“Aziz Başkanın heykelini dikelim”
29 KASIM 2006
“Ağabey, yine bizim başkana saldırıyorlar. Göreceksin, bunu da atlatacağız, evvel Allah... Bizim başkan bu işi de halleder. Tam tersine; durumu rakiplerinin aleyhine çevirir. Bu durum GS ya da BJK başkanlarının başına gelseydi; çoktan yelkenleri suya indirmişlerdi... Oysa biz Başkanın arkasındayız. Sonuna kadar!..”
Bunlar, dün Akfen’in önünden binip Fulya’da İstanbul Cerrahi’ye kadar gittiğimiz taksinin şoförünün sözleri...
İşin özeti şu. Aziz Başkan büyük bir olasılıkla bu krizi de atlatacak... Üstelik Papa’nın Türkiye ziyareti de, olayı kısmen gölgede bırakarak buna yardımcı olacak.
Yukarıdaki başlığı geçmiş yıllarda bir kaç kez kullanmışım. Bir keresinde, alt yapı, tesisler, stat falan için. Bir başka seferinde Başkanın ilişki yönetimindeki üstün başarısı üzerine. Yani rakiplerini ya da kendisine muhalefet edenleri büyük bir maharetle Fenerbahçe’nin gündeminden silmesi ve her türlü üst düzey ilişkiyi büyük başarıyla yönetebilmesi üzerine... Bir de iletişim ile ilgili heykel önerim olmuş...
FB’nin Avrupa karşılaşmalarında başarıya ulaşamadığı ya da ligi şampiyon bitiremediği durumlarda, istifa gibi başarılı manevralarla yine gereken ilgi ve saygıyı yakalamayı başarmıştır Sayın Başkan... Eğer bu son krizi de iletişim ve ilişki yönetimindeki ustalığını döktürerek başarıyla atlatırsa, o zaman heykelinin altınla kaplanarak yapılmasını önereceğim. Öte yandan heykelin som altından yapılmasını önermem için ise fazla bir şey kalmadı aslında...
Ben Aziz Yıldırım Başkan’ın iletişim ve yönetim becerilerine güveniyorum... Buna yakın skandalları bir çırpıda halledivermişti. Hoş bu sefer durum hayli kritik. Ortada çok ciddi iddialar var. Samsunspor... Trabzonspor... Yüz binlerce dolar... Şike, teşvik... Açıklama gece yarısı yapılmasına rağmen, çok önceden yayına hazırlanan bazı gazetelerde üstelik haberin tüm ayrıntısı ile yer alması düşündürücü... Bakalım bu sefer mızrak çuvala nasıl sığdırılacak? Heyecanla izleyeceğiz...
Ama dedik ya Başkan bir ilişki ve iletişim yönetimi ustası. En darda kaldığı durumlarda istifa silahını çekiveriyor. Belki yine çeker... Sonra FB camiası salya sümük peşinden koşturur. Ve Başkan bir ara seçimle tekrar başa gelebilir mesela...
Ya da suçlamaları yapan kişiye karşı müthiş bir tezvirat kampanyası başlatılır. Cihan Oskay “vatan”, pardon “FB haini” ilan edilir; Divan’a verilir; FB’den kovulur... Başkan’a itibarı iade edilir...
Ya da, mesele sadece bir kişinin Aziz Başkan’a ve dolayısıyla FB’ye saldırısı olmaktan çıkarılır. İşin aslında bir Federasyon – FB savaşı olduğu algısı yaratılır. Bu şekilde bir taşla çok sayıda kuş vurulur: Bir yandan kriz atlatılırken, 100’üncü yılda şampiyonluğu garantiye almak üzere, Federasyon, hakemler ve medya üzerinde baskı kurulur...
Dedim ya, taktik çok. Biri olmazsa biri... Bu işin üstesinden bir şekilde gelinir...
Ben Başkan’a güveniyorum...
Eş ve Müşteri nasıl kaybedilir?
Bugün Perakende Günleri başlıyor. 70 milyar Dolarla ülkenin en büyük sektörünün en önemli etkinliği. Soysal Danışmanlık’ın bu yıl 6’ncısını düzenlediği konferans ve fuar bölümleri geçen yıl müthiş bir atağa geçmişti. Bu yıl da atağın devam edeceğine dair ciddi işaretler var. Marian Salzman, Oliviera Toscani, Darrel Mann, Franss Müller, Wu Ke Ming gibi yabancı ünlü konuşmacıların yanı sıra pek çok önemli yerli uzman da var...
Hasbelkader ben de konuşmacılar arasındayım. Bugün 16.55’te Lütfi Kırdar’da Anadolu Auditorium’unda sahne (!) alacağım. Beni boş verin, ama anlatacaklarım ilginç: Eş ve müşteri kaybetmenin 10 yolu!.. Her iki konuda da uzmanlığım var... Ben öğrenmekle eğlenmenin çatıştığına inanmayanlardanım. Ayrıca negatif örneklerden de daha iyi öğrenebileceğini biliyorum... Fırsatını bulan dostları beklerim.
Bunlar, dün Akfen’in önünden binip Fulya’da İstanbul Cerrahi’ye kadar gittiğimiz taksinin şoförünün sözleri...
İşin özeti şu. Aziz Başkan büyük bir olasılıkla bu krizi de atlatacak... Üstelik Papa’nın Türkiye ziyareti de, olayı kısmen gölgede bırakarak buna yardımcı olacak.
Yukarıdaki başlığı geçmiş yıllarda bir kaç kez kullanmışım. Bir keresinde, alt yapı, tesisler, stat falan için. Bir başka seferinde Başkanın ilişki yönetimindeki üstün başarısı üzerine. Yani rakiplerini ya da kendisine muhalefet edenleri büyük bir maharetle Fenerbahçe’nin gündeminden silmesi ve her türlü üst düzey ilişkiyi büyük başarıyla yönetebilmesi üzerine... Bir de iletişim ile ilgili heykel önerim olmuş...
FB’nin Avrupa karşılaşmalarında başarıya ulaşamadığı ya da ligi şampiyon bitiremediği durumlarda, istifa gibi başarılı manevralarla yine gereken ilgi ve saygıyı yakalamayı başarmıştır Sayın Başkan... Eğer bu son krizi de iletişim ve ilişki yönetimindeki ustalığını döktürerek başarıyla atlatırsa, o zaman heykelinin altınla kaplanarak yapılmasını önereceğim. Öte yandan heykelin som altından yapılmasını önermem için ise fazla bir şey kalmadı aslında...
Ben Aziz Yıldırım Başkan’ın iletişim ve yönetim becerilerine güveniyorum... Buna yakın skandalları bir çırpıda halledivermişti. Hoş bu sefer durum hayli kritik. Ortada çok ciddi iddialar var. Samsunspor... Trabzonspor... Yüz binlerce dolar... Şike, teşvik... Açıklama gece yarısı yapılmasına rağmen, çok önceden yayına hazırlanan bazı gazetelerde üstelik haberin tüm ayrıntısı ile yer alması düşündürücü... Bakalım bu sefer mızrak çuvala nasıl sığdırılacak? Heyecanla izleyeceğiz...
Ama dedik ya Başkan bir ilişki ve iletişim yönetimi ustası. En darda kaldığı durumlarda istifa silahını çekiveriyor. Belki yine çeker... Sonra FB camiası salya sümük peşinden koşturur. Ve Başkan bir ara seçimle tekrar başa gelebilir mesela...
Ya da suçlamaları yapan kişiye karşı müthiş bir tezvirat kampanyası başlatılır. Cihan Oskay “vatan”, pardon “FB haini” ilan edilir; Divan’a verilir; FB’den kovulur... Başkan’a itibarı iade edilir...
Ya da, mesele sadece bir kişinin Aziz Başkan’a ve dolayısıyla FB’ye saldırısı olmaktan çıkarılır. İşin aslında bir Federasyon – FB savaşı olduğu algısı yaratılır. Bu şekilde bir taşla çok sayıda kuş vurulur: Bir yandan kriz atlatılırken, 100’üncü yılda şampiyonluğu garantiye almak üzere, Federasyon, hakemler ve medya üzerinde baskı kurulur...
Dedim ya, taktik çok. Biri olmazsa biri... Bu işin üstesinden bir şekilde gelinir...
Ben Başkan’a güveniyorum...
Eş ve Müşteri nasıl kaybedilir?
Bugün Perakende Günleri başlıyor. 70 milyar Dolarla ülkenin en büyük sektörünün en önemli etkinliği. Soysal Danışmanlık’ın bu yıl 6’ncısını düzenlediği konferans ve fuar bölümleri geçen yıl müthiş bir atağa geçmişti. Bu yıl da atağın devam edeceğine dair ciddi işaretler var. Marian Salzman, Oliviera Toscani, Darrel Mann, Franss Müller, Wu Ke Ming gibi yabancı ünlü konuşmacıların yanı sıra pek çok önemli yerli uzman da var...
Hasbelkader ben de konuşmacılar arasındayım. Bugün 16.55’te Lütfi Kırdar’da Anadolu Auditorium’unda sahne (!) alacağım. Beni boş verin, ama anlatacaklarım ilginç: Eş ve müşteri kaybetmenin 10 yolu!.. Her iki konuda da uzmanlığım var... Ben öğrenmekle eğlenmenin çatıştığına inanmayanlardanım. Ayrıca negatif örneklerden de daha iyi öğrenebileceğini biliyorum... Fırsatını bulan dostları beklerim.