Muhalefet Çin balonu uçuruyor
08 Aralık 2020 - Yeni Şafak
Bazı işler kelimenin tam anlamıyla ‘gönül’ işidir… Hükümet etmek mesela… Onlar için hayatın olağan akışı diye bir durum söz konusu bile değil… Her an tetikte, bir değil, beş sonraki adımı planlayarak ve bir milletin sorumluluğunu taşıyarak çalışıyorlar. Öyle de olmalı zaten…
Bir de olağandışı durumlar, koronavirüs pandemisi gibi kriz dönemleri var. Sosyologlardan tıp insanlarına kadar pek çok kesimin “Bu bir savaş, bir seferberlik dönemi” diyeceği kadar ciddi… İnsan hayatı, can sağlığı bir yanda, ekonomik sürdürülebilirlik diğer yanda…
Böyle, savaş benzeri, dönemlerde sorumluluk sahibi olanlar kılı kırk yararak hayatın pek çok alanını dengede tutmak için çalışırken geride kalanlara tek bir görev düşüyor: Gölge etmemek, çelme takmamak…
Bazı işler “gönül işidir” dedik ya ülkemizdeki muhalefetin tutumuna bakınca ‘yürek sancısı’ hissetmemek kolay değil…
Yine müthiş senaryolarla karşımızdalar… Uydurma haberler ve iftira içeren açıklamalarla çelme takma girişimindeler… İki farklı konuda bu yollara başvurmuşlar ama bir tesadüf sonucu ikisi de dönüp dolaşıp Çin’e bağlanmış… İşte muhalefetin iki balonu:
İlki, koronavirüse karşı üretilen Çin aşısıyla ilgili… Bildiğiniz gibi önümüzdeki Cuma gününden sonra ülkemizde başlayacak aşı çalışması için Çin ile 50 milyon dozluk anlaşma yapıldı… CHP’nin üst yönetimi bile bu kez itiraz edemedi, suyu bulandırmaya çalışmadı. Fakat eski alışkanlıklarını kolay terk edemeyenler de var. İtiraz etmek için iftira atmayı refleks hâline getirmiş bu bazıları, siyasi rant uğruna başladılar atıp tutmaya: “Neden İngiltere’nin aşısını almıyoruz”, “ABD aşısı daha güvenli”… DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan da bu koroya katılmış, “Hükümetin önerdiği aşıya güvenmekte zorluk çekerim” diye açıklama yapıyor.
Hepsine soralım: Hangi bilgiye, bilimsel açıklamaya dayanarak halkın sağlığıyla oynamaya cesaret ediyorsunuz?
Oysa Bilim Kurulu üyeleri gibi Sağlık Bakanı Sayın Fahrettin Koca da açıkladı: “En güvenilir olan geleneksel yöntemle geliştirilen inaktif aşı türü. Bu, üretimi kolay olmayan, maliyeti yüksek bir aşıdır. İnaktif aşılar, farklı hastalıklar için uzun yıllardır ülkemizde uygulanmakta olan ve uzun dönem güvenlilikleri bilinen aşılardır. Diğer aşı, yani mRNA aşısı genetik yoldan etki eden ve daha kısa sürede üretilebilen bir aşıdır. İnsanlarda yeni uygulanan bir teknolojiyle hazırlanmaktadır. Çalışmalarda kısa dönem sonuçları başarılı olmuştur, orta ve uzun vadede sonuçları bilinmemektedir. Yurt dışından inaktif aşıyı özellikle tercih ettik.”
Hükümet, diğer ülkelerin aşılarından çok daha maliyetli olmasına rağmen bilimsel çalışmalara dayanmış ve güvenilirliği ön plana almıştır. Gözleri Batı’nın aşkıyla kör olmadığı için de uzun vadeli sonuçları öngörülebilir olana yani Çin aşısına yönelerek onlarla anlaşma yapmışlar. Bu kadar basit bir gerçeği çarpıtarak insan hayatını siyasi malzeme yapmaya çalışanları halk da tarih de affetmez.
İkinci Çin balonu da ulaştırma alanından… Bildiğiniz gibi Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı karayolları gibi demiryolları alanında da ciddi yatırımlar ve atılımlar yapıyor. Muazzam işler başarıldı. Bunlardan biri, Marmaray’ı kullanarak Çerkezköy’den Çin’e trenle ulaşılması… Bu kapsamda yola çıkan ilk ihracat trenimizi Bakan Adil Karaismailoğlu Cuma günü uğurladı.
Anadolu ve Asya’yı geçen kesintisiz demiryolu bağlantısı, ülkemizin bölgesindeki lider konumu, lojistik gücü, ticari ve siyasi ilişkileri bakımından baş tacı yapılacak bir yatırım değilse nedir?!
Ne yazık ki başarılarımızı taşlamak konusunda dışarıdan düşmana ihtiyaç yok! İçeridekiler de ellerinden geleni ardlarına koymuyorlar… Birleşik Taşımacılık Çalışanları Sendikası “Çin’e yollanan bir ihracat treni yok” diye açıklama yapmış… Tabii bazı web siteleri de bu açıklamanın üstüne atlamış…
Sözün bittiği yerdeyiz…
Ülkemizde devasa yatırımlar yapılarak hizmete sunuluyor, açılışı, başlangıç vuruşu Bakan tarafından yapılıyor… Buna karşılık muhalif bazı kesimlerden gelen reaksiyon, iftiranın daniskası…
Bakanlık, “İddialar asılsızdır… Trenimiz sırasıyla İzmit (Köseköy), Bilecik, Eskişehir, Ankara Kayseri’ye ulaşmıştır… Yolculuğun planlandığı gibi 12 günde tamamlanması beklenmektedir” diye açıklama yayınlıyor. Bu kez de “Tamam ama siz de yeterince şeffaf değilsiniz” deyiveriyorlar. Soruyoruz; daha ne kadar şeffaf olunabilirdi?!
Bazen idrak yolları iltihabından mustarip ne desen anlamayan kimselerle karşılaşıyoruz. Ancak bu yaşadığımızın idrakla, itiraz ya da muhalefet etmekle, eleştirmekle ilgisi yok. Bu düpedüz sahtekârlık, basbayağı kötü niyet.
O nedenle hükümet etmek yürek kadar gönül genişliği de istiyor. İşleri hakikaten zor, Allah kolaylık versin…
Bir de olağandışı durumlar, koronavirüs pandemisi gibi kriz dönemleri var. Sosyologlardan tıp insanlarına kadar pek çok kesimin “Bu bir savaş, bir seferberlik dönemi” diyeceği kadar ciddi… İnsan hayatı, can sağlığı bir yanda, ekonomik sürdürülebilirlik diğer yanda…
Böyle, savaş benzeri, dönemlerde sorumluluk sahibi olanlar kılı kırk yararak hayatın pek çok alanını dengede tutmak için çalışırken geride kalanlara tek bir görev düşüyor: Gölge etmemek, çelme takmamak…
Bazı işler “gönül işidir” dedik ya ülkemizdeki muhalefetin tutumuna bakınca ‘yürek sancısı’ hissetmemek kolay değil…
Yine müthiş senaryolarla karşımızdalar… Uydurma haberler ve iftira içeren açıklamalarla çelme takma girişimindeler… İki farklı konuda bu yollara başvurmuşlar ama bir tesadüf sonucu ikisi de dönüp dolaşıp Çin’e bağlanmış… İşte muhalefetin iki balonu:
İlki, koronavirüse karşı üretilen Çin aşısıyla ilgili… Bildiğiniz gibi önümüzdeki Cuma gününden sonra ülkemizde başlayacak aşı çalışması için Çin ile 50 milyon dozluk anlaşma yapıldı… CHP’nin üst yönetimi bile bu kez itiraz edemedi, suyu bulandırmaya çalışmadı. Fakat eski alışkanlıklarını kolay terk edemeyenler de var. İtiraz etmek için iftira atmayı refleks hâline getirmiş bu bazıları, siyasi rant uğruna başladılar atıp tutmaya: “Neden İngiltere’nin aşısını almıyoruz”, “ABD aşısı daha güvenli”… DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan da bu koroya katılmış, “Hükümetin önerdiği aşıya güvenmekte zorluk çekerim” diye açıklama yapıyor.
Hepsine soralım: Hangi bilgiye, bilimsel açıklamaya dayanarak halkın sağlığıyla oynamaya cesaret ediyorsunuz?
Oysa Bilim Kurulu üyeleri gibi Sağlık Bakanı Sayın Fahrettin Koca da açıkladı: “En güvenilir olan geleneksel yöntemle geliştirilen inaktif aşı türü. Bu, üretimi kolay olmayan, maliyeti yüksek bir aşıdır. İnaktif aşılar, farklı hastalıklar için uzun yıllardır ülkemizde uygulanmakta olan ve uzun dönem güvenlilikleri bilinen aşılardır. Diğer aşı, yani mRNA aşısı genetik yoldan etki eden ve daha kısa sürede üretilebilen bir aşıdır. İnsanlarda yeni uygulanan bir teknolojiyle hazırlanmaktadır. Çalışmalarda kısa dönem sonuçları başarılı olmuştur, orta ve uzun vadede sonuçları bilinmemektedir. Yurt dışından inaktif aşıyı özellikle tercih ettik.”
Hükümet, diğer ülkelerin aşılarından çok daha maliyetli olmasına rağmen bilimsel çalışmalara dayanmış ve güvenilirliği ön plana almıştır. Gözleri Batı’nın aşkıyla kör olmadığı için de uzun vadeli sonuçları öngörülebilir olana yani Çin aşısına yönelerek onlarla anlaşma yapmışlar. Bu kadar basit bir gerçeği çarpıtarak insan hayatını siyasi malzeme yapmaya çalışanları halk da tarih de affetmez.
İkinci Çin balonu da ulaştırma alanından… Bildiğiniz gibi Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı karayolları gibi demiryolları alanında da ciddi yatırımlar ve atılımlar yapıyor. Muazzam işler başarıldı. Bunlardan biri, Marmaray’ı kullanarak Çerkezköy’den Çin’e trenle ulaşılması… Bu kapsamda yola çıkan ilk ihracat trenimizi Bakan Adil Karaismailoğlu Cuma günü uğurladı.
Anadolu ve Asya’yı geçen kesintisiz demiryolu bağlantısı, ülkemizin bölgesindeki lider konumu, lojistik gücü, ticari ve siyasi ilişkileri bakımından baş tacı yapılacak bir yatırım değilse nedir?!
Ne yazık ki başarılarımızı taşlamak konusunda dışarıdan düşmana ihtiyaç yok! İçeridekiler de ellerinden geleni ardlarına koymuyorlar… Birleşik Taşımacılık Çalışanları Sendikası “Çin’e yollanan bir ihracat treni yok” diye açıklama yapmış… Tabii bazı web siteleri de bu açıklamanın üstüne atlamış…
Sözün bittiği yerdeyiz…
Ülkemizde devasa yatırımlar yapılarak hizmete sunuluyor, açılışı, başlangıç vuruşu Bakan tarafından yapılıyor… Buna karşılık muhalif bazı kesimlerden gelen reaksiyon, iftiranın daniskası…
Bakanlık, “İddialar asılsızdır… Trenimiz sırasıyla İzmit (Köseköy), Bilecik, Eskişehir, Ankara Kayseri’ye ulaşmıştır… Yolculuğun planlandığı gibi 12 günde tamamlanması beklenmektedir” diye açıklama yayınlıyor. Bu kez de “Tamam ama siz de yeterince şeffaf değilsiniz” deyiveriyorlar. Soruyoruz; daha ne kadar şeffaf olunabilirdi?!
Bazen idrak yolları iltihabından mustarip ne desen anlamayan kimselerle karşılaşıyoruz. Ancak bu yaşadığımızın idrakla, itiraz ya da muhalefet etmekle, eleştirmekle ilgisi yok. Bu düpedüz sahtekârlık, basbayağı kötü niyet.
O nedenle hükümet etmek yürek kadar gönül genişliği de istiyor. İşleri hakikaten zor, Allah kolaylık versin…