Medya bütünlemeden sınıfı geçti
17 EKİM 2007
Habertürk’de Pazar günü Fatih Terim ve Futbol Milli Takımı’nın liderliğinde kampanya başladığında sadece Show TV ve Star destek vermişti. Ben de Pazartesi “Yazık” diye yazmıştım, “Medya bir kez daha sınıfta kaldı”… Yazıya şöyle devam etmişim “Siyasi partiler kadar olamadılar. Yaparlar yapmazlar bilmem. Ancak siyasi partilerin hepsi, teröre karşı ortak tavır mesajları yayınladı. Bu durum, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti ödül dağıttığında sadece kendi elemanlarının aldıkları ödülleri haber yapmaya benzemez. Her yıl o haberlerle kendi ayaklarına ateş ettiler. Bu son tavırlarıyla ise ayaklarını mitralyözle tarıyorlar... Peki ne yapmak gerekirdi? Çok basit. Örneğin ortak yayına geçeceklerdi. Sadece ortak yayın değil, ortak kampanya da yapabilirlerdi. Hatta esas o zaman bu atak, sadece Habertürk’e yazmazdı. Hepsinin itibarı haline gelebilirdi.”
‘Yapılması gerekirdi’ dediğim her şey neredeyse yapıldı… Pekiyi nasıl oldu? Elbette benim yazmam olayı tetiklemedi…
Genel Kurmay Başkanı ile Meclis Başkanı’nın Habertürk’e bağlanarak destek verdiklerini açıkça bildirmeleri çok etkili oldu. Bir de tabii Star ve Show TV’nin o “Bizden olmayan bize düşmandır” diye özetlenecek medya tavrını kırmasının çok büyük katkısı var. Anonsu Cuma günü verilen kampanyaya gecikerek katılsalar da TV Yayıncıları Derneği ilk kez ortak tavır almaya başladı. Ve medya bütünlemeden sınıfı son anda geçti… İyi ki de geçti. Belki bundan sonra kompleksler yok olur…
Hülya artık ‘lay-lay-lom’ işler yapamaz
Tam 10 gün önce Hülya Avşar’ın TV programının medyada reklamları çıkmaya başladığında şöyle yazmışım: “Nihayet doğrusunu yapıyor: Boş konuşmayıp, avara kasnak dönmeyip, ona buna sataşmayıp adam gibi işini yapmak ve işinden başka bir şeyden söz etmemek… Hülya Avşar, TV programına başlıyormuş.
Gazetedeki ilanda yer alan fotoğrafı bir harikaydı. 15 Ekim’de Digitürk TürkMax’da siftah yapacakmış. Gelecek pazartesi 19.30’da ekran başında olacağım… Hülya Avşar bir zamanlar Türkiye’nin en iyi eğlence programlarını yapmıştı. Bu yeterli bir vaattir. “
Aynen de öyle yaptım. O saatte ekran başındaydım ve Hülya Avşar’ı izledim. Çok iyiydi Hülya Hanım. Yönetmenin kendi varlığının altını çizermişçesine oraya buraya serpiştirdiği, sunucunun neredeyse önüne geçen teknik ‘numaralara’ rağmen iyiydi…
İyi hazırlanmıştı. İşini ciddiye almıştı. Yalın bir dekor ve kostüm de onun duruşunu tamamlıyordu… Siyasi görüşler edinmesi ve savunması gerekmediğini, ille de kendi duruşunun altını çizmek zorunda olmadığını zaman içinde öğrenecektir… Netice: İlgiyle izlenen bir ‘Talk show’!...
Ancak bir başka tehlike var şimdi karşısında. Hülya Avşar konuğu M. Ali Birand’ı bile şaşırttı. Şöyle dedi Birand: “Çok değişik bir Hülya Avşar var karşımızda. Hülya, sen buraya sıfır kilometre gelmişsin, yahu!”. Marka vaadi bu kadar farklı bir noktaya çekilen, bu kadar başarılı bir program yapımcısı – sunucusu olarak kendisini gösteren bir Hülya Avşar tekrar eski günlerine dönemez, laylaylom işler yapamaz; şuursuzca rakiplerine, medyaya saldıramaz. Saldırırsa, bu son yaptığı işi kimseye ciddiye almaz… Bu kadar çelişkili bir ‘duruşu’ Hülya Hanım bile kaldıramaz.
Carlos Garanti’ye çok yakışmış
Sevgili Ali Güven sadece Logo Yazılım’ın CEO’su olarak iş dünyasındaki başarısıyla tanınmaz, aynı zamanda dünyada olup bitene duyduğu ilgi ile de çevresinde temayüz eder. Gün geçmez ki, e-postasındaki yakın çevresinin oluşturduğu adres bankasına dünyada olup bitenle ilgili bir bilgiyi, bir yorumu göndermesin… Ali Güven’in adres bankasında adresinizin bulunması bir ayrıcalıktır…
Bazen hemfikir olmayız Ali Güven’le. Ancak bu, onun merak ve duyarlılığına saygı duymama engel değildir. Son yolladığı maillerinden birinde garanti.com.tr’nin Roberto Carlos’lu reklam filmini eleştirmiş. Diyor ki: “Yani Roberto Carlos'a 'buyur abi' dedirtince bu reklamın ürün ve markaya katkısı nedir?”
Güven bu soruyu, adres bankasındaki herkese sormuş. Soruyu üstüme alındım. Yanıtladım da. Carlos’un markası, uluslararası başarısı da dikkate alınırsa herhalde Garanti’den öndedir. O nedenle Garanti’yi yukarı doğru çeker. Bu bir…
İkincisi, Carlos’un müthiş bir farkındalık artırma gücü vardır. Garanti bundan yararlanmaktadır.
Üç: Carlos sadece saksı gibi durmamakta, yalın, kolay anlaşılır ve etkili bir mesajın altının çizilmesine yardımcı olmaktadır. “Garanti.com.tr’de işler çok hızlı yürür… İnternet bankacılığı hız demektir…”
Daha ne olsun?..
‘Yapılması gerekirdi’ dediğim her şey neredeyse yapıldı… Pekiyi nasıl oldu? Elbette benim yazmam olayı tetiklemedi…
Genel Kurmay Başkanı ile Meclis Başkanı’nın Habertürk’e bağlanarak destek verdiklerini açıkça bildirmeleri çok etkili oldu. Bir de tabii Star ve Show TV’nin o “Bizden olmayan bize düşmandır” diye özetlenecek medya tavrını kırmasının çok büyük katkısı var. Anonsu Cuma günü verilen kampanyaya gecikerek katılsalar da TV Yayıncıları Derneği ilk kez ortak tavır almaya başladı. Ve medya bütünlemeden sınıfı son anda geçti… İyi ki de geçti. Belki bundan sonra kompleksler yok olur…
Hülya artık ‘lay-lay-lom’ işler yapamaz
Tam 10 gün önce Hülya Avşar’ın TV programının medyada reklamları çıkmaya başladığında şöyle yazmışım: “Nihayet doğrusunu yapıyor: Boş konuşmayıp, avara kasnak dönmeyip, ona buna sataşmayıp adam gibi işini yapmak ve işinden başka bir şeyden söz etmemek… Hülya Avşar, TV programına başlıyormuş.
Gazetedeki ilanda yer alan fotoğrafı bir harikaydı. 15 Ekim’de Digitürk TürkMax’da siftah yapacakmış. Gelecek pazartesi 19.30’da ekran başında olacağım… Hülya Avşar bir zamanlar Türkiye’nin en iyi eğlence programlarını yapmıştı. Bu yeterli bir vaattir. “
Aynen de öyle yaptım. O saatte ekran başındaydım ve Hülya Avşar’ı izledim. Çok iyiydi Hülya Hanım. Yönetmenin kendi varlığının altını çizermişçesine oraya buraya serpiştirdiği, sunucunun neredeyse önüne geçen teknik ‘numaralara’ rağmen iyiydi…
İyi hazırlanmıştı. İşini ciddiye almıştı. Yalın bir dekor ve kostüm de onun duruşunu tamamlıyordu… Siyasi görüşler edinmesi ve savunması gerekmediğini, ille de kendi duruşunun altını çizmek zorunda olmadığını zaman içinde öğrenecektir… Netice: İlgiyle izlenen bir ‘Talk show’!...
Ancak bir başka tehlike var şimdi karşısında. Hülya Avşar konuğu M. Ali Birand’ı bile şaşırttı. Şöyle dedi Birand: “Çok değişik bir Hülya Avşar var karşımızda. Hülya, sen buraya sıfır kilometre gelmişsin, yahu!”. Marka vaadi bu kadar farklı bir noktaya çekilen, bu kadar başarılı bir program yapımcısı – sunucusu olarak kendisini gösteren bir Hülya Avşar tekrar eski günlerine dönemez, laylaylom işler yapamaz; şuursuzca rakiplerine, medyaya saldıramaz. Saldırırsa, bu son yaptığı işi kimseye ciddiye almaz… Bu kadar çelişkili bir ‘duruşu’ Hülya Hanım bile kaldıramaz.
Carlos Garanti’ye çok yakışmış
Sevgili Ali Güven sadece Logo Yazılım’ın CEO’su olarak iş dünyasındaki başarısıyla tanınmaz, aynı zamanda dünyada olup bitene duyduğu ilgi ile de çevresinde temayüz eder. Gün geçmez ki, e-postasındaki yakın çevresinin oluşturduğu adres bankasına dünyada olup bitenle ilgili bir bilgiyi, bir yorumu göndermesin… Ali Güven’in adres bankasında adresinizin bulunması bir ayrıcalıktır…
Bazen hemfikir olmayız Ali Güven’le. Ancak bu, onun merak ve duyarlılığına saygı duymama engel değildir. Son yolladığı maillerinden birinde garanti.com.tr’nin Roberto Carlos’lu reklam filmini eleştirmiş. Diyor ki: “Yani Roberto Carlos'a 'buyur abi' dedirtince bu reklamın ürün ve markaya katkısı nedir?”
Güven bu soruyu, adres bankasındaki herkese sormuş. Soruyu üstüme alındım. Yanıtladım da. Carlos’un markası, uluslararası başarısı da dikkate alınırsa herhalde Garanti’den öndedir. O nedenle Garanti’yi yukarı doğru çeker. Bu bir…
İkincisi, Carlos’un müthiş bir farkındalık artırma gücü vardır. Garanti bundan yararlanmaktadır.
Üç: Carlos sadece saksı gibi durmamakta, yalın, kolay anlaşılır ve etkili bir mesajın altının çizilmesine yardımcı olmaktadır. “Garanti.com.tr’de işler çok hızlı yürür… İnternet bankacılığı hız demektir…”
Daha ne olsun?..