Münafıklar devrede
10 Eylül Perşembe 2020 - Yeni Şafak
Bildiğiniz gibi Adalet Bakanı Abdülhamid Gül’ün davetlisi olarak dört günlük resmi ziyaret için Türkiye’ye gelen Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) Başkanı Robert Spano, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından kabul edildi. TBMM Başkanı Mustafa Şentop’u ziyaret eden Spano, Türkiye Adalet Akademisi’nin 24. Dönem Hâkim ve Savcı Adayları Eğitim Açılış Töreni’ne katıldı.
Buraya kadar her şey ‘normal’, öyle değil mi?
AİHM, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) denetim organıdır. 1950 yılında Roma’da kabul edilen AİHS, Türkiye tarafından da aynı yıl imzalamış, 1954’te 6366 sayılı Kanun ile onaylanmıştır. AİHS’in denetim sürecine ilişkin ‘bireysel başvuru hakkı’ 1987’de ve AİHM’nin zorunlu yargı yetkisi ise 1990’da kabul edilmiştir.
Anayasa Mahkemesi’nin, 7 Şubat 2008 tarihli kararıyla, Anayasamızın 90. maddesi çerçevesinde AİHS’in iç hukukumuzun bir parçası hâline geldiği, Sözleşme hükümlerinin nitelikli yasa hükmünde ve AİHM kararlarının bağlayıcı olduğu belirtilmiştir.
Spano’nun davete icabet etmesi, devletin en üst kademesince kabul edilmesi ve de yasama, yargı camiasından üst düzey yetkililerle görüşmesi bu çerçevede ne kadar da ‘normal’, değil mi?
Yok efendim, öyle değilmiş… Bir infial, bir infial… Ne kadar FETÖ’cü, “battık, bittik”çi varsa adama çemkiriyor da duruyor. Alışmışlar Batılı efendilerinin ülkeyi ve hükümeti aşağılamasına… Hele de Kılıçdaroğlu’nun deyişiyle “Can ve mal güvenliği olmayan”, “Hukuk sistemi çökmüş”, “Adaletin çalışmadığı” bu ülkeye AİHM Başkanı gelip hem Cumhurbaşkanını hem de Adalet Bakanını nasıl ziyaret edebilirmiş?!
Üstelik daha önce hiçbir AİHM Başkanı gelmemişmiş… Buna ne oluyormuş? “Gelme” diye mektup yazanlar… “Gelmesin” diye AİHM yargıçlarına e-posta gönderenler… Türkiye’ye geldiği için “Spano onurunu kaybetmiştir” diye İngilizce tweet atanlar… Sarsılanlar… Kınayanlar… İstifa çağrısı yapanlar…
Sosyal medyanın yüzde 63’ünün yalan, geri kalanının da abartı olduğu bu garip dünyada kendileri çalıp kendileri oynayan bir dizi (çoğu da örgütlü) münafık.
AİHM’den Türkiye aleyhine karar çıktığında zil takıp oynuyorlar… O zaman Başkanın itibarı, sonsuz-sınırsız… Türkiye’yi ziyaret edince de üstüne çıkıp tepiniyorlar bu itibarın. Hakaretin bini bir para… Allah ıslah etsin…
“Önce beynini devreye sokacaksın, sonra ağzını”
Başlıktaki ifade, İstanbul Erkek Lisesi’nden Almanca hocamız rahmetli Dr. Kopp’un çok sık kullandığı sözdü…
Ben, İmam Hatip Lisesi mezunu değilim. Ancak, çok sayıda İmam Hatipli eş-dost var. Tanıdık ya da tanımadık İmam Hatip mezunları adına olduğu kadar kendi adıma da son derece rahatsız oldum.
Sebebi, Haber Global kanalında katıldığı bir programda, Erol Mütercimler’in ettiği şu sözler: “İmam Hatip’ten mezun olanlar karşımıza cinsi sapık, sahtekâr, ahlaksız olarak çıkıyor.”
Olay üzerine RTÜK incelemeye giderken Haliç Üniversitesi Rektörlüğü, Erol Mütercimler hakkında soruşturma başlatıldığını bildirdi.
ÖNDER İmam Hatipliler Derneği hukuki süreç başlatacaklarını duyurdu. Türkiye İmam Hatipliler Vakfı Genel Başkanı Abdullah Ecevit Öksüz, “Erol Mütercimler, haddini aşmıştır. Sadece inanç değil, toplumun, vicdanın ve insani değerlerin kabul edemeyeceği sıfatlarla imam hatiplileri yaftalamıştır” açıklamasında bulundu.
Erol Mütercimler’i tanırım. Bugüne kadar kontrolsüz kurduğu tek cümleye rastlamadım. Giyiminden kuşamına, ses tonundan beden diline kadar ‘seçilmiş davranış sergileme’ tekniğinin tüm unsurlarını uygular. Demek ki bu sefer kantarın topuzu kaçmış.
Mütercimler, gelen tepkiler üzerine yaptığı açıklamada, "O cümleden ‘bana hakaret ediliyor’ sonucu çıkar. O yayınlanmış bölümü dinleyip kalbi kırılan, üzülen bütün imam hatip lisesi mezunları ve öğrencilerinden özür diliyorum" ifadelerini kullanmış.
Her ne kadar “Aman dileyene kılıç kalkmasa” da bazen son pişmanlık itibarı korumaya yetmez…
Buraya kadar her şey ‘normal’, öyle değil mi?
AİHM, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) denetim organıdır. 1950 yılında Roma’da kabul edilen AİHS, Türkiye tarafından da aynı yıl imzalamış, 1954’te 6366 sayılı Kanun ile onaylanmıştır. AİHS’in denetim sürecine ilişkin ‘bireysel başvuru hakkı’ 1987’de ve AİHM’nin zorunlu yargı yetkisi ise 1990’da kabul edilmiştir.
Anayasa Mahkemesi’nin, 7 Şubat 2008 tarihli kararıyla, Anayasamızın 90. maddesi çerçevesinde AİHS’in iç hukukumuzun bir parçası hâline geldiği, Sözleşme hükümlerinin nitelikli yasa hükmünde ve AİHM kararlarının bağlayıcı olduğu belirtilmiştir.
Spano’nun davete icabet etmesi, devletin en üst kademesince kabul edilmesi ve de yasama, yargı camiasından üst düzey yetkililerle görüşmesi bu çerçevede ne kadar da ‘normal’, değil mi?
Yok efendim, öyle değilmiş… Bir infial, bir infial… Ne kadar FETÖ’cü, “battık, bittik”çi varsa adama çemkiriyor da duruyor. Alışmışlar Batılı efendilerinin ülkeyi ve hükümeti aşağılamasına… Hele de Kılıçdaroğlu’nun deyişiyle “Can ve mal güvenliği olmayan”, “Hukuk sistemi çökmüş”, “Adaletin çalışmadığı” bu ülkeye AİHM Başkanı gelip hem Cumhurbaşkanını hem de Adalet Bakanını nasıl ziyaret edebilirmiş?!
Üstelik daha önce hiçbir AİHM Başkanı gelmemişmiş… Buna ne oluyormuş? “Gelme” diye mektup yazanlar… “Gelmesin” diye AİHM yargıçlarına e-posta gönderenler… Türkiye’ye geldiği için “Spano onurunu kaybetmiştir” diye İngilizce tweet atanlar… Sarsılanlar… Kınayanlar… İstifa çağrısı yapanlar…
Sosyal medyanın yüzde 63’ünün yalan, geri kalanının da abartı olduğu bu garip dünyada kendileri çalıp kendileri oynayan bir dizi (çoğu da örgütlü) münafık.
AİHM’den Türkiye aleyhine karar çıktığında zil takıp oynuyorlar… O zaman Başkanın itibarı, sonsuz-sınırsız… Türkiye’yi ziyaret edince de üstüne çıkıp tepiniyorlar bu itibarın. Hakaretin bini bir para… Allah ıslah etsin…
“Önce beynini devreye sokacaksın, sonra ağzını”
Başlıktaki ifade, İstanbul Erkek Lisesi’nden Almanca hocamız rahmetli Dr. Kopp’un çok sık kullandığı sözdü…
Ben, İmam Hatip Lisesi mezunu değilim. Ancak, çok sayıda İmam Hatipli eş-dost var. Tanıdık ya da tanımadık İmam Hatip mezunları adına olduğu kadar kendi adıma da son derece rahatsız oldum.
Sebebi, Haber Global kanalında katıldığı bir programda, Erol Mütercimler’in ettiği şu sözler: “İmam Hatip’ten mezun olanlar karşımıza cinsi sapık, sahtekâr, ahlaksız olarak çıkıyor.”
Olay üzerine RTÜK incelemeye giderken Haliç Üniversitesi Rektörlüğü, Erol Mütercimler hakkında soruşturma başlatıldığını bildirdi.
ÖNDER İmam Hatipliler Derneği hukuki süreç başlatacaklarını duyurdu. Türkiye İmam Hatipliler Vakfı Genel Başkanı Abdullah Ecevit Öksüz, “Erol Mütercimler, haddini aşmıştır. Sadece inanç değil, toplumun, vicdanın ve insani değerlerin kabul edemeyeceği sıfatlarla imam hatiplileri yaftalamıştır” açıklamasında bulundu.
Erol Mütercimler’i tanırım. Bugüne kadar kontrolsüz kurduğu tek cümleye rastlamadım. Giyiminden kuşamına, ses tonundan beden diline kadar ‘seçilmiş davranış sergileme’ tekniğinin tüm unsurlarını uygular. Demek ki bu sefer kantarın topuzu kaçmış.
Mütercimler, gelen tepkiler üzerine yaptığı açıklamada, "O cümleden ‘bana hakaret ediliyor’ sonucu çıkar. O yayınlanmış bölümü dinleyip kalbi kırılan, üzülen bütün imam hatip lisesi mezunları ve öğrencilerinden özür diliyorum" ifadelerini kullanmış.
Her ne kadar “Aman dileyene kılıç kalkmasa” da bazen son pişmanlık itibarı korumaya yetmez…