Mağdurun zaferi...
13 KASIM 2011
Sayın Kamer Genç’in ‘konu dışına çıktığı’ gerekçesiyle kürsüden uzaklaştırılmaya çalışılmasına neden olan konuşmasında neler söylediğini hatırlayanınız var mı? Ne anlatıyordu da lafı çok uzatıp, konunun dışına çıktığı için bazı milletvekillerini ve özellikle de TBMM İdare Amiri, milletvekilimiz Sayın Salim Uslu’yu çok sinirlendirdi?
O konuşmayı hiçbirimiz hatırlamıyoruz. Akıllarda kalan AK Partili İdare Amiri tarafından Kamer Genç’in Meclis kürsüsünden itilerek indirilmiş olmasıdır.
Kamer Genç mağdurdur ve sadece bu nedenle, Meclis’teki kürsü kavgası olayında haksızlığa uğrayan taraf olarak kamuoyu nezdinde haklıdır. AK Partili İdare Amiri milletvekilimizin de ‘zalim kolluk kuvveti’ algılamasının önüne geçmesi de kolay değildir. Uslu’nun, olay sonrası yaptığı açıklamada Meclis Başkanı tarafından 12 kez ikaz edilip de, konuşmadan ‘men’ kararı ile kürsüyü terk etmesi istendiği halde söz dinlemeyen Kamer Genç’i ‘görevi gereği’ uyardığını ve ‘girişimde bulunduğunu’ ifade etmesi de, algılanmasını değiştirmeye yetmeyecektir.
Sayın Salim Uslu açıklamasında “Bu olay üzerinden şahsımı ve mensubu olduğum AK Parti'yi yıpratmaya yönelik açıklama ve tavırları gayrımedeni ve vandalca bulduğumu ifade ederek, milletimizin takdirine havale ediyorum.” demese daha iyi olurmuş. Neden? Bu tür olaylarda partiler değil kişiler yıpranır da ondan. Fotoğraflarda partiler görünmez.
Geriye ne kalacak? Kamer Genç’in konuşturulmadığı ve kendisine saygısızca davranılıp iteklendiği... Bu olaydan Kamer Bey’den başka kazançlı çıkan var mıdır?
Evet, belki bir de olaydan üzüntü duyduğunu ve bu görüntünün Meclis’in itibarını olumsuz yönde etkilediğini ifade eden TBMM Başkanı Cemil Çiçek...
İbret verici bir eğlence programı…
Bu program mutlaka tekrarlanmalı…
Pakize Suda almış eline mikrofonu. Toplumun kahir çoğunluğunun neredeyse tamamını temsil edecek bir örneklem seçimiyle, öyle 5 – 10 kişiye değil yüzlerce insana iki basit soru soruyor:
1. Mevsimler nasıl oluşuyor; 2. Gece gündüz nasıl oluşuyor?
Verilen yanıtları aklınız havsalanız almaz… İşte birkaç tadımlık örnek…
Ben burada değilim Almanya’da yaşıyorum… Nereden bileyim?…
Mevsimler şu sıra iyi… Doğanın şeyi, yaz geldi mi yaz olur; kış geldi mi kış olur…
Çok güzel soru… Vallahi nasıl tarif edeyim, bilemiyorum…
Ayın güneşin etrafında dönmesiyle oluşuyor…
Enlem, boylama göre oluşuyor…
Vallahi bilmiyorum…
Dünyanın ayın etrafında dönmesiyle
Ne gibi nasıl oluşuyor?…
Güneş doğunca gündüz oluyor, batınca gece…
Zamanla oluşuyor…
Ayın dünya etrafından dönüşüyle…
Dünyadaki, atmosferdeki hava hareketleriyle…
Yağmurdan, güneşten, bulutlardan oluşuyor…
Tanrım öyle istiyor.
Bir iki tane az ‘yanlış yanıt’ vardı: “Dünyanın güneşin etrafında dönmesiyle mevsimler, kendi etrafında dönmesiyle gece gündüz oluşuyor”…
Pakize Hanım o yanıtları biraz da torpil yaparak doğru kabul etti.“Dünya güneşin etrafında 23 derece 21 dakikalık eksen eğikliği ile döner. Mevsimler bu nedenle oluşur” diyen bir tek kişi vardı. Yanlış okumadınız bir tek kişi…
İlk izlendiğinde insana aşağılanıyormuş hissi veren bu programdan bir kopya temin edecek ve Türkiye’deki eğitim sistemi ile ilgili durumu merak edenlere armağan edeceğim… Sadece küçük bir notla: “Pakize Hanım bu iki soru için dörder şık verseydi çok daha iyi sonuç elde ederdi (!)…”
Yani aşağılanması gereken insanlar değil ki, sistemin kendisi…
Bira bu şişenin içinde
Bir zamanlar da ‘Kapak’la yapmışlardı benzer bir tanıtımı… Tam sayfa bir şişe. Şişenin üstünde etiket yok. Bunun bir Efes Bira şişesi olduğunu anlamamak için dünyadan bihaber olmak lazım… Mercedes’in yıldızını gösterip, “Ne bu yıldız?” diye sormak gibi bir şey. Bu reklamda da “Ne bu şişe?” diye sormuşlar…
Sayfanın en altında küçük bir bilgi notu: “Bu şişenin hangi markaya ait olduğunu biliyorsan www.nebusise.com’a gir. Şişenin markasını doğru tahmin et. Pazar günü çıkacak gazete reklamımızda sen de ol…”
Tek kelimeyle mükemmel bir iş. Reklamla PR’ın kesişip birbirine karışması gereken, entegre iletişime açık bir proje… Reklam tamam da PR’ ayağını da göreceğiz herhalde?
O konuşmayı hiçbirimiz hatırlamıyoruz. Akıllarda kalan AK Partili İdare Amiri tarafından Kamer Genç’in Meclis kürsüsünden itilerek indirilmiş olmasıdır.
Kamer Genç mağdurdur ve sadece bu nedenle, Meclis’teki kürsü kavgası olayında haksızlığa uğrayan taraf olarak kamuoyu nezdinde haklıdır. AK Partili İdare Amiri milletvekilimizin de ‘zalim kolluk kuvveti’ algılamasının önüne geçmesi de kolay değildir. Uslu’nun, olay sonrası yaptığı açıklamada Meclis Başkanı tarafından 12 kez ikaz edilip de, konuşmadan ‘men’ kararı ile kürsüyü terk etmesi istendiği halde söz dinlemeyen Kamer Genç’i ‘görevi gereği’ uyardığını ve ‘girişimde bulunduğunu’ ifade etmesi de, algılanmasını değiştirmeye yetmeyecektir.
Sayın Salim Uslu açıklamasında “Bu olay üzerinden şahsımı ve mensubu olduğum AK Parti'yi yıpratmaya yönelik açıklama ve tavırları gayrımedeni ve vandalca bulduğumu ifade ederek, milletimizin takdirine havale ediyorum.” demese daha iyi olurmuş. Neden? Bu tür olaylarda partiler değil kişiler yıpranır da ondan. Fotoğraflarda partiler görünmez.
Geriye ne kalacak? Kamer Genç’in konuşturulmadığı ve kendisine saygısızca davranılıp iteklendiği... Bu olaydan Kamer Bey’den başka kazançlı çıkan var mıdır?
Evet, belki bir de olaydan üzüntü duyduğunu ve bu görüntünün Meclis’in itibarını olumsuz yönde etkilediğini ifade eden TBMM Başkanı Cemil Çiçek...
İbret verici bir eğlence programı…
Bu program mutlaka tekrarlanmalı…
Pakize Suda almış eline mikrofonu. Toplumun kahir çoğunluğunun neredeyse tamamını temsil edecek bir örneklem seçimiyle, öyle 5 – 10 kişiye değil yüzlerce insana iki basit soru soruyor:
1. Mevsimler nasıl oluşuyor; 2. Gece gündüz nasıl oluşuyor?
Verilen yanıtları aklınız havsalanız almaz… İşte birkaç tadımlık örnek…
Ben burada değilim Almanya’da yaşıyorum… Nereden bileyim?…
Mevsimler şu sıra iyi… Doğanın şeyi, yaz geldi mi yaz olur; kış geldi mi kış olur…
Çok güzel soru… Vallahi nasıl tarif edeyim, bilemiyorum…
Ayın güneşin etrafında dönmesiyle oluşuyor…
Enlem, boylama göre oluşuyor…
Vallahi bilmiyorum…
Dünyanın ayın etrafında dönmesiyle
Ne gibi nasıl oluşuyor?…
Güneş doğunca gündüz oluyor, batınca gece…
Zamanla oluşuyor…
Ayın dünya etrafından dönüşüyle…
Dünyadaki, atmosferdeki hava hareketleriyle…
Yağmurdan, güneşten, bulutlardan oluşuyor…
Tanrım öyle istiyor.
Bir iki tane az ‘yanlış yanıt’ vardı: “Dünyanın güneşin etrafında dönmesiyle mevsimler, kendi etrafında dönmesiyle gece gündüz oluşuyor”…
Pakize Hanım o yanıtları biraz da torpil yaparak doğru kabul etti.“Dünya güneşin etrafında 23 derece 21 dakikalık eksen eğikliği ile döner. Mevsimler bu nedenle oluşur” diyen bir tek kişi vardı. Yanlış okumadınız bir tek kişi…
İlk izlendiğinde insana aşağılanıyormuş hissi veren bu programdan bir kopya temin edecek ve Türkiye’deki eğitim sistemi ile ilgili durumu merak edenlere armağan edeceğim… Sadece küçük bir notla: “Pakize Hanım bu iki soru için dörder şık verseydi çok daha iyi sonuç elde ederdi (!)…”
Yani aşağılanması gereken insanlar değil ki, sistemin kendisi…
Bira bu şişenin içinde
Bir zamanlar da ‘Kapak’la yapmışlardı benzer bir tanıtımı… Tam sayfa bir şişe. Şişenin üstünde etiket yok. Bunun bir Efes Bira şişesi olduğunu anlamamak için dünyadan bihaber olmak lazım… Mercedes’in yıldızını gösterip, “Ne bu yıldız?” diye sormak gibi bir şey. Bu reklamda da “Ne bu şişe?” diye sormuşlar…
Sayfanın en altında küçük bir bilgi notu: “Bu şişenin hangi markaya ait olduğunu biliyorsan www.nebusise.com’a gir. Şişenin markasını doğru tahmin et. Pazar günü çıkacak gazete reklamımızda sen de ol…”
Tek kelimeyle mükemmel bir iş. Reklamla PR’ın kesişip birbirine karışması gereken, entegre iletişime açık bir proje… Reklam tamam da PR’ ayağını da göreceğiz herhalde?