Ali Saydam
  • TV Programları
  • Basından
  • Hayatımı Zenginleştirenler
  • Yazılarım
    • Yeni Şafak Gazetesi
    • Marketing Türkiye
    • Z Raporu / Derin Ekonomi
    • TIMREPORT
    • Sabah Gazetesi
    • Akşam Gazetesi
    • Akşam Kitap Eki
    • Diğer
  • Kitaplarım
    • Algılama Yönetimi
    • Eş ve Müşteri Nasıl Kaybedilir?
    • İktidar Yalnızlıktır
    • Vazgeçmek Özgürlüktür
    • Perception Management
    • How to Lose Wives and Clients
    • Wahrnehmungs Management
  • Biyografi
  • Galeri
    • Video Galeri
  • İletişim

“Tarafını Seç”…

02 Ekim 2021 - Yeni Şafak 
​

Yeni bir TV programı… İçerik, bildiğimiz münazara. Ana eksende, gençliğimizde bizi lisede ekipler hâlinde tartıştırdıkları konuların benzerleri var. Hani bir ekip “Sanat toplum içindir” tezini savunurdu. Diğeri de “Sanat, sanat içindir”i…
Belagati kuvvetli olan ekip kazanırdı. Orada jüri, hocalardan oluşurdu… Adı “Tarafını Seç” olan bu programda ise sunucunun Instagram hesabından oy kullananlar
Yapımcı Özlem Çelik ve Yönetmen Özcan Maviş tarafından kaleme alınarak geliştirilen tamamen yerli, pırıl pırıl, ilginç, eğlenceli, bir o kadar da tartışmalı bir TV program formatı hâline getirilen yapımda Proje Park şirketinin imzası var…
Perşembe akşamı yayınlanan programda Buket Aydın’ın konukları (münazaracıları) Okan Bayülgen ve Gülben Ergen idi… Konu da benzer bir ikilem: “Sanatçı topluma örnek olmalı mı olmamalı mı?” Kabaca özetlersek, Gülben Ergen ‘olmalı’yı savundu, Okan Bayülgen de ‘olmamalı’yı…
Meraklısı programın tamamını YouTube’dan izleyebilir.
Bayülgen de Ergen de sıradan magazin programlarının çok ötesinde, hayli derinlikli bakış açılarından yola çıkarak deneyimleriyle zenginleştirdikleri görüşlerini dile getirdiler… Sosyal medyadan mesajlarla tartışmaya katılan seyirciler, ekrana yansıtılan tespitlerinde bazen katılımcıları desteklediler, bazen de acımasızca eleştirdiler…
Cass Sunstein’in deyimiyle Echo Chamber’larına (Yankı Odalarına) tıkılmış, kendisi gibi düşünenler dışında hiçbir ses duymayan ve duymaya da zamanla tahammülü kalmamış olan kitlelere ilaç gibi gelecek bir durum. Çünkü bu gruplar ‘Yankı Odaları’ndan kafalarını uzatıp TV’de tartışma programlarına katıldıklarında birbirlerini anlamaya çalışacaklarına birbirlerini yok etmek için ilkel yaratıklar gibi saldırıp duruyorlar…
Programda ise taraflardan biri ekranda konuşurken, diğeri ‘kapsül oda’ adı verilen bir mekânda tutuluyor. Kapsül odada konuşulanları duyuyor, mimiklerinizle duygularınızı ifade edebiliyor ancak, konuşup tartışmaya müdahil olamıyor, söz kesemiyorsunuz…
Çelik ve Maviş’e bir tartışmanın sonuca varması, etki oluşturması, yani bir ‘anlam ifade etmesi’ için önce tarafların birbirini dinlemeleri gerektiğini hatırlattıkları için ayrı bir teşekkür etmek gerek…
Sanatçının kendisine seçtiği ve hitap etmek istediği ‘hedef kitlenin kültür ve değerleriyle uyum’ içinde olması gerektiğini anlatan Ergen, kendi üç çocuğuna karşı duyduğu sorumluluktan yola çıkarak başlattığı sosyal sorumluluk çalışmalarını, bireysel duruş ile toplumsal duruş arasındaki farkı ve sanatçının sergilemek zorunda olduğu ‘seçilmiş davranış yaklaşımı’nı özel hayatından örneklerle anlattı.
Okan Bayülgen çok yönlü usta bir sanatçı… Sanatın pek çok dalında başarılı… Aykırı davranışları, insanı düşünmeye zorlayan tavrıyla ‘benzersiz’ ve ‘ezber bozan’ bir şov ve sahne yıldızı… Söylediklerinin pek çoğunun altına imza atmamak mümkün değil…
Bununla birlikte şu tespitleri hayli tartışılacak sanki: “Influencer ve fenomenleri çöpe atıyorum. Çöp bunlar. Hepsi para kazanmaya çalışan zavallılar. Instagram ve TikTok dünyası ve fenomenleri yok olacaklar. Instagram büyük bir pornografi!”…
Bayülgen’i çok iyi anladığımı sanıyorum. O fenomenlerin pek çoğundan zerre kadar hazzetmem. Küçük oğlumu da uzak tutmaya çalışırım.
Öte yandan reel politik açıdan bakıldığında denebilir ki:
“Vahşi kapitalizm ve liberalizmin rekabetçi yüzünün pazarlama iletişimine yansıma biçimi, sosyal medya ortamında sadece üslup değiştirmiştir…”
Yoksa analog medyadaki reklam kampanyalarında, kanserojen madde içeren ya da obez yapan ya da çevreye, doğaya zararlı bir ürünün para karşılığı marka yüzü olmayı kabullenen şöhretli sanatçı ile sosyal medyada para karşılığı o ya da bu ürünün tanıtımını yapıp onu tavsiye eden fenomenin ya da influencer’in (etkileyicinin) işin ahlaki boyutunda ne farkı olabilir ki…
Bizi de tartışmanın bir parçası yapmayı başarmış olan programa
başarılar diliyor, ‘Yankı Odaları Mahkûmları’nı
dışarı çıkmaya davet ediyoruz…
 
www.alisaydam.com - 2014