“Binlerce dansöz var!”..
06 KASIM 2010
Türkiye’nin en köklü siyasi partisinde yer yerinden oynuyor. CHP’nin yanında yer aldıklarını her fırsatta deklare eden Sivil Toplum Kuruluşları’nda (STK’lar) ise tık yok…
Saklanmışlar bir yerlere ve sanki suların durulmasını bekliyorlar.
Bakın medyaya kimler konuşuyor?
1. Siyasiler, 2. Medya mensupları, 3. Medya maydanozları…
Başka kimsecikler yok. Nerede gelecek tasarımlarını CHP iktidarına kilitleyen ve sivilliklerinin kerameti kendilerinden menkul Sivil Toplum Kuruluşları’nın sözcüleri… Hani beş kuruş ver, başlat 10 kuruş ver susturama türünden iddiaların, yakınmaların ve taleplerin sahipleri?
Neredeler?.. Hangi tarafı tutuyorlar? Hangi dünya görüşünden yanalar? Hangi dünya görüşünün CHP’yi geleceğe taşıyacağına inanıyorlar? Önder Sav’ın önünü Cumhuriyet Başsavcısı mı kesecek, yoksa CHP’nin tabanı ile bu tabanın yanı sıra halk kitlelelerini temsil ettiklerini ve onlara önderlik yaptıklarını iddia eden kuruluşlar mı? Hani esas işleri “temsil ettikleri sektörlerin ve meslek gruplarının çıkarlarını savunmak, sorunlarının çözümüne katkıda bulunmak” olması gerekirken, sanki bir siyasi partinin alt organıymışcasına davranan, kendilerini hayır hasenat işi yapan STK’larla bir tutmaya çabalayan çıkar gruplarının liderleri neredeler?..
Neredesiniz Beyler, Hanımefendiler?.. Yerli yersiz ortaya çıkıp çıkıp ahkâm kesmiyor muydunuz? Pek çok kararı CHP Meclis’te engellemeye çalışırken siz de parlamento dışı muhalefet gibi davranıp çeşitli mahkemelerde açtığınız davalarla direnç göstemeye veya en azından olayı geciktirmeye çabalamıyor muydunuz? Yani aktif siyasi hayatın içinde değil miydiniz?.. İşte size aktif siyasi hayatın tam da göbeği… Konuşup ahkâm kessenize…
Bugüne kadar sus pus olmanızın sebebi nedir acaba?
Kontrpiyede kalıp da, gole giden topa ters köşe yatarak bakan kaleci gibi...
Kolayı var arkadaşlar… Siyasilerimiz gibi gerektiğinde dans edebilirsiniz… Bakın onlara ve görün: “Binlerce dansöz var!” Dönüşüm falan yok, dersiniz olur biter: “Yok efendim ne dönüşümü?… CHP Atatürk ve İsmet Paşa çizgisini koruyacaktır! Ne işimiz var resepsiyonda? Resepsiyona değil her zamanki gibi Anayasa Mahkemesi’ne gideriz!” der çıkarsınız işin içinden…
Ya da, öfkeyle Başkanın katını basmayı düşündüğünüz anda, birden “Yaşasın Başkan Kılıçdaroğlu ve yeni MYK!” diye çığlıklar atarak koşarsınız iktidarın peşinden…
İş biraz kıvraklık geliştirmeye bakar… Biraz Zennube, biraz Mezdeke!
Saklanmışlar bir yerlere ve sanki suların durulmasını bekliyorlar.
Bakın medyaya kimler konuşuyor?
1. Siyasiler, 2. Medya mensupları, 3. Medya maydanozları…
Başka kimsecikler yok. Nerede gelecek tasarımlarını CHP iktidarına kilitleyen ve sivilliklerinin kerameti kendilerinden menkul Sivil Toplum Kuruluşları’nın sözcüleri… Hani beş kuruş ver, başlat 10 kuruş ver susturama türünden iddiaların, yakınmaların ve taleplerin sahipleri?
Neredeler?.. Hangi tarafı tutuyorlar? Hangi dünya görüşünden yanalar? Hangi dünya görüşünün CHP’yi geleceğe taşıyacağına inanıyorlar? Önder Sav’ın önünü Cumhuriyet Başsavcısı mı kesecek, yoksa CHP’nin tabanı ile bu tabanın yanı sıra halk kitlelelerini temsil ettiklerini ve onlara önderlik yaptıklarını iddia eden kuruluşlar mı? Hani esas işleri “temsil ettikleri sektörlerin ve meslek gruplarının çıkarlarını savunmak, sorunlarının çözümüne katkıda bulunmak” olması gerekirken, sanki bir siyasi partinin alt organıymışcasına davranan, kendilerini hayır hasenat işi yapan STK’larla bir tutmaya çabalayan çıkar gruplarının liderleri neredeler?..
Neredesiniz Beyler, Hanımefendiler?.. Yerli yersiz ortaya çıkıp çıkıp ahkâm kesmiyor muydunuz? Pek çok kararı CHP Meclis’te engellemeye çalışırken siz de parlamento dışı muhalefet gibi davranıp çeşitli mahkemelerde açtığınız davalarla direnç göstemeye veya en azından olayı geciktirmeye çabalamıyor muydunuz? Yani aktif siyasi hayatın içinde değil miydiniz?.. İşte size aktif siyasi hayatın tam da göbeği… Konuşup ahkâm kessenize…
Bugüne kadar sus pus olmanızın sebebi nedir acaba?
Kontrpiyede kalıp da, gole giden topa ters köşe yatarak bakan kaleci gibi...
Kolayı var arkadaşlar… Siyasilerimiz gibi gerektiğinde dans edebilirsiniz… Bakın onlara ve görün: “Binlerce dansöz var!” Dönüşüm falan yok, dersiniz olur biter: “Yok efendim ne dönüşümü?… CHP Atatürk ve İsmet Paşa çizgisini koruyacaktır! Ne işimiz var resepsiyonda? Resepsiyona değil her zamanki gibi Anayasa Mahkemesi’ne gideriz!” der çıkarsınız işin içinden…
Ya da, öfkeyle Başkanın katını basmayı düşündüğünüz anda, birden “Yaşasın Başkan Kılıçdaroğlu ve yeni MYK!” diye çığlıklar atarak koşarsınız iktidarın peşinden…
İş biraz kıvraklık geliştirmeye bakar… Biraz Zennube, biraz Mezdeke!