Ali Saydam
  • TV Programları
  • Basından
  • Hayatımı Zenginleştirenler
  • Yazılarım
    • Yeni Şafak Gazetesi
    • Marketing Türkiye
    • Z Raporu / Derin Ekonomi
    • TIMREPORT
    • Sabah Gazetesi
    • Akşam Gazetesi
    • Akşam Kitap Eki
    • Diğer
  • Kitaplarım
    • Algılama Yönetimi
    • Eş ve Müşteri Nasıl Kaybedilir?
    • İktidar Yalnızlıktır
    • Vazgeçmek Özgürlüktür
    • Perception Management
    • How to Lose Wives and Clients
    • Wahrnehmungs Management
  • Biyografi
  • Galeri
    • Video Galeri
  • İletişim

Millî bağımsızlık politikasından uluslararası güce

08 Ekim 2022 - Yeni şafak 
​

​Cumhurbaşkanı Erdoğan önceki gün Avrupa Siyasi Topluluğu’nun Prag’ta düzenlenen Zirvesi’ndeydi…
Bir bile değil, yarım adım geriye gidip tüm Zirve’ye hâkim olacak bir açıyla gözlemlendiğinde ortaya çıkan tablo açık: Türkiye, Avrupa için kilit konumda… Cumhurbaşkanı Erdoğan ise uluslararası diplomaside çözümün baş aktörlerinden…
Peki Türkiye’nin Rusya-Ukrayna sorununun çözümünde ‘vazgeçilmez’ oluşunu, Haziran ayında Madrid’de düzenlenen NATO Zirvesi’nden ‘damga vuran’ üçlü muhtıra ile ayrılabilmesini, Azerbaycan-Ermenistan meselesinde deyim yerindeyse ‘gözünün içine bakılmasını’, Balkan ülkeleri, Afrika ülkeleri, Türk devletleri ile kurduğu olumlu ve lehimize ilişkileri nasıl, neyle açıklayabiliriz?...
İlmek ilmek örülen, “Bölgesinde lider, dünyada söz sahibi Türkiye” konumu nasıl kazanıldı?
Kısa açıklaması şu: Batı’nın ya da diğer güç odaklarının çıkarlarının merkeze alındığı anlayıştan hızla uzaklaşıldı. Türkiye’nin çıkarlarının öncelendi. Uluslararası hukuktan doğan haklardan geri adım atılan tavır reddedildi, onlara sıkı sıkıya bağlı hareket edildi. Diğer ülkelerin de bu yoldan sapmaması için gerekli mekanizmalar defaatle devreye sokuldu.
Tabii bunlar yalnızca lafla olacak işler değil… Söz konusu dirayetin gösterilebilmesi için altyapı hazırlanmalıydı… Millî Enerji ve Maden Politikası bu zeminin çimentosu oldu…
Öte yandan millî savunma sanayine verilen ehemmiyet, bunun sonuçlarından yalnızca biri olan ve dünyaya ihraç edilen SİHA’lar, “Tarihin Sonu” teziyle tanınan Amerikalı siyaset bilimci Francis Fukuyama’nın ifadesiyle, “Türkiye’nin bölgesel bir güç olarak yükselmesine önemli katkı yaptı”…
Tüm bunların arkasında bir felsefe yatıyor ve o da ‘millî bağımsızlık’ stratejisi olarak omurgayı oluşturuyor…
Türkiye, varoluş nedenini işte bu kavram etrafında şekillendirdi; kemikleştirdi… Tüm aksiyonlarını da bu omurgaya göre biçimlendirdi… Yıllardır söylenen ama bir türlü yararlanılamadığı için efsaneymiş gibi duyulan “Türkiye’nin jeopolitik konumunun değeri”, “Yer altı zenginlikleri” gibi ifadeler ilk kez dünya politikasında karşılığını bu sayede buluyor…
Kimse size hakkınızı altın tepside sunmuyor, somut gerçeklere dayanan vizyon ve strateji üzerine inşa ettiğiniz istikrarlı politikalar, çok kısaca millî bağımsızlıktaki ısrar, bu yolun taşlarını ördü… Sayın Cumhurbaşkanı’nın bundan sonrası için “Türkiye Yüzyılı” demesi de belki böylece daha iyi anlaşılır… Ülkemizin ve milletimizin ayağına taş değmesin… 
 
Gözümüze takılanlar…
  • Salı günkü yazımızda Domestos’un İstanbul’daki okullarda uyguladığı “Okul hijyen hareketi”nden bahsetmiş, bu çok iyi düşünülmüş projeyle ilgili bazı bilgilerin iletişiminin yapılmamasının eksikliğinden dem vurmuştuk. Domestos’un iletişim ajansı Sobraz’dan Reyhan Doğan hemen bizimle irtibata geçti, boşlukları doldurdu. Projeyle, 350 okulun sürdürülebilir hijyen için ihtiyaç duyduğu ürün ve ekipmanlar ücretsiz temin ediliyormuş. “Okulum Temiz” belgesi de Millî Eğitim Bakanlığı Destek Hizmetleri Genel Müdürlüğü İş Sağlığı ve Güvenliği Daire Başkanlığı tarafından veriliyormuş. İletişim interaktif bir süreçtir; Domestos’u ve Reyhan Hanım’ı bunu layıkıyla yerine getirdikleri için kutlarız.
  • Dijital altyapı firması Equinix, dünya çapında teknoloji alanından 2900’den fazla ‘karar verici’ ile görüşerek “2022 Küresel Teknoloji Trendleri Araştırması”nı hazırlamış. Z Raporu dergisinin Ekim sayısında ayrıntılarıyla ele aldığımız araştırmaya göre; küresel büyüme, dijitale yapılan önemli yatırımlarla destekleniyormuş. İşletmelerin neredeyse yarısı bulut üzerinden sanal olarak yeni pazarlara açılıyormuş. Equinix Türkiye Genel Müdürü Aslıhan Güreşcier şöyle demiş: “Türkiye genelindeki şirketlerin pandemi sırasında yaptığı teknolojik değişiklikler büyük ölçüde kalıcı. Ülkemizdeki şirketlerin yüzde 84’ü hem yerel hem de uluslararası büyüme planlarında istikrarlı bir şekilde ilerliyor. Türkiye’de 5G ağ altyapısı, kişisel veri ve gizlilik hakları ile gerçek zamanlı uygulamalar, kuruluşların üç yıllık teknoloji stratejilerinin en önemli parçaları olarak öne çıkıyor.” (Oğuzhan Fidan, Bersay İletişim)
  • “Yan geleyim, evden çalışayım” isteyenler için önemli bir haber gözümüze takıldı… Risk, emeklilik ve sağlık konularında hizmet sunan Aon, “Wellbeing Uygulamaları, Yan Hak Trendleri ve Ofise Dönüş Anketi”nin sonuçlarını açıklamış. Araştırmaya, finanstan sağlık hizmetlerine, imalat sanayiden tüketim ürünlerine kadar 16’dan fazla sektörden, yüzde 20’si lokal, yüzde 80’i küresel 94 şirket katılmış. Buna göre; KOVID-19 sonrasında ‘ofise dönüş’ planlarını tamamlayan şirketlerin yüzde 83’ü çalışma düzenlerinde değişiklik yaptıklarını belirtmiş. ‘Tamamen evden çalışmayı’ benimseyen şirketlerin oranı ise yalnızca yüzde 3 ile sınırlı kalmış. Yüzde 46’sı, ofis dışındayken aynı ilden çalışmayı şart koşmuş. (Sigortacı gazetesi)
www.alisaydam.com - 2014