Milli bağımsızlığın bedeli…
11 Ağustos 2018 - Yeni Şafak
Dün Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın konuşması yeni bitmişti ki, Trump attığı yeni bir tweet ile Türkiye ABD ilişkilerine bir nükleer bomba daha bıraktı:
"Türk lirası, çok güçlü dolarımız karşısında hızla düşerken Türkiye'den gelen çelik ve alüminyum üzerindeki gümrük vergilerinin ikiye katlanmasına onay verdim! Alüminyumda bu oran artık yüzde 20, çelikte de yüzde 50. Türkiye ile ilişkilerimiz bu dönemde iyi değil!"
Değil mi ki Türkiye, IMF’i çağırmıyor; değil mi ki Türkiye, Güney sınırının öte tarafında ABD’ye göbeğinden bağlı bir terör koridoruna izin vermiyor… Değil mi ki Türkiye, savunmasında çeşitlilikten ve millî bağımsız duruşundan feragat etmiyor ve ayrıca S400’lerden vazgeçmiyor; değil mi ki Türkiye, Amerika’nın talimatı ile her türlü çıkarına ters olmasına rağmen anlaşmalarla bağlı olduğu İran’la ticarî ilişkilerini durdurmuyor; papazı verse dahi ABD tarafından karşılaşacağı muamele buydu...
Nitekim, diğer casuslarını da istemediler mi ânında…
ABD’nin ve uzantılarının panik havasına sokmayı başardıkları ve genelde her zaman ABD’nin yanında saf tutmayı âdet edinmiş Türkiye’deki endişeli modernler, sosyal medya üzerinden söylenmelerini sürdürüyorlar…
Onlar açısından Berat Bey, ağzıyla kuş tutsa bir şey değişmeyecekti… Oysa toplantıya katılan iş insanları verdikleri beyanatlarla Bakan’ın konuşmasından olumlu etkilendiklerini ve Bakan’ın söylediklerini yerine getireceğine inandıklarını ifade etmişler…
Şu dönem bu konuda alınan tavırlar, memleket meselesindeki duruşların da göstergesidir.
Muhalefet bir kez daha sınıfta kalmak üzere… 2-3 yöneticisini değiştirerek 10’uncu seçimini kaybetmeye hazırlanan Kılıçdaroğlu yine şaşırtmamış:
“Türk Lirası Dolar karşısında mum gibi eriyorsa bu, yönetimde basiretsizliğin sonucudur! Liyakatsizliğin sonucudur!..”
Yukarıdaki gerçekleri dikkate almayıp “Bakan bir konuşacak Dolar 4 liranın altına düşecek” diye temenni ve hüsnü kuruntu arasında bir yerde gezinen şeamet tellallarının tezviratına Allah’tan halk kulak asmıyor…
Muharrem İnce’nin Cumhurbaşkanı seçileceğine bile kendilerini inandırmış ve bu yüzden ciddi düş kırkılığı ve onun sonucu agresyona düşmüş olan bu ecnebî Türk taifesi, kendi alınlarını karartacak yeni bir saldırı bulmanın timsah göz yaşları içindeler… Bu nedenle de Berat Albayrak’ın kilit mesajlarını (Doları ânında düşürmediğinden) görmekte zorlanıyorlar. Kısaca hatırlayalım:
Albayrak, Hazine ve Maliye Bakanlığı olarak bütçe disiplini içinde harcama yaparken tüm diğer bakanlıklar için de geçerli olacak şekilde, önlerine gelen yatırım ve/veya teşvik projesinin ancak şu üç soruya ‘Evet!’ cevabı veriyorsa, onay alacağını dile getirdi:
Ama Dolar yükseliyor… Evet yükseliyor… Millî bağımsızlık stratejisinin bedeli olarak yükseliyor…
"Türk lirası, çok güçlü dolarımız karşısında hızla düşerken Türkiye'den gelen çelik ve alüminyum üzerindeki gümrük vergilerinin ikiye katlanmasına onay verdim! Alüminyumda bu oran artık yüzde 20, çelikte de yüzde 50. Türkiye ile ilişkilerimiz bu dönemde iyi değil!"
Değil mi ki Türkiye, IMF’i çağırmıyor; değil mi ki Türkiye, Güney sınırının öte tarafında ABD’ye göbeğinden bağlı bir terör koridoruna izin vermiyor… Değil mi ki Türkiye, savunmasında çeşitlilikten ve millî bağımsız duruşundan feragat etmiyor ve ayrıca S400’lerden vazgeçmiyor; değil mi ki Türkiye, Amerika’nın talimatı ile her türlü çıkarına ters olmasına rağmen anlaşmalarla bağlı olduğu İran’la ticarî ilişkilerini durdurmuyor; papazı verse dahi ABD tarafından karşılaşacağı muamele buydu...
Nitekim, diğer casuslarını da istemediler mi ânında…
ABD’nin ve uzantılarının panik havasına sokmayı başardıkları ve genelde her zaman ABD’nin yanında saf tutmayı âdet edinmiş Türkiye’deki endişeli modernler, sosyal medya üzerinden söylenmelerini sürdürüyorlar…
Onlar açısından Berat Bey, ağzıyla kuş tutsa bir şey değişmeyecekti… Oysa toplantıya katılan iş insanları verdikleri beyanatlarla Bakan’ın konuşmasından olumlu etkilendiklerini ve Bakan’ın söylediklerini yerine getireceğine inandıklarını ifade etmişler…
Şu dönem bu konuda alınan tavırlar, memleket meselesindeki duruşların da göstergesidir.
Muhalefet bir kez daha sınıfta kalmak üzere… 2-3 yöneticisini değiştirerek 10’uncu seçimini kaybetmeye hazırlanan Kılıçdaroğlu yine şaşırtmamış:
“Türk Lirası Dolar karşısında mum gibi eriyorsa bu, yönetimde basiretsizliğin sonucudur! Liyakatsizliğin sonucudur!..”
Yukarıdaki gerçekleri dikkate almayıp “Bakan bir konuşacak Dolar 4 liranın altına düşecek” diye temenni ve hüsnü kuruntu arasında bir yerde gezinen şeamet tellallarının tezviratına Allah’tan halk kulak asmıyor…
Muharrem İnce’nin Cumhurbaşkanı seçileceğine bile kendilerini inandırmış ve bu yüzden ciddi düş kırkılığı ve onun sonucu agresyona düşmüş olan bu ecnebî Türk taifesi, kendi alınlarını karartacak yeni bir saldırı bulmanın timsah göz yaşları içindeler… Bu nedenle de Berat Albayrak’ın kilit mesajlarını (Doları ânında düşürmediğinden) görmekte zorlanıyorlar. Kısaca hatırlayalım:
- Yeni ekonomi yaklaşımında, tüm piyasa paydaşlarımızla daha etkin iletişim ve güvenin sağlanması
- Para politikalarının tam bağımsızlığının oluşturulması
- Merkez Bankası'nın tam bağımsızlığının prensip olarak devam etmesi
- Bütçe dengesinin tekrardan sağlanması ve kalitesinin artırılması
- Sadeleştireceğimiz vergi sistemiyle ilgili maliyede çok ciddî bir değişim süreci yaşanacak olması
- Hazinemizin iki aylık borç çevirme oranını yüzde 125'lerden yüzde 110’a çekildiği; yılın kalan aylarında da bu oranı yüzde 100'e çekilmesi
- Yeni bir üst finansal regülasyon otoritesinin kurulmasını yeni yasama döneminde Meclis’e getirilmesi
Albayrak, Hazine ve Maliye Bakanlığı olarak bütçe disiplini içinde harcama yaparken tüm diğer bakanlıklar için de geçerli olacak şekilde, önlerine gelen yatırım ve/veya teşvik projesinin ancak şu üç soruya ‘Evet!’ cevabı veriyorsa, onay alacağını dile getirdi:
- Teknolojik ve üretimini önceliyor mu?
- İhracatı artırıyor mu?
- Cari açığın düşmesine katkısı var mı?
Ama Dolar yükseliyor… Evet yükseliyor… Millî bağımsızlık stratejisinin bedeli olarak yükseliyor…