Manşetlerde 'Dışkı'...
11 Nisan 2009 Akşam Gazetesi
Daha geçen yıl Sevan Nişanyan'ın bir kavanozda biriktirip eşinin başından aşağıya boca ettiği dışkısı manşetlerdeydi. Herhalde ünlü bir yazar, seyyah, turizmci, Taraf gazetesi yazarı ve entelektüel olduğu için ve biraz da 'bu iş o iki kişinin özelidir, size ne oluyor' gerekçesiyle, konu kapandı gitti sanıldı.
Sonra Obama'nın dışkısını gördük manşetlerde... Detayını kimse bilmiyor. Ancak Başkan'ın dışkısı itina ile toplanıyor, herhalde bozulmasın diye bir şekilde 'rezerve' ediliyor ve ABD'ye götürülüyormuş.
Son dışkı manşetine ise dün rastladık. Bu kez veciz diyalog, ünlü reklamcı ve yazar Hulki Aktunç ile yine ünlü 'yazar, seyyah, turizmci, Taraf gazetesi yazarı ve entelektüel' arasında geçmiş. Nişanyan köşesinde, Aktunç'un 'lagaluga' kelimesinin kökeni konusunda salladığını yazmış. Aktunç da içerlemiş ve 'Sana Büyük Argo Sözlüğü'mü yuttururum; dahası eşin için hazırladığın ... b.k kavanozuna kafanı sokarım!'... Bu arada Nişanyan Bey'in web sitesinde 'Beyin yerine g.t taşıyanlar' diye bir bölüm varmış. O da almış Hulki Bey'in yazısını oraya koymuş...
Entelektüel dünyamızın bu muhteşem(!) haberi ise Hürriyet'te yarım sayfa yer bulmuş...
Tut kelin perçeminden...
Sevan Nişanyan ilk günden beri krizini adam gibi yönetemedi. Bu yüzden de bu b.k lanetini onun peşini ömür boyu bırakmayacak. Bir yönetse rahatlayacak ve kurutulacak. Ama yapamıyor işte....
Kaçırmayın...
BENİM bildiğim Erol Evgin en az üç yıldır Balmumcu'daki Plaza Oteli'nin en üst katındaki gece kulübünde o 'talk show'-konser karışımı muhteşem programını yapıyor. Dünyanın en zor işlerinden biri istikrardır. Bu kavramdan Evgin'in hayatında mebzul miktarda bulunur. Eğitimi istikrarlıydı mesela. Aynı sınıftaydık. Ben ondan daha çalışkandım mesela. Ama o her zaman benden daha başarılıydı. Sonra evliliği, çocuklarıyla ilişkileri, dostlukları istikrarlıdır. Örneğin sanat yaşamındaki çizgisinin ne zaman büyük inişler gösterdiğine tanık oldunuz ki? Olamazsınız... Esenliğin, dingiliğin temeli de budur herhalde...
Geçen cumartesi yine Erol'u dinlemeye gittik... Salon yine ağzına kadar doluydu. Ve Erol 4 yıl önceki kadar heyecanlı, işine motive ve salonu avucunun içinden bir an için bile kaçırmayacak kadar empati ve doğallık yüklüydü...
Popüler kültürle 'Nezahet' kavramını böylesi bir yaratıcılıkla birleştirebilen, bu kadar çok kuşağı birden sarmalayabilen kaç sanatçı var acaba...
Bugün dahil son dört Cumartesi gecesi daha sahne alacakmış... Kaçırmayın... Üzülürsünüz...
Daha geçen yıl Sevan Nişanyan'ın bir kavanozda biriktirip eşinin başından aşağıya boca ettiği dışkısı manşetlerdeydi. Herhalde ünlü bir yazar, seyyah, turizmci, Taraf gazetesi yazarı ve entelektüel olduğu için ve biraz da 'bu iş o iki kişinin özelidir, size ne oluyor' gerekçesiyle, konu kapandı gitti sanıldı.
Sonra Obama'nın dışkısını gördük manşetlerde... Detayını kimse bilmiyor. Ancak Başkan'ın dışkısı itina ile toplanıyor, herhalde bozulmasın diye bir şekilde 'rezerve' ediliyor ve ABD'ye götürülüyormuş.
Son dışkı manşetine ise dün rastladık. Bu kez veciz diyalog, ünlü reklamcı ve yazar Hulki Aktunç ile yine ünlü 'yazar, seyyah, turizmci, Taraf gazetesi yazarı ve entelektüel' arasında geçmiş. Nişanyan köşesinde, Aktunç'un 'lagaluga' kelimesinin kökeni konusunda salladığını yazmış. Aktunç da içerlemiş ve 'Sana Büyük Argo Sözlüğü'mü yuttururum; dahası eşin için hazırladığın ... b.k kavanozuna kafanı sokarım!'... Bu arada Nişanyan Bey'in web sitesinde 'Beyin yerine g.t taşıyanlar' diye bir bölüm varmış. O da almış Hulki Bey'in yazısını oraya koymuş...
Entelektüel dünyamızın bu muhteşem(!) haberi ise Hürriyet'te yarım sayfa yer bulmuş...
Tut kelin perçeminden...
Sevan Nişanyan ilk günden beri krizini adam gibi yönetemedi. Bu yüzden de bu b.k lanetini onun peşini ömür boyu bırakmayacak. Bir yönetse rahatlayacak ve kurutulacak. Ama yapamıyor işte....
Kaçırmayın...
BENİM bildiğim Erol Evgin en az üç yıldır Balmumcu'daki Plaza Oteli'nin en üst katındaki gece kulübünde o 'talk show'-konser karışımı muhteşem programını yapıyor. Dünyanın en zor işlerinden biri istikrardır. Bu kavramdan Evgin'in hayatında mebzul miktarda bulunur. Eğitimi istikrarlıydı mesela. Aynı sınıftaydık. Ben ondan daha çalışkandım mesela. Ama o her zaman benden daha başarılıydı. Sonra evliliği, çocuklarıyla ilişkileri, dostlukları istikrarlıdır. Örneğin sanat yaşamındaki çizgisinin ne zaman büyük inişler gösterdiğine tanık oldunuz ki? Olamazsınız... Esenliğin, dingiliğin temeli de budur herhalde...
Geçen cumartesi yine Erol'u dinlemeye gittik... Salon yine ağzına kadar doluydu. Ve Erol 4 yıl önceki kadar heyecanlı, işine motive ve salonu avucunun içinden bir an için bile kaçırmayacak kadar empati ve doğallık yüklüydü...
Popüler kültürle 'Nezahet' kavramını böylesi bir yaratıcılıkla birleştirebilen, bu kadar çok kuşağı birden sarmalayabilen kaç sanatçı var acaba...
Bugün dahil son dört Cumartesi gecesi daha sahne alacakmış... Kaçırmayın... Üzülürsünüz...