Kristal Elma olgunlaşmış…
03 TEMMUZ 2010
Nihayet olmuş. Geçen sene de zaten olmaya başlamıştı. Elma tam kıvamında hem de kristalinden. Neden olmuş anlatmaya çalışalım.
Bir kere “Effie Ödülleri” verilmeye başlandı. Reklam sektörü, etkililiği ölçmeye başladı. İletişime yapılan yatırımın geri dönüşü temel kriter haline geldi. Böylece Kristal Elma’daki kafa karışıklığı ortadan kalktı. Kristal Elma artık tamamen yaratıcı fikir ve uygulamaların yarıştığı bir arenada sahibini buluyor.
İkinci olarak ödül töreni, mekânı ve organizasyonuyla oturdu. Konser salonlarında, otel mekânlarında zorlama törenlerle geçiştirildiği hissini üzerinden attı. İki yıldır hem Kristal Elma Suada’ya yakıştı hem de Suada Kristal Elma’ya.
Hele de yüzme havuzunun çevresindeki mekânda düzenlenmiş olan kokteyl prolonge… Bir sağdan bir soldan tur attığınız zaman bir anda yatay çizgide görmeniz gereken herkesle karşılaşıyorsunuz.
Üçüncü olarak; Kristal Elma’nın jüri sayısı artırılmıştı. Böyle olunca da kayırma /kayırılma endişesi ve dedikodusunun önü kesilmişti. (Darısı kerameti kendinden menkul jürilerin başına)
Dördüncü olarak en keyifli tespiti şöyle yaptım: Kadınlar çok şıktılar. Belli ki, o gün öğleden sonra birkaç saatlerini kuaförlerinde geçirmişlerdi. Her zamanki gibi Kristal Elma’yı ciddiye almışlardı. Bunda şaşılacak bir şey yoktu çünkü kadınlar hep hoştu. Bu yıl erkeklere şaştım doğrusu. Birkaç tanesi hariç genelde hepsi ne giyeceklerini çok dikkatli seçmişlerdi. Hepsi yakışıklıydı, hepsi düzgün; hepsi ödül törenini ciddiye almışlar, özensizce görmezden gelme, umursamama tavrını bir kenara bırakmışlardı.
Beşinci ve son olarak da Kristal Elma Ödülleri’nin sektörde bir zirve haline geldiğinin kanıtlanmış olduğunu söyleyebiliriz. Müthiş bir kalabalık vardır. Motorlar adaya konukları taşırken dolup dolup taştılar. Ve iletişim dünyasının her kesimi orada temsil edildi. Zirve de böyle olur zaten.
Yıllarca Kristal Elma’yı eleştirdim durdum. Ben eleştirdim diye düzelmedi her şey tabii ki. Fakat yine de o akşam kendimi çok iyi hissettiğimi söylemeliyim. Eski Başkan Jefi Medina, son başkan Yiğit Şardan’a ve gelecek dönem başkanlık koltuğuna oturması kesinlik kazanan Aytül Özkan’a tebriklerimi sundum. Bu yıl çıta bir çıt daha yükselmiş. Gelecek seneye organizatörlerin işi daha zorlaşmış.
Bunlar da benim ‘elmalarım’
Son günlerde benim en çok dikkatimi çeken iki reklam filminden söz etmek istiyorum. Benim Kristal Elma Büyük Ödüllerim de bu iki reklama gitti. Birincisi yemeksepeti.com’a diğeri de Sigorta ve Reasürans Şirketleri Birliği’ne. Yemeksepeti.com reklamı prodüksiyon açısından neredeyse sıfır maliyetle hazırlanmış. Fakat öyle bir reklam sloganı bulunmuş ki sadece o cümleyi yazsalar da olurmuş: “Hepimiz tatil için çalışıyoruz!..”
Hani öyle reklam sloganları vardır ki okuduğunuzda bazen içinizden müthiş bir ‘kıskançlık’ duygusu harekete geçer. “Hay Allah bu benim aklıma niye gelmedi?” diye hayıflanır durursunuz…
Sigorta ve Reasürans Şirketleri Birliği’nin reklamlarında yer alan ‘kilit mesaj’ da işte bu kadar ‘yaratıcı’ ve etkileyici: “Sadece çizgi film kahramanlarının sigortaya ihtiyacı yoktur”…
Hani ille de bir eksik bulmamız gerekiyor ya… Bu iki kampanyanın eksiği ne? Tabii ki PR ayakları eksik. Bizce eksik. Belki var da biz duyamadık… Yaratıcı slogan bulup TV ve radyolardan bağırmak, konvansiyonel mecraları tek başına devreye sokmak yetmeyebilir. Olaya çarpan etkisi getirecek PR çalışmalarını devreye almak şart…
Bir kere “Effie Ödülleri” verilmeye başlandı. Reklam sektörü, etkililiği ölçmeye başladı. İletişime yapılan yatırımın geri dönüşü temel kriter haline geldi. Böylece Kristal Elma’daki kafa karışıklığı ortadan kalktı. Kristal Elma artık tamamen yaratıcı fikir ve uygulamaların yarıştığı bir arenada sahibini buluyor.
İkinci olarak ödül töreni, mekânı ve organizasyonuyla oturdu. Konser salonlarında, otel mekânlarında zorlama törenlerle geçiştirildiği hissini üzerinden attı. İki yıldır hem Kristal Elma Suada’ya yakıştı hem de Suada Kristal Elma’ya.
Hele de yüzme havuzunun çevresindeki mekânda düzenlenmiş olan kokteyl prolonge… Bir sağdan bir soldan tur attığınız zaman bir anda yatay çizgide görmeniz gereken herkesle karşılaşıyorsunuz.
Üçüncü olarak; Kristal Elma’nın jüri sayısı artırılmıştı. Böyle olunca da kayırma /kayırılma endişesi ve dedikodusunun önü kesilmişti. (Darısı kerameti kendinden menkul jürilerin başına)
Dördüncü olarak en keyifli tespiti şöyle yaptım: Kadınlar çok şıktılar. Belli ki, o gün öğleden sonra birkaç saatlerini kuaförlerinde geçirmişlerdi. Her zamanki gibi Kristal Elma’yı ciddiye almışlardı. Bunda şaşılacak bir şey yoktu çünkü kadınlar hep hoştu. Bu yıl erkeklere şaştım doğrusu. Birkaç tanesi hariç genelde hepsi ne giyeceklerini çok dikkatli seçmişlerdi. Hepsi yakışıklıydı, hepsi düzgün; hepsi ödül törenini ciddiye almışlar, özensizce görmezden gelme, umursamama tavrını bir kenara bırakmışlardı.
Beşinci ve son olarak da Kristal Elma Ödülleri’nin sektörde bir zirve haline geldiğinin kanıtlanmış olduğunu söyleyebiliriz. Müthiş bir kalabalık vardır. Motorlar adaya konukları taşırken dolup dolup taştılar. Ve iletişim dünyasının her kesimi orada temsil edildi. Zirve de böyle olur zaten.
Yıllarca Kristal Elma’yı eleştirdim durdum. Ben eleştirdim diye düzelmedi her şey tabii ki. Fakat yine de o akşam kendimi çok iyi hissettiğimi söylemeliyim. Eski Başkan Jefi Medina, son başkan Yiğit Şardan’a ve gelecek dönem başkanlık koltuğuna oturması kesinlik kazanan Aytül Özkan’a tebriklerimi sundum. Bu yıl çıta bir çıt daha yükselmiş. Gelecek seneye organizatörlerin işi daha zorlaşmış.
Bunlar da benim ‘elmalarım’
Son günlerde benim en çok dikkatimi çeken iki reklam filminden söz etmek istiyorum. Benim Kristal Elma Büyük Ödüllerim de bu iki reklama gitti. Birincisi yemeksepeti.com’a diğeri de Sigorta ve Reasürans Şirketleri Birliği’ne. Yemeksepeti.com reklamı prodüksiyon açısından neredeyse sıfır maliyetle hazırlanmış. Fakat öyle bir reklam sloganı bulunmuş ki sadece o cümleyi yazsalar da olurmuş: “Hepimiz tatil için çalışıyoruz!..”
Hani öyle reklam sloganları vardır ki okuduğunuzda bazen içinizden müthiş bir ‘kıskançlık’ duygusu harekete geçer. “Hay Allah bu benim aklıma niye gelmedi?” diye hayıflanır durursunuz…
Sigorta ve Reasürans Şirketleri Birliği’nin reklamlarında yer alan ‘kilit mesaj’ da işte bu kadar ‘yaratıcı’ ve etkileyici: “Sadece çizgi film kahramanlarının sigortaya ihtiyacı yoktur”…
Hani ille de bir eksik bulmamız gerekiyor ya… Bu iki kampanyanın eksiği ne? Tabii ki PR ayakları eksik. Bizce eksik. Belki var da biz duyamadık… Yaratıcı slogan bulup TV ve radyolardan bağırmak, konvansiyonel mecraları tek başına devreye sokmak yetmeyebilir. Olaya çarpan etkisi getirecek PR çalışmalarını devreye almak şart…