Millî bağımsızlığın bedeli…
04 Ocak 2022 - Yeni Şafak
Yılbaşında Türkiye’deki enerji fiyatlarına zam yapıldı. Cumhurbaşkanı’nın 10 Kasım’daki açıklamasına göre; ülkemizde 2021 yılında devlet tarafından, doğalgaza 50 milyar lira, elektriğe 17 milyar lira, akaryakıta 60 milyar liralık destekleme (sübvansiyon) yapılmış. Yani toplam 127 milyar lira…
Daha önce bütün Avrupa ülkeleri arasında doğalgazda en ucuz ülkeydik. Zamlardan sonra da yine en ucuz ülkeyiz. Elektrikte ise yine bütün Avrupa ülkeleri arasında en ucuz 2. ülkeydik; zamlardan sonra da en ucuz 3. ülke olduk.
Konut Doğal Gaz Fiyatları (€/m3)
31 Aralık 2021 Euro kuruna göre hesaplanmış olup, 1 Euro 15,06 TL alınmıştır.
31 Aralık 2021 Euro kuruna göre hesaplanmış olup, 1 Euro 15,06 TL alınmıştır.
Daha önce bütün Avrupa ülkeleri arasında doğalgazda en ucuz ülkeydik. Zamlardan sonra da yine en ucuz ülkeyiz. Elektrikte ise yine bütün Avrupa ülkeleri arasında en ucuz 2. ülkeydik; zamlardan sonra da en ucuz 3. ülke olduk.
Konut Doğal Gaz Fiyatları (€/m3)
31 Aralık 2021 Euro kuruna göre hesaplanmış olup, 1 Euro 15,06 TL alınmıştır.
31 Aralık 2021 Euro kuruna göre hesaplanmış olup, 1 Euro 15,06 TL alınmıştır.
Bu arada yıllık enflasyon yüzde 36,08 olarak açıklandı. Devlet, az gelirli vatandaşını, memur ve işçilerini mağdur etmemek için çırpınıyor…
Pandemi koşulları nedeniyle ham madde fiyatlarında yaşanan artışlar enerji maliyetlerine de yansıdı. Dünya spot piyasalarında elektrik üretiminde kullanılan kömür fiyatlarında 5 kat, doğal gaz fiyatlarında ise 10 katlık artışlar oldu.
Bu konuyu daha çok tartışacağız. Şimdilik “Millî bağımsızlığın bir bedeli var” demekle yetinelim…
Maske, asıl sen kimsin?
Fox TV’de yayınlanmaya başlanan “Maske Kimsin Sen?” adlı yarışma programı izleyicide tepki uyandırmış…
Radyo ve Televizyon Üst Kurulu Başkan Yardımcısı İbrahim Uslu da 2 Ocak günü Twitter hesabından “RTÜK işlem başlatacak mı?” diye soran bir kullanıcıya cevap vermiş: "Evet ilgili program özellikle çocukların korunması özelinde ilgili kanalın denetiminden sorumlu uzman arkadaşlarımız tarafından titizlikle yarın incelemeye alınacaktır."
Bizce konu bir tweet ile geçiştirilmemeli… Birkaç açıdan ele almakta yarar var… Hem bu içeriğin hazırlanmasındaki hem de mevcut itirazın oluşmasındaki nedenleri anlamadan hüküm cümleleri kurmayalım…
Ülkemizde, sembolik olarak “Nişantaşı, Etiler, Bağdat Caddesi üçgeninde yaşadıkları” iddia edilen bir kesim var… Bunların ezici kısmı, Hristiyan Batı’nın ‘kültür ve değerleri’ni benimsemişlerdir… Karşılaştıklarında hiç de yabancılık çekmezler… Noel’i, Cadılar Bayramını, Aziz Valentine Gününü (Sevgililer Günü) kutlar, kendi ülkesinin insanlarıyla ve onların inançlarıyla aralarına ise epeyce mesafe koyarlar…
Tartışmaya neden olan yarışma programında kullanılan kara büyü, cadılık, kahinlik, falcılık, simya vb. din ve bilim dışı dünyayı anlama ve ona hükmetme yolu olarak ifade edilen ‘okültist’ unsurlarla bezeli ‘şeytani popüler kültür numaraları’ bu ‘üçgen’ içinde yaşayanlara uygundur… Arama motoruna “cadı kıyafeti” yazın, bakın karşınıza kaç tane mağaza, kaç çeşit ürün çıkacak… Ancak, yukarıda bahsettiğimiz ‘üçgen’ ve benzerlerinin sayısı, uzmanların tahminlerine göre 150-200 bin aileyi geçmemektedir.
Hristiyan Batı’da ‘iş yapmış’ yarışma programlarının ithal edilip kullanılması çok eski bir numaradır… Yerli format neredeyse yok denecek kadar azdır. Ancak bunların içinde bizim kültür ve değerlerimize ters düşmeyenler de vardır… Onlar kamu vicdanını rahatsız etmedikleri için izlenirler…
Sorular, dekor, kostümler, hatta jüri üyeleri ve sunucunun ‘tepkileri’ de genellikle ‘yerlidir’… “Maske Kimsin Sen?” için bizim kültürümüzden örnekler, Hacivat-Karagöz, Kel Oğlan, Zümrüdü Anka kuşu vb. kostümler abartılmadan kullanılsaydı belki de bu kadar büyük bir rahatsızlık oluşmayacaktı…
Programın başında ‘Genel İzleyici’ ibaresi var. Zaten sunucu da iki de bir “Hanımefendiler, Beyefendiler ve Çocuklar” diyerek hedef kitlesinin kimlerden oluştuğunu ifade ediyor… O zaman orta çağ karanlığının kâbus figürlerinin burada işi ne? Bu koşullar altında, karanlık ve korkutucu figürler kullanıldığı zaman, çocukların zihinlerinin ‘kötü amaçlarla’ hedeflendiği algısı geçerlilik kazanıyor.
RTÜK’ün girişimi ve çocukları koruma altına almaya çalışması hem Yasa hem de toplumsal sorumluluk gereği son derece yerindedir. Ancak olay çok daha az gürültüyle çözülebilseydi, insanların ilgi odağı hâline getirilmesi de engellenmiş olurdu.
Öte yandan, yerli ve millî, bizden, kültür ve değerlerimizle şekillenmiş programlar, filmler, diziler uzun ömürlü olmakta, ecnebi, özümüze yabancı işler ise millî irade ve halk geneli tarafından kısa sürede sökülüp atılmaktadır…
Halkımıza güvenmek ve panik yapmamak, değerlerimize karşı bu ‘maskeli’ girişimin etkisini kısa sürede yitireceğine inanmak gerekir…
Pandemi koşulları nedeniyle ham madde fiyatlarında yaşanan artışlar enerji maliyetlerine de yansıdı. Dünya spot piyasalarında elektrik üretiminde kullanılan kömür fiyatlarında 5 kat, doğal gaz fiyatlarında ise 10 katlık artışlar oldu.
Bu konuyu daha çok tartışacağız. Şimdilik “Millî bağımsızlığın bir bedeli var” demekle yetinelim…
Maske, asıl sen kimsin?
Fox TV’de yayınlanmaya başlanan “Maske Kimsin Sen?” adlı yarışma programı izleyicide tepki uyandırmış…
Radyo ve Televizyon Üst Kurulu Başkan Yardımcısı İbrahim Uslu da 2 Ocak günü Twitter hesabından “RTÜK işlem başlatacak mı?” diye soran bir kullanıcıya cevap vermiş: "Evet ilgili program özellikle çocukların korunması özelinde ilgili kanalın denetiminden sorumlu uzman arkadaşlarımız tarafından titizlikle yarın incelemeye alınacaktır."
Bizce konu bir tweet ile geçiştirilmemeli… Birkaç açıdan ele almakta yarar var… Hem bu içeriğin hazırlanmasındaki hem de mevcut itirazın oluşmasındaki nedenleri anlamadan hüküm cümleleri kurmayalım…
Ülkemizde, sembolik olarak “Nişantaşı, Etiler, Bağdat Caddesi üçgeninde yaşadıkları” iddia edilen bir kesim var… Bunların ezici kısmı, Hristiyan Batı’nın ‘kültür ve değerleri’ni benimsemişlerdir… Karşılaştıklarında hiç de yabancılık çekmezler… Noel’i, Cadılar Bayramını, Aziz Valentine Gününü (Sevgililer Günü) kutlar, kendi ülkesinin insanlarıyla ve onların inançlarıyla aralarına ise epeyce mesafe koyarlar…
Tartışmaya neden olan yarışma programında kullanılan kara büyü, cadılık, kahinlik, falcılık, simya vb. din ve bilim dışı dünyayı anlama ve ona hükmetme yolu olarak ifade edilen ‘okültist’ unsurlarla bezeli ‘şeytani popüler kültür numaraları’ bu ‘üçgen’ içinde yaşayanlara uygundur… Arama motoruna “cadı kıyafeti” yazın, bakın karşınıza kaç tane mağaza, kaç çeşit ürün çıkacak… Ancak, yukarıda bahsettiğimiz ‘üçgen’ ve benzerlerinin sayısı, uzmanların tahminlerine göre 150-200 bin aileyi geçmemektedir.
Hristiyan Batı’da ‘iş yapmış’ yarışma programlarının ithal edilip kullanılması çok eski bir numaradır… Yerli format neredeyse yok denecek kadar azdır. Ancak bunların içinde bizim kültür ve değerlerimize ters düşmeyenler de vardır… Onlar kamu vicdanını rahatsız etmedikleri için izlenirler…
Sorular, dekor, kostümler, hatta jüri üyeleri ve sunucunun ‘tepkileri’ de genellikle ‘yerlidir’… “Maske Kimsin Sen?” için bizim kültürümüzden örnekler, Hacivat-Karagöz, Kel Oğlan, Zümrüdü Anka kuşu vb. kostümler abartılmadan kullanılsaydı belki de bu kadar büyük bir rahatsızlık oluşmayacaktı…
Programın başında ‘Genel İzleyici’ ibaresi var. Zaten sunucu da iki de bir “Hanımefendiler, Beyefendiler ve Çocuklar” diyerek hedef kitlesinin kimlerden oluştuğunu ifade ediyor… O zaman orta çağ karanlığının kâbus figürlerinin burada işi ne? Bu koşullar altında, karanlık ve korkutucu figürler kullanıldığı zaman, çocukların zihinlerinin ‘kötü amaçlarla’ hedeflendiği algısı geçerlilik kazanıyor.
RTÜK’ün girişimi ve çocukları koruma altına almaya çalışması hem Yasa hem de toplumsal sorumluluk gereği son derece yerindedir. Ancak olay çok daha az gürültüyle çözülebilseydi, insanların ilgi odağı hâline getirilmesi de engellenmiş olurdu.
Öte yandan, yerli ve millî, bizden, kültür ve değerlerimizle şekillenmiş programlar, filmler, diziler uzun ömürlü olmakta, ecnebi, özümüze yabancı işler ise millî irade ve halk geneli tarafından kısa sürede sökülüp atılmaktadır…
Halkımıza güvenmek ve panik yapmamak, değerlerimize karşı bu ‘maskeli’ girişimin etkisini kısa sürede yitireceğine inanmak gerekir…