Nasıl PR ama...
10 Şubat 2010 Akşam Gazetesi
Düş ürünü bile olsa çok zekice ve müthiş bir mizah yeteneği yansıması... Bilişim sektörünün kıdemli yöneticilerinden Sevgili Ali Güven hafta sonunu boş geçirmemiş. Yine bana gönderecek bir şeyler bulmuş... Aslında Ekşi Sözlük'te yerini almış... Arama motorlarına yerleşmiş... Bir 'tevatür' olarak dolanıyor etrafta...
İlan mı, haber mi, basın bülteni mi pek belli değil. Ancak metin şöyle:
'Prezervatifin Türkçesi...
T.C. Sağlık Bakanlığı nezdinde, AIDS ile mücadele Dernekleri halkı bilinçlendirmek adına bazı etkinlikler düzenlemiş ve bu kapsamda bir önceki sene halka bedava kondom dağıtmışlardı.
Bu yıl da para ödüllü bir yarışma düzenlemişler.
Yarışmanın sorusu şu:
'Prezervatif'i bilinen adlarının dışında halkın anlayabileceği en açık şekliyle nasıl ifade edebilirsiniz?'
Ödül, Yozgat-Sorgun'dan yazan Cevat Uştu'ya verildi.
Cevap: 'Kuşakabin'...
İsim ve mekan büyük olasılıkla uydurma... Ancak gerçek olsaymış da olurmuş... Ben son yıllarda bu kadar yaratıcı bir ikna kampanyasına ve PR çalışmasına rastlamadım... Keşke devlet bu kadar hoşgörülü ve espriye açık olsa... Kuşakabin kullanımı 10 misli artmazsa ne olayım...
Komili yenilenmiş...
YaptIklarI şey çok yalın. Onun içinde reklamda başarının birinci basamağını hemen atlamışlar. Tabii bir de şu günlerde pek bir 'gündemde' ve hayatımızın tam da içinde olan Issız Adam, Julie & Julia tadında yemek yapma muhabbeti bu kadar 'akım' olmuşken, bu görüntülerin ikna edici olmaması mümkün mü...
TBWA'in Komili reklamları bir harika. Delikanlının, eşi şişeden yağ dökerken 'komili, komili, komili, komili' diye ses çıkarması; ikinci filmde ise bu kez erkeğin kedisi yağı dökerken yaptığı 'kom, kom, kom, kom' şeklindeki 'seslendirme' ve kızın müthiş esprili oyunu olağanüstü...
Yönetmen Eralp Vardar'ı yürekten kutluyorum... O delikanlıyla genç bayan oyuncuyu da... Önümüzdeki günlerde Romantik Komedi türü daha pek çok film çekilecektir... Bu iki gence bu filmlerde ve benzeri dizilerde çok ekmek var...
TBWA işi başarmış... Komili'yi yenilemiş... İşin diğer entegre iletişim modülleri bakalım ne zaman devreye girecek?..
'Aptal yerine' koymayıp ne yapsınlar?..
Bazen böyle olur. Aynı şeylere takılır dururuz. Ancak bir türlü dile getirmek, tespit etmek aklımıza gelmez. Bakın okurlarımızdan Cemalettin Özen ne yazmış bize: 'Sizin medya, reklam, marka konularıyla çok ilgili olduğunuzu bildiğim için bu ayrıntıyı size yazıyorum. Belki siz de yazmış olabilirsiniz.
Televizyonda sık sık 'tanıtıcı reklam' diye bir ibare görüyorum. Markayı veya ürünü tanıtıcı olmayan bir reklam var mı ki, 'tanıtıcı olan' bu reklam başlığı kullanılıyor. Daha sonra 'marka ve ürün reklamları' diye bir başlık koysunlar ve bir de öyle bir reklam kuşağı hazırlasınlar. Kendimi ve toplumu aptal yerine konulmuş hissediyorum. Saygılarımla.'
Cemalettin Bey duygularında hiç de yalnız değil. Ben de kendimi aptal yerine konmuş gibi hissediyorum... Ancak TV kuruluşlarının hiçbir kabahati yok. Onları bu tür 'kötü' yollara iten RTÜK'ten başkası değil... Mevzuat hazretleri öyle kurallarla 'zenginleştiriliyor' ki, bu tür yan yollara sapmaktan başka çare kalmıyor... Ortaya da herkesin bildiği ve bir gözünü kapayarak sürdürdüğü o 'oyunlar' çıkıyor...
Düş ürünü bile olsa çok zekice ve müthiş bir mizah yeteneği yansıması... Bilişim sektörünün kıdemli yöneticilerinden Sevgili Ali Güven hafta sonunu boş geçirmemiş. Yine bana gönderecek bir şeyler bulmuş... Aslında Ekşi Sözlük'te yerini almış... Arama motorlarına yerleşmiş... Bir 'tevatür' olarak dolanıyor etrafta...
İlan mı, haber mi, basın bülteni mi pek belli değil. Ancak metin şöyle:
'Prezervatifin Türkçesi...
T.C. Sağlık Bakanlığı nezdinde, AIDS ile mücadele Dernekleri halkı bilinçlendirmek adına bazı etkinlikler düzenlemiş ve bu kapsamda bir önceki sene halka bedava kondom dağıtmışlardı.
Bu yıl da para ödüllü bir yarışma düzenlemişler.
Yarışmanın sorusu şu:
'Prezervatif'i bilinen adlarının dışında halkın anlayabileceği en açık şekliyle nasıl ifade edebilirsiniz?'
Ödül, Yozgat-Sorgun'dan yazan Cevat Uştu'ya verildi.
Cevap: 'Kuşakabin'...
İsim ve mekan büyük olasılıkla uydurma... Ancak gerçek olsaymış da olurmuş... Ben son yıllarda bu kadar yaratıcı bir ikna kampanyasına ve PR çalışmasına rastlamadım... Keşke devlet bu kadar hoşgörülü ve espriye açık olsa... Kuşakabin kullanımı 10 misli artmazsa ne olayım...
Komili yenilenmiş...
YaptIklarI şey çok yalın. Onun içinde reklamda başarının birinci basamağını hemen atlamışlar. Tabii bir de şu günlerde pek bir 'gündemde' ve hayatımızın tam da içinde olan Issız Adam, Julie & Julia tadında yemek yapma muhabbeti bu kadar 'akım' olmuşken, bu görüntülerin ikna edici olmaması mümkün mü...
TBWA'in Komili reklamları bir harika. Delikanlının, eşi şişeden yağ dökerken 'komili, komili, komili, komili' diye ses çıkarması; ikinci filmde ise bu kez erkeğin kedisi yağı dökerken yaptığı 'kom, kom, kom, kom' şeklindeki 'seslendirme' ve kızın müthiş esprili oyunu olağanüstü...
Yönetmen Eralp Vardar'ı yürekten kutluyorum... O delikanlıyla genç bayan oyuncuyu da... Önümüzdeki günlerde Romantik Komedi türü daha pek çok film çekilecektir... Bu iki gence bu filmlerde ve benzeri dizilerde çok ekmek var...
TBWA işi başarmış... Komili'yi yenilemiş... İşin diğer entegre iletişim modülleri bakalım ne zaman devreye girecek?..
'Aptal yerine' koymayıp ne yapsınlar?..
Bazen böyle olur. Aynı şeylere takılır dururuz. Ancak bir türlü dile getirmek, tespit etmek aklımıza gelmez. Bakın okurlarımızdan Cemalettin Özen ne yazmış bize: 'Sizin medya, reklam, marka konularıyla çok ilgili olduğunuzu bildiğim için bu ayrıntıyı size yazıyorum. Belki siz de yazmış olabilirsiniz.
Televizyonda sık sık 'tanıtıcı reklam' diye bir ibare görüyorum. Markayı veya ürünü tanıtıcı olmayan bir reklam var mı ki, 'tanıtıcı olan' bu reklam başlığı kullanılıyor. Daha sonra 'marka ve ürün reklamları' diye bir başlık koysunlar ve bir de öyle bir reklam kuşağı hazırlasınlar. Kendimi ve toplumu aptal yerine konulmuş hissediyorum. Saygılarımla.'
Cemalettin Bey duygularında hiç de yalnız değil. Ben de kendimi aptal yerine konmuş gibi hissediyorum... Ancak TV kuruluşlarının hiçbir kabahati yok. Onları bu tür 'kötü' yollara iten RTÜK'ten başkası değil... Mevzuat hazretleri öyle kurallarla 'zenginleştiriliyor' ki, bu tür yan yollara sapmaktan başka çare kalmıyor... Ortaya da herkesin bildiği ve bir gözünü kapayarak sürdürdüğü o 'oyunlar' çıkıyor...