Manipülatörlere alan bırakmamak için…
11 haziran 2022 - yeni şafak
Hazine ve Maliye Bakanlığı, dolarizasyonla mücadele ve yabancı yatırımcı portföyümüzün genişletilmesi için “Gelire Endeksli Devlet İç Borçlanma Senetlerinin İhracı” hakkında önemli bir açıklama yayınladı.
Tasarrufların TL cinsi varlıklarda değerlendirilebilmesini teşvik için alınan bu yeni kararlara göre; Gelire Endeksli Senetler (GES) için duyuru Bakanlığın web sitesinden yapılacakmış. Talepler, 15 Haziran’da toplanmaya başlanacak ve sadece gerçek kişilere sunulacakmış.
GES, yatırımcılarına üç ayda bir kupon getirisi sağlayacakmış. Ayrıca, ‘asgari getiri garantisi’ sayesinde, vatandaşların gelir paylarındaki değişimlerden olumsuz etkilenmesi de önlenecekmiş.
Senedin yatırımcıya sağlayacağı nihai getiri oranı; ihraç aşamasında Bakanlık tarafından belirlenen getiri oranının, hasılat gerçekleşmeleri çerçevesinde hesaplanacak endeks değeri ile çarpılmasıyla belirlenecekmiş.
Hükûmet, özellikle de Hazine ve Maliye Bakanlığı enflasyon ve döviz kuru ile ilgili adımlarını kararlılıkla sürdürüyor. Ne onların ne de vatandaşın işi hiç de kolay değil…
GES konusunda ise talep toplama tarihi olan 15 Haziran’a kadar, önümüzde yalnızca 4 gün var… GES’in anlatılması için bazı iletişim aksiyonları alınmaya başlandı. Ancak hızla ve ‘doğru bilgi’ ile başta Bakan Nebati olmak üzere ilgili tüm kişilerin bu konu hakkında ‘konuşmasına’, ‘bilgilendirmesine’ ihtiyaç var…
Belirsizliğin ya da müphemiyetin olduğu süreçler, en zorlu zamanlardır. Her kafadan bir ses çıkar, piyasayı provoke etmek isteyenler ortalığa dökülür… Bir çuval incir bu kötü niyetliler tarafından berbat edilebilir… Malumunuz ülkemizde de bu türden yaratıklardan bolca bulunuyor… O nedenle bunlara meydan bırakılmaması, konunun iyi anlaşılması ve tasarrufların bu araçla değerlendirilmesi için hedef kitlenin ikna edilebilmesi ancak 360 derece iletişim aksiyonları devreye alınmasıyla mümkün…
Tek başına kamu spotları, önyargı ile izlenen öncelikli (eski adıyla ‘zorunlu’, bize sorarsanız genellikle ‘sorunlu’) yayınlar, bu kadar kısa sürede ‘etkili’ olabilecek araçlar gibi görünmüyor… Onun yerine TV başta olmak üzere tüm kitle iletişim araçlarında, özenle seçilen mecralarda ve reklam kampanyaları gibi etkili yöntemlerle tüm soru işaretleri giderilmeli…
Dün bu konuyu TVNET Ekonomi Şefi Semra Karabaş’ın programında Prof. Dr. Murat Ferman ile konuşma fırsatı bulduk… Karabaş’ın ve Hoca’nın yorumları bizim için de son derece aydınlatıcı oldu… Ayrıntıları açıklanana kadar çerçeveyi daha iyi anlamak isteyenler internetten programı bulup izleyebilirler…
Hangi kurumlar dâhil olacak; yani hangi Kamu İktisadi Teşebbüsleri’nin gelirleri garanti gösterilecek; garanti gelir oranı ne olacak akla gelen ilk sorular… Tabii sistemin nasıl işlediğinin de mutlaka anlatılması gerekiyor. Örneğin; gelir garantisi, sisteme dâhil olan kurumun geliri ne kadar yüksekse, kuponun getirisinin de o denli yüksek olacağı anlamını taşıyor… Bu ve benzeri avantajların ifade edilmesi GES’lerin teşvik edilmesi oranını da artıracaktır…
Sık sık tekrarlarız; iş insanı müphemiyet sevmez… Çalışan, belirsizlikten nefret eder… Yatırımcı, müphemiyet gördüğü yerden uzak durur… ‘İstikrar’ ve ‘öngörülebilirlik’, algılama ve ikna sürecindeki en önemli unsurlardandır…
Kritik kararlar alarak vatandaşa rahat bir nefes aldırmak için didinen Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın, işin iletişim kısmını da sıkı tutarak ‘gri alan’a müsaade etmemesi yeni kararlarını başarıya taşıyacak yoldaki en önemli taşlar olacaktır…
Gözümüze takılanlar…
Tasarrufların TL cinsi varlıklarda değerlendirilebilmesini teşvik için alınan bu yeni kararlara göre; Gelire Endeksli Senetler (GES) için duyuru Bakanlığın web sitesinden yapılacakmış. Talepler, 15 Haziran’da toplanmaya başlanacak ve sadece gerçek kişilere sunulacakmış.
GES, yatırımcılarına üç ayda bir kupon getirisi sağlayacakmış. Ayrıca, ‘asgari getiri garantisi’ sayesinde, vatandaşların gelir paylarındaki değişimlerden olumsuz etkilenmesi de önlenecekmiş.
Senedin yatırımcıya sağlayacağı nihai getiri oranı; ihraç aşamasında Bakanlık tarafından belirlenen getiri oranının, hasılat gerçekleşmeleri çerçevesinde hesaplanacak endeks değeri ile çarpılmasıyla belirlenecekmiş.
Hükûmet, özellikle de Hazine ve Maliye Bakanlığı enflasyon ve döviz kuru ile ilgili adımlarını kararlılıkla sürdürüyor. Ne onların ne de vatandaşın işi hiç de kolay değil…
GES konusunda ise talep toplama tarihi olan 15 Haziran’a kadar, önümüzde yalnızca 4 gün var… GES’in anlatılması için bazı iletişim aksiyonları alınmaya başlandı. Ancak hızla ve ‘doğru bilgi’ ile başta Bakan Nebati olmak üzere ilgili tüm kişilerin bu konu hakkında ‘konuşmasına’, ‘bilgilendirmesine’ ihtiyaç var…
Belirsizliğin ya da müphemiyetin olduğu süreçler, en zorlu zamanlardır. Her kafadan bir ses çıkar, piyasayı provoke etmek isteyenler ortalığa dökülür… Bir çuval incir bu kötü niyetliler tarafından berbat edilebilir… Malumunuz ülkemizde de bu türden yaratıklardan bolca bulunuyor… O nedenle bunlara meydan bırakılmaması, konunun iyi anlaşılması ve tasarrufların bu araçla değerlendirilmesi için hedef kitlenin ikna edilebilmesi ancak 360 derece iletişim aksiyonları devreye alınmasıyla mümkün…
Tek başına kamu spotları, önyargı ile izlenen öncelikli (eski adıyla ‘zorunlu’, bize sorarsanız genellikle ‘sorunlu’) yayınlar, bu kadar kısa sürede ‘etkili’ olabilecek araçlar gibi görünmüyor… Onun yerine TV başta olmak üzere tüm kitle iletişim araçlarında, özenle seçilen mecralarda ve reklam kampanyaları gibi etkili yöntemlerle tüm soru işaretleri giderilmeli…
Dün bu konuyu TVNET Ekonomi Şefi Semra Karabaş’ın programında Prof. Dr. Murat Ferman ile konuşma fırsatı bulduk… Karabaş’ın ve Hoca’nın yorumları bizim için de son derece aydınlatıcı oldu… Ayrıntıları açıklanana kadar çerçeveyi daha iyi anlamak isteyenler internetten programı bulup izleyebilirler…
Hangi kurumlar dâhil olacak; yani hangi Kamu İktisadi Teşebbüsleri’nin gelirleri garanti gösterilecek; garanti gelir oranı ne olacak akla gelen ilk sorular… Tabii sistemin nasıl işlediğinin de mutlaka anlatılması gerekiyor. Örneğin; gelir garantisi, sisteme dâhil olan kurumun geliri ne kadar yüksekse, kuponun getirisinin de o denli yüksek olacağı anlamını taşıyor… Bu ve benzeri avantajların ifade edilmesi GES’lerin teşvik edilmesi oranını da artıracaktır…
Sık sık tekrarlarız; iş insanı müphemiyet sevmez… Çalışan, belirsizlikten nefret eder… Yatırımcı, müphemiyet gördüğü yerden uzak durur… ‘İstikrar’ ve ‘öngörülebilirlik’, algılama ve ikna sürecindeki en önemli unsurlardandır…
Kritik kararlar alarak vatandaşa rahat bir nefes aldırmak için didinen Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın, işin iletişim kısmını da sıkı tutarak ‘gri alan’a müsaade etmemesi yeni kararlarını başarıya taşıyacak yoldaki en önemli taşlar olacaktır…
Gözümüze takılanlar…
- QNB Finansbank, 2015’ten beri yeni kömür termik santrali ve yeni kömür maden yatırımlarına kredi vermiyormuş. Bundan sonra da aynı kararlılığı sürdüreceklermiş. Elini taşın altına koymak böyle oluyor işte. “Şu müşterilerle çalışmıyorum” demek, büyük risk almak demektir. Öte yandan hedef kitle ve paydaşlar nezdinde itibara en büyük katkıyı da o sağlar… (Hatice Kaynak, Weber Shandwick)
- AKÇANSA, TOÇEV ve Çanakkale İl Millî Eğitim Müdürlüğü iş birliğiyle Çanakkale’nin güzelim ilçesi Ezine’nin çocuklarıyla bir eğitim projesine imza atmış. Çanakkale’de yatırımı bulunan firma, ‘toplumsal fayda’ sağlamaya kendi çevresinden başlamış ve seçtiği “Benim Mahallem” adıyla da bu niyetini çok güzel özetlemiş. Proje ile 1000 çocuk; atık ve geri dönüşüm, cinsiyet eşitsizliği ve akran zorbalığı konularında pedagoglardan eğitim almışlar. Firmaların çevre konusundaki projelerini alkışlamamak mümkün değil. Ancak AKÇANSA’nın bunun da ötesine geçerek çocukların yaşadığı ‘akran zorbalığı’ sorununa da eğilmesi önemli ve farklılaştırıcı bir adım olmuş…
- Paşabahçe, Erenköy’deki ‘deneyim mağazası’nda fiziksel ve dijital alışveriş deneyimlerini birleştiriyormuş. Fizikseli anladık da işin dijital kısmı nasıl oluyor derseniz; şöyle: Özel geliştirilen mobil uygulama ya da mağaza içindeki 7 interaktif dijital ekran üzerinden Hediye Bulma Sihirbazı, Stok kontrolü, İstek listesi, Hangi ürünün nerede olduğunu görmek için ‘navigasyon’ gibi dijital çözümler kullanılabiliyormuş. Dijital dönüşümün mağazacılıkta nereye gittiğini görmek isteyenler bu örneği inceleyebilirler. (Ceren Olgaç Kara, Lobby İletişim)