarının karşısına sizin kendi kuracağınız dijital yapıları çıkarmaktır, demiştik.
Mesela çözüm, Uber’i yasaklatmaya çalışmamak, karşısına Bitaksi gibi aslanlar gibi çalışan bir alternatifle çıkmaktır.
TÜRSAB anlaşılan bizimle aynı görüşte değil. Gördüğümüz kadarıyla çaresiz çırpınış gibi gözüken aksiyonlarını sürdürüyor. Emsal teşkil edeceğini düşündükleri mahkeme kararını bu sefer de trivago.com ve tripadvisor.com gibi sitelere de göndererek, uyarılarını dikkate almayanlar hakkında yasal yola başvuracaklarını açıklamışlar. Allah yollarını açık etsin…
Öte yandan Bodrum Otelciler Derneği (BODER) de tam tersi yönde bir hareket başlatmış. Üyelerinden booking.com'u engelleyen tedbir kararına itiraz için yetki belgesi toplamış. Haydi hayırlısı. Bir tanesi de çıkıp trooring.com diye bir portal kurmayı ve bunların topuyla rekabet etmeyi ne zaman akıl edecek…