Meltem Cumbul inşallah konuşmaz; ‘okur’...
18 OCAK 2012
İşin en kolayı Meltem Cumbul’u yerden yere çalmaktır. “Senin ne haddine?”, “Hangi başarın var da seni oraya çıkarıyorlar?”, “Memlekette kavrulup kalmak varken Golden Globe neyine?”...
Biz tabii ki, kolay değil zor yolu seçeceğiz.
Önce kısa açıklama: Medyada görünürlük (publicity) somut iş hedefi ve iletişim stratejilerinden nasibini almazsa havada kalır; insanın Meltem Cumbul gibi algılanmasına neden olur.
Gelelim tafsilata: Meltem Cumbul, olağanüstü bir oyuncudur. Yavuz Turgul’un Gönül Yarası’nda çizdiği Dünya tiplemesi tarihe geçecek bir performanstır.
Meltem Cumbul, şu anda benim pek çok konferansta anlatmaya çalıştığım ‘bireysel kariyer döngüsü’nün önemli bir durağında bulunuyor. Bireysel gelişim, hem düşünsel hem de duygu dünyasındaki ‘tekamül’le birebir alâkalı. Gelişim dediğimiz dalgalı sürecin değişimlerine, dönüşümlerine tanık olunması için her iki alanda, hem duygu hem düşünce alanlarında olgunlaşarak yol alabilmek için size rekabetçi avantajı sağlayabilecek olan ‘dünya görüşü’nün (Weltanschauung) içinden geçmeniz şart.
Sağlam bir dünya görüşü, ancak İrade, Beceri ve Odaklanma Üçlüsü (Will, Skill, Focus) temelinde yükseliyor. Meltem Cumbul’da üçü de var... Olmasaydı o network’ü çalıştıramaz, otuz saniye için bile olsa dünya televizyonlarından yüz milyonlarca kişinin karşısına çıkamazdı. Peki ne eksik? ‘Dünya görüşü’ meselesinde derinleşmesi şart. Değişimi tetikleyecek olan ‘düşünsel ve duygusal yeniden üretimler’ olmadan, ‘anlamlayan pratikler’den geçmek zor.
Meltem Cumbul’un ‘konuşanlar’a karşı tek silahı, onlara ‘laf yetiştirmek’ değil, -inşallah bu yanlışı yapmaz- sinema dünyasında ‘yapanlar, edenler’ listesine ismini hakkıyla yazdırabilmek için bireysel kariyer döngüsündeki zaafların üzerine üzerine gidebileceği sağlam dünya görüşünü ortaya koyabilmektir.
Meltem’in yerinde olsam, Gönül Yarası’nda canlandırdığı Dünya rolünü ona veren Yavuz Turgul ustanın kapısında yatar; bu dünyada ona ‘okuma’ perspektifi kazandırabilecek olan derslere bir an önce başlayabilmenin yolunu arar bulurdum.
Kadın ruhundan anlayan bir RTÜK’ümüz var...
Haber iletişim tarihine geçecek kadar ilginç. Birlikte okuyalım: “Televizyonlarda yayınlanan sevişme sahnelerine Teoman’ın “Tek Başına Dans”, Berksan’ın “Beni Seviyor”, Murat Boz’un “Geri Dönüş Olsa”, Bengü’nün “Saat Üç”, Ziynet Sali’nin “Bize Yeter” ve Murat Dalkılıç’ın “Merhaba Merhaba” kliplerini erotik bulan RTÜK, aşk sahnelerinde “kadın ruhunun” yansıtılmamasına, kadının erkeği tatmin etmekle görevli gibi gösterilmesine itiraz etti.
Klipleri yayınlayan Kral TV, Dream TV ve Power Türk kanalları hakkında, kadın istismarı ile çocuk ve gençlerin gelişimine zarar verdikleri gerekçesiyle uyarı cezası kararı çıktı. İhlalin tekrarı durumunda ise para cezası uygulanacak.”
Nasıl?
Aynı 19 Mayıs kararında olduğu gibi… İletişim özürlü bir durum…
Zamanlama; tek tek değil toplu kıyım; cinselliğin ‘bediî’ (estetik) olanıyla, ‘müstekreh’ (pornografik) olanı arasından hiçbir ayrım yapmadan bodoslamasına dalış; önünde bir konu yönetimi çalışması yapılmadan ‘dan’ diye önce ateş edip sonra nişan almaca… İletişim adına neresinden tutsanız elinizde kalacak bir başka olay daha…
Hadi, o kliplerin TV’lerden yayınlanmasını durdurdunuz. İnternet ortamında izlenmesini nasıl engelleyeceksiniz?.. YouTube’u, Cumhurbaşkanı’na rağmen, bir kez daha yasaklayarak mı?
AK Parti iktidarına ve Başbakan’ın mükemmele yakın algısına isteseniz de bu kadar hasar veremezsiniz…
Bizi Murat Boz’dan Bengü’den koruduğunuz ve ‘kadın ruhu’ hakkında bilinçlendirdiğiniz için Allah sizden razı olsun…
Biz tabii ki, kolay değil zor yolu seçeceğiz.
Önce kısa açıklama: Medyada görünürlük (publicity) somut iş hedefi ve iletişim stratejilerinden nasibini almazsa havada kalır; insanın Meltem Cumbul gibi algılanmasına neden olur.
Gelelim tafsilata: Meltem Cumbul, olağanüstü bir oyuncudur. Yavuz Turgul’un Gönül Yarası’nda çizdiği Dünya tiplemesi tarihe geçecek bir performanstır.
Meltem Cumbul, şu anda benim pek çok konferansta anlatmaya çalıştığım ‘bireysel kariyer döngüsü’nün önemli bir durağında bulunuyor. Bireysel gelişim, hem düşünsel hem de duygu dünyasındaki ‘tekamül’le birebir alâkalı. Gelişim dediğimiz dalgalı sürecin değişimlerine, dönüşümlerine tanık olunması için her iki alanda, hem duygu hem düşünce alanlarında olgunlaşarak yol alabilmek için size rekabetçi avantajı sağlayabilecek olan ‘dünya görüşü’nün (Weltanschauung) içinden geçmeniz şart.
Sağlam bir dünya görüşü, ancak İrade, Beceri ve Odaklanma Üçlüsü (Will, Skill, Focus) temelinde yükseliyor. Meltem Cumbul’da üçü de var... Olmasaydı o network’ü çalıştıramaz, otuz saniye için bile olsa dünya televizyonlarından yüz milyonlarca kişinin karşısına çıkamazdı. Peki ne eksik? ‘Dünya görüşü’ meselesinde derinleşmesi şart. Değişimi tetikleyecek olan ‘düşünsel ve duygusal yeniden üretimler’ olmadan, ‘anlamlayan pratikler’den geçmek zor.
Meltem Cumbul’un ‘konuşanlar’a karşı tek silahı, onlara ‘laf yetiştirmek’ değil, -inşallah bu yanlışı yapmaz- sinema dünyasında ‘yapanlar, edenler’ listesine ismini hakkıyla yazdırabilmek için bireysel kariyer döngüsündeki zaafların üzerine üzerine gidebileceği sağlam dünya görüşünü ortaya koyabilmektir.
Meltem’in yerinde olsam, Gönül Yarası’nda canlandırdığı Dünya rolünü ona veren Yavuz Turgul ustanın kapısında yatar; bu dünyada ona ‘okuma’ perspektifi kazandırabilecek olan derslere bir an önce başlayabilmenin yolunu arar bulurdum.
Kadın ruhundan anlayan bir RTÜK’ümüz var...
Haber iletişim tarihine geçecek kadar ilginç. Birlikte okuyalım: “Televizyonlarda yayınlanan sevişme sahnelerine Teoman’ın “Tek Başına Dans”, Berksan’ın “Beni Seviyor”, Murat Boz’un “Geri Dönüş Olsa”, Bengü’nün “Saat Üç”, Ziynet Sali’nin “Bize Yeter” ve Murat Dalkılıç’ın “Merhaba Merhaba” kliplerini erotik bulan RTÜK, aşk sahnelerinde “kadın ruhunun” yansıtılmamasına, kadının erkeği tatmin etmekle görevli gibi gösterilmesine itiraz etti.
Klipleri yayınlayan Kral TV, Dream TV ve Power Türk kanalları hakkında, kadın istismarı ile çocuk ve gençlerin gelişimine zarar verdikleri gerekçesiyle uyarı cezası kararı çıktı. İhlalin tekrarı durumunda ise para cezası uygulanacak.”
Nasıl?
Aynı 19 Mayıs kararında olduğu gibi… İletişim özürlü bir durum…
Zamanlama; tek tek değil toplu kıyım; cinselliğin ‘bediî’ (estetik) olanıyla, ‘müstekreh’ (pornografik) olanı arasından hiçbir ayrım yapmadan bodoslamasına dalış; önünde bir konu yönetimi çalışması yapılmadan ‘dan’ diye önce ateş edip sonra nişan almaca… İletişim adına neresinden tutsanız elinizde kalacak bir başka olay daha…
Hadi, o kliplerin TV’lerden yayınlanmasını durdurdunuz. İnternet ortamında izlenmesini nasıl engelleyeceksiniz?.. YouTube’u, Cumhurbaşkanı’na rağmen, bir kez daha yasaklayarak mı?
AK Parti iktidarına ve Başbakan’ın mükemmele yakın algısına isteseniz de bu kadar hasar veremezsiniz…
Bizi Murat Boz’dan Bengü’den koruduğunuz ve ‘kadın ruhu’ hakkında bilinçlendirdiğiniz için Allah sizden razı olsun…