Müşteri yönetiminde aslolan niyettir
05 EYLÜL 2007
Bizim yazıları zaman zaman da olsa izleyenler fark etmişlerdir. En az üç dört yıldır ‘müşteri deneyimi yönetimi’ diye bir kavramdan söz ediyorum. Pazarlama ve pazarlama iletişiminde yeni ufuklar açan bu yaklaşım ve onun arkasındaki kuram, başta siyasi iletişim olmak üzere tüm ilişki ve iletişim hedefleri için mükemmel çalışıyor. Ikea’nın Norveç’teki mağazasının yatak satışlarına getirdiği yenilik ve Türkiye’den bazı firmaların benzer uygulamaları hatırlardadır. Müşteriye bir gece ve uygun bir süre yatakları deneme fırsatı veriyorlardı.
Farklılık yaratmak ve rekabet avantajı sağlamak adına başvurulan bu çalışma türüne Türkiye’den iki örnek daha verelim. Biri Garanti Emeklilik’ten. Müşterilerine yaş günlerinde doğdukları yıl ve gün yayınlanmış olan gazetenin birinci sayfasının küçültülmüş fotokopisini armağan ediyorlarmış. Tabii ki bilgisayar ortamında otomatiğe bağlanmıştır, ancak önemli değil. Müşterinin kendisini nasıl hissettiği önemli.
Kendisine bu mektuplardan biri gelen bir yakınım, benden Genel Müdür’ün mail adresini istedi. “Neden?” diye sordum. “Teşekkür edeceğim!” cevabını verdi. “Onu sana Genel Müdür yollamıyor ki, bilgisayar yolluyor. Ona teşekkür et!” dedim. “Önemli değil; akıl eden kim sen ona bak!” diye yanıt aldım... Niyetin önemli olduğunun, hedef kitlenin de iyi niyeti her zaman anlayacağının altını çiziyordu.
Benzer bir uygulama da Marmara Üniversitesi’nden. Bir dostumuz gerekli ön koşulları yerine getirdikten bir hafta sonra şöyle bir SMS almış: “Lisans üstü eğitiminizde Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsünü tercih ettiğiniz için teşekkür ederiz. Sınavlarınızda başarılar dileriz.” Kim devlet üniversitesinden böyle bir incelik bekler? Vallahi helal olsun!..
‘Fikrimi çaldılar’ tartışmasına son!
Özellikle reklam dünyasında sık sık şu tür tartışmalara tanık oluruz:
- Fikrimizi çaldılar!
- Hayır esinlendik!
- Ne biçim esinlenme? Düpedüz ‘intihal’...
- Kardeşim, ne intihali, bu bir strateji, herkes uygulayabilir.
- Dava edeceğiz! Mahkemeye gideceğiz!
- İstediğin yere git...
Bu durumlar için ben de geçenlerde ‘fikrinin ince bir gül olduğuna inananlar’ için sonradan ‘ağlamamaları’ adına Reklam Verenler Derneği ile Reklamcılar Derneği’nin ortak bir tasdik platformu kurmalarını önermiştim.
Tasdik konusunu çok pratik ve çağdaş bir hale getirmiş olan Tasdix’çilerden reaksiyon gelmesi gecikmedi.
Neymiş Tasdix, websitesinden alalım: Bilgisayar ortamındaki dokümanlarınızın elektronik olarak damgalandığı zamanı ve o tarihten itibaren üzerinde hiçbir değişiklik yapılmadığını gösteren bir sayısal zaman damgası uygulamasıymış. Yasal olarak yetkilendirilmiş elektonik sertifika hizmet sağlayıcısı olan E-Güven'in güvenli altyapısı ve Eczacıbaşı Bilişim'in kullanımı kolay ve ekonomik çözümü ile dokümanlarınızın yaratıldığı tarihi ve üzerinde daha sonra herhangi bir değişiklik yapılmadığını kanıtlayabiliyormuşsunuz...
Çok mu karmaşık geldi? Kolay! Girin şu adrese, http://www.tasdix.com Çaldılar çalmadılar tartışmasını bitirin. Bizi de rahat bırakın (!)...
Farklılık yaratmak ve rekabet avantajı sağlamak adına başvurulan bu çalışma türüne Türkiye’den iki örnek daha verelim. Biri Garanti Emeklilik’ten. Müşterilerine yaş günlerinde doğdukları yıl ve gün yayınlanmış olan gazetenin birinci sayfasının küçültülmüş fotokopisini armağan ediyorlarmış. Tabii ki bilgisayar ortamında otomatiğe bağlanmıştır, ancak önemli değil. Müşterinin kendisini nasıl hissettiği önemli.
Kendisine bu mektuplardan biri gelen bir yakınım, benden Genel Müdür’ün mail adresini istedi. “Neden?” diye sordum. “Teşekkür edeceğim!” cevabını verdi. “Onu sana Genel Müdür yollamıyor ki, bilgisayar yolluyor. Ona teşekkür et!” dedim. “Önemli değil; akıl eden kim sen ona bak!” diye yanıt aldım... Niyetin önemli olduğunun, hedef kitlenin de iyi niyeti her zaman anlayacağının altını çiziyordu.
Benzer bir uygulama da Marmara Üniversitesi’nden. Bir dostumuz gerekli ön koşulları yerine getirdikten bir hafta sonra şöyle bir SMS almış: “Lisans üstü eğitiminizde Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsünü tercih ettiğiniz için teşekkür ederiz. Sınavlarınızda başarılar dileriz.” Kim devlet üniversitesinden böyle bir incelik bekler? Vallahi helal olsun!..
‘Fikrimi çaldılar’ tartışmasına son!
Özellikle reklam dünyasında sık sık şu tür tartışmalara tanık oluruz:
- Fikrimizi çaldılar!
- Hayır esinlendik!
- Ne biçim esinlenme? Düpedüz ‘intihal’...
- Kardeşim, ne intihali, bu bir strateji, herkes uygulayabilir.
- Dava edeceğiz! Mahkemeye gideceğiz!
- İstediğin yere git...
Bu durumlar için ben de geçenlerde ‘fikrinin ince bir gül olduğuna inananlar’ için sonradan ‘ağlamamaları’ adına Reklam Verenler Derneği ile Reklamcılar Derneği’nin ortak bir tasdik platformu kurmalarını önermiştim.
Tasdik konusunu çok pratik ve çağdaş bir hale getirmiş olan Tasdix’çilerden reaksiyon gelmesi gecikmedi.
Neymiş Tasdix, websitesinden alalım: Bilgisayar ortamındaki dokümanlarınızın elektronik olarak damgalandığı zamanı ve o tarihten itibaren üzerinde hiçbir değişiklik yapılmadığını gösteren bir sayısal zaman damgası uygulamasıymış. Yasal olarak yetkilendirilmiş elektonik sertifika hizmet sağlayıcısı olan E-Güven'in güvenli altyapısı ve Eczacıbaşı Bilişim'in kullanımı kolay ve ekonomik çözümü ile dokümanlarınızın yaratıldığı tarihi ve üzerinde daha sonra herhangi bir değişiklik yapılmadığını kanıtlayabiliyormuşsunuz...
Çok mu karmaşık geldi? Kolay! Girin şu adrese, http://www.tasdix.com Çaldılar çalmadılar tartışmasını bitirin. Bizi de rahat bırakın (!)...