Mangal gibi bir yürekti...
14 Ekim 2009 Akşam Gazetesi
Halit Bey ile vedalaştık.. O yeni yolculuğuna çıktı.. Biz işyerine döndük.. Tıklım tıklımdı Teşvikiye Camii. Okuduğu Lise'nin hemen yanı başında namazı kılındı.. Şöyle bir baktım etrafıma.. Yine de 'vefa' henüz tam olarak 'vefat' etmemişti... Halit Refiğ'in emeğinin, hakkının geçtiği pek çok insan oradaydı... Bazıları sağlığında gereken yakınlığı göstermekte zaman zaman cimri ve/veya beceriksiz davranmış olsalar da, en azından yolcu etmeye gelmişlerdi..
Acaba kaç tanesinin içinde 'keşke' duygusu vardı?..
Keşke Yorgun Savaşçı yakılmasaydı..
Keşke Devlet Ana çekilseydi..
Keşke Bülent Ecevit'in Devlet Ana için verdirdiği bir milyon dolar bazılarının başını döndürüp Halit Bey'i işten soğutmasaydı..
Keşke MSÜ Sinema TV Enstitüsü'ndeki hocalığı sürseydi..
Keşke Beşiktaş Belediyesi'nin üstadı onurlandırmak için düzenlediği toplantıdan kaytarmasaydım..
Keşke her şeyi hazır hale gelen Samipaşazade Sezai'nin 'Sergüzeşt'ini çekmesini engellemeseydik..
Keşke onu daha çok saysaydık, sevseydik, anlasaydık..
NTV öldüğü gün özel bir anma programı yayınladı.. Yekta Kopan sundu. Antalya'dan canlı bağlanan oyuncular vardı. Stüdyo konuğu vardı: Yönetmen Ümit Ünal. Kopan, bir ara konuğuna döndü ve Prof. Gülper Refiğ'in o sabah vefat etmiş olan eşinin ardından hastanede söylediklerine gönderme yaparak dedi ki: 'Acaba Halit Bey yaşarken kendisinin yeterince kıymetini bilmedik mi?'..
Bence bilmedik..
Türkçe edisyonunun çıkarılmasında Halit Bey'in büyük fikri katkısının bulunduğu, Carlos Fuentes'in 'Bütün entelektüel dünyanın buluşup tartıştığı tek merkezdir' dediği New Perspective Quarterly dergisinin kurucu editörü Nathan Gardels, üstadın vefatını öğrendikten sonra gönderdiği mesajda diyor ki: 'Its the world's loss. He was a great man with a magnanimous soul, always searching. Our condolences.' (Dünyanın kaybıdır. O sürekli arayış içinde olan büyük bir ruha sahipti. Taziyelerimizle.)
Ben olsam, Nathan'ı tanıyan biri olarak çeviriyi 'büyük ruh' diye değil; 'mangal gibi bir yüreğe sahip' diye yapardım..
Yakınları tanıktır.. Ülkemiz dışındaki entelektüeller Refiğ'e bizden daha çok saygı gösteriyorlardı.. Hele Amerikalılar.. Halit Bey'in onların ülkesinin Ortadoğu ve Türkiye politikalarını her seferinde yerden yere vurmasına rağmen.. Girin NPQ Türkiye'nin web sitesine Halit Bey'in ABD ile ilgili tahlillerini okuyun.. Nathan'ın mesajını ondan sonra bir kez daha değerlendirin ve nihayet bizimkilerin 'keşkelerini' düşünün..
Ne acı değil mi?
Keşke onu yolcu edenler, onun kadar huzurlu olsalardı..
Bu dünyaya borcunu fazlasıyla ödemiş bir entelektüeldi Halit Bey..
Protokol muhalifleri nerede buluşuyorlar?
Türkiye'nin bütün komşularıyla 'iyi ilişkiler' tesis etmeye çalışması, yeni bir şey değildir. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, daha Dışişleri Bakanı değilken söylüyordu: 'Komşularla sıfır problem!'
Şu sıra izlenen strateji de bu konseptin uzantısıdır zaten..
Ermenistan'la imzalanan protokollere kimler karşı çıkıyor bir bakın? Ermenistan Diasporası.. Ermenistan'daki muhalefet.. Bizdeki muhalefet.. Bir de 'Biz de Ermeniyiz!' diye tepinen, arkaik solcular..
Dün sabah işe gelirken Açık Radyo'da Prof. Dr. Ahmet İnsel'i dinliyordum: 'Bu protokoller imzalandıktan sonra, artık soykırımdan söz etmek, biraz zor olacaktır' Ermenistan'ın bu protokollerle, soykırımı savunanları yalnız bıraktığından şikayetçiydi...
Fikirlerine katılmasam da İnsel'i büyük bir saygıyla izlerim. Derinliği vardır.. Fikrini adam gibi savunur. TV'lerdeki tartışma programlarında hiçbir saygısızlığını, düzeysiz davranışını görmedim..
Muhalif görüşler içinde onun söylediklerini pürdikkat izledim.. Ve düşündüm: Protokol muhaliflerini buluşturan ortak nokta neydi?..
Hepsinin buluştuğu ortak noktayı aşağı yukarı kestirdim de bir tek Ahmet İnsel'i oturtamadım resmin içine..
Halit Bey ile vedalaştık.. O yeni yolculuğuna çıktı.. Biz işyerine döndük.. Tıklım tıklımdı Teşvikiye Camii. Okuduğu Lise'nin hemen yanı başında namazı kılındı.. Şöyle bir baktım etrafıma.. Yine de 'vefa' henüz tam olarak 'vefat' etmemişti... Halit Refiğ'in emeğinin, hakkının geçtiği pek çok insan oradaydı... Bazıları sağlığında gereken yakınlığı göstermekte zaman zaman cimri ve/veya beceriksiz davranmış olsalar da, en azından yolcu etmeye gelmişlerdi..
Acaba kaç tanesinin içinde 'keşke' duygusu vardı?..
Keşke Yorgun Savaşçı yakılmasaydı..
Keşke Devlet Ana çekilseydi..
Keşke Bülent Ecevit'in Devlet Ana için verdirdiği bir milyon dolar bazılarının başını döndürüp Halit Bey'i işten soğutmasaydı..
Keşke MSÜ Sinema TV Enstitüsü'ndeki hocalığı sürseydi..
Keşke Beşiktaş Belediyesi'nin üstadı onurlandırmak için düzenlediği toplantıdan kaytarmasaydım..
Keşke her şeyi hazır hale gelen Samipaşazade Sezai'nin 'Sergüzeşt'ini çekmesini engellemeseydik..
Keşke onu daha çok saysaydık, sevseydik, anlasaydık..
NTV öldüğü gün özel bir anma programı yayınladı.. Yekta Kopan sundu. Antalya'dan canlı bağlanan oyuncular vardı. Stüdyo konuğu vardı: Yönetmen Ümit Ünal. Kopan, bir ara konuğuna döndü ve Prof. Gülper Refiğ'in o sabah vefat etmiş olan eşinin ardından hastanede söylediklerine gönderme yaparak dedi ki: 'Acaba Halit Bey yaşarken kendisinin yeterince kıymetini bilmedik mi?'..
Bence bilmedik..
Türkçe edisyonunun çıkarılmasında Halit Bey'in büyük fikri katkısının bulunduğu, Carlos Fuentes'in 'Bütün entelektüel dünyanın buluşup tartıştığı tek merkezdir' dediği New Perspective Quarterly dergisinin kurucu editörü Nathan Gardels, üstadın vefatını öğrendikten sonra gönderdiği mesajda diyor ki: 'Its the world's loss. He was a great man with a magnanimous soul, always searching. Our condolences.' (Dünyanın kaybıdır. O sürekli arayış içinde olan büyük bir ruha sahipti. Taziyelerimizle.)
Ben olsam, Nathan'ı tanıyan biri olarak çeviriyi 'büyük ruh' diye değil; 'mangal gibi bir yüreğe sahip' diye yapardım..
Yakınları tanıktır.. Ülkemiz dışındaki entelektüeller Refiğ'e bizden daha çok saygı gösteriyorlardı.. Hele Amerikalılar.. Halit Bey'in onların ülkesinin Ortadoğu ve Türkiye politikalarını her seferinde yerden yere vurmasına rağmen.. Girin NPQ Türkiye'nin web sitesine Halit Bey'in ABD ile ilgili tahlillerini okuyun.. Nathan'ın mesajını ondan sonra bir kez daha değerlendirin ve nihayet bizimkilerin 'keşkelerini' düşünün..
Ne acı değil mi?
Keşke onu yolcu edenler, onun kadar huzurlu olsalardı..
Bu dünyaya borcunu fazlasıyla ödemiş bir entelektüeldi Halit Bey..
Protokol muhalifleri nerede buluşuyorlar?
Türkiye'nin bütün komşularıyla 'iyi ilişkiler' tesis etmeye çalışması, yeni bir şey değildir. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, daha Dışişleri Bakanı değilken söylüyordu: 'Komşularla sıfır problem!'
Şu sıra izlenen strateji de bu konseptin uzantısıdır zaten..
Ermenistan'la imzalanan protokollere kimler karşı çıkıyor bir bakın? Ermenistan Diasporası.. Ermenistan'daki muhalefet.. Bizdeki muhalefet.. Bir de 'Biz de Ermeniyiz!' diye tepinen, arkaik solcular..
Dün sabah işe gelirken Açık Radyo'da Prof. Dr. Ahmet İnsel'i dinliyordum: 'Bu protokoller imzalandıktan sonra, artık soykırımdan söz etmek, biraz zor olacaktır' Ermenistan'ın bu protokollerle, soykırımı savunanları yalnız bıraktığından şikayetçiydi...
Fikirlerine katılmasam da İnsel'i büyük bir saygıyla izlerim. Derinliği vardır.. Fikrini adam gibi savunur. TV'lerdeki tartışma programlarında hiçbir saygısızlığını, düzeysiz davranışını görmedim..
Muhalif görüşler içinde onun söylediklerini pürdikkat izledim.. Ve düşündüm: Protokol muhaliflerini buluşturan ortak nokta neydi?..
Hepsinin buluştuğu ortak noktayı aşağı yukarı kestirdim de bir tek Ahmet İnsel'i oturtamadım resmin içine..