Milli Kültür Popüler Kültürü de İçermeli
27 Kasım 2018 - yeni şafak
Dün Ankara’da idik. Gençliğimizde bu cümlenin bir mesafe anlamı vardı… Oysa şimdi, THY ve TCDD’nin geldiği tekâmül düzeyinde bu yolculuk, İstanbul’da şehir trafiğinde otomobille bir uçtan öteki uca ulaşmaya çabalarken harcanan zamandan daha fazlasını gerektirmiyor.
Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan davet etmişlerdi. Araştırma ve Eğitim Genel Müdürlüğü’nden. Bir konuşma yapmam istenmişti. III. Milli Kültür Şurasında hasbelkader başkanlığını üstlendiğim grup çalışmasında ele alınmış olan konunun biraz açılması istenmişti: “Kültür Ekonomisi ve Yönetimi.”
Araştırma ve Eğitim Genel Müdürü Okan İbiş, Yardımcısı Yusuf Şahin, Stratejik Planlama Daire Başkanı Hakan Tanrıöver, çok başarılı bir organizasyona imza atıyorlar. Bu tür konferanslar dizisi ile Milli Kütüphane Konferans Salonu’nda üst düzey bürokratlara Milli Kültür Politikasını çeşitli boyutlarıyla anlatılmasını sağlıyorlar. Salonda 200’ün üzerinde katılımcı vardı. Gözlerini kırpmadan dinlediler.
Konuşmanın ekseni Milli Kültür – Popüler Kültür – Kamu Diplomasisi üzerine kuruluydu.
Yumuşak Güç’ten (soft power) söz ettik. Milli Kültürün popüler kültürü, özellikle de pop klasiklerini sarmalaması gerektiğinden dem vurduk.
Türkiye’de yasal mevzuatın kültür ihracını nasıl engellediğini anlattık. Türkiye’nin kültür ekonomisi konusunda büyük potansiyele sahip olmasına rağmen neden bu kadar gerilerde kaldığına değindik. Bol bol film ve fotoğraf gösterdik.
III. Milli Kültür Şurası’nda ortaya atılan fikirlerin Bakanlığın bildirimiyle bizzat Cumhurbaşkanı tarafından takip edildiğini öğrendik ve gelecek için bir kez daha umutlandık.
Bakanlığın kültür işlerini bundan böyle de yakından izlemeyi bir görev bileceğiz.
TEGV, Lila Group, Milli Eğitim ve Belediyeler birlik olunca…
Tam da Dünya Çocuk Hakları Günü’ydü… TEGV Tekirdağ Fibria Öğrenim Birimi'nin hizmete alınış etkinliği için Tekirdağ’a gidiyorduk. Çok yönlü ve yanlı bir toplumsal sorumluluk etkinliğiydi… Bir kere Milli Eğitim Bakanlığı vardı işin içinde... Sayın Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Mahmut Özer iki genel müdüründen etkinliğe katılımlarını rica etmişti. Dr. Cem Gençoğlu ve Cevdet Vural Beyler ile orada tanıştık…
Sonra ülkemizin eğitim alanında öncü STK’larından Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı (TEGV) ve Cengiz Solakoğlu vardı olayı sürükleyen… Üç Belediye’nin başkanı olayı sahiplenmişler ve ileriye taşımayı taahhüt ettiklerini bildirmişlerdi: Tekirdağ Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Albayrak, Süleymanpaşa Belediye Başkanı Ekrem Eşkinat ve Çorlu Belediye Başkanı Ahmet Sarıkurt…
Peki olayın ekseninde bulunan kurumlar hangisiydi?
İki kurum vardı tüm süreci finanse eden ve destekleyen: Maylo ve Sofia gibi markalarıyla bilinen Türkiye’nin ilk üç temizlik kâğıtları üreticisinden biri olan ve sektörünün önde gelen ihracatçısı, yüzde yüz yerli sermayeli Lila Group ve onun hammadde aldığı Brezilyalı çözüm ortağı Fibria…
Fikir Lila Group’un sahibi Öğücü ailesinden çıkıyor. Cengiz Bey’le de mutabık kalıp konuyu Fibria’ya açıyorlar ve Solakoğlu’nun deyişiyle “Milli Eğitime destek sokağa alternatif” olan TEGV Tekirdağ Fibria Öğrenim Birimi hayata geçiyor…
Süleymanpaşa’da eski Osmanlı evlerinden birini alıyorlar… Pırıl pırıl ahşap haliyle yeniliyorlar. İçerisi mis gibi çam kokuyor. Bir de çocukların cıvıltısı… 70 kadar gönüllü… Ta Brezilya’dan kalkıp gelip Türk çocuklarına bu desteği sağlayan Fibria’nın yöneticisinin yaptığı konuşma hayli duygusaldı… Keşke bizim sürekli müşteki, “ülkeyi terk etmekten” dem vuran yarı aydınlarımız duysalardı bu konuşmayı…
Lila Group bu tür öğrenim birimlerini fabrikalarının da bulunduğu Çorlu’da açmaya hazır… Milli Eğitim’in desteği garanti… Belediye başkanları da ellerini taşın altına koyacakları sözünü verdiler… Bundan sonrası gelir artık…
Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan davet etmişlerdi. Araştırma ve Eğitim Genel Müdürlüğü’nden. Bir konuşma yapmam istenmişti. III. Milli Kültür Şurasında hasbelkader başkanlığını üstlendiğim grup çalışmasında ele alınmış olan konunun biraz açılması istenmişti: “Kültür Ekonomisi ve Yönetimi.”
Araştırma ve Eğitim Genel Müdürü Okan İbiş, Yardımcısı Yusuf Şahin, Stratejik Planlama Daire Başkanı Hakan Tanrıöver, çok başarılı bir organizasyona imza atıyorlar. Bu tür konferanslar dizisi ile Milli Kütüphane Konferans Salonu’nda üst düzey bürokratlara Milli Kültür Politikasını çeşitli boyutlarıyla anlatılmasını sağlıyorlar. Salonda 200’ün üzerinde katılımcı vardı. Gözlerini kırpmadan dinlediler.
Konuşmanın ekseni Milli Kültür – Popüler Kültür – Kamu Diplomasisi üzerine kuruluydu.
Yumuşak Güç’ten (soft power) söz ettik. Milli Kültürün popüler kültürü, özellikle de pop klasiklerini sarmalaması gerektiğinden dem vurduk.
Türkiye’de yasal mevzuatın kültür ihracını nasıl engellediğini anlattık. Türkiye’nin kültür ekonomisi konusunda büyük potansiyele sahip olmasına rağmen neden bu kadar gerilerde kaldığına değindik. Bol bol film ve fotoğraf gösterdik.
III. Milli Kültür Şurası’nda ortaya atılan fikirlerin Bakanlığın bildirimiyle bizzat Cumhurbaşkanı tarafından takip edildiğini öğrendik ve gelecek için bir kez daha umutlandık.
Bakanlığın kültür işlerini bundan böyle de yakından izlemeyi bir görev bileceğiz.
TEGV, Lila Group, Milli Eğitim ve Belediyeler birlik olunca…
Tam da Dünya Çocuk Hakları Günü’ydü… TEGV Tekirdağ Fibria Öğrenim Birimi'nin hizmete alınış etkinliği için Tekirdağ’a gidiyorduk. Çok yönlü ve yanlı bir toplumsal sorumluluk etkinliğiydi… Bir kere Milli Eğitim Bakanlığı vardı işin içinde... Sayın Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Mahmut Özer iki genel müdüründen etkinliğe katılımlarını rica etmişti. Dr. Cem Gençoğlu ve Cevdet Vural Beyler ile orada tanıştık…
Sonra ülkemizin eğitim alanında öncü STK’larından Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı (TEGV) ve Cengiz Solakoğlu vardı olayı sürükleyen… Üç Belediye’nin başkanı olayı sahiplenmişler ve ileriye taşımayı taahhüt ettiklerini bildirmişlerdi: Tekirdağ Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Albayrak, Süleymanpaşa Belediye Başkanı Ekrem Eşkinat ve Çorlu Belediye Başkanı Ahmet Sarıkurt…
Peki olayın ekseninde bulunan kurumlar hangisiydi?
İki kurum vardı tüm süreci finanse eden ve destekleyen: Maylo ve Sofia gibi markalarıyla bilinen Türkiye’nin ilk üç temizlik kâğıtları üreticisinden biri olan ve sektörünün önde gelen ihracatçısı, yüzde yüz yerli sermayeli Lila Group ve onun hammadde aldığı Brezilyalı çözüm ortağı Fibria…
Fikir Lila Group’un sahibi Öğücü ailesinden çıkıyor. Cengiz Bey’le de mutabık kalıp konuyu Fibria’ya açıyorlar ve Solakoğlu’nun deyişiyle “Milli Eğitime destek sokağa alternatif” olan TEGV Tekirdağ Fibria Öğrenim Birimi hayata geçiyor…
Süleymanpaşa’da eski Osmanlı evlerinden birini alıyorlar… Pırıl pırıl ahşap haliyle yeniliyorlar. İçerisi mis gibi çam kokuyor. Bir de çocukların cıvıltısı… 70 kadar gönüllü… Ta Brezilya’dan kalkıp gelip Türk çocuklarına bu desteği sağlayan Fibria’nın yöneticisinin yaptığı konuşma hayli duygusaldı… Keşke bizim sürekli müşteki, “ülkeyi terk etmekten” dem vuran yarı aydınlarımız duysalardı bu konuşmayı…
Lila Group bu tür öğrenim birimlerini fabrikalarının da bulunduğu Çorlu’da açmaya hazır… Milli Eğitim’in desteği garanti… Belediye başkanları da ellerini taşın altına koyacakları sözünü verdiler… Bundan sonrası gelir artık…