Kudsi Ergüner'i çok fena kaçırdım
12 EYLÜL 2004
Davetiye mükemmel. Fikir şahane. Mekan harika. Sanatçılar olağanüstü. Kızımla elele tutuşup gidecektik... Ama gidemedik. Bundan büyük düş kırıklığı olur mu? Yapı Kredi 60'ıncı yılını bensiz kutlamak zorunda kaldı. Pek de umurunda olduğunu sanmıyorum. Ama benim umurumdaydı. Kudsi Ergüner ve La Banda Alla Turka adını verdiği topluluğu bir özel performansla katılacaktı geceye. Davetiyede Osmanlı dönemine ait başyapıtları caz müzisyenleri eşliğinde yeniden yorumlayacağı yazılıydı. Tadına doyulmayacak bir ziyafet bekliyordu bizi. Mekise başka bir alemdi. Zamanın büyük sanat destekçisi Abdülmecit Efendi'nin Üsküdar Bağlarbaşı'ndaki köşkü. Davetiyede fotoğrafları var. Gökten zembille inmediğimi, köklü bir imparatorluk kültüründen geldiğimi karşımda durmuş bana hatırlatmaya çalışıyor. Bir Türk olarak arada bir umutsuzluğa, aşağılık kompleksine kapıldığımda bu tür mekbir tur atmak iyi gelir. Ne yazık ki ben bu kez bu turu atamadım. Mevsim dönüşlerinde üşütüp ateşlenmeye her an hazırdır bünyem. Bu arada gözüm davetiyede köşkle ilgili bir cümleye ilişti: "Yapı Kredi tarafından gerçekleştirilen restorasyon çalışmalarıyla Türk kültür mirasına kazandırılacak olan..." Yani köşk açık değil. O halde gösteri dışarıda. O gün de yağmur fırtına gırla gidiyor. Yapı Kredi'den "Bahçede çadır ve ısıtma var" dediler ama gözüm yemedi. Gidemedim.
Yapı Kredi 9 Eylül günü mü kurulmuş?.. Web sitelerinde böyle bir kayıt yok. O halde neden eylül ayı? İstanbul'da havaların en güvenilmez olduğu ay... Koskoca yıl var. Açık havada yapacaksan yaz aylarını kullan. Yok ille de sonbahar diyorsan o zaman bomba gibi kapalı mekanlar var. Benim gibi pek çok nane molla bu güzelim konseri kaçırmıştır.
Yapı Kredi bu arada senkronu gayet iyi tutturmuş. Aynı günlerde 60'ıncı yıl filmleri TV'lerde dönmeye başladı. Ben basın reklamlarını daha çok beğendim. Vermek istedikleri sağlamlık, kalıcılık, güven duygusunu daha iyi aktarıyor sanki. Devlet kontrolündeki bir kuruluştan bu kadar nitelikli iletişim atağı... Kolay iş değil. Bir de sloganları biraz Zorlu'yu çağrıştırmasaymış, not kıracak yer olmayacakmış. Zorlu'nun 50'inci yıl sloganı: "Gideceksen en uzağa git, çıkacaksan en yükseğe çık, yapacaksan en iyisini yap!" Yapı Kredi'nin 60'ıncı yıl sloganı:"İlk yap, en iyisini yap, her şey değişsin!" Yapı Kredi'nin PR ajansı MPR mükemmel bir bilgi dosyası göndermiş. Görselleri ve içeriği ile dört dörtlük. Orada da zaten Yapı Kredi'nin hayata geçirdiği ilkler gözüküyor. Bu nedenle "Bu kadarı kadı kızında da olur" deyip, geçmişteki olağanüstü iletişim çalışmaları da dahil olmak üzere (Bay Pardon, Teknoloji üssü vs.) ülkeye getirdiği katma değerler için Yapı Kredi'yi kutluyoruz.
Bu listeye dikkat!
Nihayet kuruldu. İletişim Danışmanlığı yapan PR şirketleri biraraya geldi. Uluslararası Danışmanlık Şirketleri Birliklerinin çatı örgütü ICCO'nun Türkiye temsiciliğini de alarak, yeni yasa ile şirketten derneğe dönüşmeye karar veren PRCI'ın bu kuruluş için boşalttığı yeri doldurdular.
Hem de bu kez PRCI'da olduğu gibi 6 şirketle değil 16 şirketle. Bu 16 şirket, 2-3 yılda bir hizmet süreç kalitesini uluslararası denetleme kuruluşlarının denetiminden geçirip EFQM benzeri bir belge almayı ve ICCO'nun etik kurallarına göre iletişim hizmeti sunmayı taahhüt ediyorlar. Türkiye PR sektöründe yeni bir sayfadır bu.
Diğer PR derneklerinden farklı olarak şahısların değil sadece belli koşulları yerine getirmiş şirketlerin üye olabildiği, bu nedenle de 'bir masa bir kasa' PR şirketlerinden tamamen ayrışan İDA'nın Kurucu Üyeleri şöyle sıralanmış: Alesta Halkla İlişkiler, Assist İletişim, Bersay İletişim Danışmanlığı, BG İletişim, Effect Halkla İlişkiler, Excel Halkla İlişkiler/ Hill&Knowlton, Global Tanıtım, Grup 7 İletişim, MPR Pazarlama Halkla İlişkiler, MRD Danışmanlık, N PR Halkla İlişkiler, Orsa Stratejik İletişim Danışmanlığı, PR Aktif İletişim Hizmetleri, Rekta/Ketchum Halkla İlişkiler, Tribeca İletişim Danışmanlık, Zarakol İletişim Hizmetleri. Sektörün %80'inden fazlasını temsil ettiklerini belirten Yönetim Kurulu ise şu görev dağılımını yapmış: Meral Saçkan (Başkan), Figen İsbir (Başkan Yardımcısı), BGöncü (Mesleki ve Sektörel Gelişim), Ceyda Aydede (Uluslararası İlişkiler) ve Cem İlhan (Kaynak Geliştirme).
Audi'ye şapka çıkarmak lazım!
Beş altı yıl önceydi. Büyük bir proje için gösteri seçenekleri araştırıyorduk. Eğlendirmesi yeterli değildi konsepte de uyacaktı. Adlarını ilk kez o zaman Ali Koç'dan duymuştum. Hatta, patronların dünyada olup bitenden danışman geçinen bizlerden önce haberdar olmasına biraz bozulduğumu da teslim etmeliyim. Sonra da internete girip araştırmıştım. 380 bin kadar bilgi notu vardı. Gösteri sektörünün en büyük olaylarından biri olan "http://www.cirquedusoleil.com/" Cirque du Soleil'i Türkiye'ye getirmek Audi'ye nasip olmuş.
Bu akşam Tem Stüdyoları'nda sahne alacaklar. Yeni A6 lansmanı için düşünülmüş bu etkinlik. Bardağı çekiç yerine vinçle kırmak gibi geldi biraz bana. A6'nın hedef kitlesi için çok daha ekonomik bir çözüm bulunabilirdi belki de. Audi'nin genel marka algısına katkı düşünüldüyse, bu etkinliğin basın reklamlarıyla ciddi biçimde desteklenmesi, "http:// www.cirquedusoleil.com/" Cirque du Soleil'in marka vaadi ile Audi'nin marka vaadi arasında köprüler kurulması gerekirdi ki, harcanan paralar itibar olarak geri alınsın. Belki daha erken... Yapacaklardır, bir ihtimal... Ama her şıkta Audi'ye bu iletişim projesi için şapka çıkarmamak elde değil. A6'nın gecesini sizin için de izleyip çarşamba günü Sabah Otomobil'de yazacağım.
Bu arada bu gösterinin sadece özel bir izleyici kesimine mi nasip olacağını yoksa halka açık gösterilerle işin yaygınlaştırılıp yaygınlaştırılmayacağını öğrenmeye çalıştık. Audi'nin web sitesinde tek satır bilgi yok! Ayrıca siteden bilgi alınmasını zorlaştırmak için sanki ellerinden geleni yapmışlar. Çağrı Merkezini (call center) aradık. "Audi'nin lansmanı mı var?" demezler mi?.. PR şirketi olarak Lobby firması gözüküyor. Gayet iyi bir PR uygulama ajansıdır. Bilgi almak için onları aramaya çalıştık. Günlerden cumartesi ve kapı duvar. Cevap veren yok. Herhalde organizasyonun içine gömülmüşler. Ama insan bir tane 'artçı' bırakmaz mı? Çarşambaya kadar ne olup bittiğini öğrenebilirsem, size de aktarırım...
Fotomaç'ın amcası geri geliyor
Geçenlerde Saatchi & Saatchi'den aradılar. "Gelin size bir şey göstereceğiz!". Reklam ajansları gözümüzün bebekleri. Kıracak halimiz yok. Kalktık gittik. Kaseti koymuşlar hemen çalıştırdılar. Ekranda bir önceki filmde kalbi duran amca var. Bir telaş... Hemen doktor geliyor. Bir elektro şok! Amca'nın kalbi çalışmaya başlıyor. Kendine geldiğinde ilk sorduğu şey ne? "Golleri kim attı?"... Kalbi durmadan önce de torununa"Maç kaç kaç?" diye sormuştu.
Bazı okurlarımız bu ölümcül sahneyi eleştirmişlerdi. Reklam ajansından Zeynep Aydın Hanım da "Bekleyin sürpriz var!" demişti... İşi gayet iyi bağlamışlar. Bir taş, üç kuş: Futbolla ölümü biraraya getirmemeyi başarmışlar. Fotomaç'ı şiddet yanlısı gibi durmaktan kurtarmışlar. Diğer basın reklamlarının arasından sıyrılan, farklılaşan, konuşturan bir film yapmışlar.
Yapı Kredi 9 Eylül günü mü kurulmuş?.. Web sitelerinde böyle bir kayıt yok. O halde neden eylül ayı? İstanbul'da havaların en güvenilmez olduğu ay... Koskoca yıl var. Açık havada yapacaksan yaz aylarını kullan. Yok ille de sonbahar diyorsan o zaman bomba gibi kapalı mekanlar var. Benim gibi pek çok nane molla bu güzelim konseri kaçırmıştır.
Yapı Kredi bu arada senkronu gayet iyi tutturmuş. Aynı günlerde 60'ıncı yıl filmleri TV'lerde dönmeye başladı. Ben basın reklamlarını daha çok beğendim. Vermek istedikleri sağlamlık, kalıcılık, güven duygusunu daha iyi aktarıyor sanki. Devlet kontrolündeki bir kuruluştan bu kadar nitelikli iletişim atağı... Kolay iş değil. Bir de sloganları biraz Zorlu'yu çağrıştırmasaymış, not kıracak yer olmayacakmış. Zorlu'nun 50'inci yıl sloganı: "Gideceksen en uzağa git, çıkacaksan en yükseğe çık, yapacaksan en iyisini yap!" Yapı Kredi'nin 60'ıncı yıl sloganı:"İlk yap, en iyisini yap, her şey değişsin!" Yapı Kredi'nin PR ajansı MPR mükemmel bir bilgi dosyası göndermiş. Görselleri ve içeriği ile dört dörtlük. Orada da zaten Yapı Kredi'nin hayata geçirdiği ilkler gözüküyor. Bu nedenle "Bu kadarı kadı kızında da olur" deyip, geçmişteki olağanüstü iletişim çalışmaları da dahil olmak üzere (Bay Pardon, Teknoloji üssü vs.) ülkeye getirdiği katma değerler için Yapı Kredi'yi kutluyoruz.
Bu listeye dikkat!
Nihayet kuruldu. İletişim Danışmanlığı yapan PR şirketleri biraraya geldi. Uluslararası Danışmanlık Şirketleri Birliklerinin çatı örgütü ICCO'nun Türkiye temsiciliğini de alarak, yeni yasa ile şirketten derneğe dönüşmeye karar veren PRCI'ın bu kuruluş için boşalttığı yeri doldurdular.
Hem de bu kez PRCI'da olduğu gibi 6 şirketle değil 16 şirketle. Bu 16 şirket, 2-3 yılda bir hizmet süreç kalitesini uluslararası denetleme kuruluşlarının denetiminden geçirip EFQM benzeri bir belge almayı ve ICCO'nun etik kurallarına göre iletişim hizmeti sunmayı taahhüt ediyorlar. Türkiye PR sektöründe yeni bir sayfadır bu.
Diğer PR derneklerinden farklı olarak şahısların değil sadece belli koşulları yerine getirmiş şirketlerin üye olabildiği, bu nedenle de 'bir masa bir kasa' PR şirketlerinden tamamen ayrışan İDA'nın Kurucu Üyeleri şöyle sıralanmış: Alesta Halkla İlişkiler, Assist İletişim, Bersay İletişim Danışmanlığı, BG İletişim, Effect Halkla İlişkiler, Excel Halkla İlişkiler/ Hill&Knowlton, Global Tanıtım, Grup 7 İletişim, MPR Pazarlama Halkla İlişkiler, MRD Danışmanlık, N PR Halkla İlişkiler, Orsa Stratejik İletişim Danışmanlığı, PR Aktif İletişim Hizmetleri, Rekta/Ketchum Halkla İlişkiler, Tribeca İletişim Danışmanlık, Zarakol İletişim Hizmetleri. Sektörün %80'inden fazlasını temsil ettiklerini belirten Yönetim Kurulu ise şu görev dağılımını yapmış: Meral Saçkan (Başkan), Figen İsbir (Başkan Yardımcısı), BGöncü (Mesleki ve Sektörel Gelişim), Ceyda Aydede (Uluslararası İlişkiler) ve Cem İlhan (Kaynak Geliştirme).
Audi'ye şapka çıkarmak lazım!
Beş altı yıl önceydi. Büyük bir proje için gösteri seçenekleri araştırıyorduk. Eğlendirmesi yeterli değildi konsepte de uyacaktı. Adlarını ilk kez o zaman Ali Koç'dan duymuştum. Hatta, patronların dünyada olup bitenden danışman geçinen bizlerden önce haberdar olmasına biraz bozulduğumu da teslim etmeliyim. Sonra da internete girip araştırmıştım. 380 bin kadar bilgi notu vardı. Gösteri sektörünün en büyük olaylarından biri olan "http://www.cirquedusoleil.com/" Cirque du Soleil'i Türkiye'ye getirmek Audi'ye nasip olmuş.
Bu akşam Tem Stüdyoları'nda sahne alacaklar. Yeni A6 lansmanı için düşünülmüş bu etkinlik. Bardağı çekiç yerine vinçle kırmak gibi geldi biraz bana. A6'nın hedef kitlesi için çok daha ekonomik bir çözüm bulunabilirdi belki de. Audi'nin genel marka algısına katkı düşünüldüyse, bu etkinliğin basın reklamlarıyla ciddi biçimde desteklenmesi, "http:// www.cirquedusoleil.com/" Cirque du Soleil'in marka vaadi ile Audi'nin marka vaadi arasında köprüler kurulması gerekirdi ki, harcanan paralar itibar olarak geri alınsın. Belki daha erken... Yapacaklardır, bir ihtimal... Ama her şıkta Audi'ye bu iletişim projesi için şapka çıkarmamak elde değil. A6'nın gecesini sizin için de izleyip çarşamba günü Sabah Otomobil'de yazacağım.
Bu arada bu gösterinin sadece özel bir izleyici kesimine mi nasip olacağını yoksa halka açık gösterilerle işin yaygınlaştırılıp yaygınlaştırılmayacağını öğrenmeye çalıştık. Audi'nin web sitesinde tek satır bilgi yok! Ayrıca siteden bilgi alınmasını zorlaştırmak için sanki ellerinden geleni yapmışlar. Çağrı Merkezini (call center) aradık. "Audi'nin lansmanı mı var?" demezler mi?.. PR şirketi olarak Lobby firması gözüküyor. Gayet iyi bir PR uygulama ajansıdır. Bilgi almak için onları aramaya çalıştık. Günlerden cumartesi ve kapı duvar. Cevap veren yok. Herhalde organizasyonun içine gömülmüşler. Ama insan bir tane 'artçı' bırakmaz mı? Çarşambaya kadar ne olup bittiğini öğrenebilirsem, size de aktarırım...
Fotomaç'ın amcası geri geliyor
Geçenlerde Saatchi & Saatchi'den aradılar. "Gelin size bir şey göstereceğiz!". Reklam ajansları gözümüzün bebekleri. Kıracak halimiz yok. Kalktık gittik. Kaseti koymuşlar hemen çalıştırdılar. Ekranda bir önceki filmde kalbi duran amca var. Bir telaş... Hemen doktor geliyor. Bir elektro şok! Amca'nın kalbi çalışmaya başlıyor. Kendine geldiğinde ilk sorduğu şey ne? "Golleri kim attı?"... Kalbi durmadan önce de torununa"Maç kaç kaç?" diye sormuştu.
Bazı okurlarımız bu ölümcül sahneyi eleştirmişlerdi. Reklam ajansından Zeynep Aydın Hanım da "Bekleyin sürpriz var!" demişti... İşi gayet iyi bağlamışlar. Bir taş, üç kuş: Futbolla ölümü biraraya getirmemeyi başarmışlar. Fotomaç'ı şiddet yanlısı gibi durmaktan kurtarmışlar. Diğer basın reklamlarının arasından sıyrılan, farklılaşan, konuşturan bir film yapmışlar.