“Kamu vicdanı, kamuoyunu kahvaltıda yer”
29 Ağustos 2020 - Yeni Şafak
Bildiğiniz üzere, başlıktaki söz Peter Drucker’a aittir ve aslı şöyledir: “Kültür, stratejiyi kahvaltıda yer.”
Kamuoyu ile kamu vicdanı arasındaki farkı yakında ayrıntısıyla tartışacağız. Bugün ise tadımlık olarak söz edelim: “Battık, bittik lobisi” kamuoyunun algılamasını yönetmek üzere istediği kadar tepinse de kamu vicdanının şaşmaz terazisinin meseleyi çok farklı tarttığına bir kez daha şahit olduk.
Son yazılarımızı takip edenler fark etmiştir. Ülkemizde Cumhurbaşkanı’mızın liderliğinde başlatılan, millî bağımsızlığımız için ciddi öneme sahip çalışmalar meyvelerini verdikçe CHP’nin susup kalması ve suyu bulandırma çabaları hüzün ve hicap uyandıran bir hâl almıştı…
Açıkçası, “Ortak millî çıkarlarımız için neden hep birlikte sevinemiyoruz?” diye içerlemiştik… Fakat, CHP’nin bu gelişmeler karşısında kendini neredeyse ‘mutsuz’ hissetmesinin halk nezdinde bir karşılığı olmadığını görmek, zihnimizdeki kara bulutların dağılmasına neden oldu.
Areda Survey isimli araştırma şirketi, 22-24 Ağustos tarihleri arasında 3717 kişinin katılımıyla bir çalışma yapmış…
Sonuç, çok belirgin… “Akdeniz ve Karadeniz’de doğalgaz aramalarına devam etmeli miyiz?” sorusuna “Evet” cevabı verenlerin oranı, sıkı durun, tam yüzde 94!
Karadeniz’deki doğalgaz keşfini ise ‘millî bağımsızlığın bir simgesi’ olarak görenlerin oranı, yüzde 54. “Kısmen” cevabını verenleri de buna eklersek oran, yüzde 64,1 seviyesine çıkıyor…
Millî bağımsızlık sorusuyla doğrudan ilgili olduğu için birlikte değerlendirilmesinde fayda gördüğümüz, çalışmada yer alan “Avrupa ülkeleri, keşfedilen doğalgazı kullanmamızı engellemek isteyecek” tespitini “Katılıyorum” diye yanıtlayanlar hiç de küçümsenemeyecek oranda: Yüzde 66,9.
Doğalgaz ve petrol aramalarının tamamen millî ve yerli imkânlarla ve Türk mühendislerle yapılmasında “Geçmişe göre çok daha başarılıyız” diyenler yüzde 66,9.
Türkiye’nin, 15 Temmuz sonrasında hem askeri faaliyetlerde hem de doğal kaynak aramalarında daha etkili adımlar attığını düşünenlerin oranı yüzde 60.
Türkiye ekonomisinin geleceği “daha iyi olacak” diyenlerin oranı da yüzde 52,5 imiş. Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, dün Twitter hesabından bu sonuca paralel başka bir somut göstergeyi daha açıkladı: Temmuz ayında yüzde 82,2 olan Ekonomik Güven Endeksi, Ağustos ayında yüzde 4,4 oranından artarak yüzde 85,9 olmuş.
Yani, bunca şeamet tellallığına rağmen, kamu vicdanını yanlış yönlendirmeleri, yanıltmaları mümkün olamamış… Bunca kara propaganda geri tepmiş anlaşılan…
Hasbelkader iletişim çalışmaları yapan biri olarak buna şaşırdığımız söylenemez… Çünkü biliyoruz ki kamu vicdanını değerlerle ters düşen herhangi bir tutum, davranış ve/veya söylemle etkilemek mümkün değildir. Kamu vicdanı, kamuoyundan farklıdır… Propagandaya gelmez… Ne derseniz deyin vicdana aykırıysa tutmaz…
Gördüğünüz gibi tutmamış da… Siz istediğiniz kadar “Doğalgazın keşfinden halk yararlanamayacak” diye yalanlar söyleyin, vicdan terazisi bir kere çalıştı mı durmaz, size de gereken cevabı verir.
Araştırmada, “Bu Pazar Cumhurbaşkanlığı seçimi olsa hangi adaya oy verirsiniz?” diye de sormuşlar… Katılımcıların yüzde 49,7’si Sayın Cumhurbaşkanı’na oy vereceklerini ifade etmişler. Onu izleyen en yakın rakibi yüzde 14,1 oranla Mansur Yavaş olmuş. Sonra yüzde 12,3 oranla Ekrem İmamoğlu… Kemal Kılıçdaroğlu yüzde 4,1 oranla 6. sırada yer alabilmiş…
Neticede, Cumhur İttifakı’ndan yana oy kullanacaklarını ifade edenlerin oranı yüzde 52,3. Yani, onca yıpratma, onca yalan-dolan, onca küçümseme, sosyal medyada onca itibarsızlaştırma çabası, öte yandan tüm dünyada ekonomik yıkıma neden olan pandemiden ülkemizin de nasibini olması… Tüm bunlara rağmen yüzde 52,3…
Gel de milletin iradesine ve onun vicdanına saygı d
Kamuoyu ile kamu vicdanı arasındaki farkı yakında ayrıntısıyla tartışacağız. Bugün ise tadımlık olarak söz edelim: “Battık, bittik lobisi” kamuoyunun algılamasını yönetmek üzere istediği kadar tepinse de kamu vicdanının şaşmaz terazisinin meseleyi çok farklı tarttığına bir kez daha şahit olduk.
Son yazılarımızı takip edenler fark etmiştir. Ülkemizde Cumhurbaşkanı’mızın liderliğinde başlatılan, millî bağımsızlığımız için ciddi öneme sahip çalışmalar meyvelerini verdikçe CHP’nin susup kalması ve suyu bulandırma çabaları hüzün ve hicap uyandıran bir hâl almıştı…
Açıkçası, “Ortak millî çıkarlarımız için neden hep birlikte sevinemiyoruz?” diye içerlemiştik… Fakat, CHP’nin bu gelişmeler karşısında kendini neredeyse ‘mutsuz’ hissetmesinin halk nezdinde bir karşılığı olmadığını görmek, zihnimizdeki kara bulutların dağılmasına neden oldu.
Areda Survey isimli araştırma şirketi, 22-24 Ağustos tarihleri arasında 3717 kişinin katılımıyla bir çalışma yapmış…
Sonuç, çok belirgin… “Akdeniz ve Karadeniz’de doğalgaz aramalarına devam etmeli miyiz?” sorusuna “Evet” cevabı verenlerin oranı, sıkı durun, tam yüzde 94!
Karadeniz’deki doğalgaz keşfini ise ‘millî bağımsızlığın bir simgesi’ olarak görenlerin oranı, yüzde 54. “Kısmen” cevabını verenleri de buna eklersek oran, yüzde 64,1 seviyesine çıkıyor…
Millî bağımsızlık sorusuyla doğrudan ilgili olduğu için birlikte değerlendirilmesinde fayda gördüğümüz, çalışmada yer alan “Avrupa ülkeleri, keşfedilen doğalgazı kullanmamızı engellemek isteyecek” tespitini “Katılıyorum” diye yanıtlayanlar hiç de küçümsenemeyecek oranda: Yüzde 66,9.
Doğalgaz ve petrol aramalarının tamamen millî ve yerli imkânlarla ve Türk mühendislerle yapılmasında “Geçmişe göre çok daha başarılıyız” diyenler yüzde 66,9.
Türkiye’nin, 15 Temmuz sonrasında hem askeri faaliyetlerde hem de doğal kaynak aramalarında daha etkili adımlar attığını düşünenlerin oranı yüzde 60.
Türkiye ekonomisinin geleceği “daha iyi olacak” diyenlerin oranı da yüzde 52,5 imiş. Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, dün Twitter hesabından bu sonuca paralel başka bir somut göstergeyi daha açıkladı: Temmuz ayında yüzde 82,2 olan Ekonomik Güven Endeksi, Ağustos ayında yüzde 4,4 oranından artarak yüzde 85,9 olmuş.
Yani, bunca şeamet tellallığına rağmen, kamu vicdanını yanlış yönlendirmeleri, yanıltmaları mümkün olamamış… Bunca kara propaganda geri tepmiş anlaşılan…
Hasbelkader iletişim çalışmaları yapan biri olarak buna şaşırdığımız söylenemez… Çünkü biliyoruz ki kamu vicdanını değerlerle ters düşen herhangi bir tutum, davranış ve/veya söylemle etkilemek mümkün değildir. Kamu vicdanı, kamuoyundan farklıdır… Propagandaya gelmez… Ne derseniz deyin vicdana aykırıysa tutmaz…
Gördüğünüz gibi tutmamış da… Siz istediğiniz kadar “Doğalgazın keşfinden halk yararlanamayacak” diye yalanlar söyleyin, vicdan terazisi bir kere çalıştı mı durmaz, size de gereken cevabı verir.
Araştırmada, “Bu Pazar Cumhurbaşkanlığı seçimi olsa hangi adaya oy verirsiniz?” diye de sormuşlar… Katılımcıların yüzde 49,7’si Sayın Cumhurbaşkanı’na oy vereceklerini ifade etmişler. Onu izleyen en yakın rakibi yüzde 14,1 oranla Mansur Yavaş olmuş. Sonra yüzde 12,3 oranla Ekrem İmamoğlu… Kemal Kılıçdaroğlu yüzde 4,1 oranla 6. sırada yer alabilmiş…
Neticede, Cumhur İttifakı’ndan yana oy kullanacaklarını ifade edenlerin oranı yüzde 52,3. Yani, onca yıpratma, onca yalan-dolan, onca küçümseme, sosyal medyada onca itibarsızlaştırma çabası, öte yandan tüm dünyada ekonomik yıkıma neden olan pandemiden ülkemizin de nasibini olması… Tüm bunlara rağmen yüzde 52,3…
Gel de milletin iradesine ve onun vicdanına saygı d