Mükemmel bir Atatürk takvimi
12 Aralık 2008 Akşam Gazetesi
İlk duyduğumda, 'Amma müptezellik!' diye düşündüm... Atatürk de bu kadar da kullanılmazdı ki...
Sonra bilgi notuna baktım. Gelecek Takvimcilik'ten geliyordu. 2009 yılı konseptini şöyle özetlemişlerdi: 'Yılda bir gün değil 365 gün Atatürk!'...
Takvimi yakından izleyince bayıldım. Hayran oldum.
Sözü, Didar Kalkan'ın içtenlikle kaleme aldığı her halinden belli olan mektubuna bırakalım...
'365 GÜN Atatürk Takvimi'nin her sayfası, 'tarihten bir yaprak'tır... Mustafa Kemal Atatürk'ün, Kurtuluş Savaşı'nın ve Türkiye Cumhuriyeti'nin gün gün tarihini sunan dokümanter bir çalışmadır...
2008 yılı için hazırlanan '365 GÜN Atatürk' duvar takvimleri gördüğü yoğun ilgi nedeniyle 2009 yılı için masa üstü örneği ile birlikte hem içerik hem biçim olarak yenilenerek kitapçı ve kırtasiyeci raflarına çıktı.
Ülkemizde konulu takvim çalışmasının ilk örneklerinden biri olan '365 GÜN Atatürk' takvimleri, altı aya varan titiz bir çalışma sonucu yüzlerce kaynak ve 4.000'e yakın Atatürk fotoğrafı taranarak oluşturuldu.'
Mektupta en şirin bulduğum not da şu: '365 GÜN Atatürk Takvimi'nde 14 Şubat'ın işlevi, size o tarihin 'Sevgililer Günü' olduğunu bildirmekten ibaret değil. 14 Şubat 1921'de Mustafa Kemal'in Bozüyük'te savaş alanını gezmekte olduğunu da hatırlatıyor. Çünkü Birinci İnönü Savaşı kazanılmıştır, Türk ordusu, işgalciye karşı yeni bir hamleye hazırlanmaktadır...'
Market zincirlerinde ve büyük kitapçılarda satışa sunulan son derece ilginç Atatürk fotoğrafları içeren ve baskısı büyük bir özenle hazırlandığı hemen belli olan takvimin duvar tipi (Saatli Maarif Takvimi gibi olanı) 17,50; masa tipi ise 19,50 YTL'den satılıyormuş...
Biraz geç kalmasalarmış, pek çok şirket üstüne adını bastırıp yılbaşı armağanı olarak sosyal paydaşlarına yollayabilirmiş...
//c
Krize selam, Fikir Trophy'sine devam!..
'KRİZ var kardeşim, bu tür projeler şu sıra lüks!'...
Böyle dememiş Unilever ve IdeaTrophy'yi (Fikir Kupası da denebilirmiş), bu yıl 8'incisiyle sürdürme kararı almış... Mutlaka karşılığını göreceklerdir...
Üniversite öğrencilerinin gerçek iş yaşamına göz atmalarına destek olmayı hedefleyen Unilever'in fikir yarışmasına, bölüm farkı gözetmeksizin Türkiye'deki tüm üniversitelerin lisans ve yüksek lisans öğrencileri katılabiliyor...
www.unilever.ideatrophy.com adresine bir göz atmak yeterli. Birinci aşama için son tarih 29 Aralık 2008. Bu yıl katma değerli fikirler için konu olarak Cornetto seçilmiş... Üç kişilik takımlarla başvuru yapılabiliyor...
Yüzlerce takım finale kadar çeşitli aşamalardan geçiyor, sonunda önce 20 sonra 10 takım bir adım ileriye gitmeye hak kazanıyormuş. 10 takımı mart ayı içinde kampa alan Unilever, kamp süresince, yöneticileri ve profesyonel eğitmenleri vasıtasıyla ekipleri finale hazırlıyormuş. Kampın son günü 10 finalist takım projelerini Unilever Türkiye Yönetim Kurulu'na sunacak ve dereceye giren 3 takım belirlenecekmiş...
Verilen bilgi notunda aynen şöyle deniyor: 'Unilever, büyük ödül olarak yurtdışında benzersiz bir tecrübe sunuyor!' Bir bunu anlayamadım. Yani hangi benzersiz tecrübenin sunulacağını bildirmeme nedenlerini... Tabii bir de projelerin neden İngilizce olarak sunulması gerektiğini...
'Küresel şirket efendim!'...
Tamam... Ya 'think local act local' (yerel düşün yerel hareket et) ilkesi ne olacak?.. Lokal bir buluşçuyu, 'İngilizcem iyi değil' diye katılmaktan çekinirse, kaybetmek yazık olmaz mı? İngilizce meselesi nasılsa sonra hallolabilirdi.
Yine de süper bir halkla ilişkiler projesi. Herkesin kârlı çıkabileceği müthiş itibar iletişimi... Hele içinde bulunduğumuz koşullarda daha da anlamlı... Medyanın bu tür çalışmalara sonuna kadar destek vermesi gerekir. Unilever'i, İnsan Kaynaklarından Sorumlu Başkan Yardımcısı Cem Tarık Yüksel'i ve proje yöneticilerini yürekten kutluyorum...
İlk duyduğumda, 'Amma müptezellik!' diye düşündüm... Atatürk de bu kadar da kullanılmazdı ki...
Sonra bilgi notuna baktım. Gelecek Takvimcilik'ten geliyordu. 2009 yılı konseptini şöyle özetlemişlerdi: 'Yılda bir gün değil 365 gün Atatürk!'...
Takvimi yakından izleyince bayıldım. Hayran oldum.
Sözü, Didar Kalkan'ın içtenlikle kaleme aldığı her halinden belli olan mektubuna bırakalım...
'365 GÜN Atatürk Takvimi'nin her sayfası, 'tarihten bir yaprak'tır... Mustafa Kemal Atatürk'ün, Kurtuluş Savaşı'nın ve Türkiye Cumhuriyeti'nin gün gün tarihini sunan dokümanter bir çalışmadır...
2008 yılı için hazırlanan '365 GÜN Atatürk' duvar takvimleri gördüğü yoğun ilgi nedeniyle 2009 yılı için masa üstü örneği ile birlikte hem içerik hem biçim olarak yenilenerek kitapçı ve kırtasiyeci raflarına çıktı.
Ülkemizde konulu takvim çalışmasının ilk örneklerinden biri olan '365 GÜN Atatürk' takvimleri, altı aya varan titiz bir çalışma sonucu yüzlerce kaynak ve 4.000'e yakın Atatürk fotoğrafı taranarak oluşturuldu.'
Mektupta en şirin bulduğum not da şu: '365 GÜN Atatürk Takvimi'nde 14 Şubat'ın işlevi, size o tarihin 'Sevgililer Günü' olduğunu bildirmekten ibaret değil. 14 Şubat 1921'de Mustafa Kemal'in Bozüyük'te savaş alanını gezmekte olduğunu da hatırlatıyor. Çünkü Birinci İnönü Savaşı kazanılmıştır, Türk ordusu, işgalciye karşı yeni bir hamleye hazırlanmaktadır...'
Market zincirlerinde ve büyük kitapçılarda satışa sunulan son derece ilginç Atatürk fotoğrafları içeren ve baskısı büyük bir özenle hazırlandığı hemen belli olan takvimin duvar tipi (Saatli Maarif Takvimi gibi olanı) 17,50; masa tipi ise 19,50 YTL'den satılıyormuş...
Biraz geç kalmasalarmış, pek çok şirket üstüne adını bastırıp yılbaşı armağanı olarak sosyal paydaşlarına yollayabilirmiş...
//c
Krize selam, Fikir Trophy'sine devam!..
'KRİZ var kardeşim, bu tür projeler şu sıra lüks!'...
Böyle dememiş Unilever ve IdeaTrophy'yi (Fikir Kupası da denebilirmiş), bu yıl 8'incisiyle sürdürme kararı almış... Mutlaka karşılığını göreceklerdir...
Üniversite öğrencilerinin gerçek iş yaşamına göz atmalarına destek olmayı hedefleyen Unilever'in fikir yarışmasına, bölüm farkı gözetmeksizin Türkiye'deki tüm üniversitelerin lisans ve yüksek lisans öğrencileri katılabiliyor...
www.unilever.ideatrophy.com adresine bir göz atmak yeterli. Birinci aşama için son tarih 29 Aralık 2008. Bu yıl katma değerli fikirler için konu olarak Cornetto seçilmiş... Üç kişilik takımlarla başvuru yapılabiliyor...
Yüzlerce takım finale kadar çeşitli aşamalardan geçiyor, sonunda önce 20 sonra 10 takım bir adım ileriye gitmeye hak kazanıyormuş. 10 takımı mart ayı içinde kampa alan Unilever, kamp süresince, yöneticileri ve profesyonel eğitmenleri vasıtasıyla ekipleri finale hazırlıyormuş. Kampın son günü 10 finalist takım projelerini Unilever Türkiye Yönetim Kurulu'na sunacak ve dereceye giren 3 takım belirlenecekmiş...
Verilen bilgi notunda aynen şöyle deniyor: 'Unilever, büyük ödül olarak yurtdışında benzersiz bir tecrübe sunuyor!' Bir bunu anlayamadım. Yani hangi benzersiz tecrübenin sunulacağını bildirmeme nedenlerini... Tabii bir de projelerin neden İngilizce olarak sunulması gerektiğini...
'Küresel şirket efendim!'...
Tamam... Ya 'think local act local' (yerel düşün yerel hareket et) ilkesi ne olacak?.. Lokal bir buluşçuyu, 'İngilizcem iyi değil' diye katılmaktan çekinirse, kaybetmek yazık olmaz mı? İngilizce meselesi nasılsa sonra hallolabilirdi.
Yine de süper bir halkla ilişkiler projesi. Herkesin kârlı çıkabileceği müthiş itibar iletişimi... Hele içinde bulunduğumuz koşullarda daha da anlamlı... Medyanın bu tür çalışmalara sonuna kadar destek vermesi gerekir. Unilever'i, İnsan Kaynaklarından Sorumlu Başkan Yardımcısı Cem Tarık Yüksel'i ve proje yöneticilerini yürekten kutluyorum...