‘Özü Sözü İnsan’ TRT
26 Eylül 2020 - Yeni Şafak
Türkiye Radyo Televizyon Kurumu (TRT) Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü İbrahim Eren, bir Strateji ve Vizyon buluşması düzenleyerek TRT’nin yayıncılık politikalarındaki öncelikleri ve yenilikleri tanıttı.
İnsan ve değer odaklı yaklaşım benimsediklerini belirten Eren, kısaca şunları söyledi: “Artık TRT denince akla gelecek olan tek cümle var: Özü sözü insan… Vizyonumuz, uluslararası etki oluşturmak. Bunu gerçekleştirmek için içerikler uluslararası nitelikte olmalı.”
Böyle sözleri sık sık duyarız da uygulamaya geçmesi genellikle sözlerin sarf edilmesi kadar kolay olmaz.
TRT gibi köklü bir kurumda böyle olmasını beklemeyiz ama yine de Eren’in kurum içindeki kaynakların yanı sıra gençleri de işin içine çekmesi ‘gerçek bir yenilenme’ olacağının en güzel göstergesi.
Yeni stratejinin bir parçası olarak amatör, profesyonel demeden tüm içerik üreticilerini projeleriyle, uluslararası başyapıtlar çıkarmak için TRT’ye davet etmişler.
Eren, öte yandan işe logolardan başlamış: "TRT adının anlamı ve değeri tartışılamaz. İlave hiçbir ambalaja, süse ihtiyacımız yok. Sadece TRT. Bu sadeliği tüm logolarımıza yansıttık."
Kafaları karıştırmamak ve yalınlık bizce iletişimin temel kurallarındandır. Fazla olan yanlıştır ilkesinin, bir kurumun kimlik, itibar ve ürün tasarımında uygulanması gerekir. Ancak cesaret, tecrübe ve özgüven de ister…
Eren’in söylediklerinin izlerine, yeni başlayan Masumlar Apartmanı adlı dizide rastladığımızı söylersek abartmış olmayız herhâlde… Çevremdeki pek çok kişiden şu sözü duydum: “Bu diziyle TRT’ye geri döndük.”
Bir de Benim Adım Melek var tabii… O da sapasağlam… Ekonomik gücü yüksek işlerden biri…
TRT, yurt dışına dizi ihracatında da çok başarılı. 140’tan fazla ülkeye dizi satarak ‘soft power’ (yumuşak güç) ihraç eden Türk sinema ve dizi sektörünün toplam ekonomik büyüklüğü 3 milyar liranın üzerinde… Bunda TRT de önemli bir yer tutuyor.
Tüm bunlardan öte TRT’nin ciddi bir ‘kırılma noktası’ndan geçtiğini düşünüyoruz. Masumlar Apartmanı sadece olağanüstü etkili senaryosu, çok başarılı oyunculuk ve yönetmenlik performansı, etkileyici müziği, usta işi görsel yapım ögeleri ile değil, mesaj kaygısı taşımayan son derece beşerî dramatik yapısıyla da temayüz ediyor.
Devlet televizyonu deyince ille de devletin bekası ve hedefleri doğrultusunda insanlara mesaj aktaran bir mecra düşünüle gelmiştir. Oysa burada da mesaj var ama bu kez insanın düşünce dünyasından çok, duygu dünyası ve sıradan ilişkilerin oluşturduğu dramatik ortamlarla ilgili… Böylece İbrahim Eren’in “Özü sözü insan” diye özetlediği stratejinin nasıl hayata geçirildiğini de gözlemleyebiliyoruz.
TRT olmazsa olmaz görevi, devletin ve ulusumuzun ‘beka bekçiliği’ni elbette sürdürecektir. Öte yandan nitelikli popüler kültür şaheserlerinde, 1981 yılında yayınlanan Halit Refiğ’in yönettiği ve yurt dışına ihraç ettiğimiz ilk dizi olan Aşk-ı Memnu’dan bu yana yakaladığı ruhu ihmal etmeden…
Tebrikler Sayın Genel Müdür…
İnsan ve değer odaklı yaklaşım benimsediklerini belirten Eren, kısaca şunları söyledi: “Artık TRT denince akla gelecek olan tek cümle var: Özü sözü insan… Vizyonumuz, uluslararası etki oluşturmak. Bunu gerçekleştirmek için içerikler uluslararası nitelikte olmalı.”
Böyle sözleri sık sık duyarız da uygulamaya geçmesi genellikle sözlerin sarf edilmesi kadar kolay olmaz.
TRT gibi köklü bir kurumda böyle olmasını beklemeyiz ama yine de Eren’in kurum içindeki kaynakların yanı sıra gençleri de işin içine çekmesi ‘gerçek bir yenilenme’ olacağının en güzel göstergesi.
Yeni stratejinin bir parçası olarak amatör, profesyonel demeden tüm içerik üreticilerini projeleriyle, uluslararası başyapıtlar çıkarmak için TRT’ye davet etmişler.
Eren, öte yandan işe logolardan başlamış: "TRT adının anlamı ve değeri tartışılamaz. İlave hiçbir ambalaja, süse ihtiyacımız yok. Sadece TRT. Bu sadeliği tüm logolarımıza yansıttık."
Kafaları karıştırmamak ve yalınlık bizce iletişimin temel kurallarındandır. Fazla olan yanlıştır ilkesinin, bir kurumun kimlik, itibar ve ürün tasarımında uygulanması gerekir. Ancak cesaret, tecrübe ve özgüven de ister…
Eren’in söylediklerinin izlerine, yeni başlayan Masumlar Apartmanı adlı dizide rastladığımızı söylersek abartmış olmayız herhâlde… Çevremdeki pek çok kişiden şu sözü duydum: “Bu diziyle TRT’ye geri döndük.”
Bir de Benim Adım Melek var tabii… O da sapasağlam… Ekonomik gücü yüksek işlerden biri…
TRT, yurt dışına dizi ihracatında da çok başarılı. 140’tan fazla ülkeye dizi satarak ‘soft power’ (yumuşak güç) ihraç eden Türk sinema ve dizi sektörünün toplam ekonomik büyüklüğü 3 milyar liranın üzerinde… Bunda TRT de önemli bir yer tutuyor.
Tüm bunlardan öte TRT’nin ciddi bir ‘kırılma noktası’ndan geçtiğini düşünüyoruz. Masumlar Apartmanı sadece olağanüstü etkili senaryosu, çok başarılı oyunculuk ve yönetmenlik performansı, etkileyici müziği, usta işi görsel yapım ögeleri ile değil, mesaj kaygısı taşımayan son derece beşerî dramatik yapısıyla da temayüz ediyor.
Devlet televizyonu deyince ille de devletin bekası ve hedefleri doğrultusunda insanlara mesaj aktaran bir mecra düşünüle gelmiştir. Oysa burada da mesaj var ama bu kez insanın düşünce dünyasından çok, duygu dünyası ve sıradan ilişkilerin oluşturduğu dramatik ortamlarla ilgili… Böylece İbrahim Eren’in “Özü sözü insan” diye özetlediği stratejinin nasıl hayata geçirildiğini de gözlemleyebiliyoruz.
TRT olmazsa olmaz görevi, devletin ve ulusumuzun ‘beka bekçiliği’ni elbette sürdürecektir. Öte yandan nitelikli popüler kültür şaheserlerinde, 1981 yılında yayınlanan Halit Refiğ’in yönettiği ve yurt dışına ihraç ettiğimiz ilk dizi olan Aşk-ı Memnu’dan bu yana yakaladığı ruhu ihmal etmeden…
Tebrikler Sayın Genel Müdür…