“7 Yalan, 7 Gerçek”
03 şubat 2022 - Yeni Şafak
Siyasetin hiçbir zaman kolay iş olduğunu düşünmedik… Hamama giren terler, anladık… Olur olmaz iddialarla, saçmalıklarla muhatap kalınmasını da işin doğasına yorduk…
Ancak her şeyin bir sınırı olmalı…
Bildiğiniz gibi Kılıçdaroğlu, 26 Ocak akşamı bir video paylaştı. “Islak imza ile hazineden 6 milyar TL'nin nasıl iç edildiğini anlatmak istiyorum” dedi… Özetle, Sayın Cumhurbaşkanı’nı bir ihaleyi iptal etmekle, yenisini 6 milyar TL farkla istediği bir firmaya vermekle itham etti… Bu işlerin ispatıdır diyerek de bir belge salladı elinde…
Tabii jet hızıyla yalanlandı. Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, 27 Ocak akşamı katıldığı TV yayınında çok açık ve net ifade etti: “Öyle bir belge yok. Cumhurbaşkanı’mız hiçbir zaman hiçbir ihaleye imza atmaz. …Cumhurbaşkanı sadece yatırım programını onaylar, orada da binlerce proje vardır, söz konusu olan da onlardan bir tanesidir.”
Fakat, ne fayda! Hem bu yalandan vazgeçmediler hem de yanına yenilerini eklediler… Altı doluymuş boşmuş; onlar için fark etmiyor… Belli ki milletvekillerini de bu yalanı sürekli tekrarlamakla görevlendirmişler…
Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı dün bir açıklama yayınlayarak kimin yalancı olduğunu 7 maddede anlattı…
1. Yalan: Aynı iş, 6 milyar TL fazla bedelle başka bir firmaya verildi. Gerçek: Bir kere iş, aynı değilmiş. İlk ihaleye konu hat uzunluğu 106 km. İkincisi ise yaklaşık iki katı; 201 km. Ayrıca 7 istasyon da ilave edilmiş… Üstelik iki ihale arasında 29 ay fark varmış.
2. Yalan: Hazine, proje için yüklenici firmanın kredi borcuna kefil oldu. Gerçek: Kaynak, hazineymiş. Kamu yatırımlarında dış kredi kullanmak mümkünmüş. O zaman da Hazine bu krediyi bulur; yani kimsenin borcuna kefil olmazmış.
3. Yalan: Hazine, sadece bu projeye özel olarak yüklenici firma yerine dövizle borçlandı. Gerçek: Yasa gereği, dış finansmanlı tüm projeler için krediler Hazine tarafından borçlanılırmış. Yüklenicinin, Hazine’nin yerine geçerek finans anlaşmasını imzalaması gibi bir durum da söz konusu değilmiş. İlgili projelerdeki sözleşmeler, Türk Lirası bedelle düzenlenmiş. Ödemeler, yüklenicilere TL olarak yapılıyormuş.
4. Yalan: Yüklenici yüzde 10 avans aldı ve ‘hakedişte’ usulsüz fiyat farkı ödendi. Gerçek: Bandırma-Bursa-Yenişehir-Osmaneli YHT Hattı işi kapsamında yükleniciye herhangi bir avans ödemesi yapılmamış. İhale tarihi 20 Ağustos 2020 olan iş için 2021 yılı Aralık ayında, yapılmış imalat hak edişi kapsamındaki fiyat farkı hesaplanmış ve ödenmiş. Bu husus, tüm hizmet alım ve yapım işlerinde geçerliymiş.
5. Yalan: 2018 yılındaki ilk ihale haksız yere iptal edildi. Gerçek: İhale, üzerinden 18 ay geçmesine rağmen sonuçlandırılamamış. Tasfiye Kararnamesi’ne uygun biçimde, “İşin sürdürülebilirliğinin zora girdiği” kanaatiyle 16 Eylül 2019 tarihinde iptal edilmiş. Firmanın şikâyet başvuruları da mahkemece reddedilmiş.
6. Yalan: Kamu İhale Kanunu’nun 21/b maddesi şartları oluşmadığı hâlde, pazarlık usulü ile ihale yapılarak sadece bir istekliye doğrudan verildi. Gerçek: 21/b maddesi sadece deprem, salgın vb. afet durumlarında ihalenin doğrudan tek bir istekliye verilmesi demek değilmiş. Ayrıca, 2. ihaleye 7 firma davet edilmiş ve en düşük teklifi veren kazanmış.
7. Yalan: Proje ile ilgisi olmadığı hâlde lüks arabalar, bilgisayarlar vs.’ler alındı. Bu arabalar Bursa’da da değil, Ankara’da keyfi kullanılıyor… Gerçek: Bu ve benzeri araçlar, idarenin şantiye sahasını kontrolü için iş süresi boyunca temin edilirmiş… Yüklenici, Yapım İşleri Genel Şartnamesi uyarınca bunları bedelsiz teminle mükellefmiş. Bu araç-gereç, işin kabulü aşamasında, Yapım İşleri Genel Şartnamesi uyarınca yükleniciye iade edilirmiş.
İşte 7 yalan, işte 7 gerçek… İşin teknik yanı çok… Kılıçdaroğlu ve görevlendirdiği arkadaşları bu teknik kısımları son derece karmaşık biçimde anlatıyor, böylece gerçekleri perdeleyerek akıllarda, sürekli tekrarladıkları “Altında Cumhurbaşkanı’nın ıslak imzası var” yalanının kalmasına uğraşıyorlar…
Kendilerine yakıştırdıkları sürece devam etsinler… Bu sırada Bakanlık da yargı yoluna başvurmuş… “Ülkemizin hayrına her işe karşı duran yatırım düşmanı bu zihniyet, her zaman olduğu gibi milletimizin vicdanında ve adalet önünde hesap verecektir” diyorlar…
Siyasetin hiçbir zaman kolay iş olduğunu düşünmedik… Hamama giren terler, anladık… Olur olmaz iddialarla, saçmalıklarla muhatap kalınmasını da işin doğasına yorduk…
Ancak her şeyin bir sınırı olmalı…
Bildiğiniz gibi Kılıçdaroğlu, 26 Ocak akşamı bir video paylaştı. “Islak imza ile hazineden 6 milyar TL'nin nasıl iç edildiğini anlatmak istiyorum” dedi… Özetle, Sayın Cumhurbaşkanı’nı bir ihaleyi iptal etmekle, yenisini 6 milyar TL farkla istediği bir firmaya vermekle itham etti… Bu işlerin ispatıdır diyerek de bir belge salladı elinde…
Tabii jet hızıyla yalanlandı. Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, 27 Ocak akşamı katıldığı TV yayınında çok açık ve net ifade etti: “Öyle bir belge yok. Cumhurbaşkanı’mız hiçbir zaman hiçbir ihaleye imza atmaz. …Cumhurbaşkanı sadece yatırım programını onaylar, orada da binlerce proje vardır, söz konusu olan da onlardan bir tanesidir.”
Fakat, ne fayda! Hem bu yalandan vazgeçmediler hem de yanına yenilerini eklediler… Altı doluymuş boşmuş; onlar için fark etmiyor… Belli ki milletvekillerini de bu yalanı sürekli tekrarlamakla görevlendirmişler…
Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı dün bir açıklama yayınlayarak kimin yalancı olduğunu 7 maddede anlattı…
1. Yalan: Aynı iş, 6 milyar TL fazla bedelle başka bir firmaya verildi. Gerçek: Bir kere iş, aynı değilmiş. İlk ihaleye konu hat uzunluğu 106 km. İkincisi ise yaklaşık iki katı; 201 km. Ayrıca 7 istasyon da ilave edilmiş… Üstelik iki ihale arasında 29 ay fark varmış.
2. Yalan: Hazine, proje için yüklenici firmanın kredi borcuna kefil oldu. Gerçek: Kaynak, hazineymiş. Kamu yatırımlarında dış kredi kullanmak mümkünmüş. O zaman da Hazine bu krediyi bulur; yani kimsenin borcuna kefil olmazmış.
3. Yalan: Hazine, sadece bu projeye özel olarak yüklenici firma yerine dövizle borçlandı. Gerçek: Yasa gereği, dış finansmanlı tüm projeler için krediler Hazine tarafından borçlanılırmış. Yüklenicinin, Hazine’nin yerine geçerek finans anlaşmasını imzalaması gibi bir durum da söz konusu değilmiş. İlgili projelerdeki sözleşmeler, Türk Lirası bedelle düzenlenmiş. Ödemeler, yüklenicilere TL olarak yapılıyormuş.
4. Yalan: Yüklenici yüzde 10 avans aldı ve ‘hakedişte’ usulsüz fiyat farkı ödendi. Gerçek: Bandırma-Bursa-Yenişehir-Osmaneli YHT Hattı işi kapsamında yükleniciye herhangi bir avans ödemesi yapılmamış. İhale tarihi 20 Ağustos 2020 olan iş için 2021 yılı Aralık ayında, yapılmış imalat hak edişi kapsamındaki fiyat farkı hesaplanmış ve ödenmiş. Bu husus, tüm hizmet alım ve yapım işlerinde geçerliymiş.
5. Yalan: 2018 yılındaki ilk ihale haksız yere iptal edildi. Gerçek: İhale, üzerinden 18 ay geçmesine rağmen sonuçlandırılamamış. Tasfiye Kararnamesi’ne uygun biçimde, “İşin sürdürülebilirliğinin zora girdiği” kanaatiyle 16 Eylül 2019 tarihinde iptal edilmiş. Firmanın şikâyet başvuruları da mahkemece reddedilmiş.
6. Yalan: Kamu İhale Kanunu’nun 21/b maddesi şartları oluşmadığı hâlde, pazarlık usulü ile ihale yapılarak sadece bir istekliye doğrudan verildi. Gerçek: 21/b maddesi sadece deprem, salgın vb. afet durumlarında ihalenin doğrudan tek bir istekliye verilmesi demek değilmiş. Ayrıca, 2. ihaleye 7 firma davet edilmiş ve en düşük teklifi veren kazanmış.
7. Yalan: Proje ile ilgisi olmadığı hâlde lüks arabalar, bilgisayarlar vs.’ler alındı. Bu arabalar Bursa’da da değil, Ankara’da keyfi kullanılıyor… Gerçek: Bu ve benzeri araçlar, idarenin şantiye sahasını kontrolü için iş süresi boyunca temin edilirmiş… Yüklenici, Yapım İşleri Genel Şartnamesi uyarınca bunları bedelsiz teminle mükellefmiş. Bu araç-gereç, işin kabulü aşamasında, Yapım İşleri Genel Şartnamesi uyarınca yükleniciye iade edilirmiş.
İşte 7 yalan, işte 7 gerçek… İşin teknik yanı çok… Kılıçdaroğlu ve görevlendirdiği arkadaşları bu teknik kısımları son derece karmaşık biçimde anlatıyor, böylece gerçekleri perdeleyerek akıllarda, sürekli tekrarladıkları “Altında Cumhurbaşkanı’nın ıslak imzası var” yalanının kalmasına uğraşıyorlar…
Kendilerine yakıştırdıkları sürece devam etsinler… Bu sırada Bakanlık da yargı yoluna başvurmuş… “Ülkemizin hayrına her işe karşı duran yatırım düşmanı bu zihniyet, her zaman olduğu gibi milletimizin vicdanında ve adalet önünde hesap verecektir” diyorlar…