“Kaldırmazsan kaldırırlar!..”
19 OCAK 2011
Eşim içerden “Gel bak reklamda Banu Alkan var!” diye seslendiğinde, bir anlam verememiştim. Bunda hayret ve şaşkınlık yaratacak ne vardı acaba?.. Banu Alkan’ın reklamlarda oynamasının hangi haber değeri olabilirdi ki?..
Oysa varmış… Hem de nasıl varmış…
İçeriği bir yana, giyim kuşam ve göz makyajının bizatihi kendisinin bile haber değeri var.
Fonda Banu Alkan’ın radyolarda çok da sık çalınmamasına rağmen, halk arasında mizah ve parodi konusu yapılmış olan şarkısının melodisi başlıyor… O sırada güçlü kuvvetli dört hamalı devasa bir koliyi bir kamyona yüklemeye çalışırken görüyoruz.
Hamallar inliyorlar ağırlığın altında ve koliyi kaldıramıyorlar.
O sırada Atek Holding’in kapısının önünde Banu Alkan hanım, siyah dekolte elbisesi ve üstünü sarmalayan fuşya rengi bir otriş (pelüş gibi bir şey) ile Atek Grup’un giriş katının merdivenlerinde bütün ihtişamı ile beliriyor...
Aşağıda debelenen hamalların hemen yanında genç ve yakışıklı bir delikanlı, elindeki aletin düğmesine basarak bir başka kamyona kendi kolilerini yüklemekle meşguldür.
Banu Hanım, dört hamala bakarak o ünlü, şuh mu şuh kahkahasını atarak enstrümantal kısmı ilerlemiş olan şarkıya girer: “Kaldıramazsan kaldırırlar gülüm… Haydi aşkım dansa kaldır. Kaldıramazsan kaldırırlar gülüm!..”
Arkadan Banu hanım, neden attığını tam olarak çıkaramadığımız bir kahkaha daha patlatır ve bu sefer resitatif bölüme geçer: “Hem de tek dokunuşla… Enerjinizi boşa harcamayın Gülümmmm!”..
Reklam hidrolik kaldırma sistemleri satan Atek Grup’a ait… (bkz www.ateklift.com)
Reklamı izledikten sonra durmadım. İnternetten buldum, indirdim… Birkaç kez izledim… Kim akıl etmiş, kim çekmiş, kim onaylamış, kim göstermiş?.. Markaya zararı mı olur, faydası mı?.. Tartıştım arkadaşlarla… Farkındalık ile satın alma kararı arasındaki bağlantıya baktık… Adını hiç duymadığımız Atek Grup’un ‘Kaldırma Sistemleri’ sattıklarını artık biliyorduk bilmesine de, gidip alır mıydık acaba? Atek Grup bu reklam ve Banu Hanım ile mi özdeşleşmeliydi?.. Yoksa ‘ters manyel’ de denen bu yöntem en ucuz ve kısa yoldan iletişimi başarıya ulaştırmak için bulunmuş dahiyane bir ‘trük’ müydü?..
Öte yandan biz hedef kitlesi değildik ki!.. Belki tek dokunuşta ‘kaldırmak’ isteyenler Atek Grup’ta kuyruğa girmişlerdi… Kim bilir…
Erkin baba olayı önden yakalamış…
Adını bir türlü aklımda tam olarak tutamadığım için eksikleniyordum… “Öyle bir geçer zaman ki” … Türkçe ustaları ifade bozukluğu olduğunu söylediklerinde rahatladım. Oradaki ‘ki’ eki yüklemi tamlıyordu ve onun yanında durması gerekiyordu. Şöyle mesela:
“Öyle bir geçer ki zaman!” ya da “Zaman öyle bir geçer ki..”
Ustalar dedi ki: “Senin aklındaki, kayıtlarındaki kalıplara uymadığı için hatırlayamıyorsun…”
Biraz rahatlamıştım. Ancak bu kez ikinci soru kurcaladı beynimi: Madem ifade bozukluğu var; bu işi en az benim kadar bilmesi gereken senaryo yazarları uyanamamışlar mı bu işe?..
İşte o noktada M.A.R.K.A reklam ajansının sahibi sevgili Hulusi Derici imdadıma yetişti. E-postasında demiş ki: “Tıklayıp dinlemeniz, geçmiş günleri yadetmeniz için, işte Erkin Koray’dan ‘Öyle bir geçer zaman ki…”
Şarkıda kafiye tutsun diye… O zaman olur işte… Kafiye uğruna ifade mifade bozulur… Bu arada Erkin Baba’ya buradan selam… Çok hoş bir parça ve klip… Bir göz ve ‘kulak’ atın… Google’a Erkin Koray ve parçanın adını yazmak yeterli… Seveceksiniz, daha önce sevmediyseniz tabii…
Oysa varmış… Hem de nasıl varmış…
İçeriği bir yana, giyim kuşam ve göz makyajının bizatihi kendisinin bile haber değeri var.
Fonda Banu Alkan’ın radyolarda çok da sık çalınmamasına rağmen, halk arasında mizah ve parodi konusu yapılmış olan şarkısının melodisi başlıyor… O sırada güçlü kuvvetli dört hamalı devasa bir koliyi bir kamyona yüklemeye çalışırken görüyoruz.
Hamallar inliyorlar ağırlığın altında ve koliyi kaldıramıyorlar.
O sırada Atek Holding’in kapısının önünde Banu Alkan hanım, siyah dekolte elbisesi ve üstünü sarmalayan fuşya rengi bir otriş (pelüş gibi bir şey) ile Atek Grup’un giriş katının merdivenlerinde bütün ihtişamı ile beliriyor...
Aşağıda debelenen hamalların hemen yanında genç ve yakışıklı bir delikanlı, elindeki aletin düğmesine basarak bir başka kamyona kendi kolilerini yüklemekle meşguldür.
Banu Hanım, dört hamala bakarak o ünlü, şuh mu şuh kahkahasını atarak enstrümantal kısmı ilerlemiş olan şarkıya girer: “Kaldıramazsan kaldırırlar gülüm… Haydi aşkım dansa kaldır. Kaldıramazsan kaldırırlar gülüm!..”
Arkadan Banu hanım, neden attığını tam olarak çıkaramadığımız bir kahkaha daha patlatır ve bu sefer resitatif bölüme geçer: “Hem de tek dokunuşla… Enerjinizi boşa harcamayın Gülümmmm!”..
Reklam hidrolik kaldırma sistemleri satan Atek Grup’a ait… (bkz www.ateklift.com)
Reklamı izledikten sonra durmadım. İnternetten buldum, indirdim… Birkaç kez izledim… Kim akıl etmiş, kim çekmiş, kim onaylamış, kim göstermiş?.. Markaya zararı mı olur, faydası mı?.. Tartıştım arkadaşlarla… Farkındalık ile satın alma kararı arasındaki bağlantıya baktık… Adını hiç duymadığımız Atek Grup’un ‘Kaldırma Sistemleri’ sattıklarını artık biliyorduk bilmesine de, gidip alır mıydık acaba? Atek Grup bu reklam ve Banu Hanım ile mi özdeşleşmeliydi?.. Yoksa ‘ters manyel’ de denen bu yöntem en ucuz ve kısa yoldan iletişimi başarıya ulaştırmak için bulunmuş dahiyane bir ‘trük’ müydü?..
Öte yandan biz hedef kitlesi değildik ki!.. Belki tek dokunuşta ‘kaldırmak’ isteyenler Atek Grup’ta kuyruğa girmişlerdi… Kim bilir…
Erkin baba olayı önden yakalamış…
Adını bir türlü aklımda tam olarak tutamadığım için eksikleniyordum… “Öyle bir geçer zaman ki” … Türkçe ustaları ifade bozukluğu olduğunu söylediklerinde rahatladım. Oradaki ‘ki’ eki yüklemi tamlıyordu ve onun yanında durması gerekiyordu. Şöyle mesela:
“Öyle bir geçer ki zaman!” ya da “Zaman öyle bir geçer ki..”
Ustalar dedi ki: “Senin aklındaki, kayıtlarındaki kalıplara uymadığı için hatırlayamıyorsun…”
Biraz rahatlamıştım. Ancak bu kez ikinci soru kurcaladı beynimi: Madem ifade bozukluğu var; bu işi en az benim kadar bilmesi gereken senaryo yazarları uyanamamışlar mı bu işe?..
İşte o noktada M.A.R.K.A reklam ajansının sahibi sevgili Hulusi Derici imdadıma yetişti. E-postasında demiş ki: “Tıklayıp dinlemeniz, geçmiş günleri yadetmeniz için, işte Erkin Koray’dan ‘Öyle bir geçer zaman ki…”
Şarkıda kafiye tutsun diye… O zaman olur işte… Kafiye uğruna ifade mifade bozulur… Bu arada Erkin Baba’ya buradan selam… Çok hoş bir parça ve klip… Bir göz ve ‘kulak’ atın… Google’a Erkin Koray ve parçanın adını yazmak yeterli… Seveceksiniz, daha önce sevmediyseniz tabii…